1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Türkiye Cumhurbaşkanı Gül adada
Türkiye Cumhurbaşkanı Gül adada

Türkiye Cumhurbaşkanı Gül adada

“Eğer bu hiç mümkün olmayacaksa farklı çözüm seçeneklerinin müzakere edilmesi düşünülebilir”

A+A-

Türkiye Cumhurbaşkanı Gül:
“Müzakerelerin takvime bağlanıp bitirilmesi esaslı düşüncemiz”

 

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ortak basın toplantısı düzenledi.
TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e KKTC devlet nişanı takdim töreninin ardından düzenlenen basın toplantısı saat 15.00 sıralarında başladı.
Cumhurbaşkanlığı Toplantı Salonu’nda yer alan basın toplantısında önce Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül söz aldı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kıbrıs’ta bir anlaşmaya varılabilmesi için Türkiye’nin garantör ülke olarak önceliklerinin adil kalıcı bir çözümden yana olduğunu işaret ederek, bu yüzden tutarlı ve sonuç almaya yönelik çizgilerini sürdürdüklerini, Kıbrıs Türk tarafının çabalarına da tam destek verdiklerini vurguladı.
Gül, “Ancak eğer bu hiç mümkün olmayacaksa, farklı çözüm seçeneklerinin müzakere edilmesi düşünülebilir. Şu gayet iyi bilinmelidir ki, Anavatan ve garantör olarak Türkiye Kıbrıs Türklerinin bir Kıbrıs Rum devletinde azınlık hale getirilmesine asla izin vermeyecektir” dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile birlikte düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, 7 yıl önce Cumhurbaşkanı olduğu dönemde ilk ziyaretini KKTC’ye yaptığını, şimdi de görevi biterken son ziyaretini de yine KKTC’ye yaptığını belirtti.
Gül, bu ziyaretten memnuniyet duyduğunu, ayrıca bu ziyaretinin Barış Harekatı’nın 40. yılı kutlamalarına denk gelmesinin de kendisi açısından anlamlı olduğunu belirterek, Anavatan’ın sevgilerini iletti.

“Başbaşa görüşme gayet verimli”

Cumhurbaşkanı Eroğlu ile birlikte basın toplantısı öncesi yaptığı baş başa görüşmede, Kıbrıs müzakere süreci ve Türkiye ile KKTC arasındaki dayanışma ve yakın işbirliğini gözden geçirdiklerini söyleyen Gül, görüşmeyi gayet “verimli” olarak niteledi.
Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir kapsamlı çözüme ulaşılması için Türk tarafının üzerine düşeni yerine getirdiğinin uluslararası toplum tarafından da yakından bilindiğini ve takdir edildiğini söyleyen Gül, 2013 sonu itibariyle 50. yılını dolduran Kıbrıs sorunu meselesinin daha fazla gecikmeden bir çözüme kavuşturulmasının Türkiye’nin öncelikli dış politikası olduğunu vurguladı.

“50 yılda çözümlenmemiş olması üzücü”

Gül, yarım asırdır dünyada konuşulan bir sorun kalmadığını, BM’nin 50 yıl önce adaya geldiğini ifade ederek, bu sorunun 50 yılda çözülememiş olmasının üzücü olduğunu kaydetti.
Bu bakımdan Türkiye olarak önceliklerinin, adil kalıcı bir çözümden yana olduğunu işaret eden Gül, bu yüzden tutarlı ve sonuç almaya yönelik çizgilerini sürdürdüklerini, Kıbrıs Türk tarafının çabalarına tam destek verdiklerini vurguladı.

“Müzakerelerin başarıyla sonuçlanması için pek çok olumlu faktör var”

Abdullah Gül, 11 Şubat’ta yeniden başlayan müzakere sürecinin bu kez başarıyla sonuçlanması için pek çok olumlu faktör bulunduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Amacımız; en kısa sürede eş zamanlı referandumların yapılmasıyla yeni ortaklık devletinin hayata geçirilmesi aşamasına gelinmesidir. Bu fırsat kaçırılmamıştır.

“Takvime bağlanıp bitirilmesi esaslı düşüncemiz”

Daha önce maalesef fırsatlar kaçırıldı, ucu açık müzakere süreçleri bu fırsatları kaçırmaktadır. Bu yüzden gayet kararlı bir şekilde bu müzakerelerin bir takvime bağlanıp bitirilmesi bizim esaslı düşüncemizdir.
Müzakereler ve karşılıklı uzlaşıyla sağlanacak kapsamlı siyasi çözümün hem adadaki iki taraf, hem tüm bölge açısından çok önemli getirileri olacaktır. Doğu Akdeniz ve çevresinde son dönemde yaşanan trajik gelişmelerle, Kıbrıs meselesinin daha fazla gecikmeden çözülmesini adeta mecbur etmektedir.
Çözüm hedefine ulaşılması Doğu Akdeniz’in bir barış istikrar ve işbirliği adası haline gelmesine fırsat verecektir. Doğu Akdeniz’deki böyle bir barış ve istikrar, sinerji oluşturacak, ekonomik faaliyetlerden tutun, güvenlik alanlarına kadar sadece Ada’nın değil bütün bölgenin faydalandığı imkanları ortaya çıkaracaktır."

“Mevcut durum süremez”

Türkiye Cumhurbaşkanı Gül, ortak milli davaya desteklerinin kararlılıkla devam edeceğini, Türk tarafının çözüm yönündeki samimi yaklaşımından kimsenin şüphe duymaması gerektiğini, bunun 2004 yılında referandumda gösterildiğini işaret ederek, bundan sonra da bu kararlılığı devam ettireceğini kaydetti.
Gül, mevcut durumun ilahi nihayet böyle devam etmesine de müsaade edilemeyeceğine dikkat çekerek, bir an önce Ada’nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türk halkının eşit statüsünü güvence altına alacak bir anlaşmaya varılması, Kıbrıs’ta iki kesimli, siyasi eşitlik ve eşit statüye haiz iki kurucu devleti içeren yeni ortaklık gibi, BM parametreleri çerçevesi içerisinde çözümün bulunmasını samimi olarak Türkiye’nin garantör ülke olarak ve Kıbrıslı Türklerin arzu ettiğini söyledi.

Ancak ortaklığa dayalı bir çözüm üzerinde anlaşma olmayacaksa, bütün tercihlerinin bir anlaşma olduğunu ve bunun için tüm gayretleriyle hep birlikte çalıştıklarını, kararlılıklarını sürdürdüklerini söyleyen Gül, şöyle devam etti:

“Farklı çözüm seçenekleri düşünülebilir”

“Eğer bu hiç mümkün olmayacaksa farklı çözüm seçeneklerinin müzakere edilmesi düşünülebilir. Şu gayet iyi bilinmelidir ki; Anavatan ve garantör olarak Türkiye Kıbrıs Türklerinin bir Kıbrıs Rum devletinde azınlık hale getirilmesine asla izin vermeyecektir.
Türkiye her koşulda Kıbrıs Türkü’nün yanında olacak, güvenlik ve kalkınmasına kararlılıkla destek verecek, adada ve bölgede huzur istikrar ve refahın yerleşmesi yolundaki sorumluluklarını hassasiyetle yerine getirmeyi sürdürecektir.
Kıbrıs Türkü ekonomik ve siyasi istikrarını birlik ve beraberliğini güçlü şekilde sürdürdüğü müddetçe her geçen yıl daha büyük mesafeler kaydedecektir. Bu yolda da Türkiye’yi her zaman yanında bulacaktır.
Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin geleceğe güvenle bakması önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs Türk halkının hürriyetini hukukunu ve refahının devamı yönünde sorumluluklarını yerine getirmeye devam edecektir.”
Türkiye Cumhurbaşkanı Gül, kendisine sunulan devlet nişanını da büyük onurla taşıyacağını kaydetti, Kıbrıs Türk halkına teşekkürlerini sundu.
Gül, temennilerinin kimse kimseyi suçlamadan, ortak çıkarlar gözetilerek bir antlaşmaya varılması olduğunu ifade etti.

Veda ziyaretleri

KKTC ziyaretinin siyaseten bir veda ziyareti olup olmadığı sorusuna karşılık Gül, “Cumhurbaşkanı olarak tabii ki Kıbrıs Türk Halkına da veda ediyorum” dedi.

BM Güvenlik Konseyi’nin tutumu

ABD dışında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Daimi Temsilcileri ile Avrupa Birliği’nin Kıbrıs sorununa karşı tutumunda bir değişiklik olup olmadığı sorusu üzerine Gül, “Kıbrıs Meselesi uluslararası toplumun en tartışmalı konularından biridir” dedi.
Kıbrıs’ta ateşkes hukukunun uygulandığını, gerçek durumun bu olduğunu ifade eden Gül, 2004’te referanduma sunulan çözüm planına BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri ile AB’nin birlikte destek verdiğini anımsattı.
Müzakerelerin ucu açık devam etmemesi gerektiğini, iki taraf arasında anlaşılamayan noktaların BM tarafından doldurulması gerektiğini kaydeden Abdullah Gül, “(İki tarafın)Uzlaşamadığı noktalar gerekirse Birleşmiş Milletler’e verilir, Birleşmiş Milletler o boşluğu doldurur, ondan sonra eş zamanlı referanduma gidilir. Bundan daha mantıklı, bundan daha çok ikna edici bir öneri söz konusu olabilir mi?” dedi.

Çözümü mümkün kılacak nokta 

Kıbrıs müzakerelerindeki en büyük sorunun ne olduğu sorusuna karşılık Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafının çözüm sürecinde hep iyi niyetle yer aldığını kaydetti ve “Rum tarafı da her şeyin kendi istediği şekilde olamayacağını anladığı takdirde, özellikle Barış Harekâtı’nın üzerinden 40 geçtiği dikkate alınırsa, düşüncesini ve müzakere masasındaki tavrını değiştirmesi gerekiyor. 1974 öncesine dönüşün mümkün olamayacağını anladığı takdirde, geçen 40 yılı gözünün önüne getirdiği takdirde anlaşabiliriz diye düşünüyorum” dedi.

Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum temsilcilerin Ankara ve Atina’ya ziyaretleri çerçevesinde, Müzakereci Kudret Özersay’ın Atina’ya gitmesine engel çıkartılmasıyla ilgili olarak Eroğlu, “Çapraz ziyareti engellemeye kalkan Yunanistan’dır. Yunanistan şu anda bizim müzakerecimizi kabul etme noktasında değil” dedi.
Abdullah Gül ise çapraz ziyaretlerin olumlu adımlar olduğunu, benzer ziyaretlerin iki yıl önce düşünülemez olduğunu ifade etti.
(tak)

Bu haber toplam 1902 defa okunmuştur