1. YAZARLAR

  2. Asım Akansoy

  3. Temkinli İyimserlik -2
Asım Akansoy

Asım Akansoy

SİYASET MEYDANI

Temkinli İyimserlik -2

A+A-

 

Kıbrıs sorunundaki gelişmeler, Liderlerin yapacağı 14 Eylül ortak açıklamasının ardından BM Genel sekreteri Ban Ki Moon ile görüşmek üzere New York’ta bir araya geleceği ve Ekim ayında beşli konferansın hayata geçeceğine işaret ediyor.

Şu ana kadar altı konu başlığında yapılan görüşmeler, değerlendirmeler ve çeşitli konularda varılan mutabakatlarla, Kıbrıs Türk toplumunun siyasi eşitliğinin, güvenliğinin, yıllardır içinde bulunulan mağduriyeti gidermek adına, ekonomik konularda ayrıcalıklı konum olanağı yaratıldığı açıktır. Yine adanın kuzeyindeki nüfusun, etnik kökene, adaya geliş dönemine bağlı olarak değerlendirilmemesi de inanıyorum ki toplumsal bütünlük açısından ciddi bir gelişmedir.

Bu konuda özellikle geçmiş mutabakatlar ve eski Plan dikkate alındığında, her iki tarafı da memnun edecek, her iki tarafın hassasiyetlerini gözetip geçmişe göre daha iyi noktaya taşıyacak, yapılandıracak bir sürecin yaşanmakta olduğunu görmek önemlidir.
Varılan mutabakat ve yapılan değerlendirmelerde Kıbrıslı Türk veya Kıbrıslı Rum olsun, olası ihtiyaç durumunda bireylerin en az rahatsız edilecekleri bir çözüm modelini kurgulamış olması da önemlidir. İki kesimliliğin, iki bölgeliliğin önemle gözetildiği ve yetkilerin paylaşımında adil bir yaklaşım sergilendiği de ortadadır.

Kıbrıslı Türk toplumunun yüksek hassasiyetini gözetme noktasında Sn Cumhurbaşkanı’nın ve heyetinin tavrı güven vericidir.

*   *   *

Sn.Olgun ve Sn.Ertuğ’un bu çerçevede basın üzerinden “endişe ve kuşku yaratıcı” açıklamaları kabul edilebilir değil. Gelişen sürecin “her bağlamda çözüm odaklı” olduğu ve temel olarak 11 Şubat 2014, Eroğlu Anastasiades metnine dayandığı kesindir. Bu temel yaklaşımı bilmemeleri mümkün değil. Bunu sürekli akılda tutmakta yarar var sanırım. Dolayısıyla 11 Şubat metninin birinci maddesinde yer alan :
“Mevcut durum kabul edilemez ve sürdürülmesinin Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler için olumsuz sonuçları olacaktır. Liderler, demokratik ilkelere, insan haklarına ve temel özgürlüklere ve aynı zamanda birbirlerinin ayrı kimlik ve bütünlüğüne saygı gösteren ve AB içindeki birleşik bir Kıbrıs’ta ortak geleceklerini güvenceye alan bir çözümün, öncelikle ve özellikle Kıbrıslı Türklere ve Kıbrıslı Rumlara yarar sağlayacağını ve bütün bölgeye olumlu etkisinin olacağını teyit etmişlerdir.” oldukça önemlidir. Yine 11 Şubat metninin üçüncü maddesinde geçen : “Çözüm ilgili Güvenlik Konseyi kararlarında ve Doruk Antlaşmalarında belirlendiği üzere, iki toplumlu ve iki kesimli, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon zemininde olacaktır. Birleşik Kıbrıs, Birleşmiş Milletlerin ve Avrupa Birliğinin bir üyesi olarak tek uluslararası hukuk kişiliğine ve BM Şartı çerçevesinde tüm Birleşmiş Milletler üyelerince yararlanılan egemenlik şeklinde tanımlanmış tek egemenliğe sahip olacak ve (bu egemenlik) Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerden eşit olarak neşet edecektir.” bölümü de dikkate değerdir.

*   *   *

Kıbrıs’ta barışa ulaşmanın gerek Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar gerekse bir kan gölüne dönen doğu Akdeniz bölgesi halkları için ne denli önemli ve hayati olduğu açıktır. Suriye’deki yeni gelişmeler ve başta Türkiye olmak üzere bölge ülkeleri ile başlayan yeni ekonomik işbirlikleri, yeni dinamiklerin ortaya çıkmasına olanak tanıyor. Kıbrıs’ın çözümü yeni ve kalıcı işbirlikleri için önemli bir aşama, yakınlaşma projesi olacaktır.

Ve bu durum “salt arzularımızın değil, gerçeklere dayalı mümkün olanın” yol göstericiliğinde tamamlanacaktır.

Bu yazı toplam 2382 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar