1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. "Tiroit hastalığının tetkiklerinin yapılması önemlidir"
"Tiroit hastalığının tetkiklerinin yapılması önemlidir"

"Tiroit hastalığının tetkiklerinin yapılması önemlidir"

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde görev yapan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Umut Maraşuna (Mousa), ailesinde tiroid rahatsızlığı olanların tiroid tetkiklerini yaptırmasının önemli olduğunu belirtti.

A+A-

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde görev yapan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Umut Maraşuna (Mousa), ailesinde tiroid rahatsızlığı olanların tiroid tetkiklerini yaptırmasının önemli olduğunu belirtti.

Tiroid bezinde tahribata ve işlev kaybına neden olan, kişinin tiroid hormonunu ömür boyu hap şeklinde almasını gerektiren ve teşhis anında genelde belirtisiz olan “Hashimoto tiroidi’ (Hashimoto hastalığı) konusunda Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) konuşan Maraşuna, 1900’lü yıllarda “Hakaru Hashimoto” adlı Japon doktor tarafından tanımlanan ve onun adıyla anılan hastalıkla ilgili bilgi verdi.

 

“Genetik eğilim söz konusu”

Hastalığın ciddi bir genetik eğilimi olduğunu söyleyen Maraşuna, “Annede Hashimoto olduğu zaman kızında da görülme ihtimali yüksek” dedi.

Hashimoto’nun nedeninin tam olarak bilinmediğini dile getiren Maraşuna, “Bir dönem çevresel faktörler suçlandı ama onlardan da uzaklaşıldı” ifadesine yer verdi.

 

“Tiroid Bezi vücudun açtığı savaşta işlevini kaybediyor”

Hashimoto’nun otoimmün bir hastalık olduğunu, vücudun kendi tiroid bezine karşı savaş açtığını kaydeden Umut Maraşuna, “Kişinin eline kıymık battığında vücudu onu dışarı atmak için savunma mekanizması geliştirir, orada iltihap oluşur. Bu hastalıkta da böyle. Vücut tiroid bezine onu dışarı atmak için savaş açar. Tiroid bu savaş nedeniyle zamanla işlevini kaybeder, tiroid tembelliği ortaya çıkar. Hasta ömür boyu tiroid hormonu kullanmak zorunda kalır” ifadesine yer verdi.

 

“Hashimoto yüzde 80-90 oranında kadınlarda görülüyor”

Hastalığın en sık 20 ile 30 yaş arasındaki kadınlarda görüldüğünü belirten Maraşuna, “Hastalık, 5 yaşında da 50 yaşında da görülebilir ama bu yüzde 80-90 oranında kadınlarda görülen bir rahatsızlık” şeklinde konuştu.

 

“Hasta genelde hekime tesadüfen başvuruyor”

Hastaların genelde hekime tesadüfen başvurduğunu söyleyen Dr. Umut Maraşuna, “Hastalığın halsizlik, yorgunluk, kilo alma, kabızlık, konsantre olamama, kolesterol yüksekliği gibi belirtileri vardır, ama bunların çoğu ileri dönemde ve ilaç gerektiren hastalarda görülür. Bu şikayetle bize başvuran hasta sayısı azdır” şeklinde konuştu.

 

“Kişide, Hashimoto varsa, bunu tamamen ortadan kaldırmak mümkün değil”

Hastalığın tedavisi konusunda da bilgi veren,  “Süreci geri çevirmek mümkün değil” diyen Maraşuna, şunları aktardı:

 

“Hashimoto varsa, bunu tamamen ortadan kaldırmak mümkün değil. Her Hashimoto hastasına hemen ilaç başlanmaz. Hashimoto’da kandaki bazı antikorlar pozitif olur. Sadece onların pozitif olması teşhis için yeterli değil. TSH’da yükseklik, ultrasonda tiroid bezinde harabiyet olması gerek. Ultrasonu, tiroid fonksiyon testleri normal bir insana, antikor değerleri pozitif diye Hashimoto teşhisi koymak doğru değil. Bazen Hashimotoda önce tiroid hızlı çalışır. Sonra normal çalışır sonra da yavaşlar.

 

Sadece tiroid tembelleştiği zaman ömür boyu hap tedavisini başlamak gerekir. Bu ilacın hiçbir zararı yoktur ama kişinin doktor kontrolüne gitmesi önemlidir. İlaç doz ayarlaması yapılmazsa kalpte ritim bozukluğu, kemikte erime yapabilir.”

 

“Hashimoto’dan korkmayın ama bu hastalığı ihmal de etmeyin”

Hashimoto’nun Tip 1 diyabeti, romatizma gibi otoimmün hastalıklarla seyredebileceğini de kaydeden Umut Maraşuna, “Hashimoto’dan korkmayın ama bu hastalığı ihmal de etmeyin” dedi.

Bazı araştırmaların Hashimoto olan kadınlarda düşük veya erken doğum riski, bu kadınların bebeklerinde ise zeka geriliği olduğunu gösterdiğini söyleyen Dr. Umut Maraşuna, “Çok yeni bir araştırma hastalığın hem düşük riskini artırmadığı hem de bebeğin zeka gelişimini etkilemediğini söylüyor. Biz bu çalışmaları birlikte değerlendirmek, temkinli olmak zorundayız” ifadesine yer verdi.

Hamilelerde izlenen tedavi yöntemi konusunda bilgi veren Dr. Maraşuna şunu ekledi:

“Hashimoto’da, genelde ilacı TSH değeri 10’un üzerine olanlar hastalara başlıyoruz ama hamilelerde 2,5’in üzerine ilaç veriyoruz. İlacın bebeğe zararı yoktur.”

 

“Özel diyete gerek yok”

Hashimoto teşhisi konan kişilerin özel diyet yapmasına gerek olmadığını da kaydeden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Umut Maraşuna şunu söyledi:

“Bundan 5 ay öncesine kadar, bu hastalık konusunda iyodun kısıtlanması gerektiği konusunda uyarılar yapılırdı. Yapılan son çalışmalar iyot kısıtlamasının hiçbir yararı olmadığını gösterdi.

İyodu kısıtladığımız tek durum var, o da hastanın tiroidi hızlı çalışıyorsa... Bunun dışındaki kişiler iyotlu tuz kullanabilir. Kişilerin iyotlu tuz kullanması gerekir.”

Kıbrıs’taki gebeler üzerinde iyot eksikliği konusunda yaptıkları araştırmaya da dikkat çeken Maraşuna, “Hamiller iyodu az kullanıyor. Oysa iyot hamilelikte çok önemli. Eksikliği bebeğin zeka gelişimini etkiliyor. Birçok kadın doğumcu şimdilerde gebelere hap olarak iyot desteği vermeye başladı. Bu önemli bir gelişme” şeklinde konuştu.

İyotlu tuzun nasıl kullanılması gerektiğini de söyleyen Maraşuna, “Tuz yemeğe en son ilave edilecek.  Tuzun güneşten korunması da önemli” dedi.

 

“Nodüllerin yüzde 95’i iyi huyludur. Bizim derdimiz kötü huylu olan yüzde 5’i teşhis etmek”

Ailesinde tiroid rahatsızlığı olanların tiroid tetkiklerini yapmasını önerdiklerini kaydeden Dr. Umut Maraşuna, “Hashimoto hastalarında bazen nodül gelişir. Bu hastaların periyodik olan kan tahlilli ve ultrason yaptırması gerekir. Nodülün varlığı kan tahlilinde belli olamaz” ifadesine yer verdi.

Nodül gelişiminde yaşın, genetik eğilimin rolü olduğunu da söyleyen Umut Maraşuna, “Nodüllerin yüzde 95’i iyi huyludur. Bizim derdimiz kötü huylu olan yüzde 5’i teşhis etmek. Nodül Hashimoto olanlarda da olur, olmayanlar da” dedi.

Bu haber toplam 5824 defa okunmuştur