1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Liderler Kilitlendi, CTP Anahtar
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Liderler Kilitlendi, CTP Anahtar

A+A-

Kıbrıs sorunu çözüm süreci için liderler seviyesinde yapılan görüşmelere, önce Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığı nedeniyle, ardından da Güney Kıbrıs’ta seçimler ve sonrasında da Rumların yeni liderinin ekonomik krizin ateşini dindirmeye öncelik vermesiyle, yani uzunca bir süreden beri ara verildi.
Uluslararası toplumun da sabrının taştığı noktada Rum lider Anastasiadis masaya oturmayı ön koşullara bağladı. Önce Türkiye’den jestler istedi, tutturamadı… Şimdi de ortak açıklamada ısrar ediyor. Eroğlu’nun hatası nedeniyle ortak açıklama belgesinin olmasını Anastasiadis kabul ettirdi ama içeriğini tutturamıyor, taraflar bunda uzlaşamadı.
İki liderin temsilcileri defalarca görüştü, olmadı… Son olarak da bu hafta başı iki lider gayri resmi ve BM’nin de olmadığı bir yemekli toplantıda bir araya geldi. Sonuç “Dağ fare doğurdu” sözüyle tam olarak özetlenebiliyor.
Liderler keşke bu toplantıyı hiç yapmasaydı, tüm umutlar katledildi. Uzlaşamayacaklarını bilmeden bu toplantıyı yapmışlarsa, çok amatörce davrandılar; bilerek yapmışlarsa, demek ki halklardaki umudu öldürmek için yaptılar…
Şimdi görüşme süreci kilitlenmiş durumdadır. Belli ki tıkanıklığın anahtarı liderlerde değildir. Liderlerin temsilcileri de durumu bu noktaya getirmemeliydi, getirdiklerine göre süreci kilitlemeyi tercih etmiş olmalılar… Açıklamalarında kullandıkları suçlama dili, sanki de Denktaş dönemi hortlamış gibi…
Şu andaki ihtiyaç ‘çatışmaların çözümü’ yöntemi ve tekniği değil, uzlaşı yöntemidir; liderlerin ekipleri bunu yapacak kapasitede değil… Onlar konuştukça zaten Kıbrıs’ta çözüm ve barış isteyenlerin tüyleri diken – diken oluyor. 
Ama Kıbrıs sorunu çözülmelidir, liderler görüşerek bu sorunu çözmelidir. Hele ki KKTC Cumhurbaşkanı bunu başarsın diye seçiliyor… “Görüşmeler kaldığı yerden devam etsin, daha önce varılan uzlaşılar geçerli olsun, ortak açıklama gereksiz, illa ki yapılacaksa da ya genel ve suya – sabuna dokunmayan olsun ya da iki tarafın da hassasiyetlerini gözetsin” diyen Kıbrıs Türk tarafı aslında daha makul davranan taraf… Anastasiadis ise sanki de Cleridis’in değil, Denktaş’ın öğrencisi… Artık belli oldu ki bu iki lider ve ekipleri bu tıkanıklığı aşamayacak; kilitlendiler, prangalanmasalar bari…
Ne yapılmalı?!. Bu kilide bir anahtar gerek… Görüşmelerin, yani barış sürecinin önünü açacak bir anahtar… Ve süreci doğru raya oturtacak, liderlerin sorumlulukla davranması temin edecek bir güç… Bu CTP’den başkası olamaz… Kıbrıs sorununun federal çözümü, CTP’nin vizyonu ve misyonu idi, öyle de olmaya devam ediyor. Bu misyona sonradan katılan Kıbrıslı Türk ve Rum siyasi partiler olmuştur ama misyonunu en etkili, güçlü ve yalpalamadan sürdüren ve koşullara hiç yenilmeyen parti CTP’dir. Birçok sivil toplum örgütü bu süreçte CTP’ye yoldaşlık etmiştir; sorun siyasi olduğu için öncü de siyasi partidir…
Dolayısıyla, iki liderin masaya oturması için koşul haline gelen ortak açıklamanın içeriği üzerindeki uzlaşıyı sağlamak, bu aşamadan sonra, ya ‘etkili’ üçüncü tarafların ya da ‘yerli malı’ CTP’nin marifeti olacak. İnisiyatifi üçüncü taraflar alırsa, ‘Kıbrıslı çözüm’ün ipi elden kaçacak… Onun için CTP’nin tam kapasite devreye girmesi ve taraflarla bilimsel uzlaşı yöntemlerini kullanarak, ortak açıklamanın şekillenmesi sağlamalıdır. CTP’nin bunu yapacak birikimi var; CTP’nin böyle bir adım atması halinde de kendisine güven duyulacağı da kesindir. CTP’nin bu ‘kalkışma’ya, bu gibi konularda CTP’nin sahip olduğu birikime aynı nitelikte sahip olmasa bile, AKEL’i de ortak etmesi, iki tarafın da desteğini sağlayacaktır.
Taraflar arasında mekik diplomasisi ve uzlaşı çalışması yaparak, ortak açıklamanın içeriği şekillendirilebilir. CTP, ortak açıklamada halkların hassasiyetlerinin nasıl ifade edilmesi gerektiğini gayet iyi biliyor, neyin ne demeye geldiğini de biliyor, satır arasına sokuşturulacak mesajları da okuyabiliyor. Dolayısıyla CTP, bir tarafın diğer tarafa ‘gol atma’ hevesini önleyebilecek bilgi ve deneyime de sahiptir.
Liderlerin isteyerek veya istemeyerek kilitlediği görüşme sürecinin önü bir an önce açılmalıdır, Kıbrıs’ın halkları barış yolundaki yürüyüşünü bu liderlere rağmen sürdürmelidir. Anahtar siyasi örgüt CTP’dir ve kilitlenmiş süreci açmak üzere CTP, vizyonunun sorumluluğu, misyonunun yükümlülüğü ile görevini yerine getirmelidir. Yoksa sürecin önü üçüncü tarafların marifeti ile açılacak, ‘Kıbrıslı çözüm’ hoş bir seda olarak kalacak…

Bu yazı toplam 2174 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar