1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. TÜRKİYE'DE 'GAZETECİLİK' YARGILANIYOR
TÜRKİYE'DE 'GAZETECİLİK' YARGILANIYOR

TÜRKİYE'DE 'GAZETECİLİK' YARGILANIYOR

Cumhuriyet Gazetesinin yayın politikasının suçlama konusu edildiği dava kapsamında Cumhuriyet’in 11’i tutuklu 17 yazar, çizer, muhabir, avukat ve yöneticisi, sansürün kaldırılışı nedeniyle Basın Bayramı olarak kabul edilen bugün ilk kez hâkim karşısında.

A+A-

17.15 - Tam 6,5 yıl önce evimi yaptırıp ödeme yaptığım bir parkecinin oğlu üzerinden "fanstastik"çe suçlandım.

17.10 - Bedel karşıligi yapılan işlem bile şüpheli işlem olarak önümüze getiriliyor. FETÖ ile ilgili olduğu söylenen Kaynak Medya’dan 2014-16  arası 8 işlemde toplam 41 bin TL reklam almışız Evet 41.000-TL değilse de 37.000-TL’si doğru. Ama son on yılda Yeni Şafak'ta 309, Sabah'ta 286, Star'da 177, Akşam'da 138, Hürriyet'te 154.Habertürk'te 64, Türkiye'de 148, Yeni Akit’te 44, Milli Gazete'de 75 kez yayınlanmış Bank Asya reklamı. Aynı zaman diliminde Cumhuriyet’te ise 5 kez, evet sadece 5 kez yayınlanmış. Bu durumda bizim yayımladığımız reklam nedeniyle FETÖ/PDY  irtibatı iltisakı değerlendirmesi yapılıyorsa, diğer gazetelerin aralarındaki ilişkiyi tanımlamak için kullanılacak kelime bulmak epey güç olacaktır. 

17.00 - Bank Asya reklamlarından Cumhuriyet'in aldığı gelirle diğer gazeteleri karşılaştırıyor. Yeni Şafak, Aksam gibi gazetelerde yüzlerce kez Bank Asya reklamı yayınlanırken Cumhuriyet'te 5 kez yayınlanmış.  Kaynak Medya A.Ş'den 3 yılda 8 işlemde 37.000TL'lik reklam alınmıştır. 10 yılda Yeni Şafak 309,  Star gazetesi 177 işlem var. Cihan Haber Ajansı'na yapılan ödemenin sebebi 2015'teki iki genel seçim sonuçlarının satın alınmasıdır. Bu hizmeti tüm kanallar almıştır. MASAK raporunda 6 yılda 9 şüpheli işlem tanımlanmış, toplam değeri cironun binde biri bile değil. Yine de tek tek açıklayacağım.Cihan Haber Ajansı'ndan ajans hizmeti satın alındı ve Kaynak Reklam A.Ş'den 37 bin TL reklam geliri elde edildi. Ama  aynı 10 yıllık süreçte Yeni Şafak 309 kez, Sabah 286, Yeni Akit 44 kez Bank Asya reklamı aldı. 2014'te "Özgür basın susturulamaz, gazetecilere özgürlük" isimli ilanı basmak için alınan para da şüpheli işlem sayılmış. Ülkedeki tüm medya kuruluşları gibi 2015'teki iki seçimde Cihan Haber Ajansı'ndan hizmet aldık ve bedelini ödedik. Bu şirketle başka bir ilişkim de olmadı. Mahkeme gerek duyarsa Kanal D, CNN Türk, Habertürk, Show TV, Star TV, Fox TV, Hürriyet gibi medya kuruluşlarına yazı yazarak 2015'teki seçimlerde Cihan Haber Ajansı'nden hizmet alıp almadıklarını ve ne kadar ödediklerini sorabilir. Feza Gazetecilik "Özgür Basın susturulamaz" ilanı vermiş. Bu ilanın bedeli almamış olsaydık belki o zaman kuşku duyulabilirdi.

16.50 - Duruşma verilen aradan sonra Akın Atalay'ın savunması ile  başladı.

15.35 - Akın Atalay'ın savunmasının ardından duruşmaya 1 saat ara verildi.

15.30 - Atalay: Cumhuriyet korkmaz, pes etmez, teslim olmaz. Bu gazetenin tek faaliyeti meşru ve yasal gazeteciliktir.

15.00 - Atalay: Dosyada iki iddianame var. Basına bir gün önce sunulan ile size sunulan farklı. Haber yapınca bilirkişi raporu iddianameden çıkarıldı. Cumhuriyet dosyasındaki bilirkişilerden birinin ismi dosyada gizlenmiş. Gizli bilirkişilik hukukta yok ama savcıda var

14.25 - Atalay: Yenigün A.Ş. borca batık degildir. Güveni kötüye kullanma suçu için ahlaken, mesleki olarak batık olmak gerekir. Kimseye kapı kulu olmadık. Biz havuz medyası gibi ahlaken batmadık. 25 yılık tüm bilançoları sunuyorum. Havuz medyası böyle şeffaf olsa görürüz fonlayanları. 5 yıldır zarar eden Cumhuriyet 2016'da kar etti ama biz kötü yöneterek zarar ettirdik diye tutuklandık. Cumhuriyet'in 25 yıllık toplam zararı, havuz medyasındaki çoğu gazetenin bir yıllık zararına ancak karşılık gelir. 9 aydir tum yöneticileri tutuklu olan Cumhuriyet gazetesi batırılamamıştır, gazete okurlarıyla ayaktadır.

14.15 - Atalay: Bizim gazetemizde editöryal bağımsızlık vardır ve patronlar yazı işlerine, köşe yazılarına karışmaz.

14.10 - Atalay:  Nadir Nadi sizden önce gazeteye müdahale eden apoletlilere haddini bildirdi. Biz de taviz vermeyiz, bedelini öderiz.

14.00 - Atalay: İddianamede yayın politikasının değiştiği yönünde değerlendirmelere yer veriliyor. Savcılığın bununla ilgilenmesi abes. Gazetelerin içeriğini ve yayın politikasını denetlemek savcıların görevi de değildir, haddi de değildir.

13.45 - Atalay: Eski yönetimden 5 kişiden 2'si yeniden seçim yapılacak toplantı öncesinde istifa edip üçü de mazeretsiz katılmamıştır. Bu seçime istifa edip katılmayan iki kişi, (aleyhte tanıklar) sonra toplantı yeter sayısı yok diye sonradan başvuruda bulunmuştur. 

13:40- 8 Şubat 2014 Vakıf Yönetim Kurulu yeniden seçimi için toplantıya kim katıldı kim katılmadı, onu anlatiyor. Katılmayanlar aleyhte tanık. Dışarıdan gelip gazeteye el konulduğu söylenen Orhan Erinç 1963 yılından beri bu gazetededir. En genci benim 1992'de girdim.

(Akın Atalay, Cumhuriyet Vakfının ele geçirilmesine dair iddialara karşı tek tek ve barkovizyon yardımıyla yanıt veriyor)

13:35-Gazetecilik adına ödenmiş bedeller Bu miras ve sorumluluk nedeniyle bu gazetede çalışanlar ödün vermez boyun eğmezler. Ancak bir ironi metni olacak bir iddianamenin mahkemeye götürülmesi hem hukuka hem de mahkemeye saygısızlıktır. Son nefesimizi verinceye kadar gazetecilik mesleğine, mesleğin etik ilkelerine leke sürdürmeyecek,dik duracak ve pes etmeyeceğiz. Müebbetle yargılanan Savcı Murat Inam'ın iradesi ipotek altındadır. Bu baskı ile iddianame hazırlamıştır"

 13:30-Soruşturmamızı yapan Savcı Murat İnam hakkında FETÖ üyeliğinden iki müebbet hapisle açılan dava sürüyor; ama hala görevdeler. Yayın politikasında laiklik ilkesi bulunan kadim bir gazeteye FETÖ suçlaması yapan Savcı, FETÖ'den sanık. Cumhuriyet'in boyun eğeceğini, ödün vereceğini düşünenler varsa yanılıyorlar.Bizi baskıyla korkutamazlar.Devlet içinde yuvalanmış çetelerle gazetenin ilişkisi yoktur.

13:25-Cumhuriyet Gazetesine yönelik soruşturma tam bir hukuk cinayetidir. İki amaç var: Cumhuriyet gazetesini susturmak ya da teslim almak, korkusuzca yazmaya devam edeceklere mesaj vermek. Bizi baskı, tehditle korkutamazlar. Örgütlerle ve devlet içinde yuvalanmış çetelerle gazetenin ilişkisi yoktur. Tek faaliyeti gazeteciliktir. Bu gazetenin adını Atatürk vermiştir. Yazarları bedel ödemiştir, katledilmiştir. Direncimizi kıramazlar. Bu operasyona maruz kalan, teslim alınmak, direnci kırılmak, pes ettirilmek istenen gazete öyle sıradan bir gazete değildir son nefesimize kadar gazetecilik mesleğine,etik ilkelere, onurlu geçmişe leke sürdürmeyeceğiz. Boyun eğmeyeceğiz. Bu gazete Cumhuriyet'tir ve bu gazete bir gazetecilik anıtıdır! Son nefesimizi verinceye dek dik duracağız. Bu gazetenin köklerinde, tarihinde ve hatta genlerinde bağımsızlık ve özgürlük tutkusu vardır. Soruşturma ve kovuşturma sürecine bakılınca, bu yargılamanın akla mantığa ne kadar aykırı olduğu görülecektir.

