1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. MESARA KADIN İNİSİYATİFİ İLE EKOFEMİNİZM ATÖLYESİ GERÇEKLEŞTİRDİK
MESARA KADIN İNİSİYATİFİ İLE EKOFEMİNİZM ATÖLYESİ GERÇEKLEŞTİRDİK

MESARA KADIN İNİSİYATİFİ İLE EKOFEMİNİZM ATÖLYESİ GERÇEKLEŞTİRDİK

MESARA KADIN İNİSİYATİFİ İLE EKOFEMİNİZM ATÖLYESİ GERÇEKLEŞTİRDİK

A+A-

Feminist Atölye
info@feministatolye.org

 

Mesarya Kadın İnisiyatifi ile haftalık olarak gerçekleştirdiğimiz buluşma ve tartışmalarımızda, Kadın Haklarını irdeliyoruz. Bunlara ek olarak geçtiğimiz haftaki buluşmamızda ise Ekofeminizm Atölyesini yaptık. Atölye kapsamında öncelikle ekoloji nedir, ekolojik mücadele neden önemlidir sorularına yanıt aradık. Ekolojik krizlerden en çok etkilenen kesimlerinden birinin kadınlar olduğu gerçeği kaçınılmazdır. Özellikle son yıllara bakıldığında, kadınlar doğal tahribatlara mücadelede önde gelen özneler olmayı sürdürüyor. Bu noktadan yola çıkarak, katılımcılar ile ekofeminizmin ne olduğunu ve neden feminist mücadelenin bir parçası olduğunu konuştuk. Sohbetimizi ekofeminizmin iki temel ilkesi olan "kadın ve doğa tarihsel olarak birbirine yakındır" ve "kadınların ve doğanın sorunlarının sebebi ataerkil kapitalist sistemdir"  çerçevesinde geliştirerek,  ''Erkek egemenliği ile doğa üzerindeki tahakküm arasında bir bağlantı var mıdır?'' ve ''Ekoloji mücadelesi neden feminist bir mücadele olmalıdır?'' gibi sorulara yanıt aradık. Ekoloji mücadelelerinin toplumsal cinsiyet duyarlı bakış açısını geliştirerek yürtülmesinin önemini, ekolojik tahribat, gıda, iklim, su krizi, nükleer enerji ve santralleri ile savaş ve kadınlık durumları arasındaki bağlantıyı bu atölye kapsamında tartıştık. Özelde ise Mersin’e inşa edilmesi planlanan Akkuyyu Nükleer Santrali ile ilgili gailelerimizi paylaşıp, atölyeyi sonlandırdık.

 

----------------------------------------------------------------

GÜVEN ARTIRICI ÖNLEMLER, HEMEN ŞİMDİ!
DERİNYA KAPISI AÇILSIN!


Mağusa bölgesi hem kuzeyde hem güneyde ciddi ekonomik darboğazlar yaşarken, işletmeler peş peşe iflas ederken, bölge gençleri diğer kentlere ve yurtdışına göç etmek zorunda kalırken daha fazla susup oturamayız!
Halihazırda İki Buçuk Mil (Akyar) geçiş kapısından Derinya’ya ulaşmak için 17 kilometre fazladan yol kat etmekteyiz. Halbuki Derinya Kapısı açılırsa 17 kilometre yerine 800 metre kat ederek Derinya’yla Mağusa’yı buluşturmak mümkün olacaktır. Böylesi bir açılım mesafeleri kısaltırken, toplumlararası
ilişkilerin pekiştirilmesine, insani ihtiyaçların daha kolay giderilmesine ve bölge esnafının mal ve hizmetlerini daha rahat pazarlamasına olanak sağlayacaktır.
Yakın zamanda Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi de Kıbrıs’ta geçiş noktalarının açılmasına yönelik çabalara destek vererek, geçiş noktalarının sayısının artırılmasının toplumlararası diyaloğa ve güvene olumlu katkı yaptığını vurgulamıştır.
Gerek uluslararası gerekse yerel dinamikler Derinya kapısının açılmasının gerekliliğine dikkat çekerken, şimdi de sıra sende!...
Gelin 16 Mayıs 2015 Cumartesi, 10.00 – 11.00 saatleri arasında Derinya Geçiş Noktasında buluşup talebimizi ortaya koyalım. Daha rahat yarınlar için; gelin güçbirliği yapalım.

Destek veren örgütler:
Mağusa İnisiyatifi, MASDER, MAGEM, MAKAMER, Kıbrıs Havaları Derneği, Antik Mağusa Vakfı, Kıbrıs Akademik Diyalog, KTEZO, Kıbrıs Türk Tabibler Odası, KTÖS, GÜÇ-SEN, DAÜ-SEN, Feminist Atölye, Baraka, BKP, YKP, TDP.

 

------------------------------------------------------------------------------

OKUDUK, PEK SEVDİK!

Kitap Adı: Ne Malum?

Yazarı: Ayşe Başak Kaban
Yayınevi: Ayizi Kitap
Ayşe Başak Kaban, kitabında Türkiye'de kadının ve kadınlığın içinde bulunduğu tehlikeyi anlatıyor.  'Ne malum?' diyor Ayşe B. Kaban. Özenle kurulan hayatların, düzenlerin; yapılıp yapıştırılan, yakıştırılan kimliklerin darmadağın olduğu anlara doğru götürüyor bizi; bir yandan dağılırken bir yandan da toparlandığı, bambaşka yollara saptığı, hizalara girdiği süreçleri anlatıyor. Bir de çok acı çekenleri, kaybolmuşları.
Kitabın etkileyici bölümlerinden birinde yazar söyle diyor: '... Okul mokul yok, dedi. Spor bitti, dedi. Düzelene kadar, hanım hanımcık bir kız olana kadar sana sadece ekmek su, o kadar, dedi. O da ben, dedi, böyleyim işte. Düzeltilecek bir şey yok. Bozuk değilim, yanlış bir bedendeyim sadece; hasta değilim ki düzeleyim. O zaman git, dedi babası, git kendini as, git kendini as da kurtulalım senden, dedi. Babası ona, kendini as, dedi. On yedi yaşındaydı...'
Tür / Konu: Deneme (Yerli)
Sayfa : 192 sayfa
İstanbul, 2015

Bu haber toplam 1393 defa okunmuştur
Gaile 317. Sayısı

Gaile 317. Sayısı