Uyuşturucu, Sigara ve Alkolle Mücadele Derneği (USAM) Başkanı Ayşe Gökyiğit, “26 Haziran Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü” nedeniyle yayınladığı mesajda, uyuşturucu kullanma yaşının 14’lere kadar düştüğünü belirterek uyuşturucuyla mücadelenin devlet politikası haline gelmesini istedi.

Mesajında, Dernek olarak yaptıkları araştırmalar sonucu ülkede en fazla kullanılan uyuşturucu maddenin yüzde 61 oranıyla sentetik cannabinoid olduğunu kaydeden Gökyiğit, Merkezi Cezaevi’nde bulunan suçluların üçte birinin uyuşturucu ile ilgili suçlardan hüküm giydiğini bildirdi.

USAM Başkanı Gökyiğit, uyuşturucuyla mücadelede arz ve talebin azaltılmasının, önleme, tedavi ve rehabilitasyon faaliyetlerinin önemli olduğunu vurgulayarak, “uyuşturucu kontrol ve takip merkezi” oluşturulmasını talep etti.

Uyuşturucu bağımlılığının, oldukça karmaşık ve çok boyutlu bir sorun olduğunu; mücadele, yargı ve güvenlik boyutlarının yanı sıra, sosyal, kültürel ve iktisadi boyutlarının da bulunduğunu ifade eden Gökyiğit, kullanım ve bağımlılığın toplumsal bir sorun olduğunu, sosyal ve ekonomik bağlamda bütün insanlığı tehdit ettiğini vurguladı.

“ÜLKEMİZ NARKOTİK TİCARETİNDE TRANSİT KULLANILIYOR”

Uyuşturucu ticaretinden büyük maddi imkanlar sağlayan ve bunun devamlılığı için organize hale gelen suç örgütleriyle mücadele etmek zorunda kalan birçok ülke bulunmakta ve maalesef ülkemiz de, narkotik ticaretinde transit olarak kullanıldığından, madde geçerken ülkede de bırakılarak iç piyasaya sunulmaktadır. Dolayısıyla, bu büyük sorunun ortadan kaldırılabilmesi için devletlerin azim ve iradesi şart olup, bu bağlamda uyuşturucu ile mücadelede hem arzın hem de talebin durdurulması gerekmektedir.”

“UYUŞTURUCU HER GÜN 500 KİŞİNİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLUYOR”

BM’nin 2012 raporuna göre uyuşturucunun, her gün dünyada en az 500 kişinin ölümüne neden olduğunu belirten Gökyiğit, son zamanlarda hızla yayılan yeni sentetik uyuşturucuların büyük sorunlar yarattığına ve daha ağır bağımlılıklara neden olduğuna dikkat çekti.

Bu noktada gençleri bilinçlendirmenin önemine vurgu yapan Gökyiğit, “Evde, okulda, sivil toplumda yapılan eğitimlerin yanı sıra televizyon ve diğer kitle iletişim araçlarının kullanılması da mücadelede etkin bir rol oynamaktadır” dedi

“KKTC’DE UYUŞTURUCU KULLANIM YAŞI 14’LERE KADAR DÜŞTÜ”

Dernek olarak yaptıkları araştırmalar sonucu ülkede en fazla kullanılan uyuşturucu maddenin yüzde 61 oranıyla sentetik cannabinoid olduğunun ve kullanım yaşının 14’lere düştüğünün tespit edildiğine değinen Gökyiğit, Merkezi Cezaevi’ndeki suçluların üçte birinin de uyuşturucuyla ilgili suçlardan hüküm giydiğini söyledi.

Gökyiğit, “Ağır Ceza Mahkemeleri’nin gündemini yine en çok uyuşturucu davaları meşgul etmekte ve her geçen yıl artmaktadır. Tüm bu veriler maalesef olayın ciddiyetini bariz bir şekilde ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.

Uyuşturucuyla mücadelenin bir bütün halinde bilimsel temeller üzerinde ve stratejik bir planlamayla yürütülmesi gerektiğini belirten Gökyiğit, şöyle devam etti:

ÖNLEME, TEDAVİ, REHABİLİTASYON

“Öncelikle arz ve talebin azaltılması ve bu bağlamda önleme, tedavi ve rehabilitasyon faaliyetleri önem kazanmaktadır.
Gençlerin madde kullanmaya başlamasını önlemede, ailelerin çocukları ile olan ilişkilerinin kalitesi önemli bir yer tuttuğundan çocukları ile kuvvetli sevgi ilişkisi olan, doğru ve yanlışları öğreten, davranışları için uygulanabilir kurallar koyan ve çocuklarını gerçekten dinleyen ebeveynler, çocuklarını iyi bir aile ortamında yetiştirerek, onların kötü alışkanlıklardan uzak durmasını sağlarlar. Kısaca, çocuklarımızı kendilerine güvenen bireyler olarak yetiştirmek ve boş zamanlarını kaliteli bir şekilde değerlendirmesine yardımcı olmak, bireysel olarak yapılabilecek en önemli mücadeledir.”

Uyuşturucu ile mücadelede, işbirliğinin önemine değinen Gökyiğit, kamusal, sivil, ulusal ve uluslararası pek çok paydaşın uyum ve eşgüdüm içinde sürekli ve yoğun çalışması gerektiğini anlattı.

Kamunun düzenleyici ve lider rolünü üstlenmek zorunda olduğunu kaydeden Gökyiğit, alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı:
“Bu nedenle ülkemizde de artık, maddeye ulaşılabilirliği azaltmak, polisiye tedbirler yanında gümrük denetimlerini artırmak, etkin önleme programları sağlamak, madde kullanımı ve sorunları hakkında farkındalığı artırmak, bağımlılık tedavisi için alt yapı, uzman personel, eğitim ve hizmet açısından donanımlı merkezler oluşturmak, tedavi sonrası bağımlıların topluma kazandırılması için rehabilitasyon hizmetleri geliştirmek, yasaları günceleştirmek gibi atılması gereken bir çok adımın yanında, bütün bunların en uygun şekilde yapılmasını mümkün kılmak için ilgili tüm paydaşlardan oluşacak ve yapılan çalışmaları koordine edecek bir yapı (Uyuşturucu Kontrol ve Takip Merkezi) oluşturulması şart olup, uyuşturucu ile mücadelede sürdürülebilirliği sağlama açısından, devlet politikası haline getirilmelidir.”

(tak)