1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Mesai saatleri DENETLENSİN”
“Mesai saatleri DENETLENSİN”

“Mesai saatleri DENETLENSİN”

Kıbrıs Türk Tabipler Birliği (KTTB) Başkanı Filiz Besim, Sağlık Bakanı’na çağrıda bulundu

A+A-

 

• “Yasaya göre hekimlerin dışarıda çalışması yasaktır. Ama diğer taraftan diyoruz ki eğer siz hekime tam gün maaş vermezseniz hekim yasaya uymayacaktır. Hekim şu an yasaya uymuyor. Ama yasaya uyması için onu zorlayan bir siyasi irade de yok. Yani sadece hekim suçlu değildir.”
 

• “Hükümet yasayı uygulayamadı. İşvereniniz size yasaya uyun demezse hekim buna uyar mı? Veya herhangi bir işyerinde sonuçta çalışanına yasaya uy demezse uyar mı? Uymaz. Çünkü devlet gereğini ve görevini yapıp denetlemiyor.”
 

• “Neden başaramadık? Siyasi irade maalesef sağlığı devlet politikası haline getirip, üst düzeye çıkaramadı. Toplumsal irade de maalesef konun ciddiyetini algılayamadı. Ve evet 3 numara da biz hekimlerimiz. Hekimler bunu ne kadar istedi?”
 

• “Lütfen saat 8-15 mesaisini uygulayın ve bunu lütfen denetleyin. Hemen yarın buna başlanabilir. Hiçbir hekimin buna itiraz edeceğini düşünmüyorum. Eğer ki bir hekim bile kalkar da bunu neden uyguluyorsunuz derse, biz o hekimin yanında olmayacağız.”

Fayka Arseven KİŞİ

Kıbrıs Türk Tabipler Birliği (KTTB) Başkanı Filiz Besim, sağlıktaki sorunların bütün olarak çözümünü beklemeden bazı sorunların çözülebileceğine işaret etti,  Sağlık Bakanlığı’na çağrıda bulundu: “Hemen 8-15 mesaisine uyulması için genelge yayınlansın, denetlensin.”

Birlik olarak, bugüne kadar her söylediklerinin arkasında olduklarını vurgulayan Besim, “Sağlıkta reform şarttır. İvedi olarak adım atalım” dedi.

Besim, kamuda çalışan hekimlerin 2’nci iş yapması noktasındaki soruları da yanıtlayarak, “Yasaya göre hekimlerin dışarıda çalışması yasaktır. Ama diğer taraftan diyoruz ki eğer siz hekime tam gün maaş vermezseniz hekim yasaya uymayacaktır. Hekim şuan yasaya uymuyor. Ama yasaya uyması için onu zorlayan bir siyasi irade de yok” vurgusunda bulundu.

• YENiDÜZEN: Sağlıktaki sorunlar çeşitli örgütler tarafından dile getirildi. Tabipler Birliği bu konuda neler söylemek ister?

• Filiz BESİM: Tabipler Birliği geleneksel, geçmişi güçlü, geçmişte alınan kararların bugüne uyarlanarak arkasında duran bir kurumdur. Geçmişten gelen kararları da geleceğe taşıma gibi bir misyonu olan kurumdur. Birlik, her gelen yönetimle fikir değiştirmez, çünkü adaletli, yasal kurumdur. Şuan ki başkan ve yönetim kurulu olarak da geçmişte alınan kararlara saygı duyarak elbette ki günümüz şartlarına da uyarlayarak, geleceğe taşımaktadır. Bunu şunun için söyledim; biz KTTB olarak, hem özelde hem de kamuda çalışarak sistemin yürümeyeceğini ilk tespit eden kurumuz aslında. Bunu ilk biz söyledik ve halen daha söylediğimizin tamamen arkasındayız. Sadece sağlıkta değil ‘bütün kamuda reform yapın’ diyen de ilk örgütüz. Çok samimi olarak bunun sağlıktan başlamasını da isteyen sivil toplum örgütüyüz.

Tabipler Birliği hem hekime hem de toplum sağlığına karşı görevleri olan bir örgüttür.  Biz sadece mesleki sorunları konuşmayız, biz sağlığı bir bütün olarak konuşuruz. Adımlarımızı atarken tüm toplumu kapsayacak şekilde tüm toplumun sağlığını ilgilendiren, o yönde kararlar, adımlar atacak şekilde konuşuruz. Çevre, iş ve hekim  sağlığını da konuşuruz ve elbette ki sistemin bütününü konuşuruz.

• YENiDÜZEN: Bunu ne zamandan itibaren istiyorsunuz?

• Filiz BESİM: Ben 1988’de bu adaya geldiğimde o günlerde emekli olaya hazırlanan bir doktor arkadaşım bana, sağlıkta bir reform çalışması olduğunu ve Kıbrıs’taki sağlığın iyi bir sisteme oturması için bunun çok önemli olduğunu söyledi.  Yani biz 1980’lerin başından beri aslında, sağlıktaki sistemsizliğin farkında olan, bunun düzelmesi için ciddi bir mücadele veren bir kurumuz.  Ve bu hep böyle olmuştur. ‘Reform olmasın, biz yapmayalım,  olduğu gibi devam etsin’ diyen hiçbir yönetimimiz olmadı. Reform olmadığı ve yapılmadığı için Tabipler Birliği başkanlığından istifa etmiş başkanlarımız da vardır.  Her gelen başkan bunun için çalışmıştır. Kendi adımda 2000 yılından beri Tabipler Birliği’nin içindeyim ve 2 yıla yakındır başkanlık yapıyorum ve hep reform konuşuldu, sadece basında, sokakta değil, kapalı kapılar ardında da bütün toplantılarda da, siyasi iradeyi, yürütmeyi bu konuda ciddi boyutta, en derin samimiyetimizle zorladık. Hala daha da bu aynı şekilde devam eder.

İçerdeki ve dışarıdaki gibi bir argümanın asla hekimlere yakışmadığını bunun sadece bizi bölüp, parçalamaktan başka hiçbir şeye hizmet etmeyeceğini, aslında Kıbrıslı hekimlerin de bu tür oyunlara gelmeyecek kadar akıllı olduklarını söyleyebilirim. Çünkü sağlık içeride veya dışarıda her yerde kamu hizmetidir.  Hekimlerle hep birlikte el ele, işbirliği içindeyiz. Bu reformu da hep birlikte biz hekimler başararak, bizim isteklerimiz doğrultusunda yürütmeyi, siyasi iradeyi zorlayarak mutlaka başaracağız.  Başarmanın dışında da hiçbir şansımız yoktur.

• YENiDÜZEN: 1980’den beridir sağlıktaki sistemsizliğin konuşulduğunu ifade ettiniz. Her dönem de ciddi reformların olması gerektiği tartışıldı. Peki reformun olmamasının önündeki engeller neydi ki bugüne kadar reform olmadı?

• Filiz BESİM:  Bu adada 50 yıllık Kıbrıs sorunu varsa eğer, 40 yılda bir kurumsallaşamama sorunu vardır.  Eğer siz bir hukuk devleti değilseniz, eğer siz kurumsal anlamda kararlarınızın arkasında durup, her gelen hükümet ve siyasi ile konuyu ileriye taşımak gibi bir geleneğiniz yoksa evet başarılamıyor. Çünkü bizim maalesef bugüne kadar olan siyasi irademizin bunu gerçekten çok istemediğini düşünüyorum. Bir takım şeyler hep ötelendi, günü birlik sorunların çözülmesi için uğraşıldı ama konuya bütüncül yaklaşım, konuyu bütün olarak çözmek iradesini kimse gösteremedi. Çok güzel şura ve çalıştaylar yapıldı. 2000’de bir master plan hazırlandı. Bütün sağlığı, özeli, kamuyu, periferi, merkezi ve üniversite hastanelerini dahil kapsayacak, sağlığı ciddi bir sisteme oturtacak, çok güzel bir master plan hazırlandı. Ama maalesef sürekliliği olmadı, ondan sonra gelen hükümet buna sahip çıkmadı. Son yapılan çalıştayda da özellikle altı çizilen argümanlar nelerdi;  tıpkı sizin sorunuz gibi neden başaramadık?  İlk olarak siyasi irade sorunu var.  Siyasi irade maalesef sağlığı devlet politikası haline getirip, üst düzeye çıkaramadı. Yani kısır döngü hükümet, parti politikalarının dışına çıkaramadı. Halbuki sağlık, siyasi partilerin ve hükümetlerin programlarına sıkışabilecek kadar önemsiz bir konu değildir. Önemli ve hepimizi çok ilgilendiren bir konudur. 

1 Mart 2011 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nin meşhur 43 maddeyi iptal ettiği zaman yine KTTB bütün hekim örgütlerini çağırarak, istişare etmiş ve bazı kararlar alarak, Sağlık Bakanlığı’na bildirmişti. Ne denildi o gün ve halen daha bunun arkasında dimdik duruyoruz;  Diğer hekim örgütleri gibi hekim maaşlarının onurlu bir şekilde, mesleklerini icra edebilecekleri bir seviyede olması gerektiğini savunmaktadır. Bunun için bir hekim maaşının bir hakim maaşına yükseltilmesi gerektiğini savunmaktadır. Ki hekim hakim maaşı aslında,  Oktay Feridun döneminde telaffuz edilmişti bu 1980’den de önceydi sanırım. 

Yine ne demiş KTTB; bu sağlanırsa devlette çalışan hekimlerin 2’nci bir iş yapmasına ihtiyaç olmayacaktır ve tam gün çalışma sağlanacaktır. Şimdi ki gibi düşük ücretlerde çalışırken, mesai dışında ek iş yapma yasağı uygulanmaya çalışılırsa devlet kadrolarındaki önemli görevlerdeki hekimler özeli tercih edeceklerdir ve devlet hastanelerinin bütünlüklü hizmetleri aksayacaktır. 2011’de söylenmiş bu ama şu anda da geçerliliği o günkü gibi durmaktadır.

Genel Sağlık Sigortası’na atıf yapılmış ve herkesin sağlık güvencesi altına alınmasına vurgu yapıldı. Genel Sağlık Sigortası bugün de olmazsa olmaz diyoruz. İnsanların hekim seçme özgürlüğü olmalı. İsterse hastaneden isterse dışarıdaki hekiminden hizmet alabilmeli.

Biraz önce demiştim ki neden uygulanmadı? Neden başarılamadı? Evet bir numara siyasi iradedir. Siyasi irade bunu istemedi. Ama ikinci sorun toplumsal iradedir. Çünkü toplumsal irade da maalesef konun ciddiyetini algılayıp, bu konuda bunu uygulamayan hükümetlere, gerekli cezayı vermedi.  Şuan neden bu girdabın içindeyiz ve hastanelerimizde bu kadar sorunlar yaşıyor olmamızın hesabını çok ciddi boyutta sormadı. Türkiye’ye, güneye, özele gitti ama gerçekten kendi Anayasal hakkı olan sağlık hizmetini alamamanın hesabını sadece ara ara bazı hekimlere kesti.  Ama hükümete kesmedi.

Ve ben kendi adıma son dönemlerde evet 3’ncü bir saptamayı yapmak zorundayız. Evet 3 numara da biz hekimlerimiz. Hekimler bunu ne kadar istedi. KTTB bunu hep söylemiş olabilir ama siz de takdir edersiniz ki eğer bir hukuk devleti değilseniz ve yasalar doğru uygulanmıyorsa, o zaman kişiler kendi başlarına göre yani kötü niyetli insanlarda olabilir ve bu açıkları kullanabilirler. Çünkü sizin yasalarınız uygulanmıyor. Bu sadece sağlıkta değil bu kamunun her alanında olan bir sorundur.

Yani 3 irade vardır. Biz bu 3 iradeyi sağlamak zorundayız. KTTB hep bunun için uğraştı. Siyasileri dürttü, toplumu sürekli uyardı ve elbette ki kendi meslektaşlarını uyardı. Bu 3 irade sağlandığı anda sağlık sisteminin kurulması hiç zor değildir. 

‘Sadece hekim suçlu değildir’

• YENiDÜZEN: Kamuda çalışan hekimlerin 2’nci iş yapmaları konusunda suçlu olduğunu söylüyorsunuz sanırım… Anayasal bir suç olduğu ifade ediliyor. Sizin görüşünüz ne?

• Filiz BESİM: Konuyu basit algılamamak lazım. Şuan ki yasaya göre hekimlerin dışarıda çalışması yasaktır. Ama diğer taraftan diyoruz ki eğer siz hekime tam gün maaş vermezseniz hekim yasaya uymayacaktır. Hekim şuan yasaya uymuyor. Ama yasaya uyması için onu zorlayan bir siyasi irade de yok. Sadece hekim suçlu değildir. Onu bir kere denetlemeyen siyasi irade suçludur,  e uymayan da suçludur, e ona uyması için gerekli koşulları sağlamayanda suçludur. Herkes suçludur. Herkes elini taşın altına koysun, burada uygulamayan bir yasa vardır ama neden bu yasa uygulanamıyor? Şartlar oluşturulmamıştır. KTTB 2011’de oluşturun demiş bu şartları ve tam güne geçin demiş.  Şartlar oluşmamış. Hükümet yasayı uygulayamadı, hekim ona uydu mu? E işvereniniz size yasaya uyun demezse hekim buna uyar mı? Veya herhangi bir işyerinde sonuçta çalışanına yasaya uy demezse uyar mı? Uymaz. Çünkü devlet gereğini ve görevini yapıp denetlemiyor.
‘Ciddiyetsizlik ve denetimsizlik…’

• YENiDÜZEN: Tam güne geçiş savunuluyor ancak şu an var olan bir mesai saati uygulaması var. Ama ona da uyulmaması büyük bir rahatsızlık yaşatıyor.  Vatandaş alması gereken hizmeti mesai saatleri içerisinde alamıyor.

• Filiz BESİM: Kesinlikle doğrudur. Ben KTTB Başkanı olarak öneriyorum bunu ilk geldiğimiz günden beri öneriyoruz, Sağlık Bakanlığı’nı bu konuda çok uyardık. Lütfen 8-15 mesaisini uygulayın ve bunu lütfen denetleyin. Hemen yarın buna başlanabilir. Hiçbir hekimin buna itiraz edeceğini düşünmüyorum. Sağlık Bakanlığı’nın hastanelerde başhekimleri vardır,  idari personeli vardır ve 8-15’i aslında uygulamak zorundadır. Uygulanmaması çok ciddiyetsizlik ve denetimsizliktir. Hemen yarın bunu uygulamaya başlasın. Eğer ki bir hekim bile kalkar da bunu neden uyguluyorsunuz derse, biz o hekimin yanında olmayacağız.

Tam gün KTTB’nin 2011 bildirisi ile sabittir. Devlet tam günün şartlarını oluşturmak zorundadır. Bu şartlar oluşursa tam gün uygulanması gerekir diyoruz. 

14 Mart’ta yaptığımız açıklamalarda hep söylüyoruz; hastanelerde de çok ciddi denetimsizlik vardır. Siz denetlemek zorundasınız, hekiminizi, hemşirenizi de diğer sağlık çalışanlarını da bu çok önemli bir konudur.

Siz özel hastaneleri ve klinikleri de denetlemek zorundasınız. O kadar ciddi sorunlar var ki bu ülkede 3-4 ay önce bir diş kliniği denetlendi ve görüldü ki tescilli bile değil. Tescilli olmayan bir kliniği Sağlık Bakanlığı nasıl denetleyecek? Bugün bakanlık hangi hastaneyi, özel hastaneyi layıki ile denetleyebiliyor? İdari konular Sağlık Bakanlığı’nın görevidir. Bugün Girne, Mağusa ve Güzelyurt’ta mantar biter gibi dispanserler, poliklinikler bitiyor. Hangi ihtiyaca göre yapılıyor? Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda fikri, politikası var mı? Yoktur. Yani bu ülkede sağlık adına çok ciddi sorunlar vardır. Onun için önemli olan sen şartlarını sağlıyor musun ve hekimlerini tam güne geçiriyor musun? Denetliyor musun hekiim 8’den 3’e kadar hastanede olsun. Esas bize göre önemli olan budur.

“Hastaları kayıt altına almalıyız”

• YENiDÜZEN: Tüm bunlar yaşanırken, hastalar, hastaların sağlık hakları ne olacak? Hastalar sorunların çözülmesini mi bekleyecek? Hastalar şuan ki durumda çok mağdur durumdadır.

• Filiz BESİM: Çok doğru… Kıbrıs konusu gibi ille kapsamlı sorunların çözümü gibi durum yoktur. Adım adım siz bir takım iyileştirmeleri yapmak zorundasınız.  Tabipler Birliği bunu hep söyledi. İşte söylüyorum; hemen 8-3 yarın başlansın, Bakanlığın yayınlayacağı bir genelgeye bakar. Bütün hastanelere yollar ve hekimler 3’e kadar çalışır. KTTB hep söyledi; acil hekimlerin eğitilmesi gerekir, yoğun bakımda tam gün doktor olması gerekir, bunların denetlenmesi gerekir, Barış Ruh ve Sinir Hastanesi artık sürdürülemez bir durumdadır, orda yeniden bir teşkilat yasasına ihtiyaç vardır. 1930’dan kalma yasayla yönetilemez. Psikiyatrisi hastalarla, çocuk hastalar, uyuşturucu bağımlıları aynı polikliniktedir, burada çok ciddi sorun var. Hep söyledik uyuşturucu hastalarının tedavi göreceği bir yer maalesef yoktur. Acilen bir rehabilitasyon merkezine de ihtiyaç vardır. Yine hep söylüyoruz Burhan Nalbantoğlu Hastanesi 3’ncü basamak hastanedir ama inanılmaz bir yığılma altındadır. Çünkü periver hastaneler  güçlü değildir, bunlar güçlendirilmek zorunadır. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi kaos halindedir. Hastanelerde koğuş sistemi bitmiştir. İnsanlar 7-8 kişilik koğuşlarda yatmak istemez. Acilen hastanenin ciddi bir restorasyona veya yeni bir hastaneye ihtiyacımız vardır. Bunlar bizim sürekli gündeme getirdiğimiz ama artık öyle bir şey oldu ki Kıbrıs sorunundaki gibi insanlar duymuyor bazı şeyleri.

Hep söylüyoruz koruyucu sağlık hizmetleri, ne yediğimiz ne içtiğimiz önemlidir. Hastalıkları yakalanmadan teşhis edebilmemiz, kendimizi koruyabilmemiz çok önemlidir. Devletin bir numaralı görevi aslında bunlardır. Devletin bir numaralı görevi hastayı hastalıklardan korumadır. Yeni sistemde bunları konuşmak zorundayız.

Hastanelerin ve özel hastanelerin denetlenmesi hastaların oralara gönül rahatlığı ile gidebileceklerini bilmesi önemlidir.

Üniversite hastanelerimizin sadece hastane mantığı ile değil, gerçekten hekim yetiştirmek adına akredite olabilmesi,  denetlenebilmesi önemlidir. Yani biz şu andaki konuya odaklanıp, kalırsak çok ciddi büyük olayları kaçırırız ve çok hata yaparız.

• YENiDÜZEN: Tüm bu söylediklerinizi söylediğiniz gibi yıllardır söylüyorsunuz, çalıştaylarda da şuralarda da söylendi. Ama hiçbiri gerçekleşmedi.

• Filiz BESİM: Maalesef gerçekleşmedi.


•  YENiDÜZEN: Gerçekleşeceğine dair ümidiniz var mı?

• Filiz BESİM: Kesinlikle vardır. Biz mücadelemizi olana kadar ille de hepsi birden olmayabilir. Kaynakları kıt bir ülkeyiz. Biz hekim hakim maaşı derken elbette ki ülke şartlarını, bütçeyi de düşünerek ama en azından hekimin onuruyla yaşayabileceği bir maaşı talep etmek zorundayız. KTTB olarak biz bunu talep ederken, hastanın da onuruyla sağlık hizmeti alabileceği bir tam günü talep etmez zorundayız. Hastanın hekim seçme özgürlüğüne kavuşabileceği bir Genel Sağlık Sigortası’nı talep etmez zorundayız. Bunların hepsini talep ediyoruz ve ümidimiz vardır. Kıbrıslı Türkler çok zor dönemlerden geçti, biz daha yeni yeni kendimize geliyoruz. Savaş sonrası yaşanan psikolojik sorunları atmaya başlıyoruz. Kendi ayakları üzerinde duramayan bir ülkeyiz ama ciddi insan kaynaklarımız var.

O nedenle biz hekim örgütlerinin işbirliği yapmasıyla tabi ki bir şeyler yapılabilir. Yüzde yüz ideale ulaşmak zor ama adım adım iyileştirici hizmetlerle hastaların daha kaliteli, hızlı ve güleryüzlü hizmeti alabilmesi önemlidir. Bunlara ulaşmak için evet iyileştirici adımlar atılabilir, bu hiç de zor değil. Bunu yapmak da güçlü bir siyasi iradeye ve sağlığı devlet politikası haline getirmeye bağlıdır. Kasım 2013’te bir çalıştay yaptık o çalıştayın sonucundaki bütün kararlar tüm tarafların katılımıyla alındı.  Neydi onlar? Sağlık Çalışanları Yasası, Genel Sağlık Sigortası, Otomasyon ve Sağlık Bakanlığı’nın reorganizasyonu.

Otomasyon bir şekilde uygulanmaya başlandı. Ama çok iyi hazırlanmadan başlandığı için evet yavaş ilerliyor ama tamamdır, oturacaktır. Hastaları kayıt altına almalıyız, hangi hastalıktan kaç hasta olduğunu, ne kadar ilaç harcadığımızı, kaç hekimin kaç hasta baktığını bilmek zorundayız. Evet otomasyon, bir şekilde devreye giriyor.

Sağlık Bakanlığı’nın reorganizasyonu bence en önemli konulardan biridir. Hiç gündeme gelmiyor. Çünkü Sağlık Bakanlığı’nın gerçekten kurumsallaşamama bir durumu vardır. Bakanlığın bugün birçok yasayı yapmak için yeterli hukukçusu yoktur. Eğer hukukçunuz yoksa nasıl yasa yapacaksınız? Ya da yasaları bakanlıklar değil meclis yapacak. Buna bir çözüm bulmak zorundayız. Genel Sağlık Sigortası diyoruz; Sağlığın finansmanı kadar önemli bir konu yoktur. Çünkü siz finansmanınıza göre sağlığı organize edeceksiniz. Bakanlığın herhangi bir ekonomisti de yoktur.

Bakanlığın, tüm bu denetimleri yapacak personeli de yok. Bakanlığın şuan hastanelerde her an ne oluyor gibi bir otomasyon sistemi de yok. Bilimsel araştırmalarla ilgili nasıl bir politika oluşturayım diye düşünecek merkezi de yok. Bir epidemiloğu da yoktur.  Bunların hepsi aslında bakanlığın çekirdekleri ve değişmeyecek kadar önemli ve politikaları geleceğe taşıyabilecek çok önemli merkezlerdir. O zaman bakanlığı ciddi şekilde yenilemek zorundayız. Onun için bakanlığın reorganizasyonu diye bir madde çıktı. Gördük ki Sağlık Bakanlığı’nın bu ülkede kurulması planlanan sistemi ve ağı denetleyecek ve organize edecek bir yapısı yoktur.

Birçok yasa şuan hazır durumdadır. Bu yasaların hızlı bir şekilde yasallaşıp, uygulanabilmesi önemlidir. O zaman siz hukuk devleti haline geleceksiniz. Bizde alışılagelmiş bir şeydir; yasa yapılır bir sürü şey tüzüklere atfedilir.  Ama ondan sonra o tüzükler çıkarılmaz. Özel Hastaneler Yasası vardır örneğin, ama altında hiçbir tüzük yoktur. Denetlemeye gitmek için neye bakılacağı bilinmez. Biz bunları yaşıyoruz. Onun için çok ciddi boyutta konuya konsantre olup bütün eksiklikleri tamamlayıp sistemi yerine oturtmak zorundayız. Sadece birkaç argümana takılıp kalırsak büyük tabloyu görmeyiz, hata yaparız, sağlık hepimiz içindir.

• YENiDÜZEN: Son sözleriniz nelerdir?

• Filiz BESİM: Biz çalıştay kararlarının arkasındayız. Eğer ki sağlığı devlet politikası haline getireceksek çalıştay kararlarına sahip çıkıp, bunu da hükümet programına ajanda koyarak uygulayın. Yeniden söylüyorum sağlıkta reform şarttır ve gelin hep birlikte ivedi olarak adım atalım.

Bu haber toplam 3221 defa okunmuştur