1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Kızıldere’den günümüze mücadele” konuşuldu
 “Kızıldere’den günümüze mücadele” konuşuldu

“Kızıldere’den günümüze mücadele” konuşuldu

Uyan: “Faşizmin ne kadar insanlık dışı olduğunu 12 Eylül’de gördük”

A+A-

Kızıldere’de öldürülen devrimciler anıldı… “Kızıldere’den günümüze mücadele” konuşuldu
 

Devrimci Yol Merkez Komite üyelerinden Mahmut Memduh Uyan, Kıbrıs’ı nasıl gördüğü sorusuna “Ankara’dan Kıbrıs iyi görülmüyor” dedi. Uyan, ordu, Ergenekon, kontrgerilla, çete ilişkilerinde Kıbrıs’ın adının da geçtiğini belirtti.

Paşa: “Kıbrıslı Türk devrimciler Türkiye’deki mücadelede nemelazımcılık yapmadı”
-------------


Yenidüzen (Özel)

Türkiye’de Kızıldere’de 1972 yılında öldürülen 10 devrimci, önceki akşam düzenlenen etkinlikle anıldı.

“68 ve 78 Kuşağı Devrimciler” tarafından organize edilen ve Devrimci Yol Merkez Komite üyelerinden Mahmut Memduh Uyan’ın konuşmacı olarak katıldığı “Kızıldere’den günümüze mücadele” konulu etkinliğin moderatörlüğünü Halil Paşa yaptı.

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası lokalinde yer alan toplantıda konuşan Halil Paşa, Deniz Gezmişlerin, Mahir Çayanların mücadele geleneğini 43 yıl sonra anmak için toplandıkların söyledi.

Mahmut Memduh Uyan’ın özgeçmişiyle ilgili bilgi aktaran Paşa, Uyan’ın 12 Eylül’de de mücadeleyi bırakmadığını, idamla yargılandığını, işkence gördüğünü, 10 yıl hapis yattığını ancak bugün de sosyalizm mücadelesini sürdürdüğünü anlattı.

Kıbrıslı Türk devrimcilerin de Türkiye’deki mücadelede nemelazımcılık yapmadığını, her yerde mücadele verdiklerini kaydeden Halil Paşa, 6 Kıbrıslı Türk öğrencinin bu mücadelede öldürüldüğünü hatırlattı.

Uyan: “Kızıldere idam sehpasında yoldaşları bırakmamaktı”

Mahmut Memduh Uyan da konuşmasında, Kızıldere’nin “arkadaşlık, dostluk ve idam sehpasında yoldaşları bırakmamak” olduğunu söyledi.

Türkiye’nin enerjisinin açığa çıktığı gençlik eylemleriyle ilgili dönemi anlatan Uyan, kapitalizme, emperyalizme karşı toplumsal bir devinim yaşandığını vurguladı.

1970-80 yıllarında hem Türkiye’de hem Latin Amerika ülkelerinde darbeler yaşandığını hatırlatan Uyan, Türkiye’de sivil faşizmin çok yoğun şiddet, katliam ve provokasyonlar yarattığını belirtti.

“Hala Maraş’a gidemiyorum”

Mahmut Memduh Uyan, “Ben hâlâ, 3-4 gün boyunca katliamlar yapılan Maraş’a gidemiyorum, içimden gelmiyor” diye konuştu.

Devrimci hareketlerin iç savaş süreçlerindeki katliamları bir ölçüde gerilettiğini belirten Uyan, “Faşizme karşı ciddi direnişler yaptık” dedi. 12 Eylül darbesi öncesi ve darbe günlerini de anlatan Uyan, solcu olan herkesin silahlı dolaşmak zorunda olduğunu, nitekim daha sonra cuntanın 1 milyon silah topladığını söyledi. Devrimci Yol Merkez Komite üyelerinden Mahmut Memduh Uyan’ın, verdikleri mücadelenin cuntaya karşı yeterli olmayacağının açık olduğunu belirterek “Ancak bizde özgüven vardı. Sıkıyönetimin altından kalktığımıza göre, cuntanın da kalkarız diyorduk” ifadelerini kullandı.

“Faşizmin ne kadar insanlık dışı olduğunu o dönemde gördük”

Cuntanın her devrimciye 10 askerle geldiğini, kitlelerde yorgunluk ve çekilme görüldüğünü, çok insanın idam edildiğini anlatan Uyan, “Faşizmin ne kadar insanlık dışı olduğunu o dönemde (12 Eylül darbesi) gördük. Çok vahşi şeyler yapıldı” dedi.

Uyan, devrimci mücadeledekilerin mevcut yapılanmalarının cuntaya karşı yeterli güçte olmadığının açığa çıktığını, yılgınlık ve şaşkınlık yaşandığını belirterek, kendisinin de o dönemde dağa çıktığını, PKK’lilerden gelen teklifle Suriye, Lübnan ve Filistin kamplarına gittiklerini, dönüp cuntaya karşı gerilla savaşı vermeyi planladıklarını anlattı.

Uyan, 1984 yaz aylarına kadar dağda kaldıktan sonra İstanbul’a döndüğünü ve Şubat 1985’te yakalandığını söyledi.

1960’lardan itibaren derinlik sağlayarak sürse belki devrimin başarılabileceğini ancak bugün çok parçalılığın sürdüğünü ifade eden Mahmut Memduh Uyan, 12 Eylül darbesinin bilançosuna bakıldığında faşizmin birikimli çok insanın katledildiğinin görüldüğünü vurguladı.

Uyan, partileşme için yeterli konumlanmayı başaramadıklarını, bu nedenle önderleri eleştirdiğini ifade ederek “Büyük bir kadro yakalamışız ama ileriye götürememişiz. 12 Eylül’de kırılmışız. Bunu yapamayan bizi. Ben de suçluyum” diye konuştu.

“Mücadeleyi kimler yürütecekse onlarla karar almak lazım”

Suriye ve Lübnan’a gitmesinin yanlış olduğunu daha sonra gördüğünü, dağda alınacak kararların mücadeledekiler tarafından uygulanmasını beklemenin doğru olmadığını ifade eden Uyan, “Mücadeleyi kimler yürütecekse, onlarla karar almak lazım” ifadelerini kullandı.

Deniz Gezmiş ve arkadaşların idam sehpasındaki sözlerine işaret eden Uyan, özetle şöyle konuştu:
“Devrim bir insanlık mücadelesiyse, devrimcilerin öyle anlarda doğru şeyleri, doğru şekilde söylemesi gerekir. Mahkemede de doğru şeyi doğru zamanda söylemek gerekir. İnsanlar Denizlerin sözlerine yıllar sonra da bakıyor. Mücadele süreçlerinde her söz, her davranış yerinde ve zamanında olmalı. Gelecek tahayyülü oluşturmak için çok inat etmeli, çok çalışmalı, çok okumalıyız. Çözülen, dağılan, çürüyen süreçler yaşadık. Söylediği kadarıyla uyumlu bir yaşam çizgisini inatla sürdürmek lazım.”

Soruları yanıtlarken Türkiye’de yapılacak seçimlerde HDP’yi destekleyeceğini açıkladığını belirten Uyan, Kürt hareketiyle yan yana gelmek gerektiğini ancak bunun PKK’yle her konuda uyuşma anlamına gelmediğini söyledi.

Uyan, HDP yüzde 10 barajını geçerse devrim, geçmezse felaket olmayacağını belirterek bu konuda büyük laflar etmeyi anlamlı bulmadığını; Kürt sorununun da Ortadoğu sorununun da  çözümünün daha yıllar alacağını kaydetti. Uyan, eşitsizliklerin giderilmesi gerektiğini ifade ederek “Anadilde eğitimi çözmüyorsan sorun olur” dedi.

“Ankara’dan Kıbrıs iyi görülmüyor”

Devrimci Yol Merkez Komite üyelerinden Mahmut Memduh Uyan, Kıbrıs’ı nasıl gördüğü sorusuna ise “Ankara’dan Kıbrıs iyi görülmüyor” dedi. Uyan, ordu, Ergenekon, kontrgerilla, çete ilişkilerinde Kıbrıs’ın adının da geçtiğini belirtti.

Bağımsız, demokratik bir Kıbrıs’ın Akdeniz havzasındaki tüm toplumlar için iyi olacağını düşündüğünü belirten Uyan, sorunu Kıbrıslıların kendilerinin çözmesi gerektiğini söyledi.

Kızıldere

Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan'ın idamını engellemeye çalışan Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Ertan Saruhan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz ve Ahmet Atasoy 43 yıl önce, 30 Mart 1972’de Tokat’ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyünde güvenlik güçlerince öldürülmüştü.

 

 

Bu haber toplam 5735 defa okunmuştur