1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Okullardaki sorunların çözümüne odaklıyız...”
“Okullardaki sorunların çözümüne odaklıyız...”

“Okullardaki sorunların çözümüne odaklıyız...”

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Özdemir Berova, yeni Eğitim ve Öğretim yılının başlamasına sayılı günler kala gündemde olan konularla ilgili yazılı açıklama yaptı

A+A-

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Özdemir Berova, yeni Eğitim ve Öğretim yılının başlamasına sayılı günler kala gündemde olan konularla ilgili yazılı açıklama yaptı.

 

Okulların altyapılarına 20 milyon TL’lik yatırım

Basında yer alan okulların altyapı eksiklikleri üzerine yöneltilen soruya, bu yıl altyapı yatırımlarına 20 Milyon TL’lik bir pay ayrıldığını ve bu ayrılan pay doğrultusunda okullarda belirlenen eksikliklerin giderilmesine başlandığını kaydeden Bakan Berova, hazırlanan projelerin okullarda uygulamaya başlandığını, birçoğunda sona ulaşıldığını, bir kısmının ise halen devam ettiğini belirtti.

Berova, “sendikaların çıkıp ‘eksikler var altyapı yok’ şeklinde açıklamalarda bulunduklarını bunu genel bir söylem haline getirdiklerini” kaydederken ”Basında görüyoruz, inşaatlarla ilgili resimler çıkıyor ama bunları yapanlar söz konusu okullara gidip okul aile birlikleri ile yada okul müdürleri veya okul yöneticileri ile görüşüp bu görüşleri aktaran bir yazı da maalesef paylaşmıyorlar” diyerek göreve geldikleri günden beri eğitim adına atılan adımların görülmek istenmediğini dile getirdi.

Altyapı ile ilgili planlamayı geçtiğimiz Nisan ayında yaptıklarını, bu yıl yapılacak yatırımları ise planlamaya devam ettiklerini kaydeden Bakan Berova, devlet işleyiş yapısını bilmeyen insanların eleştiri yaptıklarını, bazılarının ise “bilen ama bu bildiğini de saklayarak kamuoyunda yine eleştiri yapmak isteyenlerin” eleştirilerine maruz kaldıklarını söyledi.

 

“Okullarımızdaki sorunların çözümüne odaklıyız...”

Altyapıyı planlarken yapılacak yatırımları plan ve projelendirme sürecinden geçirdiklerini, bunu hızlandırmak için inşaat birimi içerisinde standardizasyon merkezi kurduklarını söyleyen Berova, bunun nedeninin de modüler yapıda sınıfların tüm aksamlarının planlanabilmesi için yapıldığını ve altyapı eksiklikleri olan okulların sorunlarının çözümüne odaklandıklarını belirtti.

 

“Yasalar ne gerektiriyorsa ona göre hareket ediyoruz”

Bütçenin Aralık sonu geçtiğini, Şubat sonu Mart başı ise açıldığını hatırlatan Bakan Berova, Mart ayı içerisinde gelinen süreçte 20 Milyon TL’lik yatırımın 130-140 civarında bir yapım ihale dosyası hazırlayarak Merkezi İhale komisyonuna gönderdiklerini ifade etti.

Berova açıklamasının devamında; “Ama düşünün bir anda bu kadar dosya geliyor ve yeni ihale yasasının da geçmesiyle birlikte bekleme sürelerinin de arttığını, bunun yanında itiraz süreleri olduğunu da hesaba katarsak işlerin bir anda oldubittiye getirilemeyeceğini görmemiz, yasalar ne emrediyorsa ona göre hareket etmemiz gerektiği gerçeği önümüzde duruyor. Bu kadar dosyanın bir anda gerçekleşmesi beklenemez yaşadığımız gecikmeler bundan dolayı…” dedi.

 

“Yoğun çalışan kalifiye bir ekiple bu işleri sürdürüyoruz”

Bakan Berova, bu yola çıkarken okulların eksik altyapılarını gidermek, halka hizmet etmek ve eğitime artı değerler katmak amacıyla yoğun çalışan kalifiye bir ekip kurduklarını ve bu işi sürdürdüklerini belirterek ”Göz boyamak isteseydik okullara yeni derslikler yerine badana boya yapar, bir sonraki döneme bırakırdık ama biz korkak değiliz yasalar çerçevesinde bu işe kalkıştık” dedi.

Kendilerinin eğitime katkı yapmak için zor bir sürece girdiklerini kaydeden Berova, ekip olarak özverili bir şekilde çalıştıklarını kaydetti. Bütün okullarla konuştuklarını hangi altyapı çalışmalarının biteceğini hangisinin yıl içinde devam edeceğinin de belli olarak bu işe kalkışıldığını kaydeden Berova, çalışmalar devam ederken de eğitimin aksamaması için gerekli tüm tedbirlerin okul yönetimi ve okul aile birlikleri ile ortak kararla şekillendiğini belirtti.

 

“Her yıl olduğu gibi bir karalama kampanyası…”

Çalışmaların bittiği okullar olduğunu ama kimsenin gidip de okul yönetimlerine, okul aile birliklerine ” bu okullarda neler oluyor?” diye sormadığını söyleyen Berova, her yıl olduğu gibi bir karalama kampanyası içinde birilerinin çıkıp açıkça riyakârlık yaptığını belirtti.

Sendikaların eğitim ve öğretim yılına grevlerle girdiğinin hatırlatılması üzerine ise Bakan Berova, bu şekilde yaklaşımların geçmiş yıllarda da görüldüğünü, ama “bir önceki yıla baktığında grev konusunun sadece saatlerin değişme hususunda olduğunu” kaydetti.

 

“Eksik kadrolara 12 müdür, 42 tane de müdür muavini ataması yapılacak”

Yapılan altyapı yatırımları ile istatistiklere bakıldığı zaman, ilköğretime 40 civarında öğretmen alınacağının ama geçmiş yıllarda bu kadar yüksek rakamlarda öğretmen alımının görülmediğini söyleyen Berova, eksik olan kadrolara 12 Müdür, 42 tane de müdür muavini ataması yapılacağını açıkladı. Berova, “Geçmiş yıllarda böyle bir atama görülmedi. Hem altyapı, hem okul, hem de bakanlık içi kadrolarının eksiklerinin tamamlanması adına çok önemli adımlar atıldı” dedi.

 

“Denetlenebilir bir eğitim sistemi yaratılacak”

Eğitim Bakanı Özdemir Berova, “Yetkiler geldi, Kamu Hizmetleri Komisyonu‘na gönderiyoruz, Bakanlık bünyesine 25 denetmen alacağız” diyerek kadroların doldurulmasının önümüzdeki yıl içerisinde gerçekleşeceğini de belirtti. Bakanlığın okulları denetleyebilmesi konusunda yapılabilecek en büyük atılımın da yapılmış olacağını, böylelikle denetlenebilir bir eğitim sistemi yaratılmış olacağına işaret eden Bakan Berova, bunun sürdürülebilir olması için de gereken ne varsa yapılacağını belirtti.

 

“Okulların 18 eylül’de açılması ortak kararla alındı… Eleştiriler yersiz”

Bakan Berova, okulların neden 15 Eylül değil de 18 Eylül’de açılacağının detaylarını da paylaştı.

“Geçmiş akademik yıl yapıldığı zaman bu yıl ilköğretimin ders başı tarihi 15, ortaöğretimin de 18 Eylül olarak belirlendi. Teknik elemanlar çizelgeyi önüme getirdiklerinde 15 Eylül’ün Cuma gününe denk geldiğini gördüm. Bunu görünce keşke 18 yapılsaydı dedim ama bana geçmiş senelerde bu konunun sendika ile istişare edilerek kararlaştırıldığı cevabı verildi.

Böylelikle okulların 15’inde açılması takvimi yürürlüğe girdi. Daha sonra nakillerle ilgili sendikanın da yaptığı bir çalışma vardı ve teknik elemanlarla sendikanın yaptığı toplantıda konunun gündeme geldiği bilgime getirildi. Bu bilgiyi bana İlköğretim Dairesi müdür vekili verdi. Sonrasında sendikanın da onayı ve imzası alınarak okulların açılış tarihi 18 Eylül olarak ortak kararla alındı” dedi.

Bu durumda sendikanın eleştirilerinin yersiz olduğunu çünkü alınan kararda kendi yetkililerinin de imzası olduğunu söyleyen Berova; “Yetiştiremediler diye 18’inde açılması kararı alındı şeklinde yazılı açıklamalar yapıldı. Konu görüşülürken kendi yetkilileri de oradaydı. İmza da attılar. Şimdi yaptıkları riyakarlıktır” dedi.

 

 “Ülkemizde dünyanın en karmaşık nakil sistemi uygulanıyor”

Bakan Berova, öğretmen atamalarının neden geciktiği sorusunu da yanıtladı. Berova “Öğretmenlerin atamaları temmuz ayı içerisinde yapılır diye bir düzenleme var. Dünyanın en karmaşık nakil sisteminin uygulandığı ülkemizde bir okula nakil ile tercihler alınıyor telefonla kişiye ulaşılıyor tekrardan tercihler alınıyor. Sistem gerçekten çok yavaş işliyor. Bunu tekrardan düzenlememiz gerekiyor” dedi. Berova şöyle devam etti:

“Geçmiş yıllara da bakıldığında Temmuz başında bunun yapılamadığını pratikte yapılabilirliğinin olmadığını görüyoruz. Bunun üzerine müdür, müdür muavini kadrolarını doldurduk. Okullara dağılma süreci var, sınavlar, itirazlar bunların değerlendirilmesi var. Buna bağlı olarak 15 Temmuz’ da süreç bitirilemedi. Önümüzdeki süreçte yeni yöntemler bulmamız gerekebilir belki de tarihleri daha da öne çekebiliriz. Bu yıl öğretmen sınavlarının erken yapılabilmesi adına farklı bir uygulama içinde ihtiyaç olan branşlar bana bildirildi ve 1’er kişilik münhal haline kamu hizmeti komisyonuna 21 Temmuz’da gönderdik. KHK sınav tarihini belki de yoğunluktan 5 Eylül olarak açıkladı, daha sonra da 10 Eylül’e aldılar. KHK başkanı ile görüştüm ve 18 Eylül’e kadar sürecin tamamlanacağı yönünde açıklama yaptı”

 

“Velilerimizin çocuklarını okula rahat bırakabilmeleri için uyarlama yapmakla yükümlüyüz”

Yazılı açıklamasında eğitim saatlerine de değinen Özdemir Berova, derslerin toplam saati ve ders dağılım çizelgesi ile ilgili bir sıkıntılarının olmadığını ama buna karşın okul başlama ve bitiş saatini toplumun ihtiyaçlarına ve gerekliliklerine göre planladıklarını kaydetti.

Ailelerin özel veya kamuda çalıştıklarını, velilerin çocuklarını okula rahat bırakabilmeleri için uyarlama yapmakla yükümlü olduklarını ve bunun için çalıştıklarını kaydeden Berova, kamu ve özel sektör çalışma saatlerinin planlama yapılması açısından önemli olduğunu belirtti. Çocukların aydınlık bir saatte ders zili ile güne başlamaları ve günü bitirirken yine aydınlık bir saatte olunmasının da önemine değinen Bakan Berova, 18 Eylül’de ders zilinin orta öğretim için 07.55, ilköğretim için 08.00’de çalacağını hatırlattı. Berova, yıl içerisinde gerek kamu ve gerek özel çalışma saatlerinde herhangi bir düzenlemeye bağlı olarak Milli Eğitimve Kültür Bakanlığı’na bağlı okullarda Başbakanlık,Başbakan Yardımcılığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın uhdesinde değişebilecek çalışma saatleri için programlarının altına not düştüklerini ve çalışma saatlerine göre okul açılış ve kapanış saatlerinde kendilerinin de uygulama değişikliğine gidebileceklerini belirtti.

 

“Okul öncesinden başlayıp 8’inci sınıflara kadar müfredat kademeli olarak değişecek”

Müfredat konusunda basında yer alan iddiaların sorulması üzerine, bu konuda da açıklama yapan Bakan Berova, “okul öncesinden başlayıp 8’inci sınıfın sonuna kadar olan ders müfredatı, program bazlı olarak, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın yazdığı kitaplar ve belirlediği programlardan oluşacaktır” dedi.

Berova, bu projenin ilk başlangıç sürecini 1,4 ve 6’ıncı sınıflar için geçen yıl koyduklarını, bilimsel olarak kademeli bir geçişe ihtiyaç duyulduğunu, bundan dolayı da ilk olarak bu sınıflara uygulandığını ardından da bu yıl da 2,5 ve 7’inci sınıflara sıranın geldiğini, önümüzdeki yıl da 3 ve 8’in biteceğini ve böylelikle 8’inci sınıfa kadar olan tüm müfredatın değişeceğini kaydetti. Buna ek olarak bu hazırlıkların haricinde her yıl da revize edilebilecek bir sistem koyduklarını söyledi.

 

”Müfredatımız her zaman Türkiye ile uyumlu oldu, birebir aynı olmadı”

Geçmişten günümüze 2000’li yılların başına kadar olan süreçte eğitim içerisinde uygulanan müfredatın Türkiye ile birebir aynı değil ama uyumlu olduğunu belirten Bakan Berova, Kıbrıslı Rumların da müfredatlarının her zaman Yunanistan ile uyumlu olduğunu söyledi. Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı olarak sendikalardan, siyasi partilerden, sivil toplum örgütlerinden “Ne Mutlu Türk’üm” diyebilecek olan bir gençlik yaratabilecek olan her türlü öneriye olumlu bakacaklarını ve uygulamaya da koyacaklarını açıkladı.

 

“Çanakkale’de verilen mücadeleyi çocuklarımızın yerinde öğrenmesi ve o havayı soluması çok önemli”

Çanakkale ziyareti ile ilgili de değerlendirmede bulunan Bakan Berova, orada verilen mücadeleyi çocukların yerinde öğrenmesi ve o havayı solumasının çok önemli bir olay; kitaplarda okunanların yaşandığı yerlerin ziyaret edilmesinin de önemli olduğuna vurgu yaptı. Bakan Berova, söz konusu gezinin 5000 insana açık olan bir gezi olduğunu, bu insanların hiçbirinden şikâyet duymadığını da belirtti. Gizli kapaklı bir program olmadığını “din dayatıldı” gibi söylentilerin de gerçekle bağdaşmadığını ifade etti.

 

“Bir grup sürekli algı operasyonu yaparak kamuoyunun kafasında soru işaretleri yaratmaya çalışıyor”

Bakan Berova, şöyle devam etti:

“Her yıl ve her zaman kara propaganda şeklinde okulların üzerinde bir propaganda olgusu var. Bu da sürekli tekrarlanıyor, neden çünkü bir grup insan kendi statükosunu koruyabilme adına bunu yapmalı ki statükolarını koruyabilsinler. Mesela sınıflar kalabalıktır, sınıfların maksimum kaç kişi olacağı yasayla belirlemiştir zaten ve bu yasal sınır aşıldığı zaman hemen sendika gelir biz grev yapacağız der. 50- 60 kişilik sınıflar diye bir şey olamaz, bu tamamen bir algı operasyonudur. Yasal olarak bir sınıfın maksimum sayısı bellidir fakat çok çok nadir durumlarda bir fazla olabilir ama birçok okulda sınıfın mevcudu yasada belirtilen sayının çok altındadır yani yarısı kadar olmalıdır yarısından az olan sınıflarımız vardır.

Başarı ise şu şekilde ölçülür; meslek lisesine gireceksiniz mesleğinizde başarılı olacaksınız, diğer okullarda üniversiteye gireceksiniz, üniversite için hazırlık yapacaksınız örneğin; Bülent Ecevit Anadolu lisesi sınavı var, Fen lisesi sınavı var, biz bunların istatistiklerine baktığımız zaman ki gerek kamu okullarımız, gerekse özel okullarımız hepsi Milli Eğitim VE Kültür Bakanlığı’nın bünyesinde olan okullardır ve hepsi de bizim okullarımızdır, biz bakarken çatıdan hepsini kendi okullarımız olarak görüyoruz ama istatistiksel değerlendirmelere baktığımız zaman kamusal okullarımızın başarısı özel okullarımızın başarısından kesinlikle az değildir ve hatta daha öndedir bazı konularda diye de ifade edebiliriz ama çok azınlık bir grup sürekli algı operasyonu yaparak kamuoyunun kafasında bu soru işaretlerinin de yaratmaktadırlar.”

 

”Üniversite açma izinlerini bakanlık değil meclis verecek”

Bakan Berova, üniversite açma izinleri konusunda ise şunları ifade etti:“Bundan sonraki süreç içerisinde yeni açılacak her üniversite, KKTC Meclisi tarafından verilecek izin ve onay ile açılabilecek. Biz bu yasayı çok büyük zorluklarla meclisten geçirdik çünkü birçok engel çıktı önünüze ama ben bakanlığı aldığım Nisan 2016 tarihinin yasanın geçtiği tarihe kadar, tek yetki bana ait olmasına rağmen, tek bir üniversitemize ön açma izini vermediğimi buradan bir kez daha vurgulamak istiyorum.

 

Ekonomi ve turizme katkı…

Kişisel olarak şunu da söylemeliyim ki benim, üniversitelerimizin sayısının artması veya sabit kalması konusunda bir sabit fikirliliğim yok. Bizim için esas önemli olan yükseköğrenim alanında KKTC’nin ekonomik varoluşunun ana unsurlarından bir tanesidir. Devlet planlama örgütünün açıklamalarına baktığımız zaman geçen yıl gayri safi milli hasılaya yükseköğrenim alanının katkısı 700 milyon dolar civarında olmuştur. Turizmin de 740-750 civarında olmuştur yani birebir denk şekilde bu katkı ekonomiye sağlanmaktadır. Bu katkının sağlanabilmesi ve daha da arttırılarak hatta turizminde önüne geçilebilmesi adına yükseköğrenimde kaliteli mezun vermek elzemdir ki bu kaliteli mezunlar gittikleri ülkelerde reklam yapabilsinler. Bu açıdan baktığımız zaman bizim üniversite öğrenci sayısını 150 bine 160 bine çıkarma gibi bir hedefimiz yoktur. Âmâ olan üniversitelerde öğrenci sayası artacaksa da bizim buna karşı duruşumuz da yoktur. Bizim istediğimiz sağlıklı gelişme bu yöndedir. Yeni yüksek öğrenim yasasıyla da hem bu kalitenin arttırılması hem de mevcut üniversitelerimizin daha da denetlenebilir olması için maddeler getirildi. Bu yasalarda maddeler içerisinde bir takım tüzüklerin hazırlanması gerekiyor ve bu tüzüklerde YÖDAK tarafından hazırlığı, taslağı yapılacak bakanlıkla istişare edilecek ve bakanlar kurulundan geçirilerek hayata bulacak.”

 

“AÖA bizim bir değerimizdir… “

Özdemir Berova, Atatürk Öğretmen Akademisinin kapatılacağı söylemlerini de yanıtladığı yazılı açıklamada, “AÖA bizim bir değerimizdir” diyerek böyle bir şey olmadığını vurguladı. Berova şunları kaydetti:“Atatürk Öğretmen Akademisini kapatmak isteseydik iki yasal düzenleme yapılırdı, birinci yasal düzenlemede denildi ki kamusal alandaki öğretmen alımlarında AÖA mecburiyeti olması kaldırılmıştır. İkincisi, Atatürk Öğretmen Akademisine öğrenci almazdık, AÖA’yı kapatıyoruz derdik yasa ile kapatırdık yani kapatma budur.

 

Yükseköğrenimde durum…

Doğu Akdeniz Üniversitemiz ilk 800’ün içerisine girdi ve bu bizi gururlandırdı yani aslında yükseköğrenimde bu durumdayız. Bu durumda AÖA varlığını hem koruyabilmek hem çocukların bilimsel aktivitelerine daha çok katılabilmelerini, eğitimleri açısından böyle bir kararla bir üniversitemizle iş birliği yapılıyor. Yani bu işbirliği ile AÖA kesinlikle kapatılıyor değildir, bütün bunlara rağmen belli başlı statüko odakları statükoyu korumak adına mesleki saldırılar içerisine geçiyor ki AÖA kapatılması yönünde biz bakanlar, hükümet olarak şunu karar verdik gördük. AÖA bizim bir değerimizdir hem bu marka değerini koruyalım, hem de işbirliği içerisinde bu çocuklarımız yetişsinler. Ama buda sürekli kara propaganda şeklinde belli güç ve şer odaklarının kendi statükoları bozulmasın diye planlı bir saldırıya maruz kalıyoruz.”

Bu haber toplam 2008 defa okunmuştur
Etiketler :