1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Tekke Bahçesi’nde genişleme kazılarına devam…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Tekke Bahçesi’nde genişleme kazılarına devam…

A+A-

Kayıplar Komitesi’nin 1963 “kaybı” bazı Kıbrıslıtürkler’in gömülü olduğu Tekke Bahçesi’nin içerisindeki isimsiz mezarlarda ve 1963 ve 1974 “kaybı” bazı Kıbrıslırumlar’ın gömülü olduğu söylenen Tekke Bahçesi dışındaki kazılarına devam ediliyor.

Tekke Bahçesi içerisinde isimsiz mezarlarda 34 “kayıp”tan geride kalanlara ulaşılırken, Tekke Bahçesi dışında da 7 şahıstan geride kalanlara ulaşıldı.

Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi’nden aldığımız bilgiye göre, Tekke Bahçesi içerisinde şimdi genişleme kazıları yürütülüyor.

Kayıplar Komitesi’nin Mora’da (Meriç), Omorfo’da, Gökhan’da (Voni), Kermiya’da ve Ötüken’de (Spatharigo) başlattığı kazılar da sürdürülüyor.

Kıbrıs’ın güneyinde ise Larnaka mezarlığı dışında ve Latça’da bazı “kayıp” Kıbrıslıtürkler’den geride kalanlar aranıyor.

Kazı ekiplerinde bulunan tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz.

-----------------------------------

 

BASINDAN GÜNCEL…

POLITIS

“Ortak geleceğe yürümenin yolu…”

Nuri SILAY

Kıbrıs’ın ortak geleceğine yürümek için adanın her iki taradında çözüm ve birleşmeye yönelik umutlar her geçen gün daha da artıyor.

Devam eden müzakere süreci ve tarafların yapmış olduğu açıklamalar ama benim açımdan ondan da önemlisi yüzleşme ve özür dileme yönündeki irade bu umudu büyütüyor.

Hep söyledim, söylemeye de devam edeceğim; elbette Kıbrıs sorununa bulunacak olan çözüm siyasi bir anlaşmadan çıkacak. Fakat masadan çıkacak bu anlaşmayı yaşayabilir kılacak olan Kıbrıs’ta yaşayan toplumların geçmişle yüzleşmeleri ve birbirlerinden özür dilemeleri olacak.

Araştırmacı gazeteci Sevgül Uludağ’ı sanırım adanın her iki tarafında yaşayan yurtaşlarımızın büyük çoğunluğu bilir. Yenidüzen Gazetesi’ndeki köşesinde “Kıbrıs Anlatılmamış Öyküler” başlıklı 3021. yazısını tamamlayan Uludağ 10 yıldan fazladır adamızın geçmişini sorgulayarak anlatılmamış öyküleri kaleme alıyor.

Sevgül Uludağ’ın bu tarihi önemdeki çabası özellikle kayıplar konusunda ciddi ilerlemeler sağlanmasına yol açmış, adanın her iki tarafındaki resmi tarihlerin aksine hakikatle yüzleşme sürecine büyük katkı koymuştur.

Bunun yanı sıra Rumca konuşan yurttaşlarımızın “kaybedilen” Türkçe konuşan yurttaşlarımız, Türkçe konuşan yurttaşlarımızın “kaybedilen” Rumca konuşan yurttaşlarımız hakkında bildiklerini anlatmaları iki toplum arasındaki güven ve işbirliğine tarifi mümkün olmayan bir katkı sağlamıştır. Bu yüzdendir ki hangi dili konuştuğu farketmeksizin bu ada üzerinde yaşayan insanların büyük bir kısmı Sevgül Uludağ’ı bilir ve ona büyük bir saygı duyar.

İşte tüm çabaları daha da anlamlı kılacak ve onlara yardımcı olacak şey bireylerin ve/veya bazı siyasi grupların yanında adanın her iki yanındaki seçilmiş siyasilerin ve/veya idarelerin ortaya koyacağı iradedir.

Son yıllara bakacaksak olursak;
Kıbrıslıtürk siyasetçi Doğuş Derya’nın 1974’te tecavüze uğrayan kadınları Meclis kürsüsünden dile getirmesi ve yüzleşme çağrısı yapması çok önemliydi.

9 Eylül 2015’te BKP ve AKEL’in 1974 kurbanlarını birlikte anması ve her iki parti yetkililerin adanın kuzey ve güneyinde yatan kurbanların mezarlarına yaptıkları ortak ziyaretler çok önemliydi.

Dayanışma’nın 19 Temmuz 2016’da Kayıp Şahıslar Komitesi’ne yaptığı ziyaret ve bu ziyarette Kıbrıslıtürk-Kıbrıslırum aktivistlerin birlikte özür dilemesi ve yüzleşme çağrısı yapması çok önemliydi.

Ve son olarak Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri eski bakanı ve halen Müzakere heyeti üyesi  Erato Kozakou Markulli’nin  bir katliamın yıldönümü olan 16 Ağustos 2016’da yaptığı yazılı açıklamada “Maratha, Sandallari, Aloda ve Dohni katliamlarında EOKA-B tarafından öldürülen 200 Kıbrıslı Türk için özür diliyorum” demesi çok önemlidir.

Silahları ve orduları reddeden bir vicdani retçi ve kendi toplumum adına geçmişte yaşananlardan ötürü özür dilemiş bir birey olarak ben Sn. Markulli’ye samimi bir teşekkür etmek istiyorum.

Yazının başında belirttiğim gibi Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi yönünde devam eden müzakerelere karşı artan umudun bendeki esas sebebi yüzleşme ve özür dileme yönünde bireylerin ve farklı kesimlerin ortaya koyduğu cesaretli ve samimi tavırlardır.

Çünkü ortak geleceğimize yürümenin yolu geçmişin ortak karanlığını ortadan kaldırmaktan geçer.

(POLITIS – Nuri SILAY – 6.9.2016)

---------------------------------------------------------

Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üyesi Gülden Plümer Küçük’ten Omorfo mezarlığındaki kazıyla ilgili açıklama: “Mezarlık kısmına ait gömü yerlerinin kazılması durduruluyor…”

“Omorfo mezarlığında toplu mezar aranmıyor…”

Lefkoşa, 7 Eylül 2016 (T.A.K.): Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıslıtürk Üyesi Gülden Plümer Küçük, Omorfo (Güzelyurt) Mezarlığı’nda yapılan kazılarda 9 kişinin kalıntısına rastlandığını ancak toplu mezar aranmadığını belirtti.

Gülden Plümer Küçük, TAK’a yaptığı açıklamada, Güzelyurt mezarlığının çeşitli yerlerinde yapılan kazılarda 9 kişinin kalıntılarına rastlandığını ve bunlardan birinin kıyafetinden asker olduğunun anlaşıldığını söyledi. Bazıları yaşlı olan 9 kişinin tümünün kayıp olduğunun düşünülmediğini ifade eden Küçük, Güzelyurt mezarlığında daha fazla kazı yapılmayacağını belirtti.

Küçük, “Yeni bir bilgiye ulaşılmazsa mezarlık kısmına ait gömü yerlerinin kazılması durduruluyor” dedi.
Kayıp Şahıslar Komitesi verilerine göre, Kıbrıs’ta 1963-64 ve 1974 döneminde bin 508’i Kıbrıslı Rum, 493’ü de Kıbrıslı Türk olmak üzere toplam 2 bin 1 kişi kayboldu.

(TAK Ajansı Haber Bülteni’nden – 7.9.2016)

Bu yazı toplam 1502 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar