1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. ‘KKTC vatandaşları Türkiye’ye iade edilemez’
‘KKTC vatandaşları  Türkiye’ye iade edilemez’

‘KKTC vatandaşları Türkiye’ye iade edilemez’

KKTC Başsavcılığının ardından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da ‘Türkiye’yi küçük düşürmek’, ‘Türkiye’ye hareket etmek’, ‘fesat yayın yapmak’ suçlamasıyla Afrika Gazetesi yöneticilerinden Şener Levent ve Ali Osman Tabak aleyhine dava açtı.

A+A-

KKTC Başsavcılığının ardından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da ‘Türkiye’yi küçük düşürmek’, ‘Türkiye’ye hareket etmek’, ‘fesat yayın yapmak’ suçlamasıyla Afrika Gazetesi yöneticilerinden Şener Levent ve Ali Osman Tabak aleyhine dava açtı.

Her iki gazeteci hem davayı hem de polislere ‘savunma vermeyi’ reddetti.  Ankara’da başlatılan ve bir ilk olma özelliğini taşıyan dava süreci, gözleri hukuki zemine çevirdi.

ŞEFİK: TÜRKİYE’DEKİ DAVA, ORADAKİ MEVZUATA TABİDİR… YENİDÜZEN’e bilgi veren Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Türkiye’de açılan davanın, oradaki mevzuata tabi olduğunu ifade etti. Türkiye’deki mevzuat konusunda söyleyebileceği bir şey olmadığını dile getiren Şefik, “Türkiye’de mevzuat buna cevaz verirse, olanak varsa dava açılabilir” şeklinde konuştu.

“KKTC VATANDAŞLARI TÜRKİYE’YE İADE EDİLEMEZ”..  Narin Ferdi Şefik, Türkiye’de açılan herhangi bir davayla ilgili ceza alması halinde KKTC vatandaşlarının iade edilmesinin söz konusu olmadığını da ifade etti.

ESENDAĞLI: GAZETECİLER, TÜRKİYE’YE İADE EDİLEMEZ… Barolar Birliği Başkanı, Avukat Hasan Esendağlı ise Ankara’da açılan dava sonucunda mahkemenin vereceği karar ne olursa olsun, gazetecilerin Türkiye’ye iade edilemeyeceğini, burada verilmesi muhtemel bir cezanın uygulanmasının, sanıkların kendi gönülleri ile Türkiye’ye gitmediği sürece mümkün olmayacağını da ifade etti.

LEVENT: SAVUNMA YAPMAYI DA DAVAYI DA REDDETTİK… Afrika Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent ise suçsuz olduğuna inandıklarını, bu nedenle hem savunma yapmayı hem de davayı reddettiklerini aktararak, söz konusu davanın basın ve siyasi tarihte bir ilk olduğunu dile getirdi.

Ayşe GÜLER

KKTC Başsavcılığının ardından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da ‘Türkiye’yi küçük düşürmek’, ‘Türkiye’ye hareket etmek’, ‘fesat yayın yapmak’ suçlamasıyla Afrika Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent ve Ali Osman Tabak aleyhine dava açtı.

21 Ocak 2018 tarihli ‘Türkiye’den bir İşgal Hareketi Daha’ başlıklı gazete manşeti ile Şener Levent’in 1 Şubat tarihli ‘Zorba the Cypriot’ başlıklı köşe yazısına ilişkin KKTC’de başlayan yargı süreci, Ankara’ya da sıçradı.

Her iki gazeteci hem davayı hem de polislere ‘savunma vermeyi’ reddetti.  Ankara’da başlatılan ve bir ilk olma özelliğini taşıyan dava süreci, gözleri hukuki zemine çevirdi.

YENİDÜZEN’e bilgi veren Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Türkiye’de açılan davanın, buradaki mevzuata tabi olduğunu ifade etti, “Türkiye’deki mevzuat konusunda söyleyebileceği bir şey olmadığını dile getiren Şefik, “Türkiye’de mevzuat buna cevaz verirse, olanak varsa dava açılabilir” şeklinde konuştu.

Barolar Birliği Başkanı, Avukat Hasan Esendağlı ise Ankara’da açılan dava sonucunda mahkemenin vereceği karar ne olursa olsun, gazetecilerin Türkiye’ye iade edilemeyeceğini, burada verilmesi muhtemel bir cezanın uygulanmasının, sanıkların kendi gönülleri ile Türkiye’ye gitmediği sürece mümkün olmayacağını da ifade etti.

Esendağlı ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin bu anlaşmadaki usullere uygun olarak adli yardımlaşma talebinde bulunup, bulunmadığını da sorarak, KKTC’nin belli koşullarda bu yardımlaşmayı reddetme hakkı olduğunu da açıkladı.

Öte yandan Afrika Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent ise suçsuz olduğuna inandıklarını, bu nedenle hem savunma yapmayı hem de davayı reddettiklerini aktararak, söz konusu davanın basın ve siyasi tarihte bir ilk olduğunu dile getirdi.

 

 

 

İLGİLİ TARAFLAR NE SÖYLEDİ?

 

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik:

Türkiye’de mevzuat buna cevaz verirse, olanak varsa dava açılabilir

 

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Türkiye’de açılan davanın, Türkiye’deki mevzuata tabi olduğunu ifade etti.

Türkiye’deki mevzuat konusunda söyleyebileceği bir şey olmadığını dile getiren Şefik, “Türkiye’de mevzuat buna cevaz verirse, olanak varsa dava açılabilir” şeklinde konuştu.

Şefik, geçmişte ülkede meydana gelen bir kazayla ilgili Türkiye’de dava açıldığını hatırlatarak, ilk mahkemenin ‘bu davaya yetkimiz yok’ kararını verdiğini ancak Yargıtay’ın davaya bakma yetkisi olduğuna karar vererek, sürecin işlediğini belirtti.

“Türkiye’deki mevzuatta yabancı bir ülkede yer olan olay kendilerine yetki verir mi vermez mi, bilmiyorum. Bizim mevzuatımızla alakası yok, tamamen onlara bağlı” diyen Şefik,

 

“Her iki ülkenin polis örgütü arasında anlaşma varsa, PGM soruşturmaya yardımcı olabilir”

Şefik, Türkiye’de yürütülen bir soruşturma kapsamında, her iki ülkenin polis örgütü arasında protokol ya da anlaşma olması halinde Polis Genel Müdürlüğü’nün bu soruşturmaya yardımcı olabileceğini ifade etti.

“İşbirliği protokolü var mı bilmiyorum. Ancak herhangi bir soruşturmada, başka bir ülkenin polisinin yardım istemesi ile diğer polisin de yapması olabilecek bir durumdur” diyen Şefik, “ Soruşturma kapsamında yardım talebi olabilir, yardım talebine yardımcı olabilecek anlaşma olması halinde bu yapılabilir” şeklinde konuştu.

 

“KKTC vatandaşları Türkiye’ye iade edilemez”

Şefik, Türkiye’de açılan herhangi bir davayla ilgili ceza alması halinde KKTC vatandaşlarının iade edilmesinin söz konusu olmadığını da ifade etti.

 

 

Afrika Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent:

Davayı reddettik, savunma yapmadım

 

Afrika Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hem kendisi hem de gazete direktörlerinden Ali Osman Tabak’a ‘Türkiye’yi küçük düşürmek’, ‘Türkiye’ye hareket etmek’, ‘fesat yayın yapmak’ suçlamaları nedeniyle ceza davası açtığını söyledi.

Levent, Ankara’da açılan bir ceza davası nedeniyle Polis Müdürlüğü’ne bağlı 2 sivil polisin geçtiğimiz gün gazeteye gelerek, ‘savunmalarını’ almak istediğini anlattı, suçsuz olduğuna inandıklarını, bu nedenle hem savunma yapmayı hem de davayı reddettiklerini dile getirdiklerini aktardı.

Söz konusu davanın basın ve siyasi tarihte bir ilk olduğunu dile getiren Levent, davayla ilgili Ankara’ya gitmeyeceklerini ifade etti.

Levent, Türkiye’deki yargı sistemini de eleştirerek, “Türkiye’de mahkeme diye bir şey kalmadı. Türkiye, bir adamın iki dudağı arasına sıkışmış memlekettir. Yargı da, mecliste, basın da onun elindedir. İçerde binlerce masum insan vardır.” şeklinde konuştu.

 

“Buradaki davalar, 20 Eylül’de görüşülecek”

Levent, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan iki davanın aynılarının birkaç ay önce KKTC Başsavcılığı tarafından da burada açıldığını hatırlatarak, ile burada açılan davaların 21 Ocak ve 1 Şubat tarihlerinde Afrika Gazetesi’nin yayınlarıyla ilgili olduğunu ifade ederek, “Ankara’daki dava konusu ile buradaki davaların aynı konu olması ne anlam taşıyor?” diye sordu.

Bu davalarla ilgili yargı sürecinin devam ettiğini aktaran Levent, duruşmaya yürüten Kıdemli Yargıç Tacan Reynar’ın istifa ettiğini, davanın yeni adli yılda farklı bir yargıçla 20 Eylül’de görüşüleceğini aktardı. 

 

 

 

Barolar Birliği Başkanı, Avukat Hasan Esendağlı:

Gazeteciler Türkiye’ye iade edilemez

 

Barolar Birliği Başkanı, Avukat Hasan Esendağlı, Türkiye’de özellikle son yıllarda ifade, düşünce ve basın özgürlüğünün ortadan kaldırılması neticesini doğuran ciddi kısıtlamalar göz önüne alındığında, Ankara’da bir Cumhuriyet Savcısının Kıbrıslı Türk gazeteciler aleyhine ceza kovuşturması başlatmasının şaşırtıcı olmadığını kaydetti.

Esendağlı, Ankara’da açılan dava sonucunda mahkemenin vereceği karar ne olursa olsun, gazetecilerin Türkiye’ye iade edilemeyeceğini, burada verilmesi muhtemel bir cezanın uygulanmasının, sanıkların kendi gönülleri ile Türkiye’ye gitmediği sürece mümkün olmayacağını ifade etti.

TC Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan gelen evrakın KKTC polisi tarafından sanık gazetecilere tebliğ edilerek, ifadesini almak istediğinin söylendiğini aktaran Esendağlı, bu işlemlerin iki ülke arasındaki Adli Yardımlaşma Anlaşması’na göre yürütülebileceğine işaret etti.

 

“Yardımlaşma talebi reddedilebilir”

Esendağlı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu anlaşmadaki usullere uygun olarak adli yardımlaşma talebinde bulunup, bulunmadığını sordu.

“Türkiye KKTC’den adli yardımlaşma talep ettiyse, KKTC’nin belli koşullarda bu yardımlaşmayı reddetme hakkı vardır” diyen Esendağlı, şöyle devam etti: Örneğin suçun siyasi nitelikte veya bağlantılı sayılması veya KKTC tarafından adli yardımlaşma isteminin yerine getirilmesinin ülkenin egemenlik, güvenlik, kamu düzeni veya diğer öz çıkarlarına halel getirecek nitelikte görülmesi gibi. Konu KKTC yetkili makamlarınca bu çerçevede değerlendirildi mi? Haklarında istemde bulunulan kişilerin KKTC vatandaşı olması ve işlendiği iddia olunan suçların KKTC’de gerçekleşmesi hususları, Türkiye’den gelen talebin değerlendirilmesinde göz önünde bulunduruldu mu?

Afrika Gazetesi yazarlarına KKTC’de dosyalanan ceza davaları ile TC’de dosyalanan davalar aynı fiillerle ilgili ise; “çifte kovuşturma veya cezalandırmaya yol açılmaması gerektiği hususu” özellikle KKTC Devleti tarafından dikkate alındı mı? Konunun en sağlıklı biçimde değerlendirilebilmesi için yetkililerinin sorulara cevap vermesi gerekmektedir.

Bu haber toplam 14795 defa okunmuştur
İlgili Haberler