1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. 'Partiler üstü bir seçim'
Partiler üstü bir seçim

'Partiler üstü bir seçim'

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı “İnancım şudur ki, sandığa gitmemek oy vermemek mevcudun devamını desteklemek anlamına gelir” diye konuştu.

A+A-

YENİDÜZEN (Özel)

YENİDÜZEN'e konuşan Akıncı, sandığa gidilmeyince bir şeyleri değiştirmeye katkı yapılmadığına işaret etti.

Sandığa gitmemiş %38 oranının, güncellenmemiş seçmen kütüklerinden de kaynaklandığı görüşünü belirten Akıncı, yurttaşların sandığa gideceğini tahmin ettiğini ifade etti. İlk turda partisine şu veya bu nedenle kırgın olup gitmeyenlerin de olduğunu, kendisine de ‘Birinci turda sandığa gitmeyeceğim ama ikinci turda oyum senindir’ diyenlere de rastladığını kaydetti.

Mustafa Akıncı YENİDÜZEN’den Meltem Sonay, Fayka Arseven Kişi ve Mert Özdağ’a konuştu.
Seçim yarışına başlandığında birden fazla ‘değişim’ yönünde görüş beyan eden, program oluşturan aday olduğuna işaret eden Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Mustafa Akıncı, ikinci turun en belirgin özelliğinin de bir değişimi simgeleyen, bir de statükonun devamı savunan adayın olduğuna vurgu yaptı.

“CTP camiasıyla yürünmüş çok yollarımız var… Bundan sonraki süreçlerde de olacak”
CTP-BG’nin Adayı Dr. Sibel Siber’in sürece değer kattığını, değişimi arzu eden adaylar birinin de o olduğunu anımsatan Akıncı, bir diğer aday Kudret Özersay’ın da temiz toplum, temiz siyaset, şeffaflık, hesap verebilirlik ilkelerini öne çıkararak oy aldığına işaret etti. Özersay’ın da azımsanmayacak oranda bir oy aldığını ve değer kattığını ifade eden Akıncı, CTP’ye yaptığı ziyarette, ikinici turda en çok desteği beklediği camianın onlar olduğunu ifade etiğini hatırlattı ve bunun da tarihsel bir geçmişi olduğunu yineledi.

“Geçmişte rahmetli Özker Özgür, rahmetli Naci Talat’la birlikte yürünmüş çok yollarımız var, CTP camiasıyla yürünmüş çok yollarımız var. Evet ilişkilerde dönem dönem farklılıklar, gerginlikler yaşanmıştır, bunları yadsımaya gerek yoktur. Tıpatıp aynı şeyleri düşünsek aynı partide olurduk zaten ama şunun bilinmesini önemle isterim ki hedefte, Kıbrıs Sorunu bağlamında federatif bir yapı altında barışa ulaşma hedefinde birlikte yürünmüş çok yolumuz vardır. Demokratikleşme, sivilleşme adımlarının atılması hedefinde de bu anlayışlar ortaktır. Bu seçimi kazanıp, değişimi gerçekleştirdiğimizde takdirde ki buna kuvvetle inanıyorum, bundan sonraki süreçte de yürünecek çok yolumuz olacaktır bu camiayla…”

“Özersay’a oy verenler de ya temiz siyaseti ya da mevcut durumun devamını tercih edecek”
Kudret Özersay’a oy veren seçmene de seslenen Mustafa Akıncı, “Bu insanlar da mevcudu beğenmedikleri için, değişimin olmasını ve bu değişimin Kudret Özersay’ın etrafında şekillenmesini arzu ettikleri için ona oy verdiler. Temiz toplumdan, temiz siyasetten bahsettiler, ben bunu geçmiş siyasi yaşamımda uygulamış biriyim” şeklinde konuştu.

Akıncı’nın ifadeleri devamla şöyle:
“14 yıl belediye başkanlığından sonra kasada para bırakarak belediyeyi devretmiş, temiz Sayıştay raporlarını alarak devretmiş bir insanım. Beklenmedik giderler kalemini partizanca harcamayıp hastanenin ilk MRI cihazını alınmasını sağlamış bir insanım. Adı ihale yolsuzluğuna karışmamış bir siyaset adamıyım dolayısıyla Özersay’a oy vermiş insanlar, her ne kadar da Sayın Özersay ‘Ben yönlendirme yapmayacağım’ dese de, iki seçenek karşısındadırlar. Ya temiz siyaseti uygulayacak olanı, değişimi gerçekleştirecek olanı tercih edeceklerdir, ya da mevcut durumun devamını sağlamak yönünde hareket edeceklerdir.”

“Sandığa gitmemek mevcudun devamını desteklemek anlamına gelir”
“Bu noktada benim inancım şudur ki, sandığa gitmemek oy vermemek mevcudun devamını desteklemek anlamına gelir” diyen Akıncı, sandığa gidilmeyince bir şeyleri değiştirmeye katkı yapılmadığına işaret etti.

Sandığa gitmemiş %38 oranının, güncellenmemiş seçmen kütüklerinden de kaynaklandığı görüşünü belirten Akıncı, yurttaşların sandığa gideceğini tahmin ettiğini ifade etti. İlk turda partisine şu veya bu nedenle kırgın olup gitmeyenlerin de olduğunu, kendisine de ‘Birinci turda sandığa gitmeyeceğim ama ikinci turda oyum senindir’ diyenlere de rastladığını kaydetti.

“Bu partiler üstü bir seçim… Bu başarıyı el birliği ile gerçekleştireceğiz”
Bu seçimin aslında bir partiler yarışı olmadığını ta ilk günden beri anlatmaya çalıştığını ifade eden Akıncı’nın ifadeleri devamla şöyle:
“Bu partiler üstü bir seçim. Kıbrıs Türk Toplumu’nun liderini seçiyoruz. İki aday kaldı önümüzde… Ben güven artırıcı önlenmelerle desteklenen çözüm odaklı siyaset, Türkiye ile kişilikli, karşılıklı saygıya dayalı bir ilişki diyorum. Partilerin içiyle değil ama toplumun içiyle ilgilenen bir Cumhurbaşkanı, toplumsal konulara duyarlı bir cumhurbaşkanı diyorum. Bağımsız ve tarafsız bir, tüm partilere eşit mesafede duracak, tüm renkleri kucaklayacak bir cumhurbaşkanı modeli öneriyorum.

Tarafsızlığı da ilkesizlik olarak anlamıyorum, demokrasi, çoğulculuk, insan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, hayvan hakları, kadın hakları, çevre hakları, sosyal adalet, tüm bu konularda taraf olacak bir cumhurbaşkanı diyorum.  Suya sabuna dokunmayan bir cumhurbaşkanı değil, temel ilkelerde mutlaka taraf olacak ve sesini yükseltecek bir cumhurbaşkanı öngörüyorum.

Hükümetlerin yerine geçecek değil, hükümetlerle işbirliği içinde olacak bir cumhurbaşkanı modeli öngörüyorum. Dolayısıyla öyle inanıyorum ki bu saydığım hususlar pek çoğumuzun ortak değeridir, bu seçim sonucu bir kişinin ya da birkaç partinin başarısı olarak nitelendirilmemelidir. Başarıya ortaklık yapalım çağrısında bulundum, CTP tarafından bu çağrıya olumlu yanıt verildi.

SDP’nin açıklamasını gördüm… Sivil toplumdan çok ciddi bir destek mesajı yağdı. Bir bakıma statükonun savunucuları ki bunlar azınlıktır,  toplumun büyük çoğunluğu değişimin etrafında buluştu ve bu başarıyı el birliği ile gerçekleştireceğiz. Bu başarıdan sonra önemli olan el birliği ile yürümek.”

“Ben herkese eşit mesafede durmayı kesinlikle başaracağım”
“Ben sözümün arkasından olacağım. Benim başarım herhangi bir partinin, ya da partilerin bundan yarar üretecekleri bir sonuç olmayacak” diyen Akıncı, bu konuda da bazı kaygılar olduğunu ve bunları anladığını ancak kaygıların yersiz olduğunu ifade etti.

Akıncı’nın ifadeleri devamla şöyle:
“Bu kaygıların da yersiz olduğunu daha bugünden söylemek isterim gerçekten ben söylediğimin arkasında duracağım. Siyasi partilerin kendi başarıları, kendi alanlarında, kendilerinin üreteceği politikalar, oluşturacakları kadrolar ve eylemsel olarak yapacakları ile ilgilidir. Benim tavrımla ilgili olmayacak çünkü ben herkese eşit mesafede durmayı kesinlikle başaracağım.”

“Hem Rumcu hem Fetullahçı”
Akıncı şunları söyledi: “Seçimi olgunluk içerisinde geçirdik, son günlere kadar…Türkiye hükümetinden de resmi müdahale görmedik bu da olumlu bir gelişme oldu. Geçmişte rahmetli Denktaş, ‘Türkiye’nin istemediği seçilemez Cumhurbaşkanı’ derdi. Geldiğimiz noktada ben şunu çok net görüyorum; Kıbrıs Türk halkının istemediği seçilemez buna da herkesin saygı duyması gerekir. Türkiye olan ilişkiler çok daha sağlıklı gelişir bu çerçevede…

Bazı belediye başkanlarının geldiği, Türkiye’deki bir kulüp başkanın babasının geleceği ve Alevi cemaatı ile görüşeceği söyleniyor. Ben buradaki tüm yurttaşların, kendi özgür iradeleri ile hareket edecek yetenekte olduklarını biliyorum. Dolayısıyla bu tür Eroğlu lehine çaba girişimlerinin sonuç vermeyeceğini de peşinen söylüyorum. Sayın Eroğlu2nun büyük bir panik ve kaybetme telaşı içerisinde akla hayale gelmedik suçlamalara yöneldiğini hayret ve üzüntü içerisinde gözlemlemekteyim.

Bu öyle bir noktaya geldi ki eskiden Rumcuyduk şimdi Fetullahçı ilan edildik. Bir insan hem Rumcu hem Fetullahçı aynı anda nasıl olabilir onu da anlamak son derece zor. Bunlar boşuna çırpınışlar bu bataklıkta varsın onlar debelensin ben toplumumuzla el ele gönül birliği ile geleceğe yürümenin bilinci içerisindeyim. Bu yolculuk Pazartesi başlayacak yeni beyaz bir sayfayı açacağız.

Ne bayrak milliyetçiliğini ne de dini siyaseti hayatım boyunca siyasetin parçası haline getirmedim. Din sevgisi kul ile tanrısı arasındaki ilişkidir. Ben laik bir insanım. Din işlerinin devlet işlerine karıştırılmasını da hiçbir zaman onaylamadım, onaylamam. Din üstünden siyasetin yanlış olduğunu düşünürüm. Bayrak birleştiren bir unsurdur, ulusların simgesidir. Hangi bayrak olursa olsun hangi ulusa ait olursa olsun saygı duymalıyız.

Ama bunu seçim malzemesi yapmak gerçekte pek çok vurgunun pek çok hırsızlığın bayraklar tarafından örtülmesi amacı taşıdığını da bilirim. Bunu siyasi yaşamımda çok gördüm. Bayrağa saygısı olanlar ve bizi saygısızlıkla suçlayanlar en başta kendileri bir bayrak yasası olduğunu ve ona uygun hareket edilmesi gerektiğini bilmeliydiler. Bir bayrağın ebatları da ne zaman nereye çekileceği, indirileceği de  yasayla bellidir. Nerelerde kullanılmayacağı da belirlenmiştir. Ama bu insanlar o kadar aşırıya gittiler ki hiç kullanmamaları gereken yerde masa örtüsü olarak kullandılar. Üstünde lahmacun da yediler. Böyle bir dönemden geçtik ve geldik son güne…

Yurttaşlarımızın bunlara da gereken cevabı vereceğine inanıyorum.
Yıllardır bu topraklarda yaşayan burayı vatan bilmiş, emeğini alın terini dökmüş ve 10 yıl önce referandumda oy vermiş BM’nin bile kabul ettiği insanları benim gemilere koyup Türkiye’ye yollayacağım söyleniyor. Onların yeri artık burası. Burada çoluk çocuğa kavuştular, torunları oldu.

Kendi büyükleri vefat etti bu topraklara defnedildi. Onların geleceği de artık bizimledir diye düşünüyorum. Bunu samimi olarak söylüyorum. Yıllar önce yapılan hatalar vardı. 1 günde 1516 kişi vatandaş ve seçmen yapıldı. Bu bizim seçimlerimize müdahale anlamı taşıyordu. Bu yanlışlara onun için karşı çıkıyorduk, bugün olsa yine karşı çıkarız. Ama iyi ki artık bunlar geride kaldı.
Müzakereci heyetle ilgili de yalan yanlış beyanatlar isimler verildi.

Eğer seçilirsem çok geniş akademisyen grubum var, değişik üniversitelerden, CTP’nin içinde yetişmiş insanlar var, devlette var, ben her değerden yararlanmak taraftarıyım. Şimdiden ortaya birkaç isim atıp, benim düşündüğüm doğru ve yararlı anlayışa da kara çalmaya çalışıyorlar. Her ismin kendine göre değeri vardır.

Biz geleceğe bakalım. Yeni bir sayfayı el birliği ile açacağız. Bu başarı halkın başarısı hepimizin başarısın olacak. Değişimi gerçekleştireceğimize yürekten inanıyorum. Ne yaparlarsa yapsınlar bu konuda çırpınırlarsa çırpınsınlar zamanın ruhu diye bir şey var. Değişimin zamanı geldi. Bu değişimin önüne kimse geçemez. Şimdiden Kıbrıs Türk halkını kutluyorum. Vereceği karar hayırlı olsun hem toplumumuz, adamız ve bölgemiz için…”

Fotoğraflar: Levent ÖZDAĞ

Bu haber toplam 2212 defa okunmuştur