Bu haksızlığı yapanlar, asıl onlar çok korkuyorlar. Cumhuriyet korkmaz, teslim olmaz, pes etmez.

13:20-Akın Atalay savunmasında "31 yıllık avukatım ilk kez bir duruşmaya kravatsız geldim, çünkü geçen hafta kravatları topladılar. Savunmada kullanacağım kitapları sakıncalı diyerek getirmeme izin vermediler. 'Suç Örgütleri' isimli kitabı savunmamda kullanacaktım ama izin verilmedi. Bu dava Cumhuriyet'e ve gazeteciliğe saldırıdır." dedi.

13. 15 - Aranın ardından Akın Atalay savunmasına başladı 

13.00: Kadri Gürsel'in savunması sona erdi. Duruşmaya 15 dakika ara verildi.

SAVUNMANIN TAM METNİ

12.50: Savcı, Kadri Gürsel'e iddianamede olmayan unsurlardan soru sordu. Savcının dosyayı okumadığı ortaya çıktı. Savcı, "Yönetim kurulu üyesi olmadığınızı mı iddia ediyorsunuz?" diye sordu. Kadri Gürsel, "Ben iddia etmiyorum, resmi kayıtlarda yok.Iddianame yanlış" diye yanıtladı.

12.45: Mahkeme başkanı, Kadri Gürsel'e yayın danışmanı ile basın danışmanı arasındaki farkı sordu. Mahkeme başkanının sorusu salonda gülüşmelere neden oldu.

12.05: Kadri Gürsel'in savunması başladı: Gürsel şunları söyledi: Bu iddiaların tamamı gerçek dışıdır. Bylock suclamasi akla mantığa aykırıdır. Böyle bir suç varsa tüm ülke zan altındadır. İddia makamı HTS kayıtlarıma bakmamıştır. Bu ihmal ya da kötü niyettir. 

İletişim kurduğum iddia edilen 102 bylock kullanıcısından 85'i bana SMS atmış, 17'si beni aramış. İletişim kuran ben degilim.

Ahmet Altan'ı babası Çetin Altan'ın vefatı nedeniyle aradım, telefonu da açmadı zaten. 112 kişi iddiası tamamen asılsızdır.

11.50: Av. Yıldız İmrek, duruşmada yargılanan kişi başına 3 avukat sınırlamasının savunma hakkının kısıtlanması anlamına geldiğini söyledi.

11.42: Gazetemiz avukatı Abbas Yalçın arkadaşlarımızın yaşadığı 9 aylık süreci özetledi. Yalçın şöyle konuştu: 

Erişemediğimiz bir dosyadaki delilleri karartma şüphesiyle tutuklanıyorsunuz.
Şanslıysanız 5 ay sonra iddianame yazılıyor. Davanın açılması için aylarca bekleyeceksiniz. Bu hikayede ne hak, ne vicdan, ne de hukuk var.

11.40: Savunma için ilk söz Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu'ya verildi. Ancak savunma metninin içinde bulunduğu evraklara jandarma el koyduğu için savunmasını yarın yapacak.

11.32: 'Cumhuriyet'çilerin kimlik tespiti bitti. İddianamenin özeti okunarak duruşma devam ediyor.

11.30: Duruşma salonunda bir askerin silahlı olarak bulunmasına avukatlar itiraz etti. 

11.22: Ahmet Şık'a 'Çocuğunuz var mı' diye soruldu. Şık "Gurur duyduğum bir kızım var" diye cevap verdi. Şık malvarlığına ilişkin sorulan soruyu ise "tek dikili ağacım kızım" diye yanıtladı.

11.05: Duruşma kimlik tespitiyle başladı.

11.00: Duruma salonunda Kadri Gürsel'in oğlu Erdem babasına sarılmak için tutukluluların olduğu yere geldi. Jandarma komutanı baba oğulun sarılmasına izin vermedi.

10.55: Tutuklu 'Cumhuriyet'çiler mahkeme salonda alkışlarla karşılandı.

10.30: Duruşma salonuna girişler başladı. Kalabalık nedeniyle avukatlar salona sığmadı.

Mahkeme başkanı KHK ile getirilen 3 avukat sınırlaması nedeniyle 57 avukatın savunman sıralarında yer alabileceğini belirtti.

10.00: Basın açıklamasının ardından, gazetcilerin ve Cumhuriyet okurlarının getirdiği balonlar özgürlük için uçuruldu.

Bu haber toplam 1960 defa okunmuştur
Etiketler :