1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Meclis ‘güncel’ konuştu
Meclis ‘güncel’ konuştu

Meclis ‘güncel’ konuştu

Meclis Başkanı Sibel Siber başkanlığında yapılan Genel Kurul toplantısında güncel konuşmalara yer verildi.

A+A-

Meclis Genel Kurulu dün saat 10.30’da toplandı.
Meclis Başkanı Sibel Siber başkanlığında yapılan Genel Kurul toplantısında güncel konuşmalara yer verildi.

Sayıştay Komitesi’ne Alanlı
Meclis Genel Kurulu toplantısında ilk olarak, Demokrat Parti-Ulusal Güçler (DP-UG) Grup Başkanlığının Sayıştay Komitesi’ndeki üye değişikliğine ilişkin tezkeresi onaylandı.
Komitede, Hasan Taçoy’un Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı görevine atanmasıyla boşalan üyeliğe DP-UG Milletvekili Hüseyin Avkıran Alanlı görevlendirildi.

Yeni İdare Amiri Hamit Bakırcı
Genel Kurul’da daha sonra Meclis İdare Amiri seçimine geçildi.
DP-UG Milletvekili Özdemir Berova’nın Milli Eğitim Bakanlığı görevine atanmasıyla boşalan İdare Amirliğine DP-UG Milletvekili Hamit Bakırcı aday gösterildi.
Milletvekilleri oylarını salona konulan sandıkta kapalı olarak kullandı. Bakırcı, 38 kabul, 6 ret oyu alarak Meclis İdare Amirliği’ne seçildi.

KTAMS, Hava-Sen ve Kamu-Sen Genel Kurulu izledi
KTAMS, Hava-Sen ve Kamu-Sen yetkilileri dün de Meclis Genel Kurulu’ndaydı.
Sendika yetkililerinden oluşan grup Genel Kurulu kısa süreliğine izledikten sonra salondan ayrıldı.


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Gürpınar: “Sosyal sigortalardaki sıkıntılar gizli değil”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Aziz Gürpınar, Sosyal Sigortalar Dairesi’nde bazı sıkıntılar olduğunu, bunun gizli olmadığını ifade ederek, geçmişteki bazı uygulamalar nedeniyle de ek yükler oluştuğunu söyledi. Gürpınar, Sosyal Sigortalar Dairesi’ndeki aktif-pasif oranının geçtiğimiz yıla göre daha iyi noktada olduğunu, geçen yıl 2.52 olan oranın bu yıl 2.54’e yükseldiğini kaydederek, 79 bin 500 aktif sigortalı olduğunu belirtti. Gürpınar, “Borçlanma maliyetlerini daha geriye çekmek için 2015 yılındadaha uzun vadede ve yüksek miktarda yapılandırılmış borçlanma gerçekleştireceğiz ancak bir süre daha şu anki sistemin yürütülmesi gerekiyor” diye konuştu. Kayıt dışı yaşama yönelik denetimlerin sürdüğünü belirten Gürpınar, bu yıl denetim performansında yüzde 30’luk bir artış olduğunu kaydetti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Aziz Gürpınar, 2015 yılında Sosyal Sigortalar Dairesi ve Çalışma Dairesi’ndeki kadro sayısını artıracaklarını, böylelikle kayıt dışılıkla mücadelenin daha etkin sürdürülebileceğini ifade etti. Asgari Ücret Yasası’nda yapılacak değişikliklere de işaret eden Gürpınar, söz konusu değişikliklerin sivil toplum örgütleriyle de görüşüleceğini söyledi.
Bina ihtiyacı konusuna da değinen Gürpınar, İskele’deki Sosyal Sigortalar Dairesi ihtiyacının karşılanması için yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Bakanlık altındaki 4 birimin tek çatı altında toplanması hedeflerinden söz eden Aziz Gürpınar, tahsilat oranları konusunda da bilgi verdi.

 

Eğitim Bakanı Berova: “İlk etapta 10 öğretmen için kadro açılacak”
Milli Eğitim Bakanı Özdemir Berova da söz alarak, ilk etapta 10 öğretmen kadrosunun açılacağını ifade ederek, hükümet olarak geri kalan eksikliğin nasıl giderileceği konusunu değerlendireceklerini kaydetti.
Kemal Dürüst’ün eleştirilerine de değinen Berova, “Taşımacılık konusunda asıl sorulması gereken şudur, taşımacılığı Milli Eğitim Bakanlığı mı yapmalıdır?” dedi. Berova, bunun Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na aktarılması için girişimleri olacağını söyledi.
Berova, burs ve nakil tüzüğü konusunda nasıl iyileştirmeler yapılacağı konusunda çalışma başlattıklarını; kitap eksikliğinin giderilmesi ve okullardaki diğer eksikliklerle ilgili çalışmaların sürdüğünü de belirtti.


GÜNDEM TRAFİK…


CTP-BG Milletvekili Tufan Erhürman: “Alkollü ve uykusuz bir sürücü, yol açtığı ölümlü kazada ağır ihmalden yargılanmalı”

CTP-BG Milletvekili Tufan Erhürman, “trafik” konulu üçüncü gündem dışı konuşmada, ölümlü trafik kazalarında verilen cezaların çok caydırıcı olduğunu söylemenin mümkün olmadığını ifade etti.
Erhürman, “Cezaların çok caydırıcı olduğunu söylemek mümkün değil. Ceza Yasası’nda azami ceza 7 yıl, ancak bu güne kadar verilen en yüksek ceza onun yarısı” dedi.
Erhürman, trafik kazalarında birinin ölümüne sebep olmanın ne zaman “ağır ihmal” kapsamında değerlendirileceğini sordu.
Uykusuz, alkollü bir kişinin yol açtığı kazalarda tedbirsizlik ve ihmalden değil, ağır ihmalden yargılanması gerektiğini ifade eden Tufan Erhürman, Ceza Yasası’ndaki bazı maddelerde bu yönde düzenleme yapılmasını istedi.

“Büyük sıkıntı var”
“Azami ceza 7 yılken en fazla 3 yıl 6 ay ceza veriliyorsa burda çok büyük sıkıntı var” diyen Erhürman, ölümlü trafik kazalarından sonra kamuoyunda yapılan yorumlara işaret etti ve sanığa önce saldırılması, ardından kendisine acınmasının yargı sürecini etkileyebildiğini belirtti.

“Mağdur odaklı bakış gerek”
CTP-BG Milletvekili Erhürman, konuya mağdur odaklı bir bakışın da gerektiğini vurguladı.
İstinafa giden 5 trafik davasından sadece 1’inde ceza artırımına gidildiğini kaydeden Erhürman, istinaf mahkemesinin de kamuoyundan etkilendiğinin görüldüğünü söyledi.
Hakimin gözü önünde sürekli sanık ve avukatları varken etki altında kalmamasının mümkün olmadığını kaydeden Erhürman, ister istemez psikolojik etkilenme yaşandığını kaydetti.
Erhürman, Yüksek Mahkeme’nin caydırıcı ve orantılı ceza üzerinde durduğunu ifade ederek, Ceza Yasası’nda değişiklik gerektiğini söyledi.

“Adaletin ürettiği sonuçlardan memnun olunmuyorsa...”
Şartlı tahliye konusuna da değinen Tufan Erhürman, “İnsanlar adalet mekanizmasının ürettiği sonuçlardan memnun olmuyorsa bu işlerin nereye gideceği belli olmaz” dedi.
Erhürman, “cezanın tek başına çözüm olmadığını ancak mağdurun yakınlarının hayatının çok değiştiğini de hesaba katmak gerektiğini; yargının elinde Ceza Yasası’ndaki 205. maddeyi kullanmak gibi bir imkan bulunduğunu; yürütmenin de trafik cezalarında cezanın yarısından sonra değil üçte ikisinden sonra şartlı tahliye hakkı verilmesi yönünde bir düzenleme yapabileceğini” anlattı.

Hamzaoğulları: “Şoförler her geçen gün daha çok batıyor”
“Toplu taşımacılık” konusunda konuşan CTP-BG Milletvekili Biray Hamzaoğulları, toplu taşımacılıktaki sorunlara değindi. Sektörde denetimin şart olduğunu ancak polisin gerekli denetimleri yapamadığını savunan Hamzaoğulları, sektörden gelen biri olarak çok büyük sorunlar gözlemlediğini anlattı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğrenci taşımacılığı için en yakın mesafeye günde 280 TL ödemesi gerekirken 150 TL ödediğini, bu rakamdan masraflar çıkınca şoförlere ne kaldığını soran Hamzaoğulları, YDÜ’nün toplu taşımacılığa darbe vuracak şekilde fiyat kırarak taşımacılık yaptığını savundu ve bu üniversiteye bazı eleştiriler yöneltti. Biray Hamzaoğulları, Güney Kıbrıs’a T izni olmadan öğrenci taşıyanların da sektörü olumsuz etkilediğini belirterek, bu konuda sınır kapılarında denetim yapılmasını istedi.
Hamzaoğulları, “yanlış” diye nitelediği bazı T izinleri dağıtılmaya başlanacağı yönünde duyumlar aldığını belirterek, örneğin GAÜ’ye, YDÜ’ye, UKÜ’ye, LAÜ’ye, DAÜ’ye izin verileceğini duyduğunu; bu üniversitelerin toplu taşımacılığa girdiğini ve bireylere göre devletle rekabet etme güçlerinin daha yüksek olduğunu ancak KAR-İŞ üyesi şoförlerin her gün daha çok battığını söyledi.

Gündem kırsal kesim arsaları…

Angolemli: “Topçuköy’e, Mehmetçik’e, Karpaz’a gidin, oradaki insanlarımızın çektiklerini görün”
TDP Gazimağusa Milletvekili Hüseyin Angolemli “kırsal kesimin sorunları” konulu konuşmasında, alçak orman arazilerine otel yapılabilmesi için özel tüzük yapıldığını ama köylerdeki sorunların sürdüğünü belirtti. Birçok köyde insanların ellerinde tapu bulunmadığını kaydeden Angolemli, “İlgili bakan Topçuköy’e, Mehmetçik’e, Karpaz’a gitsin ve 2003’te yürürlüğe giren Alçak Orman Arazisi Yasası’nın uygulanmamasından dolayı oradaki insanlarımızın çektiklerini görsün” dedi.
Bu köylerdeki insanların teşvik alamadığını, Genel Tarım Sigortasından yararlanamadığını ifade eden Angolemli, insanların mağduriyetlerinin giderilmesini ve tapularının verilmesini istedi.
Angolemli, Beyarmudu’nda “Rum Yönetimi, İngiliz Üsleri ve KKTC” idarelerinin yetkili olduğunu belirterek, bu bölgedeki arazilerin nasıl kiralandığını sordu.


İçişleri Bakanı Uluçay: “Doğal afetlerin tazmini için bakanlık bütçesinde kalem yok”
İçişleri Bakanı Teberrüken Uluçay, doğal afetlerle ilgili kimin sorumlu olduğu yönünde UBP Milletvekili Dursun Oğuz’un sorusunu yanıtladı ve tarımla ilgili konuların Tarım Bakanlığı; bunun dışındaki konuların da İçişleri Bakanlığı gündemine geldiğini söyledi.
Uluçay, İçişleri Bakanlığı bütçesinde doğal afetlerin zararlarının ödenmesine yönelik herhangi bir kalem bulunmadığını; bunu da vatandaşlara açık ve net olarak söylediklerini bildirdi.
Göreve geldiğinde 2010-2013 döneminde 3 milyon liraya ulaşan bir zarar ziyan faturasının bakanlıkta beklediğini ifade eden Uluçay, “Uzun soluklu bir çalışma ve bu konuyla ilgili kaynağı somutlaştırmak gerekiyor” dedi.
Uluçay, Bakanlar Kurulu kararıyla daha önce meydana gelen zararların sadece yarısının karşılandığını belirtti.
Doğal afetlerin zararlarının tazminine yönelik kaynak yaratılması için bir çözüm bulunması gerektiğini anlatan İçişleri Bakanı Uluçay, bazı zorunlu uygulamalarla kaynak yaratılabileceğini söyledi.
Alçak orman arazilerinin köylülerce ekilmesi sırasında bazı sıkıntılar yaşandığını kaydeden Uluçay, Bakanlar Kurulu kararıyla buna bazı kolaylıklar getirdiklerini ancak Sayıştay’ın “buraları kiralıyorsanız bedeli olması lazım, olmazsa hesabını sizden sorarım” dediğini aktardı.
İçişleri Bakanı Uluçay, alçak orman arazilerinin kullanımıyla ilgili bütünlüklü bir çözüm üretmeye çalışacaklarını ifade etti.
Uluçay, Beyarmudu köyünde tarımsal arazi nitelikli arazilerin diğerleri gibi yıllık bazlı kiralandığını; hali arazilerin ise ekilse bile doğrudan gelir desteği kapsamında olmadığını belirtti.

Tarım Bakanı Sennaroğlu: “Tarımda münavebeyi destekleyen politikalar şart”
Gıda, Tarım ve Enerji Bakanı Önder Sennaroğlu, “Tarım Bakanı uyur” şeklindeki eleştirileri reddetti.
Sennaroğlu, UBP hükümeti döneminde 3 kez Tarım Bakanı değiştiğine işaret ederek, “Uyuyan ben miyim, siz misiniz? Uyuyan kimdir, halk buna karar versin” diye sordu.
Küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi gerektiğini çoktan beri söylediğini kaydeden Sennaroğlu, hayvan hastalıkları, Genel Tarım Sigortası Fonu’nun yetersizliği gibi konularda hem muhalefette, hem iktidarda defalarca konuşmalar yaptığını vurguladı.
Sennaroğlu, tarımda münavebeyi destekleyen politikaların şart olduğunu ifade ederek, Karpaz köylerindeki halkın arazi sahibi olması için orman arazilerinin temizlenerek, verildiğini ancak Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle tapu verilemediğini kaydetti.
Sennaroğlu, alçak orman arazilerinin de kuraklık tazminatı ve doğrudan gelir desteklerinden yararlanabilmesi için bu yıl bir karar aldıklarını ancak köklü bir çözüm gerektiğini ifade etti.
Brucella hastalığı konusunda yapılanları anlatan Sennaroğlu, 2015’te bu hastalıkla mücadele için ödenek konulmasını isteyeceklerini açıkladı.
AB ülkelerinde Brucellalı etlerin, üzerinde belirtilerek satılabildiğini ancak bunun KKTC’de uygulanabileceğine inanmadığını ifade eden Önder Sennaroğlu, hükümetin görüşünün Brucellalı hayvanların itlaf edilerek, tazmin edilmesi yönünde olduğunu söyledi.
Tarımda sigorta konusunda çalışma başlattıklarını ifade eden Sennaroğlu, Gıda Labaratuarı’nın çalışmadığını, bunun nedeninin de bütçe yetersizliği nedeniyle yaşanan personel eksikliği olduğunu anlattı.
Enerji Dairesi oluşturulması gerektiğini ancak bunun önünde de bütçe yetersizliği engelinin bulunduğunu kaydeden Sennaroğlu, Narenciyede Tür Değiştirme Projesi konusunda basın açıklaması yapacağını anlattı.
Balya konusunun büyük bir sıkıntı olduğunu ve balyanın ihale usulüyle en düşük fiyatı verene verildiğini ifade eden Sennaroğlu,üreticinin balya konusunda büyük bir talebi olduğunu ancak balyanın ikinci siparişinin hala limanda beklediğini kaydetti.
Ülkeye getirilen portakal suyunun ülke narenciyesini zora koyduğu söylemine karşılık Sennaroğlu, portakal suyunun Türkiye’den geldiğini ancak konsantrenin de Türkiye’ye satıldığını ifade etti. Sennaroğlu, “Eğer ben Türkiye’den gelen portakal suyunu yasaklarsam, Türkiye’ye konsantre satamayacağız. Nasıl Türkiye’den gelen portakal suyunu yasaklayayım” dedi.

 

Gündem DAÜ…

Denktaş:  “Üniversitede kaos çıkarmak için uğraş veren kesimler var”

Konuyla ilgili söz alan Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, özerk ve demokratik üniversite anlayışı gereği, tüm kademelerdeki seçimlerin tamamen demokratik olması gerektiğini dile getiren Denktaş, bu noktada kırılmalar yaşandığını dile getirdi. Öztoprak’ın yerine yine bir akademisyen atandığını hatırlatan Denktaş, “Ya Ahmet, ya da hiçkimse” görüşünün kabul edilebilir olmadığını söyledi.
Münhal ilan edildiğinde dışardan da kişilerin başvuru yapacağını ve bunlar içinden en iyisinin seçilebileceğini anlatan Denktaş, “Ya bu ya hiç” baskısının kabul edilebilir olmadığını belirtti.
Hükümetin siyaseten DAÜ’ye el atma niyeti olmadığını, bu konudaki haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyleyen Denktaş, üniversitede kaos çıkarmak için uğraş veren kesimler olduğunu anlattı.
Devlet üniversitesi imkanlarının, kendi yerini korumak için nasıl kullanıldığının önemli olduğunu söyleyen Denktaş, üniversite içindeki paydaşların baskı altına alındığını ve çalışanlara “bu rektör giderse, hepimiz istifa etmek zorundayız” denerek baskı yapıldığını kaydetti. Denktaş, “Rektörün görevi uzatılmadı. Görevi uzatılmayan bir rektör var diye üniversitenin geleceği kararacak görüşünü kabul etmek mümkün değil” dedi.

Bu haber toplam 1650 defa okunmuştur