1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. ‘Türkiye’den finansal katkı azaldı’
‘Türkiye’den  finansal  katkı azaldı’

‘Türkiye’den finansal katkı azaldı’

Dünya Bankası Kıbrıs Türk ekonomisine ilişkin rapor hazırladı, çarpıcı tespitler ortaya koydu

A+A-

 

Dünya Bankası Raporu, Kıbrıs Türk ekonomisinin 2001 krizinden bu yana en büyük sorunla karşı karşıya olduğu ve ‘artık yüksek gelirli ekonomi’ sınıfından çıktığını tespit etti.

 

  • Dünya Bankası raporuna göre Kıbrıs Türk ekonomisi 2001’den bu yana en büyük şoku 2018 yılında yaşadı.
  •  Raporda 2018 Türk Lirası krizinin esas etkilerinin 2019’da görüleceğine de dikkat çekilerek, Türkiye’deki durumun kötüye gitmesi halinde Kıbrıs Türk ekonomisinde ‘felaket’ yaşanabileceği uyarısı da yapıldı.
  •  Rapor, Türkiye’den yapılan finansal katkıların azaldığını, bunun da Kıbrıs Türk ekonomisinin toparlanmasının daha zor olacağı anlamına geldiğini kayıt altına alıyor.
  • Rapor, kamu maliyesi ve özellikle yerel yönetimlerin ciddi bir bütçe baskısı içine gireceğine, işletmeler ile bireylerin de ‘iflas’ tehdidiyle karşı karşıya olduğuna da vurgu yapıyor.
  •  Dünya Bankası raporunda Kıbrıs Türk ekonomisinde beklenen olası gelişmelere dair tespitlerin yanı sıra, alınması gereken tedbirlere de yer verildi.

 

Mert ÖZDAĞ

Dünya Bankası Raporu, Kıbrıs Türk ekonomisinin 2001 krizinden bu yana en büyük sorunla karşı karşıya olduğu ve ‘artık yüksek gelirli ekonomi’ sınıfından çıktığı tespit etti.

Raporda, Türk Lirası’ndaki dramatik kayıplar nedeniyle Kıbrıs Türk Toplumu’nda gelir düzeyinin 2011’den beri giderek düşmekte olduğu, yani toplumun fakirleşmekte olduğuna dikkat çekildi.

Türkiye-KKTC arasında yeni Mali İşbirliği Protokolü için teknik görüşmelerin tamamlandığı ve son şeklinin önümüzdeki günlerde verileceği açıklanırken, Dünya Bankası tarafından hazırlanan yeni bir rapor, Kıbrıs Türk Toplumu’nun giderek fakirleştiğini ortaya koydu.

Merkezi ABD’nin başkenti Washington’da bulunan Dünya Bankası adına bir grup uzman tarafından hazırlanan ‘Kıbrıs Türk Toplumu: Türk Lirası’nın Ani Değer Kaybıyla Baş Edilmesi’ adlı rapor Kasım 2018 tarihini taşıyor.

Dünya Bankası raporuna göre Kıbrıs Türk ekonomisi 2001’den bu yana en büyük şoku 2018 yılında yaşadı.

Türk Lirası’nın yabancı para birimleri karşısında yüzde 66’ya varan kaybı olduğuna dikkat çekilen raporda, “Kıbrıs Türk ekonomisi artık yüksek gelirli bir ekonomi olarak görülmüyor” ifadesine yer verildi.

 

“Esas etki 2019’da”

 

Raporda 2018 Türk Lirası krizinin esas etkilerinin 2019’da görüleceğine de dikkat çekilerek, Türkiye’deki durumun kötüye gitmesi halinde Kıbrıs Türk ekonomisinde ‘felaket’ yaşanabileceği uyarısı da yapılıyor.

Dünya Bankası verilerine göre Kıbrıs Türk Toplumu’nda kişi başına düşen gelir, Kıbrıs Rum Toplumu’ndaki kişi başına gelirin yüzde 49’una, yani ancak yarısına denk düşüyor.

Kıbrıs Türk Toplumu’nda kişi başına düşen gelirin Avrupa Birliği ortalamasına oranı ise yüzde 35’lere kadar düştü. Bu oran 2011 yılında yüzde 39 olarak hesaplanmıştı.

Dünya Bankası raporunda Kıbrıs Türk ekonomisinde beklenen olası gelişmelere dair tespitlerin yanı sıra, alınması gereken tedbirlere de yer veriliyor.

Rapor, Türkiye’den yapılan finansal katkıların azaldığını, bunun da Kıbrıs Türk ekonomisinin toparlanmasının daha zor olacağı anlamına geldiği de kayıt altına alınıyor.

Rapor, kamu maliyesi ve özellikle yerel yönetimlerin ciddi bir bütçe baskısı içine gireceğine, işletmeler ile bireylerin de ‘iflas’ tehdidiyle karşı karşıya olduğuna vurgu yapıyor.

 


 

RAPORDAN / Kıbrıs Türk ekonomisine dair tespitler:

“Tüketim yavaşlayacak, ekonomi şoklara dayanıklı değil”

  • “Kıbrıs Türk ekonomisi artık yüksek gelirli bir ekonomi olarak görüşmemekte olup, şoklara karşı dayanıklı değildir”
  •  “Artan ithalat fiyatlarının yarattığı enflasyon nedeniyle tüketim yavaşlayacaktır”
  •  “2001’de yükseköğretim ihracatı bugün olduğu kadar önemli değildi. Yüksek öğretim ihracatı ve turizm Kıbrıs Türk ekonomisinin büyümesinde itici güç haline gelmiştir. Ancak TL’deki değer kaybıyla kayıt yaptıran yabancı öğrenci sayısındaki büyüme 2018/19 öğretim yılında yavaşlamıştır.”
  •  “Fiyat artışlarına bağlı olarak idare ücretlerinin de artırılması Maliye üzerindeki baskıyı da iç borcu da artacaktır.”
  •  “En kırılgan taraf yabancı para cinsinden büyük borcu olan ‘kamu sektörü’ olmakla birlikte, finans dışı sektörlerde faaliyet gösteren firmalar ve hane halkı da risk altındadır. Bu durum bankacılık sektörünü de zincirleme şekilde etkileyebilecektir.”
  •  “Gerek Türkiye gerekse Kıbrıs Türk idareleri krize birkaç geçici tedbirle karşılık vermiş olmakla birlikte, bunların yetersiz kaldığı görülmüştür.”
  •  “Türkiye’deki durumun kötüye gitmesi Kıbrıs Türk toplumu ekonomisinde felakete yol açabilecektir.”

 


 

RAPORDAN / Kıbrıs Türk Maliyesine öneri:

 

“Hem yurt içi gelirleri harekete geçir,

hem de verimsiz harcamaları azalt”

 

  •  İdarenin elinde bu şokun (krizin) yoksul ve zayıf kesimler üzerindeki etkisini azaltmaya yönelik herhangi bir gelişmiş sosyal koruma sistemi olmaması nedeniyle fiyat artışlarına idare ücretlerine herkesi kapsayacak şekilde arttırmak suretiyle cevap vermiştir.
  •  Bu durum idare maliyesi üzerindeki baskıyı artıracak daha fazla yurt içi finansman gerektirecek, bu da iç borcu artıracaktır. Dolayısıyla eğer orta vadede mali açığı kapatmak istiyorsa, idarenin hem yurt içi gelirleri harekete geçirmesi hem de verimsiz harcamaları azaltması gerekmektedir.    

 


 

Dünya Bankası ne öneriyor?

 

‘Kıbrıs Türk Toplumu: Türk Lirası’nın Ani Değer Kaybıyla Baş Edilmesi’ adlı raporun “SONUÇ VE POLİTKA TAVSİYELERİ” başlıklı bölümünde şu önerileri sıralıyor:

 

  •  Değer kaybının fiyatlar üzerindeki etkisini azaltmak için dış alım işlemlerinin (ithalat) sadeleştirilmesi ve mali yapıyı bozmayacak şekilde ağır vergi yükleri hafifletilebilir.
  •  Dış satım yapan tüccarların (İhracat yapanların) değer kaybından ve ticaret maliyetlerindeki düşüşten faydalanabilmeleri için formalitelerin kaldırılması ve tasfiye, sözleşme icra ve kredi tahsil işlemlerinde iyileştirme yapılabilir.
  • Türkiye’den gelen finansmanın azalması karşısında mali konsolidasyonla harcama verimliliği ve yurt içi gelir seferberliğinde iyileştirme sağlanabilir.
  •  Bankacılık sistemindeki kırılganlıkların kontrol altına alınmasına yardımcı olmak amacıyla, borçlananların döviz pozisyonlarına uygun şekilde çözümler oluşturulabilir. (Rapor buna örnek olarak döviz geliri olup, dövizle konut alanların kötü etkilenmemesini gösterdi)

 

Raporda “şoklara dayanıklılık şunlarla arttırılabilir” denilerek bazı öneriler de yer alıyor:

 

  • Yoksulların tespiti için hane halkı anketleri artırılmalı
  • Şokların etkisi azaltmak için mali durum araştırma sistemi kurulmalı
  •  Mali izleme güçlendirilmeli
  •  İşsizleri daha hızlı iş bulması için işçi bulma kurumu kurulmalı.

 

 


 

 

1 - “Gerek Türkiye gerekse Kıbrıs Türk idareleri krize birkaç geçici tedbirle karşılık vermiş olmakla birlikte, bunların yetersiz kaldığı görülmüştür.”

 

2 – “Türkiye’deki durumun kötüye gitmesi Kıbrıs Türk toplumu ekonomisinde felakete yol açabilecektir.”

 

3 - Rapor, Türkiye’den yapılan finansal katkıların azaldığını, bunun da Kıbrıs Türk ekonomisinin toparlanmasının daha zor olacağı anlamına geldiği de kayıt altına alınıyor.

 

Bu haber toplam 4052 defa okunmuştur
Etiketler :