Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Ortaklık

A+A-

7-11 Kasım tarihleri bir şeylerin daha da açığa çıkacağı günler olacak… Müzakereler, İsviçre’den sonra ya sonuca daha da yakınlaşmış olarak ileriye gidecek, ya da ‘çözüm yakınken yeniden tıkanacak’ bir sorunla karşılaşacağız.
Toprak konusu zor bir konu.
Zor ki zaten müzakerelerin sonlarına bırakılmış.
Zor, çünkü spekülasyona en açık konu.

Böyle zamanlarda haritaların dolaşmaya başladığını eskilerden de hatırlarsınız…

Şimdi de öyle. Haritalar gazetelerde de, ellerde de her tarafı dolaşıyor. Zorlu Töre bilmem kaç bin tane harita dağıttığını övüne övüne söylüyor. Malzemesi bu çünkü adamın… Haritalarla gezecek, insanları korkutacak, olası referandumda ‘hayır’ çıkmasını sağlayabilecek her işi yapacak.

Töre ve benzeri insanlar da az değil. Bu insanların ve tabii ki aynı konuda daha örgütlü kesimlerin statükoyu sürdürmelerine imkân vermemek için barış isteyenlerin daha da örgütlü bir şekilde mücadele vermeleri gerekiyor.

Her iki toplumun barış güçlerinden söz ediyorum aslında… Barışın, çözümün tek tarafın istemesiyle gelemeyeceğini 2004 referandumunda ne yazık ki tecrübe etmek durumunda kaldık.

Ancak özellikle son zamanlarda iki toplumlu ilişkilerin, ister siyasi, ister sosyal-kültürel, isterse bireysel olarak daha da arttığını gözlemliyorum. Bölünmüş Ada’nın iki tarafında kalmış insanlar sanki geçen sürede bu bölünmüşlüğün artık yeterli olduğunu, buna bir son vermek gerektiğini daha çok fark eder olmuşlar ve sanki birbirlerine daha sıcak, daha samimi yaklaşıyorlarmış gibi geliyor bana… Yanılmıyorum diye de umut ediyorum.

Bu ayrılığın ne kadar abes ve ne kadar anlamsız olduğu daha çok kavranıyormuş gibi… Dolayısıyla böyle bir ortamda barış güçlerinin işbirliği olabilirliği daha bir kolaylık ve güç kazanıyor.

Bakın dün Pile’de, her ne kadar güneyden “Kıbrıs Türk polisiyle işbirliği yapılmamıştır, sadece BM’ye haber verdik” açıklaması gelse de böyle bir işbirliğinin yapıldığı ortada… Her iki taraftan da tutuklu var, tutuklananlar hangi tarafta ise o tarafta mahkemeye çıkarılıyorlar ve daha da önemlisi İki Toplumlu Suç ve Suçlara İlişkin Teknik Komitesi Eş Başkanı Hakkı Celal Önen, “komitenin BM Polis Müdürlüğü koordinasyonuyla uzun süredir yürütülen çalışmalar sonucunda Pile’nin mevcut statüsünde herhangi bir değişiklik olmaksızın suç odaklarına karşı mücadele anlayışıyla hareket edilerek yürütülen ortak polis operasyonunun tamamlandığı” şeklinde açıklaması var.

Yani istenirse demek ki işbirliği yapılabiliyor. Barış için bu işbirliği hayda hayda yapılabilir ve iki tarafta da İsviçre’deki dört günün olumlu gitmesi durumunda belki daha da umut ve güven verecek bir sürecin örgütlenmesi anlamında önemli bir işbirliği yapılabilir. Olası anlaşmayı doğru ve yoğun anlatmak ve ortak bir Ada’ya ulaşmak için ortak çalışmak önemli olacaktır. Süresiz bir ortaklığın öncesindeki ‘süreli bir ortaklık’, sonrasını da deneyimleyecektir.

Bu yazı toplam 1668 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar