1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Uçkan: “Risk ilkokul seviyesine kadar indi”
Uçkan: “Risk ilkokul seviyesine kadar indi”

Uçkan: “Risk ilkokul seviyesine kadar indi”

Uçkan: “Risk ilkokul seviyesine kadar indi”

A+A-

Kullanımı giderek artan bir baş belâsı… Uyuşturucu…

“Bu karmaşık sürece, aile ilişkilerinin kopuk oluşu, anne, baba, kardeş ve diğer aile üyelerinin alkol, sigara kullanmaları, kişisel yatkınlık, psikiyatrik bozuklukların varlığı, genetik ve çevresel etkenlerin de bir veya birkaçının eklenmesi kullanım riskini arttıracaktır.”

“Ergenlik döneminde madde kullanımı bağımlılık düzeyinde değildir. Kötüye kullanım düzeyindedir. Bağımlılık geliştikten sonra tedavisi oldukça zor ve maddi olarak yıpratıcı olan bir hastalıktır.”

Serkan SOYALAN

Madde bağımlılığı ülkemizin kanayan yarası haline geldi. Bizler de bu röportajımızda Psikolog İpek Uçkan ile madde bağımlılığı vakalarının toplumumuz üzerinde yarattığı etkileri konuştuk.

Ülkemizde madde bağımlılığı ile ilgili veriler ciddi riskleri barındıran boyutlara ulaşmıştır. Bu bağımlılığın artmasının nedenleri nelerdir?

Madde bağımlılığının artmasının birçok nedeni vardır. Ülkemizde yapılan yaygınlık çalışmalarında kullanım oranının özellikle ilkokul seviyelerine indiğini ortaokul ve liselerde kullanım oranının artmasındaki çarpıcı sonuçları görmekteyiz. Ergenlik döneminde, bu artışın nedenlerine bakacak olursak; ergenler, içinde bulundukları dönemin özelliklerinden biri olan merak nedeni ile madde kullanmaya başlamaktadırlar. Bulundukları arkadaş grubu madde kullanıyor ise genellikle akranlar arasında yapılan ısrara, arkadaş grubu dışında kalmamak adına dayanamamakta ve ilk denemeler başlamaktadır. Öte yandan uyuşturucu maddeler çok güçlü acı yok edici etkiye sahiptirler. Özellikle kaygı, depresyon gibi sorunları olan kişiler bir kez denedikten sonra rahatlatıcı etkisinden dolayı bu maddeleri bir araç olarak kullanabilmektedirler. Ada ülkesi olmamızın ve bu maddelerin ülkemize girişinin önüne geçemememizin yanında ebeveynlere ve öğretmenlere bu konuda büyük sorumluluk düşmektedir. Ergen ruhsallığının önemli bir yapı taşı haz arayışıdır. Özellikle ergenlik döneminde, hiç bir kural koymamak onu karşı koyma hazzından yoksun bırakmaktadır. Öte yandan risk davranışı bir sınır arama çabasıdır. Ergen, bir yandan, bedeninin kendisine sağladığı yeni olanakların sınırlarını öte yandan da toplumsal sınırlarını arar. Bu arayış, onun yeni toplumsal ilişkilerini belirlemesinde vazgeçilmez bir ögedir. Yani kurallar ve sınır gerekli dozda hayati önem taşımaktadır. Bu karmaşık sürece, aile ilişkilerinin kopuk oluşu, anne, baba, kardeş ve diğer aile üyelerinin alkol, sigara kullanmaları, kişisel yatkınlık, psikiyatrik bozuklukların varlığı, genetik ve çevresel etkenlerin de bir veya birkaçının eklenmesi kullanım riskini arttıracaktır. Yani madde kötüye kullanımını, çocuk veya gencin hayatındaki ilişkisel yoksunluğun boşluğunu kapatma çabası olarak değerlendirilebiliriz.

NE GİBİ ÖNLEMLER!

Peki önlemi nasıl alınabilir? Bu konuda bireylere ve hükümete düşen görevler nelerdir?

Bu konunun, birçok açıdan ele alınması gerekmektedir. Madde bağımlıları ülkemizin ikinci büyük hastanesi olan Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi olmaktadırlar. Ancak bu kişiler, genel psikiyatri servisinde kalmak istememekte ve burada yatarak tedavi olmaktansa tedavi olmamayı tercih etmektedirler. KKTC'de ne yazık ki bağımlı hastaların tedavisine yönelik özel veya devlete ait yataklı tedavi merkezi bulunmamaktadır. Bir psikolog olarak özellikle acil olarak Alkol-Madde Tedavi Merkezi'nin (AMATEM) kurulması ve madde bağımlılarının ayrı bir merkezde tedavi olması gerektiğini vurgulamak istiyorum. Bunun yanında dünya genelinde uyuşturucu ile mücadele amacı ile çeşitli önleme programları her geçen gün güncellenmektedir. Ancak KKTC'de ne yazık ki halen böyle bir programın uygulanması söz konusu değildir. Özellikle ergenlik döneminde çok yüksek oranda kullanımın olması, hatta son günlerde hepimizi derinden etkileyen ölüm haberlerini almamız hızlı bir şekilde önleme programlarının uygulanmasının aciliyetini göstermektedir. Rehabilitasyon merkezi ve rehabilitasyon programlarının uygulanması, okullarda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından programlı şekilde yürütülen (ilkokul, ortaokul ve liselerde) önleme programları ile uyuşturucu karşıtı bir değer oluşturulması gerekmektedir. Tüm bunların yanında da özellikle gençlerin yasa dışı maddeleri kullanmamaları için sanatsal, kültürel, sportif etkinliklere katılmaları teşvik edilmeli ve bu alanlarda merkezlerin arttırılması gerektiğini düşünmekteyim. Tabii ki denetlemelerin arttırılması da gerekmektedir.

“DÜRÜST OLUN”

Madde bağımlılığının yaşının aşağılara düşmesi konusunda nasıl önlem alınabilir? Ailelerin dikkat etmesi gereken hususlar nelerdir?

Çocuklara erken dönemde, sevgi ve güven duygusu vermek çok önemlidir. Çocukları korumanın bir diğer yolu da kendine değer vermesini, kendini ifade edebilmesini sağlamanızdır. Ülkemizin, sorumluluk sahibi, bağımsız, kendini ifade edebilen çocuklara ihtiyacı vardır. Ailelerin evde ve öğretmenlerin teneffüs saatlerinde okul içerisinde, sigara alkol gibi özendirici maddeleri kullanmalarını kesmeleri gerekmektedir. Çocuk ve gençler model arayışı içinde olduklarından yetişkinlere büyük sorumluluk düşmektedir. Erken psikiyatrik değerlendirmeden kaçınmamaları, ceza ve tehdit yöntemlerinin yerine daha sevecen, esnek kuralların olduğu disiplin yöntemleri kullanmaları gerekmektedir. Çocuk ve gençlerin, kural ve sınıra ihtiyacı vardır. Her istediklerini yapmaları doğru değildir. Aileler kendilerini aşan taleplere cevap vermemeli ve bunu çocuklarından gizleyip, kendilerini zor duruma sokup, yapmaya çalışmamalıdırlar. Dürüstçe ve çocuğun gerçek anlamda ihtiyacı olan şeyi gerektiği ölçüde sağlamaları yeterlidir.

Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu çatısı altında düzenlenen '1. Uyuşturucu ile Mücadele Kamu Spotu Film Yarışması'nın jürisinde de bulunuyorsunuz. Bu yarışma hakkında neler söyleyebilirsiniz?
    
Bu organizasyonda, Kıbrıs Türk Psikologlar Derneği'ni temsilen yer almaktayım. Dernek Başkanımız ve donanımlı, çok değerli diğer dernek üyelerimiz bu konuda emek harcamakta, gereken durumlarda psikolojik destek, uzman görüşü ve eğitim programlarının hazırlanması gibi birçok alanda gönülden çalışmaktadırlar.  1. Uyuşturucu ile Mücadele Kamu Spotu Film Yarışması'nın bu konuda büyük oranda farkındalık ve duyarlılık kazandıracağına inanmakta ve bu gibi projelerin arttırılması gerektiğini düşünmekteyiz.

‘DUR DEME ZAMANI’

Okuyucularımıza son olarak neler söylemek istersiniz?

Ben, bu konuya ilk kez değinen kişi değilim. Ancak ses getirmesi ve projelerin hızlandırılması adına tekrardan hükümet yetkililerine seslenerek, AMATEM'in kurulmasının hiç bir şart altında ertelenmeden hızlandırılması gerektiğini tekrardan vurgulamak istiyorum. Ergenlik döneminde madde kullanımı bağımlılık düzeyinde değildir. Kötüye kullanım düzeyindedir. Bağımlılık geliştikten sonra tedavisi oldukça zor ve maddi olarak yıpratıcı olan bir hastalıktır. Uyuşturucuya karşı özendirici davranışlardan kaçınmak gerekir. Uygulanacak sürekli önleme programları ile çocuk ve gençlerde özellikle hayır diyebilme becerilerinin, problem çözme becerilerinin, kendilerine karşı güven, duygularını ifade edebilme, öz saygılarının gelişmesi ve maddeler hakkında doğru bilgi üzerinde durulacaktır. Bir an önce bu önlemlerin alınması ile bağımlılıktaki artışı büyük oranda engellemiş olacağız. Ve son olarak, '1. Uyuşturucu ile Mücadele Kamu Spotu Film Yarışması'nın da sloganı olan, 'Dur Deme Zamanı’ diyerek dernek adına, benimle bu röportajı yaptığınız için teşekkür ederim.

Bu haber toplam 1663 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 239. Sayısı

Adres Kıbrıs 239. Sayısı