1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Mağusa’nın geleceği tasarlanıyor
Mağusa’nın geleceği tasarlanıyor

Mağusa’nın geleceği tasarlanıyor

Çözüm sonrası nasıl bir Mağusa? Kıbrıslı Türk ve Rum mimar, planlamacı ve şehir tasarımcısından oluşan Hayalimizdeki Mağusa Grubu, Hands-On Famagusta Projesi’yle Mağusa’nın geleceğinin şeffaf ve katılımcı süreçlerle şekillenebilmesini amaçlıyor

A+A-

Çözüm sonrası nasıl bir Mağusa? Kıbrıslı Türk ve Rum mimar, planlamacı ve şehir tasarımcısından oluşan Hayalimizdeki Mağusa Grubu, Hands-On Famagusta Projesi’yle Mağusa’nın geleceğinin şeffaf ve katılımcı süreçlerle şekillenebilmesini amaçlıyor

 

• Sokrates Stratis: “Yapmaya çalıştığımız, daha verimli olduğunu düşündüğümüz, gruplar arasındaki uzlaşmazlıkları, görüş farklılıklarını masanın altına saklamak değil, onları olasılıklar konusunda itici güç olarak kullanmak”

• Esra Can Akbil: “Benim için gerçekten en ilginç olan, iki toplumun uyuşmazlığın bitmesi durumunda Mağusa’nın nasıl olması gerektiği konusunda farklı fikirlerin var olmasıydı... Ama şehrin tüm dinamikleri iki toplumun da düşündüğünden, hayal ettiğinden daha farklı”

• Sokrates Stratis: “Bence en önemli şey tahayyül edileni değiştirmek. Kıbrıslı Rumlar kaybettikleri anılarında kapana kısıldılar, Kıbrıslı Türkler de gündelik yaşamda yaşadıklarında sıkıştılar. İkisininki de çok tehlikeli kapanlar”

• Esra Can Akbil: “Mağusa’nın açık kısmını, kapalı Maraş’ı düşünmeden planlayamazsınız, bunun tersi de geçerli. Bir bütün olarak düşünmek zorundasınız ve bu adanın tamamı için de geçerli. Adanın bir yarısını, adanın diğer yarısını dikkate almadan planlayamazsınız”

Ödül Aşık Ülker
 
Kıbrıslı Türk ve Rum mimar, planlamacı ve şehir tasarımcısından oluşan “Hayalimizdeki Mağusa Grubu”, topladıkları bilgilerle, “Hands on Famagusta” projesi için tasarım araçları geliştirebilmeyi hedefliyor. Esra Can Akbil, Socrates Stratis, Nektarios Christodoulou, Emre Akbil ve Münevver Özgür’ün yer aldığı grup, bu araçlar yardımıyla Mağusa’nın geleceğinin şeffaf bilgi ve katılımcı süreçlerle şekillenebileceği planlama yöntemlerinin desteklenmesini amaçlıyor.   
  
Hayalimizdeki Mağusa Grubu ve AA&U (Mimarlık, Sanat ve Şehircilik) Ofisi’nin 2012 yılında ALA Planlama ve Kıbrıs Üniversitesi Şehircilik Laboratuvarı’nın işbirliği içerisinde başlattıkları Mağusa Projesi’nin devamı niteliğindeki Hands-on Famagusta Projesi’nin çalışmaları devam ediyor. Proje, bu yıl özellikle topluma ve kentsel politika üreten konumdaki kurumlara ulaşabilmek ve onların bu projede üretilen araç ve stratejileri kullanabilmelerine olanak sağlamak amacı ile uluslararası destek ve danışmanların yanında yerel gönüllülerin de katkısı ile hızla ilerliyor. USAID, Mahalle Platformu ve UNDP-ACT desteği ile gerçekleşecek proje kapsamında iki toplumlu bir hayal için çalışılıyor.

  AA&U Mimarlık ve Şehircilik Ofisi’nden Proje Lideri Socrates Stratis ve Hayalimdeki Mağusa Grubu’ndan Mimar Esra Can Akbil, Hands-on-Famagusta projesiyle ilgili Face to Face’in sorularını yanıtladı.

Stratis: “Kıbrıslı Rumlar Maraş, Türkler Mağusa’nın diğer bölgeleriyle ilgileniyor”

• Soru: Bu projeyi yapma fikri nasıl ortaya çıktı ve amaç nedir?
• Stratis:
Aslında Hands on Famagusta projesi 2012 yılındaki bir projeden dolayı gündeme geldi. Maraş’ın Kıbrıslı Rumlara geri verilmesi durumunda Mağusa’nın geleceğinin nasıl olabileceğinden yola çıkan bir proje idi. O projede ekibimizin amacı Kıbrıs’ta yeni bir bölünmüş şehre doğru gidilmekte olduğu gerçeğini gösterebilmekti. Çünkü Kıbrıslı Rumlar Maraş, Kıbrıslı Türkler ise Mağusa’nın diğer bölgeleriyle ilgileniyor. Bu konuda bir rapor hazırladık.

Birkaç ay önce, Biden’ın ziyareti döneminde Maraş yeniden gündeme gelince, Mağusa’nın geleceği hakkında USAID, UNDP’nin hibelerinden yararlanarak, “Hands on Famagusta” projesine başladık. Öncelikle Mağusa hakkında aynı kelimelerin aynı şeyi ifade etmesi için ortak bir dil oluşturduk. “Hayalimizdeki Mağusa” grubu aracılığıyla gerçekleştirilen proje için AA&U (Architecture, Art and Urbanism) ofisini merkez olarak kullandık. Hands-on Famagusta projesinin amacı şehrin geleceği için halkın katılımını teşvik edecek kentsel tasarım araçları geliştirmek ve geliştireceğimiz araçlarla insanların kendi şehirlerinin geleceğine karar vermelerine imkan tanımak. Bu Mağusa’nın uzlaşmazlığın çözülmesi sonrası durumu ve toplumun karar alma mekanizmalarındaki eksikliğine, ki sanırım iki tarafta da durum budur, gönderme yapıyor.

Akbil: “Mağusa kendi içinde parçalanmış”

• Akbil: Benim için gerçekten en ilginç olan, ilk bir araya geldiğimiz zaman iki toplumun uyuşmazlığın bitmesi durumunda Mağusa’nın nasıl olması gerektiği konusunda farklı fikirlerin var olmasıydı. Şu anda, Kıbrıs Türk toplumunun zihninde bir sınır var, ki bu da bir nevi Annan Planı’nın yansımasıdır, Larnaka Yolu halihazırda zihinlerimizde şehri bölüyor. Yıllardır şehrin o tarafına kimsenin yatırım yapmadığını hissedebilirsiniz, insanlar o yolu şehrin içinde bir bölünme hattı olarak yaşadılar. Kıbrıs Rum toplumunun perspektifinden bakınca ise, onların Mağusa konusundaki fikrinin aslında Maraş’tan oluştuğunu görüyorsunuz. Onlar daha çok anılarına, geçmişte oradaki tecrübelerine geri dönmekle ilgileniyorlar. Ama şehrin tüm dinamikleri iki toplumun da düşündüğünden, hayal ettiğinden daha farklı. Şehre bakıldığı zaman, alternatif bir şekilde okumaya çalıştığımızda, şehirdeki bölünme hatlarına baktığımızda, şehrin kendi içinde parçalanmış olduğunu ve ayrıca insanların düşündüğünün ötesinde fırsatları olduğunu fark ettik. Ve bu fırsatları değerlendiren, Mağusayı bu yönde geliştiren araç ve stratejiler kurguladık.

   Bu projeyi değerli kılan, bilgilere herkesin, planlama kökenli olmayanların bile ulaşabilme ve şehrin geleceği hakkında yeni perspektifler getirebilme imkanı vermesidir. Bu projenin bir parçası olmaktan çok mutluyum.

• Soru: Proje kapsamında neler olacak?
• Stratis:
Farklı şeyler olacak. Etkileşimli bir web sitesi, şehrin olası geleceğini gezme, ziyaret etme imkanı verecek. Yapmaya çalıştığımız, daha verimli olduğunu düşündüğümüz, gruplar arasındaki uzlaşmazlıkları, görüş farklılıklarını masanın altına saklamak değil, onları olasılıklar konusunda itici güç olarak kullanmak. Bu nedenle tartışmalarda, şehrin geleceği hakkında karar alınma aşamasında sürece dahil olan aktörlerin görüşlerini, onlar arasındaki uzlaşmazlıkları, görüş ayrılıklarını toparlayıp, insanların onların bazılarının görüşleri seçmeleri, desteklemeleri ve bazılarını itmeleri için imkan yaratmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda eğlenceli ve etkileşimli bir site olmasını istiyoruz ve en önemlisi kamusal politikaların geliştirilmesine yön verecek bir model olmasını amaçlıyoruz.

Akbil: “Makette Mağusa bir bütün olacak”

• Soru: Mağusa’da, şehrin sokaklarında da bazı çalışmalar yaptınız? Ne gibi tepkiler aldınız?
• Akbil:
Öncelikle aslında şehrin mevcut durumunun ne olduğunu görmek istedik. 35-40 kişilik bir grup gönüllü ile çalıştık. Aslında projeyi duyanlar yani kentsel araçları kullanarak, katılımcı bir süreçle insanların bir araya gelip, şehrin geleceği hakkında ortak bir zeminde düşünebilmeleri konusuna çok ilgi gösterdiler. Kısacası yaptığımız, değişik platformlarda insanları buluşturup, tartışmalarını ve birbirlerinin bakış açılarını görebilmelerini sağlamak ve ortak bir zeminde buluşabileceklerini, bir sonuca varabileceklerini göstermek. Sonucun ne olacağını biz de bilmiyoruz, onu etkileyemeyiz ama biz bunun için araçları temin edebiliriz. Bu araçlardan biri maket (fiziksel bir model) olacak. İki toplum, Mağusa’yı, bir bütün olarak, bir makette görebilecek. Fiziksel model herkes için bir hakikat olacak. Onların Mağusa hakkındaki görüşlerini geliştirebileceğimize inanıyoruz ve bunu umut ediyoruz.
• Stratis: Bence en önemli şey tahayyül edileni değiştirmek. Kıbrıslı Rumlar kaybettikleri anılarında kapana kısıldılar, Kıbrıslı Türkler de gündelik yaşamda yaşadıklarında sıkıştılar. İkisininki de çok tehlikeli kapanlar.

  Biz şunu söylüyoruz, Kıbrıs’ta nasıl bir çözüm olursa olsun, Mağusa’yı Kıbrıs’taki diğer şehirler ve bölgedeki diğer şehirlerle rekabet edebilir kılacak unsurlar nelerdir? Çok değerli ekolojik varlıklar, kültürel varlıklar... Altyapıyı çiftelemeye devam etmenin anlamı yok. Eğer insanlar bu parçalanmanın neticelerini görmeye başlarlarsa, onlar da tahayyüllerini değiştirmeye başlayacaklar. Gücümüzün çok küçük olduğunu, biz birşeyler yaptık diye bir şeylerin değişmeyeceğini iyi biliyoruz, ama aynı zamanda insanlar birbirleri hakkındaki tahayyülerini değiştirmezlerse, ne olursa olsun umut olmayacağını da biliyoruz. Çok sık olduğunu düşünmediğim birşey oldu, Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türkler, mimarlar, mimar olmayanlar hepsi ortak bir endişe kaynağı üzerinde çalışıyor. Çözüm ne olursa olsun, endişe ortak. Bence bu çok önemli. Maraş’ın yeniden yapılanması sadece Maraş bölgesini değil, tüm Kıbrıs’ı ilgilendirir. Maraş, Mağusa, tüm bölgeyi rakamlarla ortaya koyduk. Bu rakamlar çok yararlı olacak. Örneğin Mağusa’yı yaşanabilir bir şehir yapmanın maliyeti ne olacak? Kıbrıslı Türkler için askeri bölgelerden ve limandan dolayı denize erişimi olmayan bir şehirde yaşamak da bir paradoks. Ekolojik sistemi görmezden gelerek, inşaatlar yapılıyor olması da üzücü. Biz Kıbrıslı Rumların veya Kıbrıslı Türklerin nerede olacağına karar verecek değiliz, o bizim amacımız değil, yapamayız da, ama diğer taraftan biz hangi durumda ne olabileceği konusunda olası senaryolar ortaya koyabiliriz. Mağusa sadece Maraş’tan dolayı değil, liman bölgesi, askeri bölgeler, ekolojik alanlar ve arkeolojik alanlardan dolayı da bölümlere ayrılmış. Biz şu anda engel olarak görülen şeylerin bazılarının ileride itici güce dönüştürülebileceğini düşünüyoruz.
• Akbil: Bu süreçte değişik yerlerde toplantılar organize edip insanlarla buluşup, görüşlerini alıp, süreci mümkün olduğunca verimli hale getirmeye çalışıyoruz. Şehrin sakinleri, yatırımcılar gibi değişik aktörlerin bakış açılarını bir araya getirip, siteye koymayı, siteye girenlere görüşleri ve o görüşlerinin sonuçlarını göstermeyi amaçlıyoruz. Böylelikle farklı fikirleri ve onların sonuçlarını görme imkanı yaratmış olacağız.

Stratis: “Maraş 10 yıl daha duramaz”

• Soru: Projedeki en büyük zorluk nedir?
• Stratis:
En büyük zorluk, zaman zaman projenin çalışmaya değer olduğu konusunda inancımızı korumaya çalışmak diye düşünüyorum. Çünkü etrafındaki herşey buna karşı, her gün yaşananlar, olanlar planladığımıza yardımcı olmuyor. Diğer taraftan çok iyi biliyoruz ki bu aynı zamanda bize çalışmaya devam etme enerjisi de veriyor.
• Akbil: Diğer bir zorluk da konunun çok hassas bir konu olması. Söylediğimiz herşey, ürettiğimiz fikirler insanları gelecekte etkileyebilir. Biz gerçekten çok dikkatli davranmaya, mümkün olduğunca çok farklı görüşü toplamaya çalışıyoruz, insanların bunun parçası olmalarını ve gerçekten umursandıklarını hissetmelerini istiyoruz. Ortaya çıkacak şeylerin bir gün kentsel politikaları etkilemesini arzuluyoruz.
• Stratis: Aslında bu konular hem önemli hem de yaratıcılığı kamçılıyor. Çünkü en iyi şeyler, bu gibi farklılıkların bir araya getirilmeye, çalışılmasıyla ortaya çıkar. Ayrıca yaptığımız iş çok zor çünkü ortaya çıkaracağımız ürünün ileride nasıl kullanılacağını da gerçekten bilmiyoruz. Biz uzlaşma sonrası Mağusa’yı tasarlıyoruz, yani çözüm sonrasını. Bunu arzu ediyoruz ama ya hiç çözüm olmazsa? Örneğin Maraş orada bir 10 yıl daha duramaz, çünkü böyle bir zaman diliminden sonra, ortada tamir edilmesi konusunda bir tartışma bile kalmayacak...

Akbil: “Ya şehirde sel olursa, deprem olursa”

• Soru: Kıbrıslı Türkler’in Maraş, Kıbrıslı Rumlar’ın da Mağusa’nın diğer bölgeleri için endişelenmesini sağlayabildiniz mi?
• Akbil
: Sanırım bu halen devam eden bir süreç. İnsanlar bizimle buluştukça, etkinliklerimize katıldıkça daha da bilinçleniyorlar. Belki bu bir anda olabilecek birşey değil ama en azından bu sürece katkı yapıyoruz, bunu gerçekten görebiliyoruz.
• Stratis: Yaptığımız temaslar sonucunda aslında şehrin birleştirici unsurları olduğunu görüyoruz. Çözüm ne olursa olsun birleştirici bir sahil olmasını istemeyecek birini düşünemiyorum. Kültürel ve ekolojik varlıkların şehrin tamamı için hakettiklerini alması gerektiğini düşünmüyor musunuz? Biz gereklilikleri ortaya koymaya çalışıyoruz, siyasiler de nasıl yapılacağını konuşacaklar.
• Akbil: Bizim uzlaşmazlık çözüldükten sonrası ve aynı zamanda afet sonrası için ortaya koyduğumuz stratejiler çok ilginç. “Ya şehirde sel olursa, deprem olursa” sorusunu sorunca, bu sorunun cevabı tüm uzlaşmazlıkların ötesinde.

Stratis: “Şehri birleştiren üç unsur var”

• Soru: Siz Mağusa özelinde çalışıyorsunuz ama bu proje bir anlamda Kıbrıs’ın tümünün küçük bir versiyonu gibi aslında...
• Akbil:
Mağusa ölçeğinde, Mağusa’nın açık kısmını, kapalı Maraş’ı düşünmeden planlayamazsınız, bunun tersi de geçerli. Bir bütün olarak düşünmek zorundasınız ve bu adanın tamamı için de geçerli. Adanın bir yarısını, adanın diğer yarısını dikkate almadan planlayamazsınız.
• Stratis: Şehri birleştiren üç unsur “ekolojik ve kültürel unsur”, “sahil” ve “altyapıdır”. Bu üçünü ele alırsanız, bunları tüm adaya da yayabilirsiniz. Örneğin tüm Kıbrıs’ın sahil şeridinin geleceği ne olacak? Tümü özelleştirilecek mi, ki şu anda iki tarafta da durum budur. Ne yapılmalı?

Web sayfasının tasarımı için ihale...

• Soru: Proje ne zaman tamamlanacak?
• Akbil:
Bir taraftan web sayfasını oluşturmaya çalışıyoruz, bu hafta web sayfasının tasarımı ve uygulaması için ihaleye çıktık. İhale Cuma günü duyuruldu ve 7 Ekim’e kadar da devam edecek. Daha detaylı bilgi Hands-on Famagusta projesi Facebook sayfasında ve Mahallae Platformu tarafından duyuruluyor. Bu ihale hem yerel hem de uluslararası başvurulara açık. Pek çok veriyi bir araya koymak durumundayız, hem farklı görüşleri hem de onların olası sonuçlarını toparlamamız gerekiyor. Birçok görsel üretiyoruz, haritalar ve fotoğrafar ile dopdolu bir web sitesi olacak. Diğer yandan yetkililerle, sivil toplumla toplantılarımıza devam ediyoruz. Haziran ayında düzenlediğimiz ve yüksek katılım sağlayan ilk çalıştayımızdan sonra, 5 Kasım tarihinde uluslararası katılımcıların da katkısı ile projeyi ilerletecek yeni bir çalıştayın hazırlığındayız. Değişik hedef gruplarına ulaşmaya çalışıyoruz ki web sitesi de o kadar geniş bir kesim tarafından kullanılsın. Açık katılım olarak kurgulanan bu etkinliklerimizi USAID ile birlikte bize sponsor olan Mahalle platformu aracılığı ile de duyurup gönüllülerin toparlanmasını amaçlıyoruz. Medyayı da mümkün olduğunca kullanmaya çalışıyoruz. Sivil toplumla da temasımız var, onlar da etkinliklerimizi destekliyor.
• Stratis: Fiziksel model tamamlandığında insanlar Mağusa’yı bir bütün olarak görebilecek. Bu taşınabilir olacak ve bir gün Mağusa’nın birleşebilmesi durumunda belki de belediyeye hediye edebileceğiz, neden olmasın?
• Akbil: Oldukça yoğun bir takvimimiz var. Maketi şubat sonunda bitirmeyi planlıyoruz. Toplantıları ve buluşmaları Ekim ve Kasım’da sık sık yapmayı planlıyoruz. Bu toplantılarda üretilecek veriler Aralık ayına kadar geliştirilecekler. Web sitesi hakkında da ihalenin sonuçlanması ile çalışmalar Ekim sonu hızlanacak. Mart ayı sonunda online yapmayı planlıyoruz. Hedef 2015’in ilk yarısında projeyi tamamlamak.
   Bazen olan gelişmelerle umutsuzluğa düşüyoruz ama çalışmaya devam etmek durumundayız. Hem grubumuz, hem de bir Mağusalı olarak ben, aslında çok da duygusal bir süreç yaşıyoruz. Hayalimizdeki Mağusa Grubu gerçekten ortak bir dil oluşturdu. Herkes elinden gelenin en iyisini, değişik perspektifleri projeye katabildi ve bu da bu projenin insanlar tarafından nasıl algılandığını etkiliyor. Bu proje ortak bir gelecek ihtimali için geliştirilmiş ortak bir proje... Proje web sayfası halen yapım aşamasında olduğundan, Mağusa için bir el vermeye gönüllü herkesi Hands-on Famagusta projesini Facebooktan ve Mahallae.org’dan takip etmeye davet ediyoruz.

Bu haber toplam 3567 defa okunmuştur