1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Limbya’dan Lurucina’ya…”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Limbya’dan Lurucina’ya…”

A+A-

 Limbyalı Hristiana Manoli, ilk kez ziyaret ettiği Lurucina’yla ilgili duygularını kaleme aldı…

 

limba.gif

 

“Ben Limbyalıyım, hemen dibimizde Yeşil Hat bulunuyor ve Yeşil Hat’tın hemen dibinde de Lurucina köyü vardır… Bu köy bize o kadar yakındır ki Limbyalıların konuşmalarında her zaman Lurucina vardır… Ya savaştan öncesi yaşanmışlıkları olduğu ve hemen yakınımızdaki bölgeyi çok iyi bildikleri için veya ikimiz arasında bir “hayalet” gibi dolaştığı için…

Yaşlı dedem Alzheimer olduğu zaman Lurucina, bir şaka gibi takılıp kalmıştı bana çünkü onun çoğu tanıdıkları bize “Lurucinalı” diyorlardı – yani arkadaşlarının arkadaşları, tam olarak nereli olduğumuzu hatırlayamayanlar bize “Lurucinalılar” diyorlardı…

Barikatlar açıldıktan sonra dahi pek az insan oraya gitti çünkü oraya gidebilmek için birbuçuk saatlik bir yol katetmek, Yeşil Hat’tı geçmek gerekiyordu – oysa Lurucina bizden yalnızca 3-4 dakika uzaklıktaydı… Pek çoğu için ise burası insanların artık yaşamadığı, terk edilmiş bir köydü…

Her neyse, birkaç yıl önce İbrahim Cufoğlu adlı bir Kıbrıslıtürk arkadaşla tanışma zevkine eriştim… Genç yaşına karşın Rumca konuşuyordu… Çok iyi konuşamıyordu ama konuşuyordu işte… Dedesi alıştırmıştı ona Rumca’yı ve bundan gurur duyuyordu… Ah şu nene-dedelerimiz!

İbrahim’e nereli olduğunu sorduğum zaman Lurucinalı olduğunu söyledi. Öylece kalakaldım… Yani orada yaşadığını mı yoksa zaman zaman oraya gittiğini mi sordum. O da bana orada yaşadığını, tarım ve hayvancılıkla uğraştığını anlattı. Birkaç kez onu gördüm ve bana ne zaman Lurucina’ya gitmek istediğimi sordu. Ona Lurucina’ya hiç gitmemiş olduğumu, şimdi onu tanıdığımı söyledim ve işte böylece bir süre önce bu çok yakınımızdaki ama aynı zamanda çok uzağımızdaki köye gitmeye karar verdik.

Limbya’dan yola çıkarak Ayios Domedios barikatından geçiyoruz ve yeniden Limbya’ya dönüyoruz ama bu kez Lurucina tarafındayız…

limba-2.gif

 

Lurucina’ya gittiğimde ilk hissettiğim şey, sanki de 1970’lerin Kıbrıs’ına gittiğimdi… 2018 yılına benzeyen pek az şey var… Evlerin yarısı boş ve terk edilmiş çünkü Denktaş onlara ev vermiş… Geriye kalanlar evlerini terk etmek istemedikleri için burada kalmışlar… Köyde ilerledikçe buraya yeni yerleşenleri görüyoruz veya Rumca konuşabilenleri… 8-9 kişi Rumca konuşuyor ve Limbya’dan geldiğimizi söyleyince sanki bizi çok eskiden beridir tanıyormuş gibi konuşuyorlar… Benim için tüm bu deneyim tam bir şok… Lurucina artık bir hayalet değil, pek çoğumuz burada bulunuyor…

Kendi evimi öteki taraftan görmek ancak bunun için birbuçuk saat seyahat etmek zorunda kalmak zor, yalıtılmış insanları görmek, onların size bir şeyler yapın demesini duymak çok zor… Ancak en zoru da tüm hayatımız boyunca bir bölücü hattı paylaşıyor olmak… Var olmayan duvarlar, milliyetler, “siz” ve “biz” gibi kavramlar tüm insanlık için çok ürkütücü…

Tek pozitif düşüncem eğer özgürce yaşamış olsaydık, Limbya ile Lurucina’nın tek bir yer olmuş olacağıydı…”


***  Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üyesi Nestoras Nestoros’tan çağrı:

“Sedyede yatan kişi hakkında bilgi sahibi olanlar lütfen bizi arasın…”

Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üyesi Nestoras Nestoros, Kıbrıs Haber Ajansı aracılığıyla Kıbrıslırum toplumuna bir çağrıda bulundu ve fotoğrafta görülen sedyede yatan kişi hakkında bilgi sahibi olanların, kendilerini aramasını istedi…

sedye.gif

16 Ağustos 1974’te serbest bırakılan Kıbrıslırum savaş esirleriyle ilgili fotoğraflardan hareketle Nestoras, sayfamıza da aldığımız bu fotoğrafın Trahonas (Kızılbaş) bölgesinde bir hastaneden çekildiğini belirterek “fotoğrafta yaralı olan ve sedyede bulunan kişinin kimliği hakkında bilgi sahibi olanların 00 357 22 400142 numaralı telefon numarası aracılığıyla ofisiyle temasa geçmesini” istedi.

Fotoğraftaki yaralının BM Barış Gücü Avusturya Kontenjanı askerleri tarafından taşındığını da belirten Nestoras, bu fotoğrafın çekildiği günle ilgili herhangi bir bilgisi olanların kendilerini aramasını istedi.

Hatırlanacağı gibi bu fotoğrafı bu yılın Ocak ayında bu sayfalarda yayımlamış ve bu konuda okurlarımızın söylediği bazı şeyleri paylaşmıştık. Okurlarımıza göre bu fotoğraf Lefkoşa’da Kızılay hastanesi avlusunda çekilmiş olabilir.

Fotoğraftaki şahsın ablası olduğunu söyleyen bir Kıbrıslırum okurumuz, bunun kardeşi olduğunu belirtmiş ve onun hakkında çeşitli bilgiler vermiş, biz de bunları yayımlamıştık…

Ocak 2018’de bu sayfalarda şöyle yazmıştık:

“1974 yılında savaş esnasında bacağı alçıya alınmış vaziyette Birleşmiş Milletler askerlerine teslim edildiği fotoğraflarda görülen Pavlos Savva Ppolos, “kayıp”… Şimdi ailesi bu fotoğraflarda görülen yakınları “kayıp” Pavlos Savva Ppolos’un akibeti hakkında bilgi arıyor…

Sosyal medya sayfalarında yayımlanan bu fotoğrafları “kayıp” Pavlos Savva Ppolos’un kızkardeşi bize de gönderdi…

Biz de bu fotoğrafları yayımlıyoruz ve “kayıp” Pavlos Savva Ppolos veya bu fotoğraflar hakkında herhangi bir şey bilen okurlarımızı bizi isimli veya isimsiz olarak aramaya davet ediyoruz.

Fotoğraflarla ilgili yaptığımız araştırmada bir okurumuz bize bu fotoğrafların Lefkoşa’da o dönem faaliyette olan Kızılay hastanesi avlusunda çekilmiş olabileceğini anlattı. Sözkonusu okurumuz fotoğraflarda görülen iki BM askerinin de Avusturya kontenjanından BM Barış Gücü askerleri olduğunu söyledi.

Sözkonusu okurumuza göre “kayıp” Pavlos Polos, BM askerleri tarafından ayağı alçıda alındıktan sonra Kıbrıs’ın güneyindeki Lefkoşa Genel Hastanesi’ne götürülmüş olabilir. Tabii eğer güneye giderken başka herhangi bir olay olmamışsa...

“Kayıp” Pavlos Savva Ppolos’un kızkardeşi ise bize kardeşinin 1974’te “yedek” (reservist) olarak Trahona (Kızılbaş) bölgesinde bulunduğunu, gazeteci Anna Andreu’nun kitabı yayımlanınca buradaki fotoğraflardan birinde kardeşini tanıdığını, Anna’dan bu fotoğrafın orijinalini istediğini anlattı. Fotoğraf o dönem savaş fotoğraflarını çeken gazeteci Ergin Konuksever tarafından çekilmiş… “Kayıp” Pavlos’un kızkardeşi bu fotoğrafı İngiltere’de fotoğraflardan “yüz tanıma” konusunda uzman bir şirkete göndererek bu fotoğrafın kardeşine ait bir fotoğraf olduğunu da doğrulatmış.

“Bu fotoğraf yaralı genç bir adamın sedyede yattığını gösteriyor, çevresinde siviller var ve Avusturyalı iki BM askeri sedyeyi tutuyor” diyen Pavlos’un kızkardeşi, iki fotoğraftan birisinin Ergin Konuksever’in “Girne’de çekildiğini” söylediğini ancak ikinci fotoğrafın Lefkoşa’da bir hastane binası dışında çekildiğinin bir Kıbrıslıtürk tarafından kendisine söylenmiş olduğunu da belirtti.

“Kayıp” Pavlos’un kızkardeşi, kardeşini Adana’da hapishanede bacağı alçıya alınmış vaziyette sedyeyle taşınırken çekilmiş Associated Press’e ait bir de video bulduğunu anlatarak bize bu videoyu da gönderdi…

Okurlarıma çağrımdır:

Bu fotoğraflarda görülen şahıslardan herhangi birisini tanıyorsanız veya “kayıp” Pavlos Savva Ppolos’un bacağı alçıya alınmış vaziyette BM askerlerine teslim edilişiyle ilgili herhangi bir bilginiz varsa lütfen beni isimli veya isimsiz olarak 0542 853 8436 numaralı telefonumdan arayınız…”

Bu konuda “kayıp” Pavlos’un kızkardeşine, Kayıplar Komitesi’nin uluslar arası arşivlerde araştırma yetkisi olan sorumlu görevlisine mektup yazmasını da önermiştik ve o da böyle yapmıştı.

Bu yazı toplam 2647 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar