1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3.  Psikaytri Profesörü Mehmet Sungur: Aşk yeterli değil
 Psikaytri Profesörü Mehmet Sungur:  Aşk yeterli değil

 Psikaytri Profesörü Mehmet Sungur: Aşk yeterli değil

“Sen, Ben ve Aramızdaki Her şey – Aşk, Evlilik, Sadakatsizlik: Şeytan Üçgeni” isimli bir de kitabı bulunan Mehmet Sungur aşk, flört, evlilik ve boşanma hakkında konuştu

A+A-

Doğuş Özokutan Çiftçioğlu

 Psikaytri Profesörü Mehmet Sungur çiftlerin her şeyden önce iyi iletişim kurmayı, birlikte problem çözmeyi öğrenmesi gerektiğini vurguluyor. 
“Problemler sağlıklı evliliklerde de var. Tek mesele problemleri çözme biçimi” diyen Sungur aşkın ilişki yürütmek için yeterli olmadığının da altını çiziyor.
Kent Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Türkiye Kognitif ve Davranış Terapileri Derneği Başkanı, Avrupa Davranış ve Kogtinif Terapiler Derneği eski başkanı, Uluslararası KognitifTerapiler Birliği’nin Amerikalı olmayan tek başkanı olan Sungur, bir süredir, “Kognitif Davranış Terapisti Yetiştirme Eğitimleri” vermek üzere ülkemize geliyor.
Bu ziyaretlerden birinde “Sen, Ben ve Aramızdaki Her şey – Aşk, Evlilik, Sadakatsizlik: Şeytan Üçgeni” isimli bir de kitabı bulunan Mehmet Sungur’la aşkı, flörtü, evliliği ve boşanmayı konuştuk…

“İNTERNETİN İLİŞKİYLE BAŞLAMASININ HEM OLUMLU HEM OLUMSUZ YANI VAR”

Profesörü Mehmet Sungur’a ilk olarak internet üzerinden gerçekleşen ilişkilere ve flörtlere yönelik değerlendirmelerini sorduk. Gerçek dünyada olduğu gibi sanal dünyada da ödüller ve bedeller olduğunu söyledi. 
“Her şey gibi hem olumlu hem olumsuz yanları var. Çalışma yaşamının giderek insanları zorladığı bir zamanda insanların teknolojiden yararlanarak tanışmaları bana çok şaşırtıcı ya da korkutucu gelmiyor.
Sanal dünya olarak tabir edilen ve sanal olup olmadığından emin olmadığım, çünkü herkesin kullandığı bir şeyin ne kadar sanal olduğundan çok emin değilim.
Böyle bir dünyada ne gibi tehlikeler varsa gerçek dünyada da o tehlikeler var. Gerçek dünyada yeni tanıştığınız birinin nasıl biri olduğu konusunda sahip olduğunuz fikir her zaman doğru olmuyor.
Gerçek dünyada da sanal dünyada da ödüller ve bedeller var.

“SANAL DÜNYADAKİ SORUN KİŞİLER TANIŞAMADIĞINDA BAŞLIYOR” 

Sanal dünyadaki sorun kişiler tanışamadığı zaman başlıyor. Bazı kişiler sanal dünyada yazışıp, flörtleşip, kendilerini istedikleri gibi tanıtıyorlar ama iş tanışmaya gelince bir kısmı bu tanışmanın gerçekleşmesini istemiyorlar.
Çünkü sanal dünyada kendini öyle bir tanıtmış ki gerçek dünyanın içinde öyle görünemeyeceğinden korktuğu için ‘varsın sanal dünyada namım olsun gerçek dünyada yüzüm görünmesin’ diyerek uzak durdukları için hep sanal kalıyorlar. Bu bir tehlike. 
İkincisi de sanal dünyada insanlar her gün yeni bir kimlikle devreye girip, var olup eski kimliklerini yok edebildikleri için gerçek yaşamdan daha riskli bir durum söz konusu oluyor.
Çünkü siz sanal dünyaya seçilmişleri koyuyorsunuz, seçilmiş fotolar seçilmiş yazılar ama gerçek yaşam kendi kendine akan bir yaşam. Bu akışın içinde yer buluyorsunuz dolayısıyla sanal dünya bize bazen gerçek dünyada yaşayamadıklarımızı sunuyor.
Bu zemin doğru kullanıldığı takdirde çok anlamlı kapılar açabilir ama kötü kullanıma daha çok açık.
Sanal dünyada birbirini hiç tanımadan anlık günlük partner olmak isteyenler de çıkabilir.

“SİZİN GÜNLÜK OLARAK GÖRDÜĞÜNÜZ BİR PARTNER CANİ ÇIKABİLİR”

Sizin hedefiniz günlük bir partner bulmak olabilir, burada ahlaki olarak söyleyecek bir şeyim yok ama sizin günlük olarak gördüğünüz bir partner bir cani de çıkabilir. Sizi günlük olarak görmeyebilir sizi tekeline almak isteyebilir
Dolayısıyla riskli olduğunu söylemek isterim.”

“ÇİFTLERİN BİRLİKTE PROBLEM ÇÖZMEYİ ÖĞRENMESİ LAZIM”

Peki evlilik kararı alınmadan önce nelere dikkat edilmeli? Mehmet Sungur, “iyi iletişim kurmayı bilmek önemli, zira en sağlıklı evlilikte dahi sorun yaşanabilir” diyor. 
“Çiftlerin her şeyden önce iyi bir iletişim kurmayı öğrenmesi lazım. Birlikte problem çözmeyi öğrenmesi lazım. Problemler sağlıklı evliliklerde de var. Tek mesele problemleri çözme biçimi.
Sağlıklı ilişkilerde insanların problemleri çözme biçimi daha gelişmiş. Sorunu karşılarına alıp yan yana geçip takım oluyorlar. Problemli evliliklerde ise birbirlerini karşılarına alıyor.
Bir diğer öğrenilmesi gereken şey ise kiminle evlendiklerini bilmeleri. Hayalleriyle evlenmeyecekler ellerindekinin ne olduğunu bilecekler. Dördüncüsü de her şeye rağmen birlikte büyüyebilmek, birlikte gelişebilmek, birlikte geçirilecek zamanı hem nicelik hem nitelik olarak artırmak, ortak değerler ve amaçlar oluşturmak.
Son olarak da sadece sevdiklerini yapmak değil yaptıklarını da sevmek yaptıklarında anlam bulabilmek.
Eşler bunları becerirse birlikte oldukları kişileri kim ve ne oldukları için değil kim ve ne olduklarına rağmen severlerse ve idealize ettikleri kişiyle elindeki kişilerin hem olumlu hem olumsuz yönlerini görür ve gerçekçi olarak birlikte oldukları kişinin kim olduklarını anlarlar.”

“EŞLER FARKLILIKLARI KABULLENMELİ”

“Aşk görme kusurudur” değerlendirmesinde bulunan Mehmet Sungur’a göre, sağlıklı bir evliliğin anahtarı, çiftlerin farklılıklarını kabullenmesi. 
“Evlenmeden evvel tedavi olsak keşke. Evlilik içinde görme kusuru düzelebilir ama o noktada evlilik de bitebilir.
Eşlerin birbirini tanıması farklılığa rağmen birlikte yaşamayı öğrenmesi lazım. Farklılıkları kutsamak lazım. Ama temel değerlerde benzerlikler olmalı. Temel değerlerde benzerlikler varsa farklı olmamız hiçbir zaman çok önemli değil.

“AŞK HİÇBİR ZAMAN BİR İLİŞKİYİ GÖTÜRMEZ”

İnsanlar evleniyorlar. Boşanma oranlarına rağmen evleniyorlar, bazıları kör oluyorlar, bazılarıysa aşk körü değiller bir birlerindeki hataları görüyorlar aşkımız bunun üstesinden gelir diyorlar. Aşk hiçbir zaman bir ilişkiyi götürmez. 
Bazen de zannediyorlar ki kontrol bizim elimizde halbuki bu dünyada çok şeyin kontrolü elimizde değil. 
Bazen de evlilik bir haksa boşanma da bir hak deniyor. Tabi ki boşanmadan başka şans yoksa boşanma olmalı. Bazı evlilikler için boşanma olması gereken bir sonuç.”

“ÇOK İNSAN ÇOCUKLARIM YÜZÜNDEN ÇOCUKLARIM İÇİN BU EVLİLİĞE KATLANIYORUM DİYOR, BU OLMAMALI”

Boşanma sürecinin bazı durumlarda kaçınılmaz olduğunu anlatan Mehmet Sungur, bu aşamada artık önemli olanın o süreci gereke çiftler, gerekse çocuklar -eğer varsa- açısından en az hasarla atlatmak olduğunu anlattı. 
“Boşanma istenmeyen bir durum istenen şey evliliklerin sağlıklı şekilde devam etmesi. Sizin evliliğinizde bir sorun var çocuklar görüyor sonra siz bu sorunları çözüyorsunuz çocuklar onu da görüyor. O zaman çocuklar öğreniyor ki, sorunların olması önemli değil sorunlar özenle gayretle çözülebilir.
Ama eğer sorunlar hiçbir şekilde çözülemiyorsa önce bu boşanma kararını almayı öğrenmek gerek.
Çok insan çocuklarım yüzünden çocuklarım için bu evliliğe katlanıyorum diyor, bu olmamalı çünkü onlardan evvel boşanan çiftler çocuklarını en az bu çiftler kadar seviyordu.
Karı kocalık görevi bitebilir ana babalık görevi hep devam edecek. Boşanmadan önce öğrenilemeyen iletişim boşanmadan sonra öğrenilebilir. 
Boşanma kararını eğer çocuklarına açacaklarsa, bunun anne baba tarafından birlikte aktarılması gerek. Bu aktarımı yaparken birbirlerini suçlamamaları gerek. 
Boşandıktan sonra evli gibi yaşamamak sınırlarımızı çizmek gerek. 
Çocuklarıyla beraber geçirilen zamanda anne ya da babayla ilgili olumsuz bir şey söylememek hatta mümkünse olumlu şeyler söylemek gerek.”
 

Bu haber toplam 13134 defa okunmuştur
Etiketler :