1. YAZARLAR

  2. Ferdi Sabit Soyer

  3. KTFF,KOP,FİFA
Ferdi Sabit Soyer

Ferdi Sabit Soyer

KTFF,KOP,FİFA

A+A-

KTFF ile KOP’ un FİFA buluşması ve ana ilkeleri belirleyen metni imzalamaları tartışmalara yol açtı. Şimdi eğri oturalım, doğru konuşalım. KTFF ve KOP Kıbrıs’ta klasik anlayışın dışında bir müştereklik sağladılar. Bu çok önemlidir.
Bu, Kuzey’de büyük tartışmalara yol açtı. Güneyde bir sessizlik hakimdir.  Ancak bu sessizlik, bence yanıltıcıdır. Çünkü beklenti, Kuzey’in bunu ret edeceği beklentisine dayalıdır. Nitekim, bazı kendini son derece milliyetçi gören erk sahiplerinin, Kuzey’deki söylem ve öfkeleri, bu konuda Güneye susma konusunda daha da cesaret vermektedir. Şimdi bu antlaşmayı ele alalım.
Bir kere FİFA gibi bir kuruluşun söz konusu antlaşmada, “Bu geçici düzenleme sadece Futbolla ilgili olup, Kıbrıs’taki politik meselelere örnek temsil etmeyeceği, adadaki nihai çözüm bulunana kadar geçerlidir”  ibaresini, bu antlaşmaya dahil etmesi önemlidir.
Burada iki ana unsur nasıl göz ardı edilir?
Birincisi; Kıbrıs’ta bir sorun olduğu, bunun siyasi olduğu, FİFA gibi evrensel bir futbol otoritesi tarafından da onaylanmış oluyor. Üstelik bu antlaşmanın geçici olduğu ve bunun nihai bir çözüm bulunana kadar geçerli olduğu da ortaya konulmaktadır.
Yani, evrensel olarak uluslararası kabul gören KOP’un, bugünkü konumunun da, Kıbrıs’taki siyasi çözüm bulunan kadar geçerli olduğu, zeytinli bittanın zeytini gibi ifade edilmektedir. Bu gerçekte Güney açısından bir sorundur. KOP’un buna onayı ise, onlar açısında önemli bir özveridir.
Bu düzenlemenin parametrelerine baktığımız zaman ise özellikle 1. maddeye bağlı büyük eleştiriler yapılmaktadır. Halbuki birinci madde, 2. madde ile bir bütünlük içerisindedir. Bunlarda, 4. madde’deki esaslı bir düzenleme ile de bağlantılıdır. Buna göre;
“1. KOP’un yasaları çerçevesinde KTFF, KOP’a Federasyon olarak üye olur. Bu bağlamda KTFF’nuna kayıtlı kulüpler KOP’a dolaylı üye olacaktır.
2. KOP, KTFF’nun üyesi olan Kulüpler üzerindeki yetkisini tanır ve onun FİFA ve UEFA kuralları doğrultusunda organizasyonlar yapmasını onaylar.”
Bu iki madde bir bütündür. Yani KTFF, KOP’a üye olurken, KOP’ ta KTFF’nun yetkisini tanır. Yani, KTFF’nun kendine üye olan 48 Kulüp üzerindeki otoritesini ve yetkisini tanır. Özellikle bu madde 4. maddenin içinde yer alan diğer bir hususla da bağlantılıdır.
4. Madde de yer alan; KOP ve KTFF “ Steering Komite” kurmaları ve bunun her iki Federasyondan;  4 ‘e kişi olmasını düzenleyen ve bu komitenin de hangi alanlarda işlev göreceğini belirten düzenlemelerinden sonra, şu ifade çok önemlidir.
“Bu komitenin kararları, KOP Yönetim Kurulu ile KTFF Yönetim Kurulu tarafından onaylanması gerekir”
İşte, 1. ,2. maddeler, 4. maddedeki bu düzenleme ile de bütünlük arz etmektedir. Yani, KTFF, KOP’a üye olur, ama bu onun varlığını sonlandırmaz, yetkisini ve varlığını ortadan kaldırmaz. Bir şeyin “altına” girmediği gibi “üstüne” de çıkmaz, ama bu alanda da “adil” söz hakkı olur. Ayrıca, KOP’ ta onun federasyon olarak görev yaptığı alandaki yetkisini ve varlığını kabul eder.
Üstelikte ortak bir komite kurarak, futbolun en hayati alanlarında eşit olarak, 4’er kişilik karar alma süreçlerine dahil olunması gerçekleşirken;  bu komitenin aldığı kararların sonrasında illa KOP ve KTFF yönetim kurulu tarafından bunların onaylanması gerekir. Bunlar, KTFF’nın varlığının silinmesi değil, aksine, konumunun bir nevi eşitlik içinde, karşılıklı olarak değer bulması demektir.
Şimdi bir nokta daha var. Bu göz ardı edilmesin. Özellikle 2. Madde de yer alan KTFF’ nun yetkisini, KOP’ un tanıması yanı sıra KOP; ayni zamanda KTFF’ nun, FİFA ve UEFA kuralları doğrultusunda organizasyonlar yapma yetkisini de onaylamaktadır.
Bu iki husus, UBP Genel Başkanın bunu ret edin ve şimdiki halde kalmaya devam edin anlayışından ve DPUG Genel Başkanının “gidin ve Türkiye amatör liginde oynayın” sözlerinden daha onurlu, şahsiyetli ve yapıcıdır. Üstelik Kıbrıs Türk halkının varlığına dönükte çok faydalıdır.
İşe bakın, önümüzdeki günlerde Trabzon Kulübü, Kıbrıs Rum takımı ile oynayacak. Bu maçı kazanırsa da grup liderliğini kesinleştirecek. Düşünün ne kadar önemli. Çünkü Türkiye Başbakanı Varşova’da maç sonrası, soyunma odasına gidip Trabzon Sporu tebrik etti. Bize bakın, milliyetçilere bakın.
Sayın Özgürgün diyor ki böyle kalın, ne at, ne deve. Sayın Serdar Denktaş da gidin Türkiye Amatör liginde oynayın diyor. Çetinkaya, Kaymaklı, MTG, GG, YAK, Doğan dün, bunlar, en kötü zamanda dahi Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ile burada Kıbrıs’ta maç oynadılar. Şimdi bunlar bize bağnaz milliyetçilikle, yine hiç olmaya devam edin veya amatör ligde oynayın diyorlar ve bu da onurlu davranış olacak ha!
Bırakın bu iş ilerlesin. KTFF 2. madde de yazdığı gibi organizasyonlar yapsın. Türkiye, Yunanistan ve KOP ile KTFF üye spor kulüplerinin yer alacağı turnuvalar, organizasyonlar gelişsin. KT ve KR futbol takımları maç yapsın.
Evet, bu antlaşma KOP’ a üyeliği öngörür. Ama sorarım, ben buna itiraz edenlere. KOP’a üye hangi Kıbrıs Rum Spor Kulübünün kendine bağlı 48 tane kulübü, onlarla ilgili karar alma yetkisi, onlar üzerinde otoritesi ve ayrı organizasyon yapma yetkisi vardır.
Üstelikte ortak komitede alınacak kararlarla ilgili olarak da KTFF’nun kendi yönetim kurulunun da onay vermesi şartı vardır. KOP’a üye  Anartosis’in ,APOEL’in, Omonya’nın ve diğerlerinin böyle bir hakkı var mı? Bunu nasıl görmez ve bunun KOP’un önemli bir özverisi olduğunu nasıl değerlendirmezseniz? Evet, hem KOP, hem de KTFF yetkilileri klasik olanın dışına çıktılar, bundan dolayı onları kutlarım.
Evet, bu antlaşma ile bence KOP yönetimi de önemli bir özveri yaptı. Risk aldı. Bundan ötürü onları da kutlarım.  Bu iş artık olağan mecrasında ilerlemelidir. Siyasi ve dar ideolojik bakışlarla değil, KTFF kendi dinamiği içinde bunu ilerletmelidir. Tüm spor kulüplerine, yöneticilere, sporculara, teknik insanlara, spor yazarlarına, spor severlere ve Hasan Sertoğlu ile ekibine bu işi ilerletme görevi düşmektedir. 
Şimdi otursun ve düşünsün Cumhurbaşkanı. Bunu ret ettirmesi ile Kıbrıs sorununda çözüm konusunda, ortak bir Federal çözüme destek olduğunu nasıl anlatacak dünyaya. Ayrıca buna karşı çıkanlar, bunun yerine Kıbrıs Türk halkını dünyada siyasi eşitlik içinde nasıl onurla var edeceğinizi de anlatın. Bu günkü durum devam etsin veya Türkiye Amatör liginde oynama önermesi asla bunun yerini alamaz. Bu arada bu konuda destek olup, ama , bakalım, inceleyelim falan diye sesini “temkinli” yaklaşımla çıkartıp da siyaset yaptıklarını zan edenler de iyice düşünsün.
Hayatın bir alanında olsun, ortaklık ruhuna uygun adım gelişmezse veya gelişme potansiyeli olan bir alanda, eğer sen, sesini sağlam çıkartmazsan, kusura bakmayın, ama buna ağır başlı, olgun veya sesiz bir siyaset metodu denemez . Buna, olsa olsa cesaretsizlik veya konum kaybetmemek için sinmek denir.
Unutmayın, eğer sağdan ve soldan gelen bu şamatalara boyun eğse idik zamanında onlar karşısında “olgunluk” adına sussaydık, ne AB Mali Yardım Tüzüğü yaşama geçer, ne Taşınmaz Mal Komisyonu gerçekleşir; ne AKPA ‘de, nede İKÖ ‘de KTD olarak temsili, ne Sosyalist Enternasyonal üyeliği, nede başka bir şey gerçekleştiremezdik. “Dinozorluk”, güzel olur böyle zamanlarda.
Unutmayın, 1995’te AB ile yaptığımız ticaretin ABAD kararlarının uygulanması ile kesintiye uğraması ile biz geriledik.
Ama Türkiye tartışmalı bir süreçten sonra, 1996’da AB Gümrük Birliği’ne üye olmakla da gelişti. Özgünlüğünü artırdı. Biz ise bağımlılığın dik alasına geldik.
Bu bakımdan şimdi artık açılım zamandır. Futbolda bu gelişsin.  Ayni zamanda bütünlüklü çözüm için emek harcarken, başta Maraş ve limanların hava ve deniz açılması devinimi de ilerlesin. Böylece hem bütünlüklü çözümün yolunu açalım, hem de halkımızı Saray Önünden çıkartalım…

Bu yazı toplam 2862 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar