İnsanların duygularını kışkırtmanın en kolay yöntemi siyaseti adres göstermektir.

...

Ülkemde hükümetler epeydir iktidarsız.
Adalet yeteneğinden yoksun.
Ürkek, bencil, partizan...
Yine de şu gerçek değişmiyor.
Bu siyaset kültürü pek çok kesim için “çamaşır makinesi” işlevi görüyor.
Kendi kirli çamaşırlarını bu “makine”de yıkıyor, farklı farklı kümeler!

*  *  *

“Milletvekili maaşlarına artış yapıldı” böylesi bir çarpıtmadır.
Böylece “gelir dağılımındaki eşitsizliği ve adaletsizliği” tartışmak yerine, içimizdeki öfkeyi siyasete yöneltiriz.
Sanırsınız ki Maliye ya da Bakanlar Kurulu toplanmış, vekil maaşlarına artış yapmıştır.
Oysa aslında “Hayat Pahalılığı” kamudaki tüm maaşlara oransal olarak yansıtılmıştır.
Bu yansıma içerisinde, aradan vekilleri çekip çıkartsanız dahi “gerçek dar gelirli” halen yoksuldur!
Çünkü “hayat” herkese pahalıdır ama bunun karşılığı herkese yansımaz!

*  *  *

Kıbrıs’ın kuzeyinde ekonomiyi ayakta tutan dinamikler çoktandır “eğreti” duruyor.
Bahis işleri büyüyor! Kumar işleri!
“Yap sat” para kazandırıyor, şehirler kaybediyor, üstelik “ganimet” tükeniyor.
“Üniversite sektörü” denilerek, hiçbir ölçütü ve kriteri olmayan bir “ucube” yaratılıyor.
Üretim kaynaklı bir büyüme yok.
Özel sektör “destek kredileri” ile hayata tutunuyor, çiftçi ve hayvancı “hibe”yle...
Kamudan maaş çekenlerin bazıları “şişirdikleri” hayatlarına yetişebilmek için artık ikinci değil üçüncü işi yapıyor.
Ve asgari ücretle geçinen, 8’inci el Reno süren, çocuklarını devlet okullarında okutarak geceleri acil serviste sıra bekleyen “yoksul” kalabalıklar sessizce “öfke” büyütüyor.
Özelde çalışanlar can-patlıcan kıvamında.
Turist sayısı artıyor ancak buradan elde edilen gelir tabana yayılmıyor.
Kredi kartlarının limitleri patladı.
Ve “yarattığımız değerin üzerinde yaşadığımız hayatlar” için kriz derinleşiyor.

*  *  *

Yargıçlar en yüksek maaşı alırlar, öyle olmalıdır, çünkü “adalet” dağıtırlar.
Ve bilir misiniz, onların adalet dağıttıkları yasaları, milletvekilleri yapar.
Vekillere asgari ücret ödeyelim isterseniz!
O zaman görünüz “rüşvet”i.
Ya da geliniz, isterseniz “ekonomiyi nasıl büyütebiliriz, kaynakları nasıl adil paylaşabiliriz” bunu konuşalım.
Samimiyetle çözüm arayalım!