1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Polis eşliğinde olay yerinde ‘canlandırma’
Polis eşliğinde olay yerinde ‘canlandırma’

Polis eşliğinde olay yerinde ‘canlandırma’

Kızının verdiği ifade sonrasında tutuklanan Yaşar Akdoğan, dün sabah polis eşliğinde Akile Nacisoy ile birlikte yaşadığı eve götürüldü, olay yeri inceleme ekipleri ve polis ekipleri evde inceleme yaptı.

A+A-

Girne’de 30 Aralık 2016 tarihinde şüpheli şekilde hayatını kaybeden Akile Nacisoy’un ölümü ile ilgili tutuklanan zanlı eş Yaşar Akdoğan’a dün sabah saatlerinde olayın yaşandığı evde ‘canlandırma’ yapıldı.
Kızının verdiği ifade sonrasında tutuklanan Akdoğan, dün sabah polis eşliğinde Akile Nacisoy ile birlikte yaşadığı eve götürüldü.
Olay yeri inceleme ekipleri ve polis ekipleri evde inceleme yaptı.
Zanlı eş Akdoğan, bugün tutukluluk süresinin dolmasının ardından yeniden Girne Kaza Mahkemesi’ne çıkarılacak.

8 ay sonra ifade

Anımsanacağı üzere, Girne’de 30 Aralık 2016 tarihinde şüpheli şekilde hayatını kaybeden Akile Nacisoy’un ölümü ile ilgili yürütülen soruşturma, kızının 8 ay sonra verdiği ifade sonrasında yeniden açılmıştı. Şüpheli ölümle ilgili geçen hafta gözaltına alınan zanlı eş Yaşar Akdoğan, Girne Kaza Mahkemesi’ne çıkarılarak, aleyhinde 2 gün tutukluluk emri alınmıştı. Polis, zanlının kızının 25 Temmuz tarihinde ‘Annem atlamadı, babam tarafından aşağıya atıldı’ şeklinde ifade verdiğini açıklamıştı. Olayla ilgili zanlının cep telefonunda psikologu ile yaptığı görüşmelerin tespit edildiğini aktaran polis, bu görüşmelerin birinde de ‘Ben bu durumdan sıkıldım, artık her şeyimi toparlayıp yurt dışına gideceğim’ mesajının atıldığını kaydetmişti. Zanlının telefonun inceleneceğini belirten polis, soruşturma kapsamında 5 kişiden daha ifade alınacağını söylemişti. Yoğun güvenlik önlemleri altında mahkemeye getirilen, duruşma sonrasında da mahkeme bahçesinden aynı şekilde çıkartılan Akdoğan’a Akile Nacisoy'un ailesi ve yakınları tepki göstermişti. Nacisoy’un öfkeli ailesi ve yakınları, Akdoğan’a mahkeme koridorlarında ‘katil’ diye bağırmıştı. Hatırlanacağı üzere Akile Nacisoy

Akdoğan’ın ölümü kayıtlara ‘yüksekten düşmeye’ bağlı ölüm olarak geçmiş, Vakıflar Bankası çalışanı, 2 çocuk annesi Akdoğan’ın ailesi ise bu ölümün ‘intihar deyip’ geçilmemesini, polisin derin çaplı soruşturma yürütmesini istemişti.

Gözügüzel, şahadet vermişti…

Girne Kaza Mahkemesi Yargıcı Hazan Aksun huzurunda görüşülen duruşmada İddia Makamı Başsavcılık adına Savcı Mustafa Atakara, Müfettiş Eren Gözügüzel’i mahkemede tanık olarak dinletmişti. Müfettiş Gözügüzel, yeminli şahadet vererek olayla ilgili bulguları aktarmıştı.

30 Aralık 2016 tarihinde Girne’de sakin Akile Nacisoy’un evinin balkonundan kendisini attığının öğrenildiğini ve bu yönde soruşturmanın başladığını dile getiren Gözügüzel, zanlı Yaşar Akdoğan’a da ‘teknik darp ve şiddet tehdidi’ meselesinden dava okunduğunu söylemişti. Gözügüzel, zanlının kızının 25 Temmuz 2017 tarihinde polise geldiğini belirterek, olay günü annesinin aşağıya atlamadığını, babası tarafından balkondan atıldığına dair beyanda bulunduğunu aktarmıştı.

Çocuk Psikolojisi Uzmanı Ayşe Zeki ile zanlının kızının defaten görüştüğünü dile getiren Gözügüzel, doktor huzurunda çocuktan ifade alındığını bu yöndeki sürecin devam ettiğini ve Yaşar Akdoğan’ın da 8 Ağustos 2017 tarihinde mahkeme emri gereği tutuklandığını belirtmişti.

Avukat ne demişti?

Zanlının Avukatı Boysan Boyra ise geçen haftaki duruşmada zanlının tutuksuz yargılanmasını talep etmişti. Boyra, olayın 8 ay önce yaşandığına, bu süre içerisinde zanlının 3 kez yurt dışına çıktığını ve kaçma ihtimalinin bulunmadığını savunmuştu. Avukat Boyra’nın zanlının kızından olay günü ifade alınıp alınmadığına yönelik soruya cevaben Müfettiş Gözügüzel, “O gün zanlının kızından ifade almıştık. Zanlının kızı kavga sesleri duyduğunu söylemiş, şu anki beyanı yapmamıştı. 8 ay sonra farklı beyanda bulunmadı, ifadedeki eksik olan  kısım tamamlandı” demişti.

Zanlının geçtiğimiz hafta Cumartesi günü kızı ve oğluyla bir otelde vakit geçirdiğini ifade eden Boyra, kızına müdahale etme durumunun olmadığını iddia etmişti.

Zanlıdan psikologuna: “Ben bu durumdan sıkıldım, artık her şeyimi toparlayıp yurt dışına gideceğim” mesajı…

Müfettiş Muavini Gözügüzel ise zanlının telefonunda psikologuna gönderdiği, ‘Ben bu durumdan sıkıldım, artık her şeyimi toparlayıp yurt dışına gideceğim’ mesajı attığını aktarmıştı.

Gözügüzel ayrıca her iki tarafa da geçtiğimiz Cumartesi günü ‘darp’ davasının okunduğuna yönelik bilgiyi paylaşarak, olaydaki ana tanık olan kızına olayla ilgili ‘öyle değil de böyle oldu’ şeklinde söylendiğini, yani müdahalede bulunduğunu kaydetmişti.

Bunun üzerine Avukat Boyra ise olay sonrasında hayatını kaybeden Akile Akdoğan’ın başka biriyle ilişkisi olduğunu iddia ederek, “Akile hanım, başka bir şahsa ‘ölmek istiyorum’ şeklinde mesaj attı” demişti.

Etkin bir tahkikat talebi

Şüpheli şekilde hayatını kaybeden Akile Nacisoy’un avukatı Mine Atlı ise, sosyal medya hesabından açıklama yapmıştı. Atlı, Nacisoy ile ilgili soruşturmanın ‘adam öldürme’ yönünde değiştiğini söylemiş, olayla ilgili etkin bir tahkikat yürütülmesini istemişti. “Olay ile ilgili bilgisi olan herhangi biri varsa ya şimdi polise konuşmasını ya da hiçbir zaman yorum yapmamasını öneririm” diyen Atlı, “ Mahkeme, önündeki tüm emareler ışığında olayın cinayet olup olmadığına karar verecektir” şeklinde konuşmuştu. Atlı, elinden gelen tek şeyin adalet talebinde bulunduğunu da sözlerine eklemişti. Atlı şunları söylemişti: “Akile'nin ölümünün ardından Akile'nin ailesi sadece gerçek ölüm sebebinin ortaya çıkması için etkin bir soruşturma ve tahkikat istemişti. Ölüm sabahı Akile'nin 'imdat' ve 'yeter' diye attığı çığlık seslerini tüm komsular teyit etse de, polis ilk günden itibaren 'intihar dışında bir şüphemiz yok' diye bize ifade etmiş tahkikatı intihar gibi yürütmüştü. Bugün polis alınan yeni deliller ışığında 'adam öldürme' yönünde tahkikat yürüttüğünü ifade etmiştir. Umarım etkin bir tahkikat yürütülür. Olay ile ilgili bilgisi olan herhangi biri varsa ya şimdi polise konuşmasını ya da hiçbir zaman yorum yapmamasını öneririm. Mahkeme, önündeki tüm emareler ışığında olayın cinayet olup olmadığına karar verecektir. Bu arada, etkin soruşturma talep etmek adalet için bildiğim, anladığım tek yoldur. Bunu vicdansızlık olarak adlandırmak nasıl bir hukukçuluktur anlamakta zorlanıyorum. Son sözleri arasında 'imdat' diye haykıran, su an aramızda olmayan 2 çocuk annesi var... Keşke o an orda olup o kapıyı kırarak içeriye girebilseydim... Değildim. Şimdi ise elimizden gelen tek şey adalet talebinde bulunmak...”


Aileden adalet talebi

Şüpheli şekilde hayatını kaybeden 37 yaşındaki Akile Nacisoy’un kardeşleri Tolga Nacisoy, Nesil Nacisoy ve aile dostları Veli Esendağlı, zanlı eş Yaşar Akdoğan’ın tutuklandığı duruşma sonrası ilk kez YENİDÜZEN’e konuşmuşu, adalet istemişti…

Gözü yaşlı şekilde yaşananları anlatan acı aile, “Sadece adalet istiyoruz. Suçu yoksa suçsuzsa, ortaya çıksın… Ceza çekmesin… Suçsuz yere kimseyi itham etmek niyetinde değiliz” demişti.

“Akile, canımız ciğerimizdi… Şu anda da adaleti; polisin araştırması, mahkeme verecek. Biz onların vereceği cezaya, karara inanmak zorundayız” diyen acılı aile, “Ne yapabiliriz? Kendi başımıza adalet sağlayamayız. Eline ilk defa kelepçe takıldı, yüreğimize su serpildi” şeklinde konuşmuştu.

 “Suçu yoksa suçsuzsa, ortaya çıksın…”

Ailenin anlattıkları özetle şöyleyedi: “Sadece adalet istiyoruz. Suçu yoksa suçsuzsa, ortaya çıksın… Ceza çekmesin… Suçsuz yere kimseyi itham etmek niyetinde değiliz. Biz o gün orada değildik. Olmadığımız için de Yaşar için yüzde 100 suçludur diyemeyiz. Ama şahsi fikrimizi sorduğunuzda ‘Hayır, bu kız intihar etmezdi, etmedi’ diyebiliriz. Eşi, Akile’yi olay öncesinde dövdüğünü ifadesinde kabul etti. Vurduğunda ters tarafına mı geldi, düştü başını mı çarptı? Olay olduktan sonra ablamın eşi serbest bırakılmıştı. 1 gün sonra evi temizletti, nasıl bir temizliktir? Ne içindir?  Hayatında hiçbir şey değişmedi… Akile’nin ölümünün üzerinden aylar geçti, kendisine bir şey yapmadık… Çünkü adaleti, kanunu bekledik… Şu anda da adaleti; polisin araştırması, mahkeme verecek. Biz onların vereceği cezaya, karara inanmak zorundayız. Ne yapabiliriz? Kendi başımıza adalet sağlayamayız. Eline ilk defa kelepçe takıldı, yüreğimize su serpildi. Canımız, ciğerimizdi Akile... Çocukların başka travma yaşamasını istemiyoruz, onları kazanmaya çalışıyoruz.”

“Polise kırgındık… İlk gün gittiğimizde hep ‘intihar’ üzerinde durdular”

“Son 15 gündür polis etkili şekilde çalışıyor, ama bu tarih öncesi için aynı fikirde değiliz. Polise kırgındık… İlk gün gittiğimizde hep ‘intihar’ üzerinde durdular… Hala otopsi raporu gelmedi. Bizi bu şüpheye düşüren nedenler var. Otopside de teşhis de bulunduk. Darbe yalnızca başa alındı. Otopsi raporunda Akile’nin yalnızca yüzük parmağı kırılmıştı. Otopsi raporu da düzgün değildi. Bileklerinde ve koltuk altlarında morluklar vardı.”

“Hayatta her şey olurdu… Ama ablam o 2 çocuğu bırakıp, intihar girişimine girmezdi”…

“Olan bazı şeyler, mantığımıza sığmamıştı… Gerek ablamın düştüğü yer, gerek anlatılanlar… Ablamın iki çocuğu vardı… Hayatta her şey olurdu ama o 2 çocuğu bırakıp intihar girişimine girmezdi… Akile, eşinden ayrılmak istedi, geçimsizlik vardı, son dönemde şiddet başlamıştı. Haberimiz yoktu, keşke olsaydı… Şiddetten önce korkunç psikolojik baskı da vardı… Ablamın kızı ‘ayrılan anne babanın çocuğu olmak istemiyorum’ dediği için o da boşanmaktan vazgeçti. Çocuğu üzülmesin diye boşanmaktan vazgeçen bir insan, kendi canına neden kıysın?”

 “Çocukların kalmak istediği yer bizim yanımızdı…”

“Biz olay sonrasında çocuklar için velayet davası açtık… Çocukların kalmak istediği yer bizim yanımız olduğu için bu adımı attık. Çocukları istemedikleri yere gitmemeleri için davayı açtık… Çünkü onlar sürekli bize babalarının yanına gitmediğini ifade etmişti. Velayetle ilgili ara emri aldık, baba çocukları refakat eşliğinde görebiliyordu. Mahkeme emirlerine harfiyen uyduk. Bu süreçte ‘çocukların aklını çeldiğimiz, babalarına karşı kötülediğimiz’ iddia edildi. Mahkeme de çocukların refakatçi olmadan, haftanın 3 günü babasıyla görüşmesi için emir verdi.  Ancak ablamın kızıyla ilgili de ‘istediği zaman görüşmeden ayrılabilir’ şeklinde karar verilmişti. İlk refakatsiz görüş gününde saat 13.00 sıralarında ablamın kızı, bizi aradı, gelmek istediğini söyledi. Eve geldiler, bu sırada babası kızını saçlarından tuttu, fırlattı. ‘Oğlumu alıp kaçacağını, alın bu kızı’ diye söyledi… Bunların kamera kayıtları da var… Küçük yeğenimi de bu sırada darp etti, arbede yaşandı.”

“Çocuğa gerek psikologda, gerek poliste her türlü baskı yapıldı… Yalan söylerse, ortaya çıksın…”

“Bu sürecin ardından çocuk,  psikologa gerçekleri anlatmak istiyorum diyerek her şeyi anlattı. O gün olanları dile getirdi. Polise verdiği ifade de aynı doğrultudadır. Bu süreç, 14-15 gündür devam ediyor. Çocuk önce Girne’deki psikologa durumu anlattı. Akabinde polise giderek, bilgi verdik. Çocuğa gerek psikologda, gerek poliste her türlü baskı yapıldı… Bugünde (dün) dahil… Yalan söylerse, ortaya çıksın…

Çocuk 2-3 kez Lefkoşa’ya geldi, zeka testinden geçti… Dün sabah da saat 09.30’dan 14.30’a kadar çocuğun ifadesi alındı…”

 

Bu haber toplam 5523 defa okunmuştur
İlgili Haberler