DEV-İŞ Genel Sekreteri Koral Aşam,, “Sağlık Ücretleri Tarife Tüzüğü”nde yapılan yeni düzenlemeyi eleştirdi. UBP-DP azınlık hükümetini yapılan değişiklikle, yeni hak gasplarına, yetki aşımına, hukuksuzluğa ve anayasaya aykırılığa imza atmakla suçlayan  DEV-İŞ uygulamanın yasal, etik ve sosyal yönden kabul edilemez olduğunu bildirdi. 

DEV-İŞ Genel Sekreteri Koral Aşam imzasıyla yapılan yazılı açıklamada, sağlık hizmeti alma hakkını korumak için sendikal ve hukuksal boyutta mücadele edileceğini de duyuruldu.

DEV-İŞ'in açıklamasının tam metni şöyle:

“DEV-İŞ olarak geçtiğimiz hafta içinde, gündeme gelen “Sağlık Ücretleri Tarife Tüzüğünde” yapılan değişikliği İSTEMEZÜK reaksiyonunda uzak, aklıselimle inceleyerek, yapılmak istenenin ne olduğunu anlamaya çalıştık.

Vardığımız nokta, UBP-DP azınlık hükümetinin yapılan bu değişiklikle, yeni hak gasplarına, yetki aşımına, hukuksuzluğa ve anayasaya aykırılığa imza atmış olmalarıdır.

Kısaca özetlemek gerekirse, Sağlık Bakanlığının, Yüksek İdare mahkemesi “Mandabus Emirnamesine” ben yaptım oldu mantığı ile hülle yapma girişimidir.

Sağlık bakanlığı, kamu hastanelerindeki, eksik kapasiteyi, eksik teçhizatı ve kamu hekimlerinin 47/2010 yasası ile gasp ettiği ekonomik haklarını düzeltmek yerine “Sağlık Ücretleri Tarife Tüzüğünde” yaptığı keyfi düzenleme ile kamu hastanelerini özelleştirip, ekonomik sorumluluklarını halka ve zaten maaşlarının %2’sini her ay sağlık sigortası için yatıran sigortalılara yükleme çabasındadır.

Bu kararın yasal, etik ve sosyal yönden kabulü mümkün değildir.

Bakanlık, Kamu Sağlık çalışanları yasasının 40. Maddesinin altını çizerek bu değişikliği yaptığı iddiasını öne sürerken, ülkemizin saygın hukukçularından Cumhuriyet Meclisi Emekli Genel Sekreteri Sayın Mehmet Öner Ekinci sosyal medya hesabından aşağıdaki yorumu yapmaktadır.

“Ortada bu yönde düzenleme içeren yürürlükte bir yasa var mı? Yok. Bu konu Yasa ile düzenlenmesi gereken bir konu mu? Evet
Peki Sağlık Bakanlığı Yasa olmadan Tüzükle böyle bir düzenleme ve uygulama yapabilir mi? Kesinlikle hayır.
Devletin Danışmanı olan Başsavcılık bu duruma ne diyor?
Bakan bey, kendini yasaların ve hukukun üstünde mi görüyor? Uygulama bunu gösteriyor. Esasen bu Hükümet ne zaman hukuka uygun davrandı ki. Kuyruğu sıkıştıkça hukukun dışına kaçmakta. Ya Bakanlar Kurulu kararı ile, ya Ücretler Tarifesi Tüzüğü ve benzeri yasal ve hukuksal dayanaktan yoksun tüzüklerle veya Anayasaya aykırı yasa gücünde kararnamelerle günü kurtarmaya çalışıyor.

Peki Meclis Başkanlığı ne yapıyor?. Meclis Başkanlığı kendi yetkilerine sahip çıkabiliyor mu? Verdiği Tüzükle düzenleme yetkisinin aşıldığını görmüyor mu? Yasa ile düzenlenmesi gereken bir konunun doğrudan tüzükle düzenlenmesi karşısında sessiz kalmayı mı yeğliyor? Yetkilerine müdahale edildiğinin, yetki gasbı yapıldığının farkında değil mi?”

Ombudsman daire Müdürü Sayın Zeki Gürsel ise yukarıdaki yorumu destekleyerek şunları ekliyor.

“Başka bir yasa altında verilen yetki çerçevesinde hazırlanan bir tüzükte değişiklik yaparak uygulamak mümkün değildir. Döner Sermaye ve ilgili mevzuat nerede? Hangi ilke ve ölçütler çerçevesinde ek ödenek verilecek? "Ücretler Tarifesi Tüzüğü" özel hasta bakma hakkı ile ilgili usül ve esasları düzenliyor mu? Hayır.”

Hepimiz biliyoruz ki, sağlıkta döner sermaye yasası ile sağlığın özelleştirilmesi amaçlanmaktadır.  Parası olmayanın sağlık hizmetlerinden yararlanamaması veya sınırlı yararlanabilmesi anlamına gelmektedir. Kısacası Anayasanın eşitlik ilkesini ortadan kaldırmaktadır. Sağlık hizmeti her yurttaşın en doğal hakkıdır ve sosyal devletin olmasa olmazlarındandır.

Haziran sonu itibarı ile alelacele meclisten geçirilen yasa, tamda yukarıdaki gerekçelerle, başsavcılığın uyarısı ile cumhurbaşkanı tarafından anayasa mahkemesine gönderilmiştir. Zaten Anayasaya aykırılığı gün gibi ortada olan döner sermaye yasası, hükümet tarafından geri çekilmiş ve “Sağlık Ücretleri Tarife Tüzüğünde” yapılması öngörülen hülle gündeme gelmiştir.

DEV-İŞ olarak bilinmesini isteriz ki,  ne sosyal, ne etik açıdan ne de yasal ve hukuki çerçevede yapılan bu hak gaspını kabullenmeyeceğiz.

Üyelerimizin ve tüm emekçilerin Sağlık hizmeti alma hakkını korumak için mücadelemiz sendikal ve hukuksal boyutuyla devam edecek.

Yangından mal kaçırırcasına, apar topar yürürlüğe sokulan bu değişiklik kararı, en erken zamanda hukukçularımızla yapacağımız istişarenin ardından gerekirse yürütmenin durdurulması talebi ile ara emrine başvuracağımızı tüm kamuoyu ile paylaşırız”.