1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Kıbrıs’ı tüm dünya için bir deniz fenerine dönüştürebiliriz…”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Kıbrıs’ı tüm dünya için bir deniz fenerine dönüştürebiliriz…”

A+A-

Kıbrıslırum genç barış aktivisti Orestis Agisilau, barış için düşüncelerini YENİDÜZEN için kaleme aldı. Henüz 19 yaşında olan Orestis, “kayıp” yakını Leyla Kıralp’ın “ikinci oğlum” dediği, bir anne şefkatiyle sarıldığı yakın bir arkadaşı… Orestis Agisilau, altı Terazili (Zigi) “kayıp” için yapılan cenaze töreninde de Leyla Kıralp’ın yanıbaşındaydı, cenaze töreninde Terazili Kıbrıslıtürkler’in acısını paylaşmaya gelmişti…

Orestis Agisilau’nun bize gönderdiği yazısı şöyle:
“1995 yılında dünyaya geldim… Doğa yasası uyarınca ne doğum yerimi, ne milliyetimi, ne dinimi, ne annemle babamı, ne de ailemi şeçme şansım vardı… Dünyanın en güzel ülkelerinden biri olan Kıbrıs’ta büyüdüm ve büyümeye devam ediyorum… Bu öyle bir ülke ki tarihe, kültüre, harika güzellikteki yerlere, kumsallara ve yeşil dağlara sahip…

Ancak bu sahne ideal gibi gözükse dahi zehirlidir… Savaş, işgal ve taksim Kıbrıs’ı ikiye böldü… Kıbrıslırum göçmenler, Kıbrