1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Sözcükler, Sözcükler, Sözcükler...
Sözcükler, Sözcükler, Sözcükler...

Sözcükler, Sözcükler, Sözcükler...

Kullandığımız bu sözcüklerin adada yaşayan toplumlar tarafından nasıl algılandığı hususu, birçoğumuzun gündelik yaşamda hemen hemen hiç de düşünmediği bir nokta.

A+A-


 

Hakan Karahasan
hakan.karahasan@gmail.com

 

10 Temmuz 2018 tarihinde, Lefkoşa’da bulunan Dayanışma Evi’nde düzenlenen bir etkinlikte, dört kişiden oluşan bir ekibin kaleme aldığı bir eser tanıtıldı: Önem Taşıyan Kelimeler: Kıbrıs’taki Gazetecilik için Bir Sözlük. AGİT tarafından desteklenen çalışma, kısaca, barış gazeteciliği adına gerçekleştirilen hacmen küçük ama taşıdığı anlam açısından büyük bir öneme sahip.

Bekir Azgın, Christos Christofidis, Esra Aygın ve Maria Siakalli tarafından kaleme alınan sözlük, adada ciddi bir sorun teşkil eden medyadaki dil sorununu gündeme getirmesi açısından büyük bir önem taşıyor. Esere yazdığı önsözde Aidan White’ın belirttiği üzere, sözlük medya sektöründe çalışanlara ne söylemeleri gerektiğini dikte etmek gibi bir amacı gütmemektedir. Ya da, özellikle adanın güneyinde milliyetçi gruplar tarafından gösterilmeye çalışıldığı gibi, ne bir kısıtlama, ne de “Gizli bir siyasi gündemin hizmetinde medya uyumunu güçlendiren bir siyasi doğruluk ifadesi değildir” (s. xix). Bu noktalardan hareketle, sözlüğün varlığı Kıbrıs medyasında yıllardan beridir kemikleşmiş olan bir dizi terminolojinin, adanın değişik toplumları tarafından farklı şekillerde algılanabileceğini, böylece, konunun meşru olan-olmayan, haklı-haksız gibi ikili zıtlıklar üzerinden ele alınmasının mümkün olamayacağını, adada yaşayan ve kendisini belli bir yere ait hisseden bireylerin haberlerde bahsi geçen kelimeler neticesinde incinmiş hissedebileceğini belirtmektedir.  Başka bir deyişle; sözlük vesilesiyle medyada kullanılan sözcüklerin bireyleri rencide edebileceği ve bunun, uzun vadede toplumlararası güvensizliği körükleyebileceğine vurgu yapılarak, kullanılan dile dikkat etmenin ne kadar önemli olduğu hatırlatılmaktadır. Sözlük yazarlarının “Ödeyiş” kısmında ifade ettikleri üzere “Bu sözlük, geçmişi inkâr etme veya onu silme girişimi değil, iki toplum arasında karşılıklı anlayış kültürünü geliştirmeyi amaçlayan bilinçli bir çabadır” (s. xxvi).

Çalışmaya bakıldığı zaman, sözlüğün hiçbir şekilde Kıbrıs medyasında kullanılması gereken yeni bir terminoloji dayatmak gibi bir niyetlerinin olmadığı açık bir şekilde görülebilir. Aksine sözlük, kendisini siyasi sorunun bir tarafı haline getiren, getirilmesine bir şekilde izin veren bir kurum olarak medyanın, kelime anlamıyla olaylarda çatışmayı körükleyici değil, sorunları uzlaştırıcı ya da daha nötr bir şekilde yaklaşarak tarafların değişik bakış açılarına sahip olabileceğini hatırlatan bir çalışma. Yine “Öndeyiş” kısmında belirtildiği üzere, “Bu sözlüğün tartışmalara neden olacağını biliyoruz çünkü bu sözlük, tıpkı barış arayışlarında olması gerektiği gibi, karşılıklı tavizler sonucunda ortaya çıkmıştır” (s. xxvi). Adanın güneyinde milliyetçilerin sözlük yazarlarına yönelik ortaya koyduğu tepkilere bakıldığında, çalışmanın ne kadar önemli olduğu görülebilmektedir. Kıbrıs gibi çatışma kültüründen beslenen bir coğrafyada, bu ve buna benzer barış gazeteciliği çalışmalarının Sevda Alankuş’un Barış Gazeteciliği El Kitabı (2016) adlı çalışmasında Lynch ve McGoldrick’ten almış olduğu tabloda gösterdiği gibi, ‘iletişimi kolaylaştırıcı, diyalog kuran, karmaşıklığı sergileyen, farklılıkları gözardı etmeden ortak zemini vurgulayan’ (s. 25) bir düşünce biçimine sahip oldukları görülecektir.

Sözlük, tahmin edileceği üzere üç dilli olarak yayımlandı. Sözlükte bulunan sözcüklere bakıldığında, öncelikle medyada kullanılan sözcükler yer alırken, sayfanın ortasındaki kısımda ise sözcüğün kullanılması ile ilgili olarak yapılan açıklama kısmı yer alıyor. Sayfanın en altında ise mevcut kullanılan sözcük yerine hangi sözcüğün kullanılmasının önerildiği yazılı. Böylece, bir yandan kullanımda olan sözcüğün neden sorunlu olduğu açıklanırken, diğer yandan ise önerilen sözcüğün neden önerildiği belirtiliyor. Uzlaşıya varıl(a)mayan bazı sözcükler için ise “üzerinde anlaşılmış bir alternatif yoktur” denilerek, bir sözcük önerilemediği belirtilmiştir.

Sözlük, ilk bakışta son derece kolay ama bir o kadar da zor olan bir konuyu ele almasıyla, başlı başına önemli bir adım olarak nitelendirilebilir. Kolay çünkü Kıbrıs medyasında yer alan ya da medya ile haşırneşir olan insanlar açısından, bu sözcüklerin varlığı yeni bir keşif değil. Lakin zor olan kısma (ki bu kısım Kıbrıs gibi resmi söylemlerin gündelik yaşamlarımızı ele geçirdiği bir coğrafyada) bakıldığında, kullanılan bu sözcükleri ne kadar da rahatlıkla kullandığımızı, kanıksadığımızı görebiliyoruz. Kullandığımız bu sözcüklerin adada yaşayan toplumlar tarafından nasıl algılandığı hususu, birçoğumuzun gündelik yaşamda hemen hemen hiç de düşünmediği bir nokta. Tam da bu yüzden, yazarların kaleme almış oldukları bu çalışmayı Kıbrıs’ta barış gazeteciliği için küçük ama önemli bir adım olarak nitelemek mümkündür. Aidan White’ın ifadesiyle, “Adanın her iki tarafındaki gazetecileri ve medyayı; çalışmalarını daha etkin ve daha düşünceli bir şekilde yapmaya teşvik ederek, insanların hayatlarında fark yaratacak güvenilir bir tarz oluşturulmasına katkıda bulunabiliriz. Bu sözlük, bu görece mütevazı bir katkı koyacaktır” (s. xxi).

Sözlüğün henüz yazım aşamasındayken bazı milliyetçiler tarafından bu kadar sert bir şekilde eleştirilmesi, tanıtım sonrası ise deyim yerindeyse bazı yazarların hedef gösterilmesi bizlere gösteriyor ki, toplumlararası bir uzlaşı çabası bile var olan yapının temellerine yönelik bir tehdit olarak algılanabiliyor. Belki bu sözlük, yazarların da ifade etmeye çalıştıkları gibi, bir anda her şeyi değiştirmeyecek. Lakin sözlüğün varlığı, diyalog kurmaya, kurulan diyalog ise Kıbrıs medyasında kullanılan terminolojinin ne kadar sorunlu olduğunu bizlere hatırlatmaya, maddi bir şekilde, devam edecek. Bu da, başlı başına, gazetecilerin ve vatandaşların hayatlarına olumlu olarak dokunacak olan mütevazi ve bir o kadar da önemli bir katkıdır.


Kaynakça

Alankuş, Sevda. (2016). Barış Gazeteciliği El Kitabı. İstanbul: IPS İletişim Vakfı. (Çevrimiçi: http://bianet.org/files/static/bia_kitaplar/barisgazeteciligikitap.pdf).

Azgın, Bekir; Christofidis, Christos, Aygın, Esra ve Siakalli Maria. (2018). Words that Matter: A Glossary for Journalism in Cyprus - Λέξεις που έχουν σημασία: Γλωσσάριο για τηδημοσιογραφία στην Κύπρο – Önem Taşıyan Kelimeler: Kıbrıs’taki Gazetecilik için Bir Sözlük. Vienna: AGİT Medys Özgürüğü Temsilciliği Ofisi.

Bu haber toplam 4060 defa okunmuştur
Etiketler :
Gaile 455. Sayısı

Gaile 455. Sayısı