1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. ‘UTANÇ VERİCİ ORAN’
‘UTANÇ VERİCİ ORAN’

‘UTANÇ VERİCİ ORAN’

Bu kez ÖZEL DOSYAMIZI ‘Özel Sektörde Sendikalaşma’ başlığı ile açtık, ilk konuğumuz, özel sektörde sendikalaşma denince ilk akla gelen DEV-İŞ’in Başkan Vekili Hasan Felek oldu

A+A-

Yaklaşık 20 bin işyeri bulunan ülkemizde sadece 7 işyerindeki özel sektör çalışanları sendikalı ve toplu iş sözleşmeli… Özel sektörde sendikalaşma oranımız sadece % 0.5… Dev-İş Genel Başkan Vekili Hasan Felek, özel sektörde örgütlenmedeki başarısızlığın nedenlerini anlattı, çözüm önerileri sundu, “Özel sektörde en azından geçici bir süre sendikalaşma zorunluluğu getirilmeli” vurgusunu yaptı.

• “Sınıf mücadelesinin bastırılması ve yok edilmesi ; ülkede gerçek sendikacılığın kök salmaması için gerek işveren gerekse hükümetler her zaman için acımasız davrandı”
• “Anayasa ve yasalar sendikalaşmayı bir hak olarak ortaya koymakla birlikte sendikalaşma sürecinde işten atılan çalışanların hukuk, mahkemeler veya bakanlık aracılığı ile sonuç almaması ve yargı sürecinin yavaş çalışması sendikalaşmanın önündeki en büyük engellerden biridir.”
• “Özel sektörde sendikalaşma zorunluluğu getirilmelidir. En azından belirli bir süre dahilinde sektörlerin belirlenmesi ve sektörel bazda toplu iş sözleşmelerinin gündeme gelmesiyle özel sektörde sağlıklı bir yapıda sendikal gelişmenin önü açılacaktır.”
• “Son 5 yılda 2 iş yerinde örgütlenme çalışmalarından dolayı tehdit, baskı gördük, işçilere işten atılma korkusu verildi, sendikalaşma engellendi.”

Fayka Arseven KİŞİ

Yaklaşık 20 bin işyeri bulunan ülkemizde sadece 7 işyerindeki özel sektör çalışanları sendikalı ve toplu iş sözleşmesi ile çalışıyor.

Çalışanlar güvencesiz, geleceği belirsiz, her gün iş kazalarına maruz kalarak ve iş verenin iki dudağı arasında yaşama mücadelesi verirken, özel sektör çalışanlarını koruyan hiçbir yasal önlem ve düzenleme neredeyse yok.
Özel sektörde sendikalaşma için 40 yılı aşkındır önemli mücadelelerde bulunan Dev-İş, bugüne kadar birçok yerde işçileri örgütlese de baskı ve tehditler sonucu bugün 10’u bulmayan iş yerinde ancak örgütlenebilmiş.
Dev-İş Genel Başkan Vekili Hasan Felek, “Anayasa ve yasarda sendikalaşmanın bir hak olduğu var ama bunun altını dolduracak hiçbir şey yok” diyerek, “Sorun rejim sorunudur” dedi.

Felek, “Sınıf mücadelesinin bastırılması ve yok edilmesi için, bu ülkede gerçek sendikacılığın kök salmaması için, gerek işveren gerekse hükümetler bu konuda her zaman için acımasız davrandılar” vurgusunda bulundu.

• YENiDÜZEN: Ülkemizdeki özel sektörde sendikalaşma oranı nedir? Neden sendikalaşma olamıyor?
• Hasan FELEK:
Ülkemizde özel sektörde sendikalaşma yüzde 0.5 civarındadır. Özel sektörde  sendikalaşma oranın düşük olmasının başlıca nedenlerini ise şöyle sıralayabiliriz;

1- Bugüne kadar sendikalaşma teşebbüsünde bulunan özel sektördeki işyerlerinde sendikalaşıp da işten durdurulan insanların iş güvencesinin olmaması.
2- Özel sektörde çalışan yoğun işgücünün büyük kısmı çalışma izniyle çalışmaktadır. Sendikalaştıkları anda çalışma izinleri iptal edilip, ülkelerine gönderileceklerdir.
3- İşverenlerin ülkemizdeki sendikalara olan tahammülsüzlüğü ve ön yargıları.
4- 1974’ten sonra kurulan Kıbrıs’ın kuzeyindeki düzende, ekonomik ilişkilerin, ganimet anlayışı üzerine kurulması ve iş insanlarının kısa sürede büyük karlar ederek, vur-kaç anlayışının getirdiği sonuçtur.
5- Ülkemizdeki demokrasi sorunu sendikalaşma ile yakından ilgilidir. Vesayet demokrasilerinde ve ülkemizin bölünmüşlük durumundan kaynaklanan nedenlerden dolayı sendikalaşma söylendiği kadar kolay değildir.
6- Hukuk sistemimizin bu konuda yetersiz olması da önemli bir sorun. Açacak olursak Anayasa ve yasalar sendikalaşmayı bir hak olarak ortaya konmakla birlikte sendikalaşma sürecinde işten atılan çalışanların hukuk, mahkemeler, veya bakanlık aracılığı ile sonuç almaması ve yargı sürecinin yavaş çalışması sendikalaşmanın önündeki en büyük engellerden biridir.

• YENiDÜZEN: Neler yapılarak özel sektördeki sendikalaşmanın önü açılabilir?
• Hasan FELEK:
Bize göre biran önce iş mahkemeleri kurulup, iş uyuşmazlıkları ya da sendikalaşma durumunda işten atılan insanların işe dönüş karalarının verilebileceği yapı oluşmalıdır. Bunun yanında iş güvencesi yasası yani özel sektör çalışanlarını işverenin iki dudağı arasından kurtaracak bir iş güvencesi yasası olmalıdır.

Özel sektördeki sendikalaşma sisteminin hayata geçmesi için zorunlu sendikalaşma getirilmelidir. En azından belirli bir süre için bu yapılmalıdır.  Bundan da kastettiğimiz şudur;  nasıl ki bir doktor meslek odasına kayıtlı meslek hayatını yürütebilir, nasıl ki bir avukat barodan kayıtsız mesleğini yürütemez, nasıl ki oda veya birlik zorunluluğu varsa işçiler için de sendikalaşma zorunluluğu getirilebilir. Bu konuda sendikalar arasında farklı görüşler vardır. Ama ülkedeki sendikalaşmanın önünün açılması için bunun büyük faydası olacağına inanmaktayım. Çalışma yaşamı sektörlere ayrılmalı ve sektörel bazda ücret belirlenmelidir.

Bunlar şöyle olabilir; inşaat yapı ve yol işleri, sanayi-endüstri işleri, turizm sektörü, tarım ve hayvancılık, market, kozmetik ve benzeri işler ile banka, büro, mağazacılık işleri.

Ülkenin koşullarına göre sektörlerin sayısı ve eksiklikleri ortaya konularak daha da bunu tartışabiliriz. Bu sektörler oluştuktan sonra bu sektörlerde ücretler belirlenmeli, çalışanlar vasıflandırılmalıdır. Yani düz işçilik yapan, herhangi bir sektördeki işçi ile yarı kalifiye işçi ücreti, kalifiye işçi ücreti, üniversite öğrenimi ve master gerektiren işler için ödenecek ücretler de sektörel bazda farklı olmalıdır. Bu sektörlerin belirlenmesi ve sektörel bazda toplu iş sözleşmelerinin gündeme gelmesiyle özel sektörde sağlıklı bir yapıda sendikal gelişmenin önü açılacaktır.

Ayrıca bu uygulama ile asgari ücretin her yıl kısır döngü içerisinde tartışılması ve hiçbir tarafın memnun olmayacağı bir sonuca ulaşmanın da önü kapanmış olacaktır. Sektörel bazda toplu iş sözleşmesi sendikalaşmanın ana mihenk taşı olmalıdır. Bugün dünya örneklerine baktığımızda da Avrupa’nin birçok ülkesinde Almanya, Belçika, Fransa ve en yakınımızda Güney Kıbrıs’ta da özel sektördeki sendikalaşma sektörel düzeyde yapılan toplu iş sözleşmeleri ile sağlanmaktadır.

-------------------------------------------------------------------------------

‘Güneyde sendikalaşma oranı çok yüksek’

• YENiDÜZEN: Güneyde özel sektörde sendikalaşma oranı nedir?
• Hasan FELEK
: Güneyde özel sektörde sendikalaşma yüzde 80-90 civarındadır.  1920’lerden gelen sendikalarda, örgütlenme kültürü, sınıf kavgası vardır. Tüm sektörlerde sendikalar işverenlerle bir araya gelip, sektörel bazda toplu iş sözleşmesini imzalamaktadır. Örnek verecek olursak inşaat işçileri sendikası, yapı ve inşaat müteahhitleri ile oturup bu sektörde çalışan işçilerin maaşlarını ve sosyal haklarını ve yasalardan doğan diğer sosyal güvenlik yatırımlarını birlikte tespit edip, toplu iş sözleşmesi imzalıyor. Toplu iş sözleşmesindeki maddelerin uygulanması için de sendikalar uğraş veriyor. Bu olmadığı takdirde de yasal açıdan hem ağır para cezaları hem de hukuksal hem de meslekten men etme, iş yerini kapatmaya kadar birçok cezalar uygulanıyor.

• YENiDÜZEN: Bizdeki durum sadece Anayasa ve yasalardaki maddeler mi uygulamada ceza yok mu?
• Hasan FELEK:
Bizde sendikalaşma hakkı var ama nasıl kullanılacağı konusunda detay yok. Özel sektörde değil, belediye veya KİT’lerde bile sözleşmeye uyulmadığı takdirde bile yaptırım yok. Sadece bakanlığa başvuruluyor.

--------------------------------------------------------------------

“Tehdit, baskı gördük”
 

• YENiDÜZEN: Sendikalar özel sektörde sendikalaşmaya ne kadar sahip çıkıyor?
• Hasan FELEK:
Diğer sendikalar adına konuşmak istemiyorum. Ancak Dev-İş kurulduğu 1977’dan beri özel sektörde örgütlenme mücadelesi veren işçi federasyonudur. Bugün Dev-İş’in tarihine baktığımızda onlarca sendikalaşma çalışmasını ortaya koyduğunu mücadele ettiğini görmekteyiz. Son 5 yılda 2 iş yerinde örgütlenme çalışmalarından dolayı tehdit, baskı gördük, işçilere işten atılma korkusu verildi, sendikalaşma engellendi.
Örnek verecek olursak, özel bir üniversitenin idari personelinin sendikamıza örgütlenip, toplu sözleşme talebinde bulunmamızdan dolayı o iş yerindeki sendika temsilcilerimiz ve sendikaya üye olan tüm çalışanlar işlerinden atıldı. Bu çalışanların çoğu da çalışma izinli olduğu için çalışma izinleri iptal edildi. Ancak sendikalaşma hakkını engelleyen işverene karşı da herhangi bir yaptırım uygulanmadı. Biz 40 yıllık sürede yaşadığımız pratik deneyimlerden de yola çıkarak en başta ortaya koyduğumuz görüşleri ve yöntemleri önerileri ortaya koyduk.

• YENiDÜZEN: Sendikalaşma alanında bir çaba var ama gerekli devlet ve hükümet desteği yok mu?
• Hasan FELEK:
Gelmiş geçmiş hükümetler döneminde sendikalaşmanın önünün açılması sendikalaşmayı engelleyen işverenlere karşı herhangi bir yaptırım yapıldığını ben bugüne kadar görmedim. Bize göre konu sınıfsaldır. Sınıf mücadelesinin bastırılması ve yok edilmesi için bu ülkede gerçek sendikacılığın kök salmaması için gerek işveren gerekse hükümetler bu konuda her zaman için acımasız davrandılar.

• YENiDÜZEN: Bu dönemde özel sektörde sendikalaşma için adım atılması yönünde ümidiniz var mı?
• Hasan FELEK:
Çalışma Bakanlığı bir takım girişimlerde bulunmaya çalışıyor. İş Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Kurulu’nun oluşacağı açıklandı. Yani çalışma yaşamındaki şikayetler bu kuruma aktarılarak 45 gün süre içerisinde çözüleceği söylendi. Herhangi bir iş ihtilafı veya uyuşmazlığını oraya taşıyacaksınız ve 45 gün içinde size sonuç bildirecek. Bu noktada peki 45 gün içinde kurulun alacağı karar ne kadar bağlayıcı olacak? Bu konuda endişelerimiz var.

Yine Çalışma Bakanlığı’nın ortaya koyduğu görüş var. O da sendikalı olan işyerlerine teşvik verilmesi. Ama ne şekil teşvik verileceği konusunda pek bir ayrıntı yok. Biz inanıyoruz ki sendikalaşmanın önü işverenlere teşvik vermekle değil, ülkede varolan yasal mevzuatın işçiler ve çalışanlarla yapılacak düzenlemeler ile açılacaktır. Şuan yapılan çalışmalarda sendikalaşma konusunda daha hassas bir tavır var. Ama bu konu sadece bakanın iyi niyeti veya hassasiyeti ile değildir. Bu konu rejim sorunudur.

• YENiDÜZEN: Son zamanlarda ardı ardına yaşanan iş kazaları hakkında neler söylemek istersiniz?
• Hasan FELEK:
Çalışma yaşamında çok ciddi sorun olan iş cinayetleri ve kazalarının sendikalaşmanın önün açılmasıyla minimum düzeye ineceğine inanmaktayız. Şuan ki vahşi sistemde her yıl 200 civarında iş kazası olmakta, 7-8 işçiyi kaybetmekteyiz. Bu da ülkemiz iş nüfusuna göre standartların çok üstünde bir rakamdır. İşçilerimizin ölmemesi, sakat kalmaması geride kalanların acı çekmemesi için özel sektörde sendikalaşmanın önünün açılmasıyla büyük oranda iş kazaları ve cinayetlerinin önleneceğini savunmaktayız.

----------------------------------------------------------------

Sadece 7 iş yeri örgütlü!..

Özel sektörde sendikalaşmanın çok zor olduğunu ifade eden Hasan Felek, ülkemizde yaklaşık 20 bin iş yerinden sadece 7 iş yerinde sendikalaşmanın sağlandığını ve çalışanların toplu iş güvencesi ile çalıştığını söyledi.
Felek, sendikalı olan iş yerlerini de şöyle sıraladı; YENiDÜZEN Gazetesi, Kanal Sim, Dört Renk Matbaacılık, Boğaz Endüstri Madencilik, Kıbrıs Türk Petrolleri,  Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı ve Istavragono Market…

---------------------------------------------------------------

‘Bankalar battı, çalışanlara sahip çıktık’

“1999-2000 yılında bankalar krizi oldu. Bankalar battı, dışarıda binlerce mudi… ama bir yandan da yüzlerce çalışan işsiz. Bunların hiçbiri de sendikalı değil, güvencesiz. Bir taraftan mudiler eylem yaparken, diğer taraftan biz çalışanların haklarını almak için eylemdeydik. Bizde sendikalı değillerdi ama onlar için mücadele etmiştik.”

-------------------------------------------------------------------

‘Yüzlerce işçi çıkarıldı’

“Bir konfeksiyon şirketinde örgütlenmeye çalıştık. Yüzlerce çalışanı vardı. İşveren tehdit savurmaya başladı. ‘Senin çocuğunu vururum’, ‘sana bilmem ne yaparım’ diyerek. Biz tabi iş yerinde eylem yapmaya hazırlandık ki işverenin silahlı korumaları bizi karşıladı. Biz mücadelemizi verdik. Ama işveren bütün işçileri işten çıkardı. Başka işçi aldı. Hiç kimsede o işverene bir yaptırım uygulamadı. Anayasa ve yasalarda sendikalaşma hakkı var ama pratikte görüyorsunuz ki bu pek de kolay olmuyor.”

Bu haber toplam 2859 defa okunmuştur