1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. TL’yle birlikte ERİYORUZ
TL’yle birlikte ERİYORUZ

TL’yle birlikte ERİYORUZ

Dövizin, Haziran ayından beridir kademeli olarak devam eden yükselişi durdurulamıyor

A+A-

Türkiye’de devam eden siyasi belirsizlik, Türk Lirası’ndaki erimeyi ve dövizdeki tırmanmayı tetikledi.
Özellikle Türkiye’de yeniden erken seçimin gündeme gelmesi nedeniyle Türk Lirası döviz karşısında değer kaybetmeye devam etti.
Haziran ayından beridir kademeli olarak dövizin yükselişini sürdürmesi, piyasaları alt üst etti.
Türkiye’de yaşanan gelişmelerin Kuzey Kıbrıs’a da yansıması döviz borçlularını endişeye soktu.
Birçok esnaf ve iş insanı Türk Lirası’nın günden güne değer kaybetmesiyle tedirginlik yaşıyor.

Döviz fırladı…

KKTC Merkez Bankası verilerine göre dolar dün 2,78 TL, Euro 3.09 TL, Sterlin ise 4,36 TL’den işlem gördü.
Ağustos başında 3.05 TL olan Euro 3.09 TL’ye, 4.35 TL olan Sterlin 4.36 TL’ye, 2.78 TL olan dolar ise 2.78 TL’ye yükseldi.

Ne yapılabilir?

Birçok esnaf ve iş insanının yanı sıra, özellikle ‘Döviz borçluları’ Türk Lirası’nın günden güne değer kaybetmesiyle tedirginlik yaşarken, ‘hükümet’in bir şeyler yapması da talep ediliyor…

Avukat Barış Mamalı: “Anayasa Hükümet’e müdahale olanağı veriyor”

Avukat Barış Mamalı, Anayasa’nın 46. Maddesi, 2. Fıkrasının ‘kurtarıcı bir düzenleme’ olduğuna işaret ederken, ilgili maddenin kullanılmasının yaşanan krizin ve doğan mağduriyetin etkisini ciddi şekilde azaltacağına vurgu yaptı. Mamalı, “Sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükler kamu yararı, kamu düzeni, sosyal adalet ve ulusal güvenlik gibi nedenlerle yasa ile düzenlenebilir ve kısıtlanabilir” diyen maddenin, açık şekilde bugün yaşanan döviz krizini gerekçe gösterip sosyal adalet nedenine dayanarak Hükümet’in Meclis’teki çoğunluğuyla yasa yapmasını ve bu yasayla mevcut sözleşmelere müdahale etmesine, ağır sözleşme şartlarını borçlu lehine kısıtlayabilmesine olanak tanıdığına işaret etti.

Avukat Mamalı, bu anayasal yetkiyle Hükümet’in, sözleşmelerdeki fahiş faizleri aşağıya indirebileceği, bileşik faiz uygulamasını en azından belirli bir süre erteleyebileceği, ekonomik realiteler çerçevesinde kur sabitlemesi yapabileceği, borç taksitlerinin miktarını makul seviyeye düşürebileceği görüşü belirtti.
Mamalı ayrıca, Hükümet’in bu yetkiyi kullanmasıyla taksit ödemelerini faizsiz olarak 3-5 ay tehir edebileceği gibi, bu tür benzeri uygulamalarla döviz mağdurlarının rahat nefes almalarını da sağlayabileceği görüşünü ifade etti.

Ekonomist Kamil Sertoğlu: “Bizim açımızdan yapılabilecek pek bir şey yok”

Dövizin durumunun ‘bizden kaynaklı’ bir durum olmadığı için, bizim açımızdan pek de yapılabilecek bir şey olmadığı görüşünü belirten Ekonomist Kamil Sertoğlu, Türkiye’de siyasi istikrarsızlık devam ettiği sürece bu durumun da devem edeceği görüşünü ifade etti. “Herkes devlet bir şey yapsın diyor ama devletin yapacağı da bütçe olanakları çerçevesindedir” diyen Sertoğlu, bütçe olanakları çerçevesinde neler yapılabileceğini en iyi Maliye Bakanlığı’nın bileceğini belirtti.

Bu haber toplam 1968 defa okunmuştur