1. YAZARLAR

  2. Mehmet Çağlar

  3. Sol felsefe: CTP'nin doğruluk ölçüsü...
Mehmet Çağlar

Mehmet Çağlar

Sol felsefe: CTP'nin doğruluk ölçüsü...

A+A-

 

KEŞKE ÖNÜMÜZÜ GÖREBİLSEYDİK !
Keşke önümüzü görebilseydik;
Ancak;
CTP'de "sol/sosyalist ideoloji" diye bir doğruluk ölçüsü ve bu ölçüye bağlı ilkelerle strateji belirleme kültürü ne yazık ki son dönemlerde giderek zaafiyete/dumura uğramış;
Kimilerine göre ise sosyalizm ve sosyalist ideoloji kalmamış !..
Hatta kimileri Sosyalizmin çöktüğünü/yenildiğini dahi söylüyor...!

FELSEFELER ÖLMEZ !
Günümüzde Sol İdeoloji kalmadı diyenler bunu diye dursun !;
Halbuki  ideolojiler ne çöker ne de ölür; ancak belki çeşitli nedenlerle uygulama alanı ve olasılığı bulamaz ya da uygulayıcılar sosyalizmi uygulama ve hayata geçirmede çeşitli nedenlerle başarılı olamayabilirler...
Fakat ideolojiler ve kuramlar ölmez...
Felsefeler hiç ölmez !
Nasıl ki binlerce yıl sonra bile ne Aristo, ne Eflatun ne de Pisagor ölmedi;
Felsefe, Kuram, Doktrin ve öğretileriyle, bugün Marx da Engels de ölmediler...
Sosyalist İlkeler de Sosyalist düşünce de ayaktadır;
Yeter ki onu anlayıp, öznel koşullarımızla harmanlayıp, ülkemiz şartlarına ve evrensel gelişmelere uygun stratejiler geliştirebilelim...
Dogmalardan sakınalım...
İnsan merkezli ve toplumsal olalım...
İnsan kaynağımıza değer verelim...

ASLOLAN TOPLUMSAL KAZANIMLARDIR...
Keşke önümüzü görebilseydik;
Ama;
Parti Eğitimi, İnsan kaynağımız ve CTP'yi bugünlere taşıyan Sosyalist Öğreti zamanla önemsenmez, uygulanmaz olmuş...
Politik bilince Sosyalizm temelinde erişen emekçiler de azalmış giderek...!

Hal böyle olunca,
Toplumsal kazanımlar;
Parti içi bireysel beklentili farklı seslerin,
İmtiyazların,
Ve hatta,
Rejimi ayakta tutacak bazı kadroların "ihsan" beklentilerine feda edilmiş gibi görünüyor...!
En azından toplumsal beklentilerin önüne birçok farklı beklentiler geçmiş izlenimi aigılanıyor/görülüyor...!

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİM SÜRECİ
Keşke önümüzü görebilseydik;
Öyle ki;
Nereden bakarsak bakalım;
Önümüzde;
Ülkemizin federal çözüm/barış süreci ve demokratikleşme/dünyalı olma süreçlerini doğrudan etkileyebilecek olan bir Cumhurbaşkanlığı seçim süreci var...

Peki;
Bu çok önemli süreç için, CTP'nin "aday arayışlarında" ortaya çıkan ilkeleri kim nasıl özetleyebilir?

CTP GENEL BAŞKANLARININ CB ADAYLIĞI GELENEĞİ...
Bugüne kadarki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CTP'de uygulanan yöntem; CTP Genel Başkanlarının Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmeleri şeklinde tezahür etti...
Bu yöntem yalnızca 2010 Cumhurbaşkanlığı seçiminde uygulanmadı.
O dönemde CTP Genel Başkanı Sayın Ferdi Sabit Soyer yerine, ikinci kez aday olan Sayın Mehmet Ali Talat Cumhurbaşkanı adayı olarak desteklenmişti...

Acaba bugün;
CTP Genel Başkanının Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi düşünülmüyor mu ?

Ya da;
2005-2010 yıllarında CTP'nin ilk Cumhurbaşkanı olan ve geçmişte de CTP Genel Başkanlığını yürütmüş olan Sayın Mehmet Ali Talat'ın yeniden Cumhurbaşkanlığına adaylığı söz konusu değil mi ?

CTP SOL'UN ÖNCÜ PARTİSİDİR
Keşke önümüzü görebilseydik;
Partimizin ilke ve ideolojilerine dört elle sarılıp, ülkemiz insanlarının ihtiyacı olan politika ve stratejileri halkın içerisinden çıkarıp, bu ihtiyaçları bilimsel temelli sosyalist hamurla yoğurarak uygulamaya yönelseydik...
Evet;
CTP Özgürlükçü Sosyalist bir partidir.
CTP Sol'un öncü partisidir.
CTP "emek en yüce değerdir" ve "Kıbrıs'ta Federal Çözüm" temel siyasetiyle toplumun en öncü ve değişimci partisi olarak bugünlere taşınmıştır...

CB ADAY ARAYIŞLARI !..
Keşke önümüzü görebilseydik diyerek yeniden sormak gereğini hissediyorum:
Bu çok önemli olan Cumhurbaşkanlığı seçim süreci için, CTP'nin "Cumhurbaşkanlığına aday arayışlarında" ortaya çıkan ilkeleri kim nasıl özetleyebilir?

Sol İdeoloji ve Sosyalist İlkeler Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde asıl aranan ve toplumun önüne konulacak olan en temel argümanlar içerisinde yok mu ?
Yoksa bu kez Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CTP tarihinde İlk defa toplumsal karizmayı; gelenek, ideoloji, sosyalist ilkeler ve sol siyasi öncülük ile temsil kabiliyetinin önüne mi koyacak?
Yoksa !..
Taktiksel olarak, Cumhurbaşkanlı seçimlerinde aday arayışlarında popüler olanı ve "toplumsal" karizmayı tercih edenler; bu bir açıdan da ve son tahlilde sağa ve liberalizme yönelme stratejisiyle sağ ve liberal oyların hedeflendiği ince bir siyasi hesap içinde midirler ?

CTP tabanı da bu durumu, yani popüler olan bir adayın tercih edilmesi durumunu, kanıksamış; diyorlar !..
Ancak, ben bu gözleme/iddiaya maalesef katıl(a)mıyorum...

Bağımsız;
Ya da diğer bir deyişle bir siyasal partiye bağlı olmama/"siyasi olmama" kriteri;
konjonktürel olarak siyasi rekabet gücünün düşük olması anlamını da taşıyabilmektedir...

Halbuki;
Dünyadaki ve ülkemizdeki örnekleriyle de deneyimlenmiştir ki:
Demokrasi mücadelesi, egemen sınıfları "memnun etmek"le geliştiril(e)mez...

Eğer örgütlü bir devrimci/sosyalist mücadele politikası varsa;
Bu mücadele;
Kendi hareketine yabancılaş(a)maz...
Her seçime “kendi politikasıyla” ve temel değerleriyle katılır.
Çünkü bu değerler sınıfsal içeriğe sahiptir !..

AMAÇ DÜZEN İÇİ ARAYIŞLAR DEĞİLDİR
Artık;
Bir kez daha ve yeniden;
Keşke önümüzü görebilseydik dememek için;
Solun ve emeğin öncü partisi olarak,
Özümüz ve var oluş sebebimiz olan sosyalist ilkelere ve sosyalist ideolojiye sarılmak ve daha fazla zaman ve insanımızı kaybetmeden doğru sorular sormak ve fikir üretmek gerekiyor...

Cumhurbaşkanlığı yolundaki temel amaç nedir?
Bu soru ve verilecek cevapları iyi değerlendirmek lâzım !
Verili statükodan sıyrılarak;
Halk hareketine
ve bundan hareketle
Devrimci/Sosyalist mücadele  dinamiklerinin yakalanmasını mümkün kılmak,
Ve Kıbrıs'ta Federal Çözümü,
Çözümle birlikte de Barış'ı tesis etmek değil mi;
Cumhurbaşkanlığı yolundaki temel amaç?

Bütün bunlar doğru da;
Maalesef son dönemlerde,
"Düzen içi arayış" yaratma yaklaşımlarına gire/çıka;
"Paranoya" doğuran ve stratejiler üret(e)meyen bir örgüt durumuna getirildik...!

Bu yazı toplam 2537 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar