1. YAZARLAR

  2. Fatma Azgın

  3. Rumlar Daha Umutlu
Fatma Azgın

Fatma Azgın

Rumlar Daha Umutlu

A+A-

 

Geçen yılın Ekim ayında yakın zamanda Kıbrıs’a çözüm geleceği konusunda epeyce haberler yayınlanmıştı. Hatta Mart 2014’te referandumdan da söz edilmişti.
Doğrusu inanmadım ve “Çözüm Gelecekmiş” başlıklı makalemde gerekçelerimi açıklamıştım. Özellikle Türk tarafının “umutlu” tavrının, yaklaşan Türkiye AB ilerleme raporunu olumlu yönde etkilemek nedeniyle oluşturulduğunu düşünüyordum.
Nitekim çok sürmedi ve  Kıbrıs’taki taraflar “ortak açıklama” kavgasına başladı..

Son 10 gün içnde, ve ortak metnin açıklanmasından sonra Kıbrıs’ta bambaşka hava esiyor. Önceleri benim gibi dudak bükenler giderek “bu sefer galiba olacak” demeye başladılar. Hatta hiçbir zaman “federal” formülü istemeyenler ve “egemenlik” takıntısı olanlar bile o ortak metinde ifade edilen “esaslar” konusunda ses çıkarmıyorlar.
UBP, DP ve Volkan kesimlerinin tavırları oldukça manidardır.
Diğer yandan, ekonomik örgütler altındaki kuruluşlar da çözüm için desteklerini verdiler.

Ortak metnin yayınlanmasının kurtarıcısı olarak Kıbrıs’a gelip liderlerle görüşen ABD yetkilisi, herkesin yelkenlerini suya indirmiş gözüküyor..
ABD sadece bizim liderliği değil Türkiye yöneticilerini de etkilemiş durumda. BM ve AB diğer yandan bastırıyor. Yunanistan, Türkiye yanısıra Almanya, Danimarka, Fransa ortak metnin açıklanmasını selamlıyor.
Düşünüyorum da Annan planı da böyle bir koalisyon döneminde elimizden kaçmamış mıydı?

Bu sefer farklı olan ne?
İlk sayacağımız konular, gaz yatakları, iki tarafta da hüküm süren ekonomik kriz, Kıbrıs Israil ve Türkiye’nin hidrokarbon yataklarından elde edilecek gazın ortak bir şekilde ve büyük ülkelerin firmalarının yer alacağı bir yöntemle Avrupa’ya götürülmesi olabilir.
Diğer bir faktör Rauf Denktaş gibi, Türkiye de diğer büyük güçlere kafa tutabilecek  bir figürün yaşamamış olması..
Türkiye hükümetinin geçen yıldan başlayarak giderek azalan gücü ve prestiji..
Erdoğan hükümeti, Kürt ve Kıbrıs sorununu çözerse, ülkesinde ve yurtdışında zayıflayan etkisi, ABD, AB  sayesinde artabilir. Ayrıca AB ilişkileri güçlenebilir. Bölgede sorun yaratan Türkiye –İsrail ilişkileri düzelebilir..

Peki Rum tarafındaki coşku neden? Bu sefer yeni çözüm planı daha hararetle destekleniyor. Annan planından farklı olarak  muhalefette olan AKEL, hükümette ve cumhurbaşkanlığı makamında olan DISI’ye destek veriyor. Bu durum, güneydeki barışçı güçlerin artmasına sebep oluyor.
Annan planı döneminde, Türk tarafında yaşanan yoğun tartışma, şimdilerde Rum tarafında yaşanıyor. Arkadaşlarımızdan öğrendiğimize göre, çözümün parametreleri her platformda, olumlu bir yaklaşımla tartışılıyor. Anastasiadis, çözüm karşıtlarına karşı savaş açmış durumda. “Federal çözüm istemediğinizi açıkça söyleyin” diye sert konuşmalar yapıyor. Hükümetteki DIKO ortaklığının bozulmasını da göze alıyor.

Bütün bu faktörler yanısıra, bence en önemli değişiklik,  iki toplum arasında uzayıp giden ve hiçbir sonuç vermeyen müzakerelerden sıkılıp, görüşmecilik-danışmanlıktan- istifa eden Kudret Özersay’ın geri gelmesidir.

Çözüm olacağı olasılığını giderek düşünmemin tek nedeni Özersay’ın umutlanması ve bu zorlu göreve gelmesidir. Toparlanıyoruz hareketini ihmal etme nedeni bu şekilde açıklanabilir.
Neyse, ben de temkinli iyimserler arasına girebilirim...

Bu yazı toplam 3442 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar