1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Trafikteki kriz bu ülkeyi tüketiyor”
“Trafikteki kriz bu ülkeyi tüketiyor”

“Trafikteki kriz bu ülkeyi tüketiyor”

Amerika’da yaklaşık 40 senedir trafik ve ulaştırma uzmanı olarak çalışan Kıbrıslı Türk Trafik Mühendisi Taner Aksu, mecliste kurulan Trafik Güvenliği Komitesi’nin uzmanlarından oluşacak bir danışma kurulu ile desteklenmesi gerektiğini söyledi

A+A-

Ödül AŞIK ÜLKER

Amerika’nın Kalifornia eyaletinde yaklaşık 40 senedir trafik ve ulaştırma uzmanı olarak çalışan Kıbrıslı Türk Trafik Mühendisi Taner Aksu, mecliste kurulan Trafik Güvenliği Komitesi’nde yer alan milletvekilleri trafik güvenliği uzmanı olmadığını, komitenin uzmanlarından oluşacak bir danışma kurulu ile desteklenmesi gerektiğini söyledi.

“Trafik güvenliği ve trafik mühendisliği konusunda hiçbir uzmanlığı olmayan kişilerden toplum için hizmet verecek bir sistem oluşturmalarını beklemek doğru değildir” diyen Aksu,

“Mecliste kurulan Trafik Güvenliği Komitesi’nin teknik elemanlardan oluşacak uzman bir ekiple birlikte çalışmasının sağlanması gerekiyor. Trafik Güvenliği Komitesi’nin yegane görevi topluma hizmet edecek bir trafik güvenliği sisteminin oluşturulmasını sağlamak olmalı. Tek hedef trafik güvenliğidir” diye konuştu.

Trafikte Kazasız Yaşam Derneği (TRAKAYAD) Kurucu ve Onursal Başkanı Taner Aksu,

trafik güvenliğinin Kıbrıs’ın kuzeyinde hiçbir zaman birincil öncelik yapılmadığını ve 1975’ten bu güne 1891 kişinin trafiğe kurban verildiğini belirtti.

“Gelmiş geçmiş tüm hükümetler ve toplum bundan sorumludur” diyen Aksu, sözlerine şöyle devam etti:

“Kıbrıs’ın kuzeyinde bilimsel ve etik temelli bir Trafik Güvenliği Sistemi hiç oluşturulmadı. Dünya bilgi ve tecrübeleri son yüz yıldır gelişme gösterirken, gelmiş geçmiş tüm hükümetler ne yazık bu dünya bilgi ve tecrübelerini hep yok saydılar. Bu da yollarımızda trafik güvenliğinin olmamasını, trafik sorunlarının vahim ötesi boyutlara ulaşmasını getirdi. Ama artık değişim zamanıdır. Trafikte ölümlere ve kalıcı sakatlığa ‘dur’ dememiz gerekiyor. Bu komite kuruldu. Bu komitenin bilimsel ve etik temellerde çalışması mutlaka desteklenmeli.”

Taner Aksu, mecliste oluşturulan Trafik Güvenliği Komitesi’nin trafik güvenliği sorunlarının çözülmesi için son şans olduğunu söyleyerek, “Bu komitenin istenilen hedefe doğru ilerlemesi şart, çünkü trafikteki kriz bu ülkeyi tüketiyor” dedi.

Aksu, Kuzey Kıbrıs’ta trafikte ölüm oranının AB’nin oranının 2.5 katı olduğuna dikkat çekti.

 

“Trafik güvenliği hiçbir zaman birincil öncelik yapılmadı”

Soru: Meclis tarihinde ilk defa trafik güvenliği konusunda olağanüstü bir oturum yapıldı, sonrasında milletvekillerinden oluşan 7 kişilik Trafik Güvenliği Komitesi kuruldu. Daha önceleri de trafik konusunda çalıştaylar yapıldı, Trafik Eylem Planı hazırlandı, trafiğin tek çatı altında toplanması için bir yasa çıkarıldı ama trafik güvenliği sağlanamadı, trafik çarpışmaları, en önemliside trafikte ölümler ve ciddi yaralanmalar önlenemedi. Bu son adım sorunu çözecek mi?

Aksu: Çok güzel bir soru. Bu sıraladıklarınıza istesek 20 madde daha ekleyebiliriz. Kıbrıslı Türkler için yapılmış olan AB destekli trafik güvenliği proje raporlarını raflara kaldırıp kaybettiler. Ne yaptıysak olmadı. Öncelikle kriz içinde olduğumuzu kabul etmiş ve bu adımı atmış olmamız çok iyi. Trafik vahim ötesi. Bunu yaratan da krizdir. Krizde insanların hayatını kaybetmesi durmuyor. Kaza diyoruz ancak bunlar kaza ya da kader değil. Bunlar çarpışmadır. Kaza insan suçu olmadan, tüm önlemlerin alındığı ortamda olur. İhmalden, hatadan olanlar çarpışmadır.

 

“Yeni bir ümit”

Ne üzücüdür ki, trafik güvenliği Kıbrıs’ın kuzeyinde gelmiş geçmiş tüm yönetimlerce hiçbir zaman birincil öncelik yapılmadı. 1975’ten bu güne 1891 insanımızı trafiğe kurban vermiş olmamız bu yüzdendir. Gelmiş geçmiş tüm hükümetler ve toplum bundan sorumludur. Alınganlık gösterecek bir durum yok. Trafik sorunları hepimizin canını yakıyor. Dolayısı ile, hepimizin de ellerimizi taşın altına koyup sorunlarımızıda hep birlikte çözmemiz gerekiyor. Başka çare yok.

Meclisin 4 Mayıs 2017 tarihinde ilk kez milletvekili Sayın Zeki Çeler’in girişimleri ile trafik güvenliği gündemi ile olağanüstü toplantı düzenlemiş olması trafik güvenliği savaşında yeni bir ümit yarattı. Ancak topluma olumlu yansıyacak adımlar atılması komitenin istikrarlı, verimli ve amaca hizmet edecek doğru çalışma biçimine kavuşturulması ile sağlanabilecek.

--------------

“Yıllardan beridir değişen hiçbir şey yok”

Soru: Trafik Güvenliği Komitesi’nin ne tür yetkileri olmalı, neler yapmalı?

Aksu: Trafik Güvenliği Komitesi yaptırım gücü olacak şekilde oluşturulmalı, sadece tavsiye kararları üretmekle sınırlandırılacak bir komite olmamalı. Komitenin tavsiye üretecek bir komite olarak oluşturulması halinde, bilinmesi gerekir ki trafik güvenliği adına her şey aynı kalacak ve hiçbir ilerleme kaydedilemeyecek. Bu yaklaşım da ölümlerin ve kalıcı sakatlıkların devamını getirecek. Nitekim, daha önceki hükümetler gibi bugünkü hükümetin de son bir yıl içerisinde trafik güvenliği konusunda tek bir adım dahi atmamış olması, hükümetin bir yıllık görevi sırasında 39 insanımızın trafikte hayatını kaybetmesine göz yumulmasını getirmiştir. Yıllardan beridir değişen hiçbir şey yoktur. Trafikte meydana gelen ölümlerin ve ciddi yaralanmaların sayısı bu acı gerçeğin kanıtıdır.

 

“1975’ten bu güne trafikte 1891 ölüm”

Soru: Rakamlar ne diyor?

Aksu: 1975’ten bu güne 1891 insanımızı trafiğe kurban verdik. Sadece 2007-2016 yılları arasındaki 10 yıllık dönemde toplam 389 insanımızı trafikte kaybettik. Demek ki, son 10 yılda her yıl ortalama 39 insanımız Kuzey Kıbrıs trafiğinde hayatını kaybetti. Geçmişte bu rakam 40’ın üzerindeydi. Ancak, araçlardaki teknolojinin ilerlemesi ve emniyet kemeri kullanımının çok az da olsa  yaygınlaşmasıyla kayıplar 40’ın altına düştü, fakat yıllık ölüm rakamları 39 civarında sabitlenip duruyor. Çarpışma sayısı pek değişmedi, ancak ölüm sayısında azalma var. Haftada ortalama 73 civarında çarpışma oluyor, ki bunlar sadece polis kayıtlarına geçen çarpışmalardır.

Ölüm sayılarında çok ciddi düşüşler olmadığından dolayı, ne yazık ki toplum olarak bu ölümleri “normalleştirmeye” devam ediyoruz. Trafikte ölülerimizi saymaya mahkum edilmişliğimize isyan etmiyoruz.

28 Mart 2017 tarihinde yayınlanan Avrupa Komisyonu bildirisine göre AB genelinde her ölüme en az beş ciddi yaralanma düşüyor. Dolayısıyla, bahsi geçen 10 yıllık dönemde Kuzey Kıbrıs trafiğinde yaklaşık 2000 kişi ciddi şekilde yaralanmış demektir. Bu ciddi şekilde yaralananların büyük bir kısmı ise sakat kalmıştır. İşin acısı trafikte sakat bırakılan insanlarımızın akibeti ile ilgilenen kurum da yok.

--------------

“Ama artık değişim zamanı”

Son on yıllık ortalamaya göre, her 100 bin nüfusa göre ise Kuzey Kıbrıs’ta trafikte meydana gelen ölüm oranı 13 kişidir. AB genelinde ise 2015 yılında her 100 bin nüfusa düşen ölüm oranı 5.1, İsveç’te 2.6, Birleşik Krallık’ta 2.7, ve Kıbrıs’ın güneyinde  ise 6.7 kişi idi. Yani, ülkemizdeki trafikte ölüm oranı AB oranının 2.5 katı. Bu kriz değil de nedir?

Bu rakamlara bakıp detaylı analize hiç başvurmaya gerek kalmadan, ülkemizde trafik güvenliğinden bahsetmenin ne kadar anlamsız olduğu açık. Çünkü Kıbrıs’ın kuzeyinde bilimsel ve etik temelli bir Trafik Güvenliği Sistemi hiç oluşturulmadı. Dünya bilgi ve tecrübeleri son yüz yıldır gelişme gösterirken, gelmiş geçmiş tüm hükümetler ne yazık bu dünya bilgi ve tecrübelerini hep yok saydılar. Bu da yollarımızda trafik güvenliğinin olmamasını, trafik sorunlarının vahim ötesi boyutlara ulaşmasını getirdi. Ama artık değişim zamanıdır. Trafikte ölümlere ve kalıcı sakatlığa “dur” dememiz gerekiyor. Bu komite kuruldu. Bu komitenin bilimsel ve etik temellerde çalışması mutlaka desteklenmeli.

 

“Tek hedef trafik güvenliği”

Soru: Ne yapmak gerekiyor? 

Aksu: Karayollarımızda, şehir içi yollarımızda ve tüm kavşaklarda öncelikle güvenliği sağlayacak ve daha sonra akıcılığa önem verecek bir trafik sistemi yaratmamız gerekiyor. Bir başka değişle, tüm yollarımızda ve bilhassa kavşaklarımızda güvenli bir şekilde kapasiteyi artıracak bir sistem yaratmalıyız. Böyle bir sistemin oluşturulmamış olmasından dolayı şehir içlerinde yaşanan trafik sıkışıklıkları akıl almaz boyutlardadır. İnsan psikolojisini bozan sıkışıklıklar yaşanıyor. Tıkanıklıktan yaşanan gecikmeyi sürat ve açıkgözlük yaparak kapatmaya çalışanlar oluyor. Artmakta olan trafik hacmi ile plansızlık ve vizyonsuzluktan doğan bütün sorunlar gün geçtikçe daha da kötüleşecek. Kuzey Kıbrıs’ta yönetimler çok hızlı değiştiğinden ve trafik güvenliği hiçbir zaman birincil öncelik olarak düşünülmeyerek hep kenara itildiğinden artık meclis trafik güvenliği konusunda aktif ve etkin rol almalıdır. Mecliste kurulan Trafik Güvenliği Komitesi’nin teknik elemanlardan oluşacak uzman bir ekiple birlikte çalışmasının sağlanması gerekiyor. Trafik Güvenliği Komitesi’nin yegane görevi topluma hizmet edecek bir trafik güvenliği sisteminin oluşturulmasını sağlamak olmalı. Tek hedef trafik güvenliğidir. Komite şu an var olmayan bir sistemi verimli ve kalıcı olacak bir biçimde oluşturana dek görevde kalacak şekilde düzenlenmeli. Trafik Güvenliği Komitesi toplum ve basının önünde tamamen şeffaf bir yapıda olmalı, toplumu ve basını sürekli olarak bilgilendirmeli. Toplum ve basının bilgilendirilmesi toplumun ve basının çözümlere aktif katılımının sağlanması için bir ön şarttır. Trafik güvenliği toplum içindir. Dolayısı ile toplum da çözümlerin kaçınılmaz temel parçalarındandır.

 

“Milletvekilleri trafik güvenliği uzmanı değil”

Soru: Söz konusu teknik ekipte kimler yer almalı ve bunun önemi nedir?

Aksu: Öncelikle ve önemle şunu belirtmek isterim: Trafik güvenliği ve trafik mühendisliği konusunda hiçbir uzmanlığı olmayan kişilerden toplum için hizmet verecek bir sistem oluşturmalarını beklemek doğru değildir. Her uzman kendi uzmanlık alanında hizmet vermelidir. Dünyanın etik bakış açısından yaklaşımı ve toplumumuz için de en doğru olanı budur. Komitede yer alan milletvekilleri trafik güvenliği uzmanı değildir. Komitenin tescilli profesyonel trafik güvenliği ve trafik mühendisliği uzmanlarından oluşacak bir danışma kurulu ile mutlaka desteklenmesi ve oluşturulan komitenin trafik mühendisliği şemsiyesi altında çalışmasının sağlanması gerekiyor. Etik olarak da bu çalışma biçimi kaçınılmazdır. Çünkü yeni bir sistem oluşturur ve sorunları çözerken trafik mühendisliği uzmanlarına başvurulması etik açıdan da bir zorunluluktur. Dolayısıyla, bu danışman kurulunun tescilli trafik mühendisliği uzmanlarının öncülüğünde oluşturulması kaçınılmazdır. Trafik mühendisleri güvenli bir ulaşım sistemi yaratılmasıyla ilgili makina mühendisleri, inşaat mühendisleri, elektrik mühendisleri, bilgisayar mühendisleri, şehir plancıları, mimarlar, trafik psikologları ve bunlar gibi tüm uzman grupları ile çalışır. Uzman kurulda gerçek uzmanlar olacağından bu uzman kurulda dernek ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin olması doğru olmaz, amaca kesinlikle  hizmet etmez ama dernekler ve sivil toplum örgütleri dışarıdan takipçi, sorgulayıcı veya gözlemci olarak bulunabilirler. Hatta bulunmalıdırlar.

 

“Yeniden keşfedecek bir şey yok”

Soru: Trafik güvenliğinde eğitim, denetim ve mühendisliğin önemini her zaman vurguluyorsunuz. Ülkemizde durum nedir? Örneğin denetim amaçlı konan hız kameraları var…

Aksu: Trafik güvenliği sistemi oluştururken dünya doğruları ile hareket edilmesi gerek. Yeniden keşfedecek bir şey yok. Bilimsel ve etik temellerde topluma hizmet veren bir trafik güvenliği sisteminin olmadığı ülkemizde eğitim, denetim ve mühendisliğin varlığından söz etmek mümkün değil. Ne yazık ki, hız tespit kameraları da dünya doğrularına ters şekilde, sadece ceza verici bir anlayışla konmuş ve başka beyanatlarımızda da açıkça belirttiğimiz gibi tamamen fiyasko bir uygulamadır. Halihazırda yapısal olarak yanlış olan kavşaklara kamera koymak ve para toplayıp bu paranın tek bir kuruşunu bile o yapısal yanlışlıkları düzeltmek için kullanmamak mühendislik etiğine uymaz. Bu gibi bilinçsiz uygulamalar da ancak halkımıza zarar verir, ama fayda sağlamaz!

Denetim sisteminin geneline bakacak olursak, Polis örgütünün yapması gereken çağdaş, koruyucu ve caydırıcı denetim de eksik veya amaca hizmet etmeyecek şekilde yapılıyor. Denetim, bugüne kadar olduğu gibi, sadece ceza odaklı ve çoğunlukla trafik hız kameraları gibi teknolojik gereçlere devredilmiş bir anlayışla yapılamaz. “Teneke polis” görevi gören kameralar, devlet dahil birkaç kişinin para kazanmasını sağlar, ama gereken denetimi yapmaz. Polis örgütünün yapısının trafik güvenliğine olumlu yansıyacak şekilde temelden yeniden organize edilmesi gerekiyor. Gereken eğitime haiz olmayan bir trafik polisi ne hayat kurtarabilir, ne caydırıcı olabilir, ne de koruyucu olabilir. Gereken eğitime haiz olmayan bir trafik polisi trafikte görev yaparken kendini dahi koruyamaz. Polis Genel Müdürü Sayın Manavoğlu ile geçtiğimiz günlerde özellikle denetim konusunu görüştük. Kendisi bize “Trafik güvenliği için bilmediğimiz eksikliklerimizi tayin etmek için gereken çalişmaları yapmaya ve gereken değişiklikleri uygulama çalışmalarını tamamalamaya hazırız” dedi.

Örneğin, bizim ölümleri ve kalıcı sakatlıkları önleyebilmemiz için, her ciddi çarpışmadan bir ders çıkarmamız gerekiyor. Bunun yapılabilmesi için de her bir ciddi çarpışma ile ilgili olarak detaylı bilimsel raporlar hazırlanması gerekiyor. Böyle raporların hazırlanması için eğitilecek tahkikat uzmanı polisler yanında ilgili diğer dallarda uzman olan kişilere ihtiyaç vardır. Ancak bizde böyle bir sistem kurulmamıştır.

   Ayrıca Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı da trafik güvenliği ile ilgili paydaşları bir araya getirerek bilimsel ve etik çözümlerin hayata geçirilmesine aktif olarak destek vereceğini belirtti.

 

“‘Ehliyet’ adı altında ‘ölüm fermanı’”

Diğer bir yandan, ehliyet sistemi de mevcut şekliyle ne denetleyici, ne de eğiticidir. Dünyanın en geri kalmış, en kokuşmuş, amaca hizmet etmeyen ehliyet sistemi Kuzey Kıbrıs’tadır. Dünyanın pek çok gelişmiş ülkelerinde inceleme yaparım ve üzülerek kıskanırım. Dünyanın pek çok gelişmiş ülkelerindeki  ehliyet sistemini burada uygulamaya kalksak toplum bilinçsizce ve yanlış algılama ile isyan çıkarır. Ne üzücüdür ki Dünyanın en saçma sistemiyle alınan ehliyetin bile yaygın bir şekilde rüşvetle verildiğine dair duyumlar var. Ehil olmadan yollara çıkmasına çeşit türlü şekilde izin verilen gençlerimizin eline “ehliyet” adı altında “ölüm fermanı” verilmiş oluyor. Aileler çocukları yeterli eğitimi almadan ehliyet almaları için nasıl böylesine kokuşmuş bir ehliyet sisteminin devam etmesini rüşvet vererek teşvik edebilir?

 

“Trafik eğitiminin müfredata girmesi gerek”

Soru: Eğitime değinmişken, daha önceden müfredata girmesi için hazırladığınız trafik güvenliği eğitimi kitapları neden hala kullanılmıyor?

Aksu: Sürekli, interaktif ve yaşa uygun şekilde  örgün trafik güvenliği eğitimi Kuzey Kıbrıs’taki okullarımızda yoktur. Trafik Güvenliği Komitesi Eğitim Bakanlığı’nın bu eğitimi müfredata koyma konusundaki problemin ne olduğunu da tanımlayacak ve önerilerde bulunacak. Sayın Arabacıoğlu Eğitim Bakanı’yken kendisiyle defalarca görüştük. Kendisi bu konuda çok istekli ve kararlıydı. Avustralya’daki eğitim sistemi örnek alındı, tercüme edildi, bize uyarlandı. Öğretmen sendikaları ile görüştük. Onlar da bu konuya tamamen sıcak baktı. Uzunca bir süre uğraştık ve müfredatlarda olması gerektiğine inandığımız anasınıf, ilkokul 1, 2 ve 3. sınıfları kapsayan eğitim kitaplarının ilk ikisini Telsim’in desteğiyle bastırdık, bakanlığa teslim ettik. Bu kitaplar okullara da gönderildi. Bu eğitim için gönüllü öğretmenler arandı. Ancak bu proje hiçbir resmiyete dökülmedi. İş orada engele takıldı. Bu iş böyle olmaz, belirlenen öğretmenlerin eğitilmesi ve kitapların mutlaka maksada hizmet edecek şekilde müfredata girmesi gerekir.

--------------

“Kuzey Kıbrıs’ın hiçbir zaman trafik güvenliği programı olmamıştır”

Soru: Denetim ve eğitimden bahsettiniz, trafik güvenliğinde mühendislik olarak hangi noktadayız?

Aksu: Trafik mühendisliği trafik güvenliğinin en önemli unsurlarındandır. Trafik mühendisliği olmadığında yol sistemleri yanlış tasarlanır, güvenlik hiçbir zaman ön planda olmaz, en düşük maliyete en iyi çözümlerin gerçekleştirilmesi için mücadele verilmez ve dolayısıyla halka zarar veren bir sistem ortaya çıkar. Kuzey Kıbrıs’ın hiçbir zaman trafik güvenliği programı olmamıştır. Trafik mühendisliğinin olmaması hiçbir çözüm unsurunun, trafik güvenliği sisteminin toplum menfaatine hizmet edecek şekilde yapılmadığının göstergesidir. Sevdiklerini trafikte kaybedenler inanılmaz bir acı içindedir. Ben bu acıyı 60 senedir yaşıyorum, çünkü babamı 60 sene önce trafiğe kurban verdim. Acısı hiç bitmedi, ben ölene kadar da bitmeyecek. Yıllardır, trafikte kaybettiği çocuğunun vücut ölçülerinde kazaklar örüp başka insanlara bağışlayan anneler, kaybettiği çocuğu bir gün dönecekmiş gibi yemek masasına onun için tabak koyan babalar var. Babamın trafikte ölmesi benim trafik mühendisi olmama neden oldu. Başkaları aynı acıları yaşamasın istiyorum. Bu acıların yaşanmaması için çareler var, ama yönetici koltuklarındakiler bu çareleri hayata geçirmek yerine başka şeylerle meşgul...

 

“Yeni sistem, eğitim, denetim ve mühendislik üzerine inşa edilmeli”

Örneğin, yeni yapılan yollarımızın modern dünya standartlarına göre yapılmasını sağlamazsak, yapılan büyük tasarım ve uygulama hatalarını göz ardı edersek, insanlarımızın yollarda hayata ve sağlığa mal olacak çarpışmalar yaşaması olasılığı hep yüksek kalır. Kısacası, yeni sistem, eğitim, denetim ve mühendislik temelleri üzerine inşa edilmeli. Bu üç temel çözüm unsuru ile birlikte acil hizmetler de en doğru çalışır hale getirilmeli. Acil servisi tek başına iyileştirmek yeterli değildir. Diğerleri eksik olursa acil hizmetler sadece ölüleri toplar. Bizim yıllardır bahsettiğimiz sistem her çözüm unsuru ile bir bütündür.

 

“Gelişigüzel atılan adımlar trafik güvenliğini sağlayamaz”

Soru: Ulaştırma Bakanı Dürüst, trafik konusunda “bütçeden dolayı acil durumlar haricinde herhangi bir noktaya müdahale etmemiz imkansız” demişti. Trafikteki sorunların çözümü paraya mı dayanıyor? Siz de trafik güvenliğinin basit ve bilimsel bir şekilde sağlanabileceğini söylüyorsunuz.

Aksu: Sayın Ulaştırma Bakanı, problemi tanımlamadan hangi paradan bahsediyor? Her sorunu alt geçit üst geçit yaparak çözebileceğinden bahsediyor. Örneğin, hangi bilimsel çalışmaya göre Gönyeli çemberindeki sorunlar alt geçit, üst geçitle veya yonca kavşakla çözülecektir? 80-90 milyon dolardan bahsediliyor, Evet, hemzemin olmayan bu gibi yapıların maliyeti onlarca milyon dolar eder. Bu rakamla bütün Kuzey Kıbrıs’ın trafik güvenliğini sağlamak konusunda iddialıyız. Her zaman söylüyorum, Kuzey Kıbrıs’ta her yer kara noktadır. Gelişigüzel kamera koymakla, alt geçit üst geçitle sorun çözülmez. Sayın Bakan karayollarındaki eksikliklerin imkanlar doğrultusunda giderilmeye çalışıldığını açıkladı. Tamam da bu eksiklikler nasıl tespit edildi, bu konuda nasıl bir çalışma yapıldı? Onlarca bozuk kavşaklar neden yıllardır düzeltilmiyor? Gelişigüzel atılan adımlar trafik güvenliğini sağlayamaz.

Lefkoşa’da Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nı ele aldık, ucuz düşük maliyetli şekilde güvenli bir trafik için yapılabilecek düzenlenmeler konusunda çalışma yaptık. Gönyeli çemberinde beş yıl beklendikten sonra ihaleye çıkıldı. Türkiye’den gelen su oradan geçerken, yol yapılacak bölgeler boş arazi olarak görülüp “vantuz” denen su bağlantıları konulmuş. Ayrıca oraya daha öncesinden bir de elektrik trafo odası konmuş. Biz bu durumda yapılması gerekenleri önerdik. Uzun saatler çalıştık. Projeyi yeni bulgulara göre şekillendirdik. Ancak, bizim önerdiğimiz tasarım bozuldu. Trafo odasının yerinin kolaylıkla değiştirilebileceğini ilgililerden öğrendik, ama Karayollarına “Kulak vermeyin, siz hiç bir şeye dokunmadan yolu yapın” diye bakanlığın talimat verdiğini anlıyoruz. Böylelikle de doğru bir projeyi mühendislik etiğinin tersine giderek ve toplum menfaatlerini göz ardı ederek mahvettiler.

  

“Komite trafik güvenliği için son şans”

Soru: Son olarak ne söylemek istersiniz?

Aksu: Mecliste oluşturulan Trafik Güvenliği Komitesi trafik güvenliği sorunlarımızın  çözülmesi için son şansımızdır. Öncelikle sorunu tanımlamamız ve doğru çözümleri önermemiz gerekiyor. Şimdi yapılan en büyük hatalardan biri sorun tanımlanmadan bilinsizce çözüm önerileri ortaya atmaktır. Bu komitenin istenilen hedefe doğru ilerlemesi şart, çünkü trafikteki kriz bu ülkeyi tüketiyor.

Komite geriye dönük olarak trafikte meydana gelmiş ölüm ve ciddi yaralanma ile sonuçlanmış çarpışmaların nedenlerini bilimsel ve etik bir bakış açısıyla araştırmalı ve öncelikle trafik güvenliği ile ilgili tüm sorunları tanımlamalıdır. Bugüne dek yapılmış uygulamaların yanlışlıkları ve eksikliklerini belirleyerek, önerilerde bulunmalıdır. Bu çalışma, veriye dayalı bilimsel analizler yapılmasının önünü açarak gerçek trafik tablomuzun ortaya çıkmasını sağlayacak ve önceliklerin belirlenmesini mümkün kılacaktır.

Sorunları ortaya koymak önemlidir. Sorunları tespit edince öneriler ortaya çıkacak. Trafik Güvenliği Komitesi ve komite ile çalışacak danışman kurulu desteğiyle tüm trafik problemleri tanımlanacak ve görevli kurumların ne yapması gerektiği ortaya konacak. Biz uzmanların amacı kimsenin hatasını bulmak değildir. Yıkıcı değil, yapıcı olacağız. Amacımız, bugüne kadar yaptığımız gibi gönüllü olarak yardımcı olmaktır, bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir. Amacımız standart ve maksada hizmet edecek çözümler getirmektir.

Oluşturulacak sistemin devamlılığı olmalıdır. Hükümetler değişince sistem etkilenmemeli. Bu Trafik Güvenliği Komitesi’nin kurulması ve danışman kurul ile çalışması trafik için ülkemizde bir dönüm noktası olsun. Uzmanlar farklındalığı ortaya çıkarıp, değişimin, alternatif önerilerin neler olduğunu ortaya çıkaracak. Alternatifler arasından meclis seçim yapacak ve değişimi bu yetkililer getirecek. Bir takım halinde farkındalık ortaya çıkacak, kalıcı bir trafik güvenliği sistemi oluşturulacak. Neden trafikte ölenleri ve sakat kalanları saymaya devam edelim?daha önce bahsettiğim gibi 1975’den bu yana 1981 insanımızı trafikte kaybettik. 1975’den bu yana Kuzey Kıbrıs’a gerçek trafik güvenliği sistemini getirebilip uygulamış olsaydık bu ölenlerin yarısından çok fazlası mutlaka hayatta olmuş olacaktı.

 

Bu haber toplam 3691 defa okunmuştur