1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Ölüm talimatını devlet verdi”
“Ölüm talimatını devlet verdi”

“Ölüm talimatını devlet verdi”

İnönü’de 28 yıl önce faili meçhul bir cinayete kurban giden Halil Mulla ile ilgili bu kez arkadaşı ve komşusu olan Salih Celal konuştu

A+A-

Salih Celal: “Mulla öldürülmeden önce bana bir şey anlatmak istedi ama fırsat olmadı. Belki de takip edilmesiyle ilgili bir şey söyleyecekti. Evet, Mulla’nın öldürülmesi devlet tarafından verilen talimatla yapıldı. Çok şey bilirdi...”

Didem MENTEŞ

İnönü (Sinde)’de 19 Ocak 1990’da ağılında av tüfeğiyle vurularak hunharca öldürülen Halil Mulla arkasında pek çok sır bıraktı. Türk Mukavemet Teşkilatı’nın önde gelen isimlerinden olduğu için çok şeyler bildiği, çok şeylere tanık olduğu söylendi. Ailesi, Mulla’nın siyasi bir cinayete kurban gittiğinden emindi… İnönü’de komşusu ve arkadaşı olan Salih Celal da Halil Mulla’nın TMT’den sonra Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne yakınlaştığını, “siyasi anlamda çok şeyler bildiğini” söyledi...

Celal, Halil Mulla’nın öldürülmeden önce kendisiyle konuşmak istediğini, bir durumu anlatmak istediğini ancak aktaramadığını anlatıyor…

 

“TMT ile ilgili çok şey biliyordu”

Salih Celal, Halil Mulla’nın öldürülmesinin altında siyasi nedenler yattığını belirterek, Mulla ilgili son kararı o dönemki Devlet yetkililerinin verdiğini savundu. Celal, Mulla’nın çok şeyler bildiğini, yaşadığı iki olayla aktardı. “Halil Mulla TMT’nin önde gelenlerindendi. TMT ile ilgili çok şey biliyordu. Doğru ya da yanlış o zamanlarda bu toplum için en fazla işleyenlerdendi. Bu olayın başlangıcı da kararını veren de o dönemki devletti. Halil Mulla öldürülmeden bir süre önce Naci Talat köye geldi. İkimiz Mulla’nın mandıraya gittik. Naci, bana ‘sen gelme, biz özel konuşacağız’ dedi. Mulla, TMT’nin içinde olduğu için çok şey bilirdi. O zaman da Bayraktar Cami’nin bombalanma olayı gündemdeydi. Naci, ‘caminin bombalanması konusunda konuşacağız’ dedi. Girdi içeri, çıktı. Naci ile samimi olduğum için ‘Ne oldu ne yaptınız’ diye sordum. ‘Bilmesen daha iyi’ dedi. Ben de başka soru sormadım. O olaydan sonra bombalamayı Türklerin yaptığı açıklandıydı”

 

“Özker Hoca’dan Saray’a gidene kadar Denktaş’ın haberi oldu”

Salih Celal, Mulla’nın sürekli takip edildiğini yaşadığı diğer bir olayla anlatıyor. “Diğer olaydan sonra Özker Özgür’ün vurulacağı konusu vardı. Bir dönem her gece Özker Hoca’yı korurlardı. Halil Mulla bu işi bilirdi. O akşam bana ‘yürü ağaya gideceyik’ dedi. İlk önce Özker Hoca’nın evine gittik biraz konuştular. Oradan çıktık doğru Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na Denktaş’a gittik. Mulla bana arabayı yukarda bırakmamı söyledi. O da yürüdü Saray’a gitti. Kapıyı girdiği anda Denktaş, ‘Hoca’dan gittin aldın talimatı da geldin’ demiş kendine. Bana bunu sonradan söyledi. Yani Mulla’nın Özker Hoca’dan çıkıp Saray’a gidene kadar Denktaş’ın bundan haberi oldu. Denktaş’a böyle şeyler yapmamasını söylemiş. Mulla’nın konuşmasından sonra işler yatıştı. Özker Hoca’nın peşini bıraktılar”

 

“Talimatı veren Devlet’ti”

Halil Mulla’nın ölümünün arkasında siyasi nedenler olduğunu öne süren Celal, “Hem Bayraktar Cami olayı hem Özker Hoca ile ilgili olay patlak vermişti. Bu olaylar ilgili Mulla’nın dediğinin dışına çıkamadılar. Bu nedenle adamdan korkuları vardı. Mulla, korkusuzdu… Mulla öldürülmeden önce bana bir şey anlatmak istedi ama fırsat olmadı. Belki de takip edilmesiyle ilgili bir şey söyleyecekti. Evet, Mulla’nın öldürülmesi devlet tarafından verilen talimatla yapıldı. Çok şey bilirdi.

 

“Kürtlerle ilgili bir şaibe vardı”

Salih Celal 1974- 1980 yılları arasında Kürtlerle ilgili Türkmenköy’de bazı gelişmeler olduğunu duyduğunu, o dönem de bölgede bir şaibe yayıldığını anlatıyor. Celal, “Mulla, bir ara Türkmenköy’de koyunlarına bakardı ve mandırada kalırdı. Doğru mu bilmem ama orada Kürtler varmış ve bunlar vasıtalara doldurup götürülürmüş. Ama bunu Halil Mulla kendisi mi gördü başkası mı gördü bilmem. Böyle bir olay olmuş ama gemiye mi götürdüler yoksa birileri bir şey mi yaptı bilmem. Mulla buna şahit oldu mu olmadı mı bilmem. Ama bu yönde bir şayia çıktıydı. Bu olay 1974- 1980 dönemlerinde olduydu” dedi. 


eroglu.jpg

YENİDÜZEN’in ‘OLAY YERİ’ isimli yazı dizisinde gündeme getirdiği Halil Mulla cinayetiyle ilgili 3’üncü Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu açıklama yaptı:

“Herhangi bir cinayet dosyasının kapatılmasında parmağım olmadı, olamaz”

Halil Mulla cinayetiyle ilgili konuşan oğlu Ertan Mulla’nın, Eroğlu hakkındaki iddialarına Derviş Eroğlu’ndan yanıt geldi: “Siyasi muhaliflerimi hiçbir zaman düşman olarak görmedim. Her zaman farklı görüşleri olanlara saygı gösterdim ve onlardan birçoğu ile samimi dost oldum. Yine söz konusu haberde iddia edildiği gibi faili meçhul olsun ya da olmasın herhangi bir cinayet dosyasının kapatılmasında benim parmağım yoktur. Olmadı, olamaz”

3’üncü Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, 1990 yılında İnönü’nde meydana gelen Halil Mulla cinayetiyle ilgili açıklama yaptı, “faili meçhul olsun ya da olmasın herhangi bir cinayet dosyasının kapatılmasında parmağı olmadığını” söyledi. YENİDÜZEN’in ‘OLAY YERİ’ isimli yazı dizisinde gündeme getirdiği Halil Mulla cinayetiyle ilgili konuşan oğlu Ertan Mulla’nın, Eroğlu hakkındaki iddialarına Derviş Eroğlu’ndan yanıt geldi. YENİDÜZEN’e açıklama gönderen Derviş Eroğlu, KKTC Başbakanı olarak 1985 yılından itibaren ülkenin her tarafındaki yerleşim birimlerini ziyaret ettiğini, bunların hiç birisinde şahsına karşı sandalye fırlatılması ve/veya herhangi bir sözlü ya da fiili saldırı olmadığını aktardı.

 

Eroğlu’ndan açıklama

Dr. Derviş Eroğlu’nun YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamanın tam metni şöyle: 

“Gazetenizin 2 Nisan 2018 tarihli 12021 numaralı sayısında 4 ve 5’nci sayfalarda “ GÖRENLER KONUŞMADI” başlığı ile verilen haberde şahsımla ilgili olarak ileri sürülenler doğru değildir. KKTC Başbakanı olarak 1985 yılından itibaren ülkenin her tarafındaki yerleşim birimlerini ziyaret ettim. Bunların hiç birisinde şahsıma karşı sandalye fırlatılması ve/veya herhangi bir sözlü ya da fiili saldırı olmamıştır. Bu ziyaretlerimin hiç birinde “ Komünistler Moskova’ya gitsin “ gibi bir ifade kullanmadım. Esasen Halkımız beni iyi tanır. Böyle bir ifade asla benim konuşma ve açıklama yapma şeklime uygun değildir. Siyasi muhaliflerimi hiçbir zaman düşman olarak görmedim. Her zaman farklı görüşleri olanlara saygı gösterdim ve onlardan bir çoğu ile samimi dost oldum.

Öte yandan  yine söz konusu haberde iddia edildiği gibi faili meçhul olsun ya da olmasın herhangi bir cinayet dosyasının kapatılmasında benim parmağım yoktur. Olmadı, olamaz.”

 

Ertan Mulla ne demişti?

 “Bu işte Denktaş’ın da Eroğlu’nun da parmağı var. Babamın dosyasını kapattılar, dürdüler attılar. Bu işi yapanlar onların adamlarıydı. Hangisini tutukladılar. Birini tutukladılar ertesi gün serbest bıraktılar.

O dönem devleti yönetenler bu işi yaptı. Babam TMT’deyi ama daha sonra siyasi görüşü değişti. 1990 seçimleri öncesinde bir gün köyün kahvesine Derviş Eroğlu geldi. ‘Komünistler Moskovaya gitsin’ dediğinde babam sandalyeyi savurdu kendine. Hiç korkmazdı. Seçimlerde geleceği için babamı düşman bellediler peşine düştüler. 1 sene içerisinde yediler kendini.   Babam siyasi nedenlerle öldürüldü. Son Sadıkoğlu’nu yolladılar arkasına ki CTP’den vazgeçsin kendilerine geri dönsün. Rahmetlik, doğruyu konuşan adamdı”

yeniduzen-satin-aliniz-211.jpg

Bu haber toplam 3777 defa okunmuştur
İlgili Haberler