Boşuna geçen bir Meclis günü…

Tayfun Çağra

Öyle bir fırladı ki döviz herkesin ağzı açık kaldı.
Dondu bir an hayat.
Sanki de ‘kıyamet günü’ dedikleri bu idi.
Henüz geçmiş değil tabii ki, en azından dün itibarıyla o çıktığı yerden biraz düşüş göstermesine rağmen…
Onun için tedbirli gitmekte yarar var.

***

Hükümet de 23 maddelik önlemler paketi açıkladı.
Salı günü meclisi de olağanüstü toplantıya çağırarak bu maddeleri açıkladı, muhalefetten de öneri bekledi.
Ne yazık ki muhalefetin öneri yapma yerine sırf muhalefet olsun diye içi boş konuşmaları ve bazen de gülümseten eleştirileri vardı.
Başbakanlık da yapan Özgürgün’ün “tüp gaz ve elektrik zammının dövizle ilgisi yoktur, döviz hükümetin imdadına yetişti” açıklaması güldürürken açıkçası biraz da trajik bir açıklamaydı. Böyle bir açıklama ya da eleştiri hangi bilgilere göre yapılır veya niçin böyle bir atmasyon yapılır pek anlaşılamadı.
Öte yandan TC’nin KKTC Meclis Temsilciği görevi yapan! Arıklı’nın ekonomik önlemler konulu olağanüstü toplantıda seçmeli yapılan din derslerini eleştirmesi ve “Türkiye’den para almayı bilin, krizi atlatalım” anlamına gelen ifadeleri de günün anlam ve önemi için abes sayılacak ifadelerden başka bir şey değildi.

***

UBP konuşmacılarından biri ‘acı’ önlem istedi ama diğeri milletvekili tahsisatından kesinti yapılmasını istemedi. “Kabul eden varsa istifa ederim” de dedi. Önlemleri de yetersiz bulundu. Bir taraftan ‘acı’ istenir, diğer taraftan ‘kesinti’ kabul edilmez, öbür taraftan önlemler de yetersiz denir.
Bir garip memleket.
TL’nin değer kaybından dolayı yaşanan bu süreçte UBP’nin hükümet olduğunu düşünüyorum. Ne yapardı acaba!
Hiç.
Öylece oturur, TL kaybından dolayı yaşanan yıkımı birilerinin (kimlerse onlar) halletmesini beklerlerdi. O boş zamanı da orada burada, meyhanelerde zaman geçirerek beklerlerdi.
Tabii ki açıklanan 23 önlem maddesi de bu yıkımı ayağa kaldıracak, her şeyi düzeltecek maddeler değil ancak TL’ye müdahale etme yetkisi olmayan bir idare, onun dışında yapabileceğini bazı önlem maddeleriyle yapmaya çalıştı.
Beklenir ki böyle bir zamanda “bu madde tamamdır ama eksiktir, şöyle de yapılabilir, bu da eklenebilir” gibi muhalefet katkıları da yapılabilsin.
Dün TV’de meclis oturumunu izlerken “keşke böyle bir oturum yapılmasaydı, hükümet o gün de yapılması gereken başka işleri yapabilecek zamanı bulsaydı, boşuna mecliste o günü harcamasaydı” diye düşündüm.
Günün sonunda olağanüstü meclis oturumunda 23 maddelik önlemlere eklenebilecek bir katkı yapılmadı veya yapılamadı.
Belki ben öyle bir izlenim edinemedim ama olduysa birileri beni düzeltsin lütfen!

***

Türkiye’de seçim öncesi yapılan harcamalar, üretime yönelik değil, ithalata dönük ekonomi ve eriyen TL ile üzerine gelen ‘papaz’ krizi…
TL’yi kullanmak durumunda kalan biz ve çare arayan bir çaresizlik. Başka ne yapılabilir? ‘Acı reçete’ nedir? Bilen açıklasın.