1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Öğrenmek ve öğretmek benim için bir yaşam tarzı”
“Öğrenmek ve öğretmek benim için bir yaşam tarzı”

“Öğrenmek ve öğretmek benim için bir yaşam tarzı”

Biyolog ve Akademisyen Nazım Kaşot, çevre eğitimi üzerine araştırmalar yapıyor, öğrenip öğretmenin en büyük tutkusu olduğunu söylüyor.

A+A-

Dila ŞİMŞEK

Biyolog ve Akademisyen Nazım Kaşot, çevre eğitimi üzerine araştırmalar yapıyor, öğrenip öğretmenin en büyük tutkusu olduğunu söylüyor. Bunun kendisi için bir yaşam tarzı olduğunu vurgulayan Kaşot, aynı zamanda doğa fotoğrafları da çekiyor.

34 yaşındaki Nazım Kaşot, Taşkent Doğa Parkı’nda biyolog olarak çalışıyor, UKÜ’de ise çevre eğitimi üzerine akademisyenlik yapıyor.

“Okudukça ne kadar az bildiğimi anlıyorum”

Kaşot, Taşkent Doğa Parkı’nda kuruluşundan bu yanı yer aldığını ifade ederek, “Doğa Parkına gelen yaralı hayvanlarla birlikte, bir rehabilitasyon merkezine ihtiyaç duyduğumuzu anladık. Kurtarma ve rehabilitasyon yapabilmek için çalışmalara başladık. Doğa Parkı da gitgide büyüdü… Piknik alanı, aktivite merkezi, kuruculuğunu ve yöneticiliğini yaptığım çevre eğitim merkezi, Selvi restoranı, tarım faaliyetleri derken büyük bir merkez olduk” diye anlatıyor. Biyolog olarak her zaman doğayı seven birisi olduğunu, öğrenip öğretmeyi kendisine felsefe edindiğini ekliyor.

Uzun yıllardır doğa genelinde, yılanlar için ise özel birçok çalışma yaptığını, konferanslarda ve basında yer aldığını söylüyor. “Aslında doğanın ne kadar muhteşem olduğunu anlatmaya çalıştım hep tutkuyla. 10 sene kadar biyoloji ve fen bilgisi öğretmenliği de yaptım, çevreyi öğrencilerime sevdirmeye çalıştım. Öğrenmek ve öğretmek benim için bir yaşam tarzı. Deniz kaplumbağaları üzerine yüksek lisans yapıyorum. İnsanlar bazen şaşırıyor, ‘deli misin, doymadın mı okumaya’ diyorlar, doymadım. Aslında okudukça ne kadar az bildiğimi anlıyorum” diye konuşuyor.

Bildiklerini kendine saklamaktansa, akademik ortamlarda paylaşmayı yeğlediğini belirtiyor.

n1-035.jpg

“Yorulduğumu hiç hissetmiyorum çünkü tüm bunları zevk alarak yapıyorum”

Biyolog olarak çalışırken üniversitede ders de veren Kaşot, bundan hiç yorulmadığını, hem araştırma yapabileceği hem de birey yetiştirebileceği bir ortam olduğu için akademisyenliği bırakmayı hiç istemediğini söylüyor. “Yorulduğumu hiç hissetmiyorum çünkü tüm bunları zevk alarak yapıyorum. Bu sebeple Taşkent’te de çok aktifim. Özellikle bugün sınıf dışı eğitim ortamımızın olması, bizlerin yıllardır dile getirmeye çalıştığı bir şeydir. Eğitim kalitesinden bahsedilirken herkes Finlandiya’yı örnek veriyor ancak neden diye sormuyorlar, bunun cevabı sınıf dışı eğitimlerdir. Biz Taşkent’te bunu sağlıyoruz ve bunun için özel alanlar yaratmaya da devam ediyoruz” şeklinde konuşuyor.

“Müzik bana baba yadigarı”

Doğa fotoğrafçılığı da yaptığını ifade eden Kaşot, bu hobisinin doğa eğitimi için çok önemli bir araç olduğuna inandığını söylüyor. Bunun yanı sıra liseden beri gitar çaldığını belirten Kaşot, “Müziğin bende bambaşka bir yeri var. Çevreye karşı nasıl bir tutkum varsa, müziğe de öyle. Babam müzik öğretmeni olduğu için, müzik bana baba yadigarı aslında, hayatımın vazgeçilmez bir parçası…” diyor.

“Çevre ve doğa konusunda duyarlı, bilinçli nesiller yetiştirmek en büyük hayalim”

Kaşot, sözlerine şöyle devam ediyor: “Hayal ettiğim birçok şeyi Taşkent Doğa Parkı sayesinde gerçekleştirdim. Ama hayal bu, sonu yok… Çevre ve doğa konusunda duyarlı, bilinçli nesiller yetiştirmek en büyük hayalim. Doğa tahribatını, çevre kirliliğini önlemek, çöp görmemek. Çevre bilincinde yetiştirilen gençlerin siyasette de bunu göz ardı etmeden, daha yeşil bir Kıbrıs için çalışmasını görmek istiyorum, hepimiz çalışalım”

Bu haber toplam 2767 defa okunmuştur