K.T. Esnaf ve Zanaatkarlar Odası  Yönetim Kurulu Başkanı Hürrem Tulga, Alayköy Sanayi Bölgesi ile ilgili basın açıklaması yaptı ve uyardı, “Devletin politikası nedeniyle sanayi bölgeleri  rant aracı olmaya devam  ediyor”.

Açıklamanın tam metni şöyle;

Alayköy Sanayi Bölgesi diğer Sanayi bölgelerinin yaşadığı plansızlık, düzensizlik ve kural tanımamazlıklardan kaçınarak düzenli, planlı, işkollarına göre bölümlenmiş ve özellikle şehir içlerindeki kirli ve gürültülü işyerlerini dışarı taşıma amaçlı olarak tasarlanmış, hakedişler buna göre yapılmış parseller buna göre düzenlenmişti.

Siyasi  iktidar değişiklikleri ve  Sanayi Bölgeleri ile ilgili otoritelerde ortaya çıkan değişiklikler  süreç içerisinde ülkenin en düzenli Sanayi Bölgesi olması gereken bu yeri de diğerlerine benzetmeye başlamıştır. Belli işkollarına göre parsellenen araziler hak sahipleri tarafından başka iş kollarında faaliyet gösteren işletme sahiplerine hava parası ile devrediliyor. Ya da inşa edilen bina, başkasına başka amaçla faaliyette bulunması için devrediliyor. Dolayısı ile planlama, düzen ortadan kaldırılıyor.

Bu olumsuzluğa ek olarak, imar mevzuatın uygun olmayan ekler, binalara gelişigüzel yapılmaya başlandı. Ne Sanayi Dairesi ne de Belediye bu konuda müdahil olmamaktadır.
Diğer bir önemli nokta ise  kirli işyeri şehir ya da köy içlerinde olduğu için  sanayi bölgesinde yer alanların bu yerleri satışı dolayısı ile hem havadan haksız bir kazanç elde ediliyor, hem işkollarında öngörülmeyen fazlalıklar oluşuyor, hem de kirli işyerleri meskun mahallerde kalmaya ve çevreyi rahatsız etmeye devam ediyor.

Tüm bu olumsuzluklar, rantiyelerin oluşmasına, devletin Sanayi Bölgeleri politikasının bir rant aracı halinde devam etmesine neden oluyor. Alayköy dağıtılırken bunların hiçbiri olmasın diye çok uğraşmıştık ancak ilerleyen süreçlerde ne Alayköy sanayi bölgesinin bağlı olduğu Alayköy belediyesi ne de Sanayi Dairesi üzerinden merkezi iktidar bu hassasiyeti göstermeyince ortaya bu kötü sonuç çıkmıştır.

Sanayi Dairesi ve Alayköy Belediyesinden taleplerimiz: Şimdiye değin, hak sahiplerinin kaçı arazilerini ya da üzerine inşa ettikleri binaları başkalarına devretmiştir?  Ayrıca yukarda bahsettiğimiz konularda Sanayi Dairesi yetkilerini kullanarak gerekli idari ve cezai yaptırımları ne ölçüde yapmıştır? Bu hukuksuzlukların bir daha olmaması için öngördükleri önlemler nelerdir? Yoksa orası da her isteyenin at oynattığı ve devletin de seyrettiği diğer bölgelerimiz haline mi dönüştü?

Bilgi edinme hakkı çerçevesinde en kısa zamanda sorularımızın yanıtlanmasını, yanıtlarla kalmayarak gerekli önlemlerin alınmasını vurgular, sonuna kadar konunun takipçisi olacağımızı da belirtmek isteriz.