Derya Beyatlı

Derya Beyatlı

Özlem

A+A-

 

Penceremi açtığım zaman içime çektiğim deniz kokusunu özleyeceğim en çok, sabah tazeliğinde. Alt kattaki lokantada süregelen kahvaltı telaşını hatırlayacağım her sabah, taze çekilmiş kahve kokusuna karışan çıtır croissant’ın tadını. 

Eski liman eşlik etmeyecek artık sabah koşularıma. Tekneler ile ayrı ayrı selamlaşmalarımız, sohbetlerimiz son buldu. Balıkçıların o günkü  avlarını sergiledikleri tezgâhlar, martıların balık artıklarını kapmak için attıkları pikeler yok artık hayatımda. Martı çığlıklarından uzak bir şehirde yaşıyorum artık. Belki denizden de çok özlüyorum bu özgürlük çağrısını.

Heybetli yelkenlilerin bir resmi geçit törenindeymişçesine heybetle limana girişini selamlayan Pharo sarayını ayrı özleyeceğim, sarayın yeşil çimlerinde yoga yapmayı ayrı. Parklarını özleyeceğim Marsilya’nın, çocukların köpeklerle yarıştığı Pierre Puget parkında bugün ne yazıyorsun diye önümdeki deftere burnunu uzatan yaşlı adamı. Su samuru ailesinin yaşadığı Borely parkını, güvercinlerini, gölünü, özleyeceğim.

Ayaklarımı kuma gömüp bir restaurantta balık yeme keyfine bir süre ara vereceğim. Bir tekneye atlayıp adalara gitmek olmayacak hayatımda, eski saraylarda bilmediğim dillerde şarkılar keşfedemeyeceğim dostlarla. Ve bir bisiklete atlayıp deniz kenarına atamayacağım kendimi her canım istediğinde. Şehrin içerisine ustalıkla dağıtılmış yeşil eksik kalacak hayatımda.  

Macaron, peynir ve şarküteri bulmak için uzun mesafeler gitmeyi göze alacağım şüphesiz, madeleine’in tadını hiçbir kekte bulamayacağım. Baguettesiz yaşamaya alışmak olacak en zoru. Böylesi daha sağlıklı diye kandırmaya çalışacağım kendimi, olmayacak, biliyorum.

Dostlar mesajlar atacak sürekli, gözlerim nemlenecek. Grup toplantılarında çekilmiş resimlerde boş kalacak sandalyem, hüzünleneceğim. Gitmesen keşke diyen bakışlardan kaçıracağım gözlerimi. Ayrılıkları hiç sevmem.
 
Her macera son bulur bir gün. Memleket çağrır, gidersin. Zordur ayrılmak, karıştırır insanı. Midesini sıkar, sırtına yükler özlemleri. Bildik bir ülke de olsa dönülecek olan, çok bilinmezli denklemler çözmeye çalışırsın her gece rüyalarında.

Her son bir başlangıçtır mutlak, yenilik heyecandır, farklı bir kapıdır açılan önünde. Doğru karar verip vermediğini sorar durursun kendine. Bilirsin oysa, kararı yüreğin vermiştir ve yürekten hesap sorulmaz. Rahat bırakmaz ki zihin, dur durak bilmez, sorar, sorgular, susmaz.

Yeni bir hayat başlar derken, bildik bir şehirde, sevgi dolu bakışlar sıcacık sarmalar seni. ‘Ne iyi ettin de döndün’ cümlesini duyarsın sık sık, çırpınır yüreğin. Ne çok özlemişsin meğer. Dönmeleri de sevdiğini fark edersin birden, belki gitmeler kadar, şimdilik.

Bu yazı toplam 1821 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar