“Tam donanımlı olursa, mesai sonrası da bakarız”

Sağlık Bakanlığı, kamu hekimlerinin 1 Eylül’den itibaren sadece kamu hastanelerinde olacağını duyurdu, TIP-İŞ Başkanı Ahmet Varış yanıt verdi

Fayka ARSEVEN KİŞİ

Sağlık Bakanı Filiz Besim’in “Kamu hekimleri 1 Eylül’den itibaren ülke genelindeki tüm hastanelerde mesai saatleri dışında özel ücretle hasta bakabilecek” açıklamasına Tıp-İş Başkanı Ahmet Varış, “1 Eylül’e kadar gerekli alt yapının tamamlanacağına dair inancımız yok” dedi.
Anayasa gereği “kamu hekimlerinin devlet hastaneleri dışında özel hasta bakamayacağı” tartışmaları, sağlıkta yeniden grevleri beraberinde getirdi.
Kıbrıs Türk Kamu Hekimleri Sendikası (TIP-İŞ) Başkan Varış, “Tam donanımlı bir yapıda olduğu takdirde bizler kamu sağlık merkezlerimizde mesai sonrası da hasta bakacağız. Ama tam donanımlı yapıyı devletin bize sağlaması gerekir. Hiçbir hazırlık yapmadan, 1 yılda doğru düzgün iyileştirme yapmadan, sadece biraz makyaj yapıp ‘burası tamamdır, uygundur. Sabah madem bakılıyor, öğleden sonra da bakılır gibi bir mantığı kabul edemeyiz” ifadesinde bulundu.
Tıp-İş Başkanı Ahmet Varış ile bu hafta 1 Eylül’de başlaması planlanan sağlıktaki yeni dönemi konuştuk.

 “Tam donanımlı bir yapıda olduğu takdirde bizler kamu sağlık merkezlerimizde mesai sonrası da hasta bakacağız. Ama tam donanımlı yapıyı devletin bize sağlaması gerekir.”

 

  • YENiDÜZEN: Bakan Filiz Besim,  “Kamu hekimleri 1 Eylül’den itibaren ülke genelindeki tüm hastanelerde mesai saatleri dışında özel ücretle hasta bakabilecek” açıklamasında bulundu.
  • Ahmet VARIŞ: 2009 yılında geçen Kamu Sağlık Çalışanları Yasası’ndaki 2 madde, biri muayene açmakla ilgili madde, biri de mesai saatleriyle ilgili olan madde 2011 yılındaki Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edildi. Daha sonra bir dernek, Yüksek Mahkeme’ye başvurup mandamus talebiyle Bakanlığın, muayenehane açan hekimlerle ilgili üzerine düşen gerekli görevi yapmadığına dair talepte bulundu. Yine mahkeme kararıyla bir emir verilmiş ve denmişti ki; “1 Ağustos 2017 tarihine kadar başka iş yapma yasağına aykırı davranan hekimlerle ilgili bakanlık üzerine düşen görevi yapsın.”
    Bundan dolayı o dönemde birçok meslektaşımız muayenehanesini kapatmıştı. Ama bizim Kamu Sağlık Çalışanları Yasası’nda olan bir madde daha var. Şu an yasadaki adı; Özel hasta bakma hakkı ile ilgili 40’ncı madde. Ona istinaden, kamu bünyesinde mesai sonrasında hekimlere özel hasta bakmasına yönelik bir takım düzenlemeler yapıldı. Bu çerçevede kamu sağlık merkezlerinin alt yapısı yetersiz olduğu yerlerde de protokol imzalanan dış merkezlerin bir nevi kamuya dahil edilmesiyle hekimlerin mesai saatlerinden sonra bu yasada var olan özel hasta bakma hakkını kullanması yönünde bir çalışma yapılıp, tüzük hazırlanmıştı.
    Yine o dönemde ilgili dernek bunu yine ara emri talebiyle Yüksek İdare Mahkemesi’ne götürmüştü. Ancak Yüksek İdare Mahkemesi, bununla ilgili iptal vermemişti. Dolayısıyla bu tüzük yürürlüktedir. Yani şu an Kamu Sağlık Çalışanları Yasası’nın 40’ncı maddesi yürürlüktedir. Buna istinaden Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanmış olan ve ilgili derneğin mahkemeye götürdüğü tüzük de mahkeme tarafından iptal edilmediği için yürürlüktedir. Bu bitmiştir.
    Özel hasta bakma tanımının biraz net şekilde belirlenmesi yönünde bir yasa değişiklik çalışması yapılmıştı. Bunu Sayın Cumhurbaşkanı yine görüş almak için Anayasa Mahkemesi’ne göndermişti. Anayasa Mahkemesi’nin ise verdiği karar ‘özel’  sözcüğü ikinci işi çağrıştırdığı için ve kamuda görevli bir kişinin özel, kendi hesabına bir iş yapması uygun olmadığı için ‘özel’ sözcüğü Anayasa’ya aykırı bulunmakla birlikte, sağlıkta hizmetin 24 saat boyunca devamlılık göstermesinden dolayı özel hasta bakma terimi kavramsal olarak Anayasa’ya aykırı bulunmamıştı. Sadece Anayasa’ya aykırı bulunan ‘özel’ sözcüğüydü. Ama tabi çevreler bunu kavramsal olarak daha farklı yorumlatmaya çalışıyor. Bununla birlikte tabi angarya çalıştırmak da yasaya aykırı olduğu için Anayasa Mahkemesi mesai saatleri dışında devletin yapacağı düzenlemelerle birlikte, hekimlerin görev yapmasının devam etmesini sağlamasını önerilmişti. Ama bu devlet eliyle düzenlenecek, devletin yapacağı düzenlemelerle birlikte sağlanacaktı. Anayasa Mahkemesi’nin bir gerekçesi de hasta hakları ve hekimlik mesleğinin doğasına uygun olarak 24 saat hizmet vermesiydi.

 “Mesai süresi kısa olduğu için hepimiz en az iki nöbet angarya tutacağız. Ama biz tutacağız. Ortalama 50-60 saat kadar biz fazla mesai yapacağız. Bu hemşireler için de geçerlidir.”

 

  • YENiDÜZEN: Anayasa Mahkemesi, doktorların görev yerini hastane olarak ayrıca belirtti mi?
  • Ahmet VARIŞ: Devlet eliyle yapılacak düzenlemeler ile diyor. Bizde ek mesai birçok devlet dairesindeki gibi gönüllülük esasına göre yapılmıyor. Bu ay örneğin mesai süresi kısa olduğu için hepimiz en az iki nöbet angarya tutacağız. Ama biz tutacağız. Ortalama 50-60 saat kadar biz fazla mesai yapacağız. Çünkü bu ay 16 gün mesai günü var. Ama buraların boş kalmaması gerekir. Ama buradaki nöbetçinin görevi mesai saatlerinden sonra gelen kronik şikayetlere bakmak değildir. Buradaki nöbetçinin temel görevi akut vakalarını takip etmektir. Gelen bir kalp krizine müdahale etmektir. Gelen bir ameliyat sonrası komplikasyona müdahale etme veya servislerde ve yoğun bakımdaki hastalara müdahale etmektir. Yoksa buradaki nöbetçinin görevi 1 yıldır tınlama şikayeti olan hastanın gelmesi ve değerlendirilmesi, tedavinin yapılması değildir. Dünyada da böyledir bu iş. Ama bizler hastanelerin boş kalmaması için birçoğumuz fazla fazla çalışıp bu angaryayı yapacağız. Çoğu ay da bu oluyor. Bu hemşire için de geçerlidir. Hemşire eksikliğinden dolayı 112 Hızır boş kalmasın diye 50-60 saat fazladan çalışıyorlar. Çünkü gittiği zaman kapanacak. Ambulansta sağlıkçı olmayacak. Sağlıkta ‘saat 3’te mesaim bitti, çeker giderim’, olmuyor bu…
     
  • YENiDÜZEN: Siz ne istiyorsunuz? Nasıl bir sistem olmalıdır?
  • Ahmet VARIŞ: Biz kendimiz çalıştığımız kurumun içerisinde bunu yapmak istiyoruz ama dünyada bu iş nasıl yapılıyorsa gerek normal mesaide gerek mesai sonrası saatlerde tam donanımlı bir yapı içerisinde bunu yapmak istiyoruz. Geçen yıl bu tüzük çıktığı zaman kamu sağlık merkezleri içerisinde tüm eksikliklere rağmen Ağustos ayında 17-18 meslektaşımız hasta baktı, ameliyat yaptı. Ama bu arkadaşlarımızın hiçbirisi tek bir kuruş para alamadı. Hiçbir şekilde geri ödeme yapılamadı. Bu bir yıl içerisinde protokol yapıldı, yetersizliklerden dolayı… Çünkü diyor ki ‘X bir hastanenin yapısı iyi ise alet edevatı, donanımı, hemşiresi her şeyi uygunsa o zaman tabi ki orada bakılır’. Ama yetersizse bakanlık; ilgili bölümde X bir özel hastane ile anlaşma yapıp onu kendi bünyesine dahil edip ‘ben size bu alt yapıyı sağlayamıyorum orada mesai sonrası özle hasta bakma hakkınızı kullanın’ diyor.
     

“Hiçbir hazırlık yapmadan, 1 yılda doğru düzgün iyileştirme yapmadan, sadece biraz makyaj yapıp, ‘burası tamamdır, uygundur, sabah madem bakılıyor, öğleden sonra da bakılır’ gibi bir mantığı kabul edemeyiz.”

 

TIP-İŞ’e göre:
“1 Eylül diye bir şey yok aslında”
 

  • YENiDÜZEN: Bugün hastanelerin durumu ortada… İzlenmesi gereken yol özel hastaneler ile anlaşma yapmak mı, yoksa acilen bu alt yapı eksikliklerinin giderilmesi mi?
  • Ahmet VARIŞ: Burada da farklı sorunlar var. Kamu hekimleri açısından konuşursak, bizler bağlı olduğumuz merkezlerde mesleğimizi gerek normal mesaide gerek mesai sonrasında modern şartlarda nasıl yapılıyorsa öyle yapmak istiyoruz. İşte, ‘oda sayısı yetersizdir, sırayla birer saat bakın’ falan gibi yaklaşımla olmaz. Ona uygun normal şartlarda kamu sağlık sistemlerinin her açıdan düzenlenmesini istiyoruz. Tam donanımlı bir yapıda olduğu takdirde bizler kamu sağlık merkezlerimizde mesai sonrası da hasta bakacağız. Ama tam donanımlı yapıyı devletin bize sağlaması gerekir. Hiçbir hazırlık yapılmadan 1 yılda doğru düzgün iyileştirme yapmadan, sadece biraz makyaj yapıp ‘burası tamamdır, uygundur sabah madem bakılıyor, öğleden sonra da bakılır gibi bir mantığı kabul edemeyiz.’ Devletin bunu sağlaması gerekir. Özel sektör bunu yapabildiğine göre ve hiçbir özel sektör ve kişinin devletten güçlü olmaması gerektiğine göre, devletin daha da iyisini sağlaması gerekir.
     
  • YENiDÜZEN: Anlattıklarınıza göre 1 Eylül’de sizin istediğiniz donanım sağlanamayacak.
  • Ahmet VARIŞ: 1 Eylül diye bir şey yok aslında.
     
  • YENİDÜZEN: Bakan Besim’in verdiği tarih bu ama… 
  • AHMET VARIŞ: Bir gün isterseniz her tarafı gezeriz, alt yapımızın ne kadar uygun olduğunu görürüz. Ama bu demek değil ki ‘sabah böyle idare ediyoruz da öğleden sonra daha iyi şartlar istiyoruz.’ Biz kamu sağlık merkezlerinde gerçek anlamda iyileştirme istiyoruz. Hekimlerin de hemşirelerin de emeğinin karşılığı verilerek buralarda çalışmasını istiyoruz. Zaten biz bunu destekliyoruz. Ama alt yapıyı hazırlayıp, yapılması gerekir. Örneğin düşününüz ki bir TV spikeri, programcıyı koydunuz program yapsın diye, ama kamera yok, ışık yok, yönetmen yok ‘sen kendi kendine program yap’ dediniz. Olur mu? Ya da evinizde 40 yıllık buzdolabı var, içinde de bir şey yok. Diyorsun ki ‘buzdolabını değiştirmek lazım’, ‘yok, tamamdır’ deniliyor. ‘İçinden de 4 çeşit yemek çıkar’ deniliyor. Aşçısın ama malzeme yok içerisinde, nasıl yapacaksınız bunu? Yapamadığınız zaman da beceremediniz oluyor.
     
  • YENiDÜZEN: 1 Eylül’de bu sisteme geçmek gerçekçi değil mi?
  • Ahmet VARIŞ: 1 Eylül’e kadar gerekli alt yapının tamamlanacağına dair inancımız yok.
    Kamu sağlık merkezlerinde yardımcı personel eksikliklerinden dolayı birçok yabancı uyruklu kişi gayri yasal ve kaçak şartlarda buralarda hasta bakıyor. Bakanlık ne demişti; ‘1 Haziran’dan itibaren bunu kaldıracağım, formülü buldum.’ Şu an Ağustos ayındayız. Şimdi kaldırmayı bırakınız bir program açtılar, bu kişilere biraz eğitim verip, hasta bakımı nasıl yapılacak, onu öğretmeye çalışacaklar.
    Sen burada teşkilat yasanda gerekli değişimleri yapıp, bu işin okulunu açıp, vatandaşları alıp eğiteceğine ve hastanelerde ve evlerde devlet eliyle finanse edip yaptıracağına, tutup bana nelerden neler çıkarmaya çalışıyorsun. ‘Kaldıracaksınız’ dediniz, çünkü ekonomik olarak da kolay değil. Yardımcısı olmadığı zaman insanlar yüzlerce TL ödüyor, bu kişilere… Çünkü bakanlık ara eleman eksikliğini gidermedi. Ama bırakın siz bir arpa boyu yol almayı, farklı anomali yaratılmaya çalışıyorsunuz. Bu çok yanlış bir uygulamadır.

“Alt yapı olmadan, dayatma ile bir karar gelirse, o zaman tabii ki özlük hakkımızdır, kendi yasamızda olan bir şeydir bu, mesai saatleri sonrasında hizmet vermek.  O durumda tepkimiz tabi ki sert olur.”

  • YENiDÜZEN: Mevcut yapıyla 1 Eylül’den itibaren bu sisteme geçileceği söylense size tepkiniz ne olur?
  • Ahmet VARIŞ: Alt yapı ve donanım uygunsa ve yeterli ise biz bunu sonuna kadar destekleriz. Ama yeterli ve modern şartlarda ise…
    Ama alt yapı olmadan farklı bir şekilde, dayatma ile gelirse o zaman tabi ki özlük hakkımızdır kendi yasamızda olan bir şeydir bu, mesai saatleri sonrasında hizmet vermek…  O durumda tepkimiz tabi ki sert olur.

 

 

 

Röportaj Haberleri