1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. S-400'ler Ankara'ya getiriliyor
S-400'ler Ankara'ya getiriliyor

S-400'ler Ankara'ya getiriliyor

TC Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Rusya'dan alınan S-400 hava savunma sistemlerinin birinci grup malzemelerinin bugün Mürted Hava Meydanı'na intikal etmeye başladığı duyuruldu.

A+A-

Türkiye Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Rusya'dan alınan S-400 hava savunma sistemlerinin birinci grup malzemelerinin bugün Mürted Hava Meydanı'na intikal etmeye başladığı açıklandı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada Rusya'dan alınan S-400 hava savunma sistemlerinin birinci grup malzemelerinin bugün Mürted Hava Meydanı'na intikal etmeye başladığı duyuruldu.

ABD, S-400'lerin teslimatının gerçekleşmesi durumunda Türkiye'nin yaptırımlarla karşılaşabileceğini vurguluyordu. 

ABD'nin S-400 yaptırım paketinde neler var?

S-400 teslimatının başlamasının ardından ABD'nin Türkiye'ye yaptırım açıklamaları ve CAATSA yeniden gündemde. CAATSA kapsamında Rusya ile savuna ve istihbarat alanında işbirliği yapan ülkelere yaptırım uygulanıyor. Yasa 'kişi ve kurumlara ihracat-ithalat bankası desteğinin kesilmesi', 'Uluslararası mali kuruluşlardan kredi verilmemesi', 'Mali kurumlar ve bankalar arasında ödeme ya da kredi transferlerinin yasaklanması' gibi yaptırım seçeneklerini içeriyor.

Türkiye'ye S-400 teslimatının başlamasının ardından ABD'nin olası yaptırım paketi yeniden gündemde.

CAATSA NELERİ İÇERİYOR?

2 Ağustos 2017’de Trump’ın imzasıyla yürürlüğe giren CAATSA İran, KDHC ve Rusya’ya uygulanan yaptırımların dayanağını oluşturuyor.

CAATSA, “Rusya Federasyonu’nun savunma ya da istihbarat sektörleriyle ya da bunlar adına çalışan kurum ve kişilerle önemli düzeyde alışverişte bulunan kişi ve kurumlara yaptırım uygulanmasını" öngörüyor. Türkiye’ye Rus yapımı S-400 füze savunma sistemi sebebiyle yaptırım uygulanmasını öngören madde de bu.

Amerika'nın Sesi'nde yer alan habere göre, ABD Başkanı Trump yasa gereği 70 sayfalık CAATSA metninde listelenen 12 yaptırım kaleminden en az beşini seçmek zorunda.

Bu kalemler şöyle sıralanıyor:

  • Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara ihracat-ithalat bankası desteğinin kesilmesi,
  • Mal ve teknoloji ihracatı ruhsatı verilmemesi,
  • ABD mali kuruluşlarından kredi tedarik edilmemesi,
  • Uluslararası mali kuruluşlardan kredi verilmemesi,
  • Mali kurumlara ABD Merkez Bankası ile doğrudan alışveriş yapma izni verilmemesi,
  • Yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlarla ihale ya da sözleşme yapılmaması,
  • Döviz üzerinden işlem yapılmasının yasaklanması,
  • Mali kurumlar ve bankalar arasında ödeme ya da kredi transferlerinin yasaklanması,
  • Yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumların ABD topraklarında gayrimenkul sahibi olmasının yasaklanması,
  • ABD kişi ve kurumlarının yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlardan sermaye ya da borç alışverişinin yasaklanması,
  • Yaptırım kapsamına alınan kişilere ABD’ye giriş yasağı,
  • Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara benzer işlevi olan üst düzey görevlilere de yaptırım uygulanması.

   6 soruda S-400 sistemi

Teslimatın başlamasının ardından sistemin teknik özellikleri yeniden tartışma konusu oldu. 

S-400'ün teknik özelliklerini ve süreci içeren "6 soruda S-400 sistemi" haberimizi yeniden hatırlatıyoruz:

SİSTEM NASIL GELİŞTİRİLDİ?

ABD merkezli Center for Strategic and International Studies'in ("Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi") aktardığına göre S-400'ün geliştirilmesine 1993'te başlandı.

Ancak Sovyetler Birliği'nin çözülüşü sebebiyle Rusya'nın yeni bir sistem geliştirme kabiliyeti sınırlıydı. Bu sebeple S-400 sistemi başlangıçta S-300 teknolojileri kullanılarak yapıldı. Bunlara füze depolama ve fırlatma sistemleri ve radarlar da dahildi.

Sistemin ilk denemeleri 1999 sonlarında ve 2000'lerin başlarında gerçekleştirildi. Ancak sistem bu yıllarda eskimiş S-300 teknolojilerini kullandığı için üretime uygun bulunmadı ve güncellenerek kullanıma girmesi 2007 yılını buldu.

SİSTEMİN TEKNİK ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Geliştirilmiş S-300 sistemlerinin 150-200 kilometreyi bulan menziline kıyasla, S-400 sistemi 400 kilometre menzile sahip. Sistem ayrıca çok daha büyük füzelerle kullanılabiliyor.

30 kilometre irtifaya sahip S-400 sisteminin, aynı anda 80 hedefe kilitlenebildiği ve bu hedefleri imha edebildiği söyleniyor.

Sistemin imha etmek için geliştirildiği hedefler arasındaysa stratejik bombardıman uçakları, gözlem uçakları, erken uyarı radar uçakları dahil olmak üzere pek çok türde savaş uçağı, stratejik seyir füzeleri ve balistik füzeler bulunuyor.

NATO SİSTEMİNE 'UYUM SORUNU' DERKEN NE KAST EDİLİYOR?

Türkiye'nin Rusya'dan 2 milyar doların üzerinde değerde silah almasının ABD'yi rahatsız ettiği kuşkusuz, ancak buna ek olarak Türkiye sistemin NATO savunmasına "uyum sorunu" olduğu konusunda uyarılıyor.

Bunu anlamak için sistemin ne sebeple geliştirildiğine bakmak gerekiyor, çünkü Rusya hava savunma sistemlerini NATO'ya karşı kullanmak için, NATO'nun elindeki silahları gözeterek geliştiriyor.

ABD dergisi The National Interest'in aktardığına göre, kara kuvvetlerine en büyük tehdit olarak NATO hava gücünü gören Rusya, bu sebeple NATO uçaklarını alt etmek için sürekli yeni hava savunma sistemleri geliştiriyor.

S-300 ve S-400 hava savunma sisteminin, ABD'nin elindeki F-22 ve F-35 savaş uçaklarını karşılaştırmak için geliştirildiği, Rusya'nın NATO'ya karşı çok sayıda radarlı, uçakları birden fazla yerden takip edebilen bir hava savunma ağı ördüğü belirtiliyor.

Bu durumda Türkiye'nin NATO'ya karşı kullanılmak üzere geliştirilen bir hava savunma sistemini alması, NATO ülkelerinde "kafa karışıklığı" yaratıyor ve bu konu "uyum sorunu" olarak dillendiriliyor.

RUSYA BU SİSTEMİ NERELERDE KULLANIYOR?

Bekleneceği üzere Rusya, S-300 sisteminin yerine geçirdiği S-400 hava savunma sistemini NATO tehdidi gördüğü yerlerde kullanıyor. Bunlar arasında en dikkat çekenler, Rusya'nın önemli askeri güç bulunduğu stratejik Kaliningrad ve NATO'nun Rusya'ya ait olduğunu kabul etmediği Kırım.

Rusya ayrıca 2015 yılında Suriye'de bulunan Tartus'a da bu sistemi yerleştirdi. Burada da görülen tehdit - IŞİD ve benzeri yapılar olamayacağına göre - bariz olarak NATO'ydu ve sistem NATO saldırılarını caydırmayı amaçlıyordu.

Sistem aynı şekilde Rusya'nın NATO'ya karşı müttefiki olan Belarus'a da yerleştirildi.

RUSYA S-400 SİSTEMİNİ TÜRKİYE'YE NEDEN SATIYOR?

Sistemin Türkiye'ye neden satıldığını anlamak için, Rusya'nın uzun dönemli askeri stratejisine bakmak gerekiyor. S-400 sistemi, 10 yıldır kullanımda olan ve Rusya-NATO çatışmasında güncelliğini uzun süre koruyamayacak olan bir hava savunma sistemi.

Sistemi daha önce aralarında Suudi Arabistan ve Ermenistan'ın da bulunduğu pek çok ülke satın almak istemişti, ancak Rusya sistemi yalnızca 2015'ten sonra satmaya başlayacağını bildirmişti. Rusya'nın yakın askeri müttefiki olan Çin'e ve Rusya'nın en çok silah sattığı ülkelerden biri olan Hindistan'a da sistemin satılması bu tarihten sonra onaylandı. Yani Türkiye'ye yapılan satış "ayrıcalıklı" değil, Rusya sistemi kullanılmaya başlanmasından 10 yıl sonra satıyor.

Rusya'nın S-400'ün yerine geliştirdiği sistemse S-500. Yeni nesil karadan havaya füze sistemi olan S-500'ün hava araçları, hipersonik seyir füzeleri ve kıtalararası balistik füzeleri imha etmek için tasarlandığı ve S-400'ün 400 kilometrelik menziline karşılık 600 kilometre menzili olduğu bildiriliyor.

2020'de kullanıma girecek sistemin, S-400'e göre çok daha gelişkin teknolojiler kullanacağı öne sürülüyor.

S-400 SİSTEMİ KİMLERE SATILACAK?

Rusya'nın S-400 satmayı planladığı ülkeler arasında Çin ve Hindistan'ın yanısıra, Suudi Arabistan, Vietnam, Ermenistan, Mısır, Kazakistan ve Ermenistan da bulunuyor.

Türkiye'yi bu ükelerden ayıran yönüyse NATO üyesi olması. Türkiye dışında yalnızca Yunanistan'da Rusya'ya ait bir hava savunma sistemi bulunuyor. Fakat Yunanistan elindeki S-300 sistemini Rusya'dan değil, Kıbrıs'tan satın aldı.

"Türkiye silah ambargosuna hazırlanıyor"

DUVAR – Türkiye’nin bir NATO üyesi olarak Rus yapımı S-400 hava savunma sistemleri alma kararı sonrasında, ABD’nin olası bir silah ambargosuna karşı hazırlık yaptığı belirtildi. İki Türk yetkili, F-16 gibi Amerikan yapımı silahların yedek parçalarının ambargo ihtimaline karşı stoklandığını söyledi.

Amerikan haber sitesi Bloomberg'e konuşan yetkililer, TSK’nin bir süredir F-16 jetlerinin ve diğer Amerikan yapımı askeri teçhizatın yedek parçalarını depolamakta olduğunu belirtti. Yetkililer bu kararın ne zaman verildiğine, tam olarak hangi parçaların stoklandığına, bu parçaların nereden alındığına veya stokun gelecekte ne kadar bir süreyi kapsayabileceğine dair ayrıntı vermedi.

Yetkililer, Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması halinde hem Rusya’dan savaş jeti alabileceğini, hem de kendi savaş uçakları ile balistik füzelerini ülke içi kullanım ve ithalat amacıyla üretmeye çalışacağını söyledi.

KONGRE’DEKİ TASARILARDAN BİRİ F-16’LARI DA HEDEF ALIYOR

Amerikan Kongresi’nde Türkiye’nin S-400 almasına karşı hazırlanan beş farklı yaptırım tasarısından birinde, F-35 programı dışında olası yaptırımlardan etkilenebilecek savunma teçhizatı programları arasında Patriot hava ve füze savunma sistemi, CH-47F Chinook helikopterleri, UH-60 Black Hawk helikopterleri ve F-16 uçakları da sayılıyordu.

‘KIBRIS AMBARGOSUNDAN DAHA HAZIRLIKLI OLMAK İSTİYORLAR’

Bloomberg ilgili haberinde “Başkan Trump’tan gelen cesaretlendirici mesajlara rağmen en kötüsüne hazırlanan Türkiye, tartışmalı Rus füzesi alımı nedeniyle Kongre’den yaptırım kararı çıkması ihtimaline karşı Amerikan yapımı silahların yedek parçalarını depoluyor” ifadelerini kullandı. Bloomberg, Türkiye’nin 1974’teki Kıbrıs harekâtından sonra dört yıl boyu uygulanan Amerikan silah ambargosunu unutmadığı ve bu kez daha hazırlıklı olmak istediği yorumu da yaptı. 

 

Bu haber toplam 2378 defa okunmuştur
Etiketler : ,