1. YAZARLAR

  2. Erdinç Gündüz

  3. Köy-Şehir isimleri
Erdinç Gündüz

Erdinç Gündüz

Köy-Şehir isimleri

A+A-

 

Anadolu’nun tarihi ne kadar eski ? Hala meçhul.  Her kazıda bir şeyler fışkırıyor toprak altından. Çıkarılanlar, arkeologların kafasını iyice karıştırıyor her seferinde.

Şu sıralar okumakta olduğum bir kitapta,  şimdi başka isimlerle bildiğimiz birçok yerleşim merkezinin orijinal (tarihi) isimleri,  çok ama çok ilgimi çekti.  Ne zaman değiştirildiklerine bakıverdim hemen.

Cevap:  Bazıları, zaman içinde halkların dilinde değişimlere uğramış... Bazıları ise ‘yetkililer’ tarafından değiştirilmiş.  Yetkililer tarafından değiştirilen bazılarının, değiştirilme nedeninde esas,  ‘Türkçeleştirmek’... Ama bazılarında neden ‘siyasi... Amaç, eskinin silinip unutturulmaya çalışılması. Örneğin,  Anadolu Ermenilerinin, Anadolu Rumlarının varlığının unutturulmak istenmesi.

Başarılmış mı ? Başarılmış galiba... Adanalı, Amasyalı, Ankaralı, Trabzonlu, Erzurumlu birisine sorun (eğitim düzeyi ne isterse olsun),  doğduğu büyüdüğü şehrin gerçek ismini,  ne de tarihini bilmiyor... Birazcık biliyorsa da söylemekten kaçınıyor.

***

Birkaç örnek...

Adana: Gerçek adı ADANOS... Adanos, Uranus’un oğlunun adıymış...

Ankara:  Bilinen ilk adı ENGURU imiş... Sonra, ANKYRA, sonra ANKURA, sonra ANGUR olmuş. Değiştirile değiştirile en son ANCORA iken ANKARA’ya dönüşmüş...

Antalya:  Adını Bergama Kralı ATTALOS’tan almış...Attalia olmuş,  Adalia olmuş, sonunda Antalya’da karar kırılınmış...

Edirne: Orijinal adı HADRIONOPOLIS...

Erzurum:  ERZENRUM... (Rum toprağı demek)...

Hakkari: Kürtçe’den alınmış bir isim.. ‘Hep güçlü’  demekmiş...

İzmir:  Adını, Kıbrıs Kralı Kinyras’ın kızı SMYRA’dan almış...

Konya:  İKANYUM (İsa’nın tasviri anlamına geliyor.) Sonra, Kuniye olmuş...Sonunda Konya olarak yerleşmiş.

Sinop: Adını Yunan tanrıçası SİNOPE’den almış...

Trabzon:   İlk adı Yunanca’dan TRAPEZUS....

Ve bu liste uzayıp uzayıp gidiyor....

Ve Kıbrıs

Yakın tarihimizde Kıbrıs’ta yaşadığımız benzeri harekat takılıverdi doğal olarak kafama...

Köy-kasaba isimlerini değiştirme hareketi, 1974’den yılı öncesinde de  azdan azdan vardı ama bu hareket özellikle 74 Savaşı sonrasında sistematik bir şekilde yoğunlaşmıştı. Bir ön-yargıya göre köy ve kasaba isimlerinin çok büyük bir bölümü Rumcaydı ve Türkleştirilmeliydi. Kuzey’deki bu  harekat devam ederken hiç kimse, isimlerin,  gerçekten Rum kökenli mi araştırmasını yapma gereği bile duyulmadı. Halbuki bu isimler arasında Rumca olmayan,  çok daha eskilerden kalmış olanlar da vardı.

İşin daha da garip ve dikkat çekici yanı,  önümüzde bir tarihi gerçek de vardı. Osmanlı 1571 yılında gelmiş,  adayı 300 yılı yönetiminde tutmuş ama,  köy-kasaba isimlerine hiç dokunmamış, değiştirmemiş, değiştirmeye de gerek duymamıştı.

***

Şimdi, bu yerleşim yerlerimizin iki ismi var. Biri, tarihte, resmi belgelerde kullanılan, bilinen ve öyle tanınan isimler; diğeri de, sonradan konmuş,  KKTC kadar tanınan (!)  isimler.

Ve doğal olarak,  haritaları incelemeye kalkarsanız, iki farklı harita çıkıveriyor karşınıza. Biri KKTC ve/veya TC kökenli harita; diğeri KC ve  ‘dünya’  kökenli harita...

Yaşlılar genellikle, hala eski, resmi isimleri kullanıyorlar..Yeni nesil ise eski isimleri bilmiyor. Bu da işin bir başka traji-komik ama gerçek tarafı.


Sokak Ağzı

“Şu Gönyelideki alt-üst geçit sorunu iyice can sıkmaya başladı artık.  Allah aşkına, şöyle veya böyle bitirin artık da rahatlayalım...”

***

“Kıbrıs meselesiyle ömrümüz tükendi bitti ama hala sürüncemede. Ala-guduru yaşayıp gidiyoruz yıllardır.  Gelecekten umudum da kalmadı artık. Ne Rum’un ne de Türk’ün çözüm istediği falan yok. Kimse kendi kendini kandırmasın.”

***

“Kıbrıslıların küfürlü sevme veya samimiyet yazınızı çok sevdim. Hiç aklıma gelmemişti bu. Ama doğru. Söverek severiz biz.”

***

“Ben 60 yaşındayım. 60 senedir Kıbrıs’ta böyle kış yaşandığını hatırlamıyorum. Hem yağmur hem soğuk. Yazımız nasıl olacak acaba çok merak etmeye başladım.”

***

“Farkında mısınız ? Bir ilk yaşandı ülkemide. Bir Kaymakam mahkum edildi ve hapse atıldı. Acaba milletvekilleri, bakanlara , müsteşarlara da sıra gelecek mi diye merak ve heyecanla beklemeye başladım ben.”

***

“Pek yakında, trafikte de cinayet olaylarına tanık olmaya başlayacağız, haberiniz olsun... Çok değil, pek yakında bu sinemada.”


Anlayana

“Birisi sana ‘eşek’ derse umursama. Ama beş kişi sana ‘eşek’ derse git kendine bir semer al.” (ABD)

Bu yazı toplam 3404 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar