1. YAZARLAR

  2. Tümay Tuğyan

  3. Saray ve SOL
Tümay Tuğyan

Tümay Tuğyan

Saray ve SOL

A+A-

Neredeyse bir seçim ‘gerekliliği’ haline gelmiştir; galiba hemen her yerde bu böyledir.

‘Şahinleşme’ dönemleridir seçimler.

Yerel seçimlerin ardından hız kesmeden başlayacak olan Cumhurbaşkanlığı seçim süreci de böylesi bir dönem olacak muhtemelen.

Ve ne tesadüftür ki bu yeni dönemin başlangıcı, 20 Temmuz törenleriyle çakışacak.

Üstelik tam 40’ıncı yılı kutlanacak harekatın.

Sokaktaki insanın ‘milli’ damarlarına dokunulmaya çok müsait bir yıldönümünde, hele de Kıbrıs müzakere sürecinde herhangi bir ilerleme kaydedilmemişken, ‘şahinliğin’ tam zamanıdır. 

Devlet, egemenlik, toprak...

Her türlü ‘kritik’ ve ‘hassas’ konu meşhur resmi geçit konuşmalarının gündemine oturacak, ‘vatan-millet’ nutuklarında doruklara çıkılacaktır.

Emin olun 20 Temmuz kutlamalarına katılmak amacıyla Türkiye’den gelecek olan ‘konuklarımız’ da benzeri ‘nutuklarla’ bize gereken desteği(!) esirgemeyecektir.

Ve devamında yol alınacak olan Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, her fırsatta benzer konuşmalar, açıklamalar duyacağız, kaçınılmazdır.

İşte önümüzdeki haftalarda ve aylarda, büyük umutlar bağlanan müzakere sürecini bekleyen tablo, bu olacak.

Ne yazık ki...

Şanslarının yanı sıra, birçok da şanssızlığa sahip olan bu süreç, bir darbe de bizim seçim sürecinden yemeye mahkum ne yazık ki!

Kıbrıs’ın güneyinde yaşanmakta olan ekonomik sorunlar, adanın etrafındaki enerji yatakları, Amerika Birleşik Devletleri’nin ‘çözüm hevesi’ falan derken, bizleri de bir kez daha heveslendiren bu konjonktür, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın yolunda, tehlikeli sularda yüzmeye başlayacak.

Hoş zaten halihazırda tehlikeli sularda yüzüyor, zaten ortada kayda değer hiçbir gelişme de yok, o da ayrı bir sıkıntı.

***

Henüz adaylığını açıklayan yok.

Ama tabii ki Eroğlu yeni dönemde de Saray’da olmak istiyor.

CTP’de durum belirsiz, en azından dışarıya karşı öyle.

Talat’ın yeniden aday olma niyeti var, ama bu niyet CTP’nin tavrına bağlı olarak şekillenecektir muhtemelen.

CTP içerisinde Talat’ın adaylığını destekleyenler olduğu gibi, desteklemeyenler de var.

Yakın gelecekte CTP cephesinin tavrı netleşecektir.

CTP cephesinin tavrı, TDP açısından da önemli.

Mustafa Akıncı, bir süredir sokakta.

Ve yoğun bir şekilde de ekranda.

‘Toplumda ciddi bir talep oluşursa bunu değerlendirmek zorunda kalabileceğimi hissediyorum’ diyor.

Tabii toplumun talebi, bir yandan da CTP’nin tavrıyla yönlenebilme potansiyeline sahip.

Göreceğiz.

Kıbrıs Türk solu Eroğlu’nun karşısına kaç adayla çıkar, bunu söylemek için henüz erken olsa da, sürece dair yazının başında dikkat çektiğim tehlike, yani ‘politikaların ve söylemin şahinleşmesi’ ihtimali, solun da bir handikabı olabilir, dikkatli olmak lazım.

Geçmişte örneklerini yaşadık.

Hele de ‘sağdan’ ya da ‘ortada’ olan seçmenden oy almanın, seçimi kazanmak için mutlaka gerekli olduğu bir ortamda.

Ama politikacıların, ‘kendi’ seçmenlerini ‘kızdırma’ riskini göze alma lüksleri de yok, bunu da bir kenara not etmeleri gerekiyor.

Her kim ya da kimler olursa olsun, solun aday veya adaylarının, seçmenlerine karşı gerçek bir sol politika sunma yükümlülüğü var.

Çünkü diğer türlü bir politik duruşun aslı, zaten tam karşıda duruyor olacak.

Bu yazı toplam 1804 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar