1. YAZARLAR

  2. Meltem Sonay

  3. Özgürgün ne yapacak?
Meltem Sonay

Meltem Sonay

Özgürgün ne yapacak?

A+A-

BİR SORU

 

oo-016.jpg

UBP eski Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün ‘dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin’ Meclis Komitesi, son ana kadar ‘sancılı’ bir süreç geçirdi, ‘şaşırtıcı’ sayılabilecek bir kararla, Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılması yönünde kararı, ‘oybirliği’ ile aldı.

Komite’nin kurulmasından, başkan seçimine Hükümet ortağı ile anlaşmazlık yaşayan, toplantıları da ‘zoraki’ yürüten UBP, parti içindeki ‘hararetli tartışmaların’ da sonunda, Hükümet ortağı ile ters düşmek yerine Hüseyin Özgürgün’ü harcamayı seçti.

Tabii şimdi sıra son sözü söyleyecek Meclis Genel Kurulu’nda…

Meclis Tatili’nin sona ermesi ile Genel Kurul yarın toplanacak ancak Hüseyin Özgürgün’e ilişkin komite raporunun gündeme gelmesi büyük ihtimalle Ekim sonunu bulacak.

UBP içindeki önemli bir kesimde ‘ciddi etkisi’ olan Hüseyin Özgürgün’e yönelik bu kararın etkileri kısa sürede görülecek gibi…

Öyle ki, Meclis Komitesi’ndeki UBP’li üyelerin de bu kararı ‘çok da isteyerek’ almadığı, aynı zamanda Komite Başkanı da olan UBP Milletvekili Yasemin Öztürk’ün ‘Ben Hüseyin Özgürgün’ün temize çıkacağına, suçlu olmadığına inanıyorum’ vurgusundan çok anlaşıldı.

UBP, Özgürgün ve destekçilerinin öfkesini biraz olsun bastırabilmek amacıyla ‘tüm dokunulmazlıklar kalksın’ hamlesi yapsa da, Özgürgün ilk andan itibaren yaptığı ‘beklesinler ve görsünler’ açıklaması ile ‘sessiz kalmayacağını’ ortay koydu.

Peki Özgürgün şimdi ne yapacak?

Eski Başbakan ve UBP eski Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün'ün dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik "özel komite kurulması" kararı dahi UBP'de neredeyse iç karışıklığa neden olmuştu.

‘Komite kurulsun’ kararı alındığında YENİDÜZEN Yazı İşleri Müdürü Mert Özdağ’a konuşan Hüseyin Özgürgün, zehir zemberek açıklamalarda bulunmuştu.

Dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin komitenin ‘oybirliği’ kararının çıkmasının ardında da ‘Gereği neyse yapacağım. Beklesinler ve görsünler’ diyen Özgürgün’ün, o günlerde neler söylediğini hatırlamakta fayda var…

"Ersin Tatar ve Kudret Özersay bir kumpas kurdular. İkisi de siyasetten silinmelidir" diyen Özgürgün, komitenin kurulmasına değil, ‘kumpasa’ tepki gösterdiğini söylemişti.

“Özersay'ın ağzına bal çalan Tatar'ın bu sürdüğü bal zehir olacak ağızlarında..."

İşte Özgürgün’ün komite kurulması kararlaştırıldığında yaptığı açıklamalarından kesitler:

Özersay ve Tatar'ın kurduğu kumpas maalesef su yüzüne çıkınca tepki göstermemek olmazdı. Özersay'ın ağzına bal çalan Tatar'ın bu sürdüğü bal zehir olacak ağızlarında...

Bunlardan benim korkacak bir şeyim yok. Siyaseti korkarak yapaydım böyle olmazdı.

Mücadele edeceğim. Mücadelem ne mi olacak? Ersin Tatar ve Kudret Özersay gibilerin politika sahnesinden silinmesi…

Bunlar topluma toplumun içine sokulmuş birer nifaktır. Bu topluma çok büyük zarar verecekler… Bunların politikada olmaması lazım.

Ben halk için üzülüyorum. Bunlarla uğraşmak lazım, kendim için değil, halk için… Dokunulmazlığım kalkmış, kalkmamış, hiç önemli değil. Milletvekilliğini de bırakabilirim.

UBP tabanı da bana bu mücadelede destektir. Ben destek için de yapmadım. Bu iki isimin politikada olmaması gerektiğine ikna olduğum için bu yola girdim.  Buna inandım. Rakip gördüğüm bir sürü politikacı ile karşılaştım hayatım boyunca ama onlar için böyle bir şey söylemedim. Tatar başbakanlık koltuğuna otursun diye Özersay tarafından kandırıldı. Başbakan olacaksın diye ne partiyi, ne halkı ne de eski parti başkanını ayağa düşüremezsin. Başbakan olacaksın diye Kudret gibi bitmiş bir adama peşkeş çekemezsin. Benim kızgınlığım buna…”

O günlerde, yani daha komitenin kurulmasına yönelik karar alındığı günlerde, “Günü gelsin milletvekilliğinden de istifa ederim" diyen Özgürgün, şimdilik ‘gereği neyse yapacağım’ demekle yetindi.

UBP Genel Başkanı Tatar ile HP Genel Başkanı Kudret Özersay’a kızgınlığını gizlemeyen Özgürgün’ün, bu karara ‘sessiz ve tepkisiz kalmayacağı’ aşikar.

Özgürgün’ün de dediği gibi ne yapacağını ‘bekleyip göreceğiz’…


BİR BULUŞMA

Serdar Denktaş’ın planı

Bir süre önce Demokrat Parti’deki genel başkanlık görevinden ayrıldığını açıklayan Serdar Denktaş, kısa bir sessizlikten sonra geçtiğimiz hafta sonuna doğru deyimi yerindeyse yeniden sahneye çıktı.

Arka arkaya katıldığı televizyon programlarında dikkat çeken açıklamalar yaptı.

Önce %65 cumhurbaşkanlığına aday olacağını söyleyen Denktaş, aday olursa ‘bağımsız’ olacağının da altını çizdi.

Adım adım ‘planına dair ip uçları’ veren Serdar Denktaş, daha sonraki bir açıklamasında Meclis’teki muhalefet partileriyle ortak hareket arayışında bulunacaklarını söyledi.

Denktaş, Hükümetin kurulduğu günden bugüne rahat bir dönem geçirdiğini, araya meclis tatilinin girdiğini söylerken, Salı günü (yarın) Meclis’in açılmasıyla birlikte muhalefet döneminin de başlayacağına vurgu yaptı.
Serdar Denktaş, Demokrat Parti’nin 3 milletvekili ile Meclis’te fazla etkin olamadığını, pazartesi yani bugün itibariyle muhalefetle görüşmelere başlayacaklarını açıkladı, ilk olarak YDP ile görüşeceğini söyledi.

Serdar Denktaş her ne kadar, ‘İç konularda muhalefet anlayışımızı ortaklaştırabilir miyiz, buna bakacağız’ dese, Meclis’te, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ve TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit’le de görüşeceğini söylese de, Denktaş’ın hareketi ‘Cumhurbaşkanlığı adaylığına yönelik’ yorumlandı, özellikle YDP’den ‘destek arayışı algısı yarattı.

Denktaş’ın bu açıklamaları üzerine basına konuşan YDP Başkanı Erhan Arıklı da ‘buluşmayı’ doğruladı. Arıklı, iki partinin ‘ortak yol’ bulması halinde işbirliği çerçevesinde hareket edebileceklerini de söyledi.

Parti Başkanlığı’nı bırakmış Serdar Denktaş bugün  ‘Meclis’te muhalefet için’ dediği ‘ortaklık’ arayışlarını başlatıyor…

YDP ile bugün bir ara gelecek Denktaş ve heyetinin Meclis’te işbirliği için ‘olumlu’ yanıt alması kuvvetle muhtemel… Ya Cumhurbaşkanlığı seçimi?.. O da hiç şaşırtıcı olmaz hani.


BİR ALINTI: Kadınlar yıllardır dışlandıkları kamusal alana renkleriyle girdiklerinde, eril tabiatına uymayıp dişil inceliklerini oraya taşıdıklarında onun kibirli donukluğunu, resmi sıkıcılığını kırabilirler ancak. Zaten “Bütün renkler” de bir ideolojinin adı sayılır günümüzde. (Neşe YAŞIN)

Bu yazı toplam 2989 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar