1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Şu bizim ‘ev’ meselesi
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Şu bizim ‘ev’ meselesi

A+A-

Siyasetin yeni moda söylemi “evin içini temizleme” meselesinde bir birimize yalan söylemesek keşke!
Zira hemen hemen herkes farkında ki; adına “KKTC” denen bu yapıda ekonomi filan gelişmez!
‘Olacak gibi’ olsa da devamlılığı olmaz.
Belki normal bir ülkede yaşasak ve normal ekonomik önlemler alsak durum normale döner de…
KKTC’de öyle olmaz, olamaz.
KKTC’nin kendine has koşulları vardır, vesselam.
Ve bu koşullar değişmemek üzere çakılmıştır duvara…
Mesela Ankara ile imzalanan protokoller…
Tam bir fiyasko…
Hala anlamamakta ısrar edenler var, deniz ötesinde de, bizim tarafta da…
Bu tarzda bir ekonomik modelle gelişmek imkansızdır.
Protokole imzayı çakan UBP var işte hükümette!
Ne oldu? Uyguladılar mı, yapabildiler mi altına imza attıklarını?
Hayır, kocaman bir hayır…

                                              *  *  *

Bakın memleketin haline…
Neleri yazıyor, neleri konuşuyoruz diye…
Her sabah gazetedeki haber toplantısında iki tür haberler ön plana çıkıyor.
Birincisi kriminal-adli olaylar…
İkincisi de ekonomik sorunların getirilerinin bir yansıması olarak ortaya çıkan gelişmeler…
Kıbrıs sorununu bu gündemden ayrı koyuyorum tabii…
Kıbrıs sorunu dışındaki gündeme baktığımızda ortaya çıkan tablo bir ‘sonuç’tur aslında…
Ankara ile buradaki kuyrukçularının ekonomik model diye sunduğu bir sistemin sonucu…
‘Bütçe disiplini’ dedikleri sistemin getirisi…
Denk bütçe sarmalında boğulan, insana dokunmayan, hatta yok sayan bir model bu…
Kimi zaman Elçilik tarafından hazırlanan “izleme raporlarını” okuyoruz basından…
Bizimkilerin hanesine bolca eksi (-) yazılan raporlar bunlar…
Hiç durmadan ilerleyen bir istikrarsızlık…
Sürekli bir geriye gidiş hali…

                                              *  *  *

Kriminal olaylara ne demeli?
O da bir sonuç…
Hırsızlık artık ilgi çekmiyor.
Soygun, maskeli soygun, çalıştığı iş yerini dolandırma ve cabası…
Hırsızlık da çeşitlenmiş artık.
Dolandırıcılar her yerde, sanal alemde bile uzman kesilmişler.
Cinayet, kundaklama, adam kaçırma sayıları da gün geçtikçe artıyor.
Elbette adalet de yok ülkemde…
Adalet olmayınca da herkes kendi adaletini arama yoluna gitmiş.
Borcunu mu ödemedin? Çat, aracın kundaklanabilir!
Herkes suçlu, herkes mağdur bu sistemde…
Kısacası Ankara ile yürütülen bu ekonomik modelden medet umanları bir hayal kırıklığı daha bekliyor kısa süre sonra…
Zira bu sistemden bir ot olmayacağı gün gibi aşikar.
‘Kamuyu kurtarma’ güdüsü dışında herhangi bir ekonomik vizyonu olmayan bu sistem daha çok tökezleyecek.
Ankara daha çok kızacak, bizimkiler daha çok uymayıp tersini yapacak.
Türkiye’ye bağımlı bu yapıda değil ilerlemek, yerinde saymak bile imkansız hale gelmiş artık.
Bakın sağlık konusunda yaşananlara!
İlerleyemedik, geriye gittik.
Turizm dedikleri ne ki? Kumar turizmi…
Her şey dövize endeksli…
Giderek büyüyen bir fakirleşme.
Bütçe dediğin şey Ankara’ya bağlı…
Fazla detaya girmeye de gerek yok. İşin özü dostlar, ne olur hayal görmeyelim.
Bu sistem, ya da bu ‘ev’ temizlenmez.
Yeni bir ev lazım bize…
O ev de çözümdür.
Tek yol Kıbrıs’ın birleşmesidir. Adına ne isterseniz deyin…

Memleket de, ekonomi de çözümle kurtulur ancak.
Çözüm yoksa, ekonomik kurtuluş da yoktur demektir.
Gerisi fasa fisodur.
Laf-ı işgüzardır.
 

Bu yazı toplam 1668 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar