Mehmet Bayraktar cinayeti ile ilgili tutuklu bulunan tek zanlı Mehmet Vechi’nin Lefkoşa Polis Müdürlüğü’nün üçüncü katından kendisini merdiven boşluğuna bırakarak intihar etmesinin yankıları sürüyor. Vechi’nin ailesi dün bir açıklama yaparak suçlamalardan rahatsız olduklarını ve her kim olursa olsun gerçek katilin mahkemece tespit edilmesini istediklerini belirtti. Açıklamanın tam metni ise şöyle;

Değerli Basın  Mensupları,
Bildiğiniz gibi 4 Temmuz 2014 cuma sabahı polis müfettişi Mehmet Bayraktar’ın cinayet zanlısı(?) Mehmet Vechi'nin Lefkoşa Polis Müdürlüğü 3.katından atlayıp intihar ettiği duyurulmuştu. Sizi temin ederiz ki kesin olarak cinayeti kimin işlediğinin bulunması(kim isterse olsun) bizimde en büyük dileğimizdir. Sonuçta öldürülen kişi çok sevdiğim yeğenlerimin babasıdır.

Ablamla aralarındaki itilaf ne olursa olsun hiçbir kimse başka bir kimsenin hayatına son veremez. Biz maktülün ailesinin basında iddia ettiği gibi babamızın ölümünü bir duygu sömürüsü aracı olarak kullanmak istememekteyiz. Ancak devletin polisi korumasındaki babamızın ölümüne isyan etmek sanırım en doğal ve masum hakkımızdır. Biz bu hakkımızı savunurken Mehmet Bayraktar cinayetinin faili meçhul kalmasını savunmuyoruz. Bu davanın kesin olarak cinayetin faili mahkemede onaylanana kadar sürmesini istemekteyiz. Bunun için elimizden geldiğince hukuka yardımcı olacağız. Ancak bu da şöyle bilinmelidir ki babamızın kendisine ait ruhsatlı av tüfeği polis tarafından Türkiye'ye gönderilip araştırıldıktan sonra temiz raporuyla geri gelmiştir. Bizler Mehmet Vechi’nin çocukları olarak Mehmet Bayraktar'ın ailesine ne kızgın ne de düşmanız. Hatta ve hatta çocukların iyiliği(psikolojisi için) iki ailenin sürekli diyalog içinde olması gerektiğine inanmaktayız.

Basında Bayraktar ailesinin iddia ettiği üzere ölen babam cinayetle ilgili varsa bağlantılı olan kişileri saklamaya, perdelemeye çalışmış. Yine iddia etmekteyiz ki şu andan itibaren de polise yardım etmek için elimizden geleni yapacağız. Bizlerin isyanı babamı masumlaştırmak için değil ölüm şeklinedir. Adaletin erken zamanda tecelli etmesini biz de çok arzulamaktayız. Babamın 25 yıllık doktoru iç hastalıkları uzmanı Dr.Erdal Özcenk hiçbir zaman ifade vermemesi için babamı zorlamamıştır. Sadece emniyet müdürlüklerinde bodrum katında bulunan hücrelerde ciddi kalb hastası olan babamın kalamayacağını kalırsa öleceğini belirtti.Hatta ve hatta 30 Haziran 2014'teki

Gazi Mağusa kaza mahkemesindeki duruşmada sayın Dr.Erdal Özcenk kalb hastası olan babamın ancak pencereli ve havadar bir odada olması kaydı ile polis müdürlüğüne götürülüp sorgulanabileceğini söyleyerek polise yardımcı olmuştur.Bu iddianın gerçek olduğu mahkeme kayıtlarında vardır ve bu konuşmalar mahkemede vuku bulurken Bayraktar ailesi de bunlara şahit olmuştur.Babam Mehmet Vechi Mağusa Devlet Hastanesindeki gözaltı süresince sürekli polis gözetiminde idi. İddia edildiği gibi babamda  cep telefonu yoktu (tutuklandığı gün polis tarafından cep telefonuna el konulmuştu) ve personel dışında kimse ile de görüşmedi.Zaten başında bekleyen polis buna müsaade etmezdi.Sonuçta da tüm kamuoyunun malumu üzere babamın sağlığı hastanede emniyet altında idi ve yine bildiğiniz gibi devletin polisinin koruması altında en kötüsü oldu ve babam öldü.Biz Vechi ailesi olarak Bayraktar ailesine kin gütmediğimizi ancak yapılan suçlamalardan rahatsız olduğumuzu bildirir her kim olursa olsun gerçek katilin mahkemece tespit edilmesini istiyoruz.Başsavcılığın bu konuyu aydınlatacağına dair son derece inançlı olduğumuzu siz sayın basın kuruluşları aracılığıyla kamuoyuna duyururuz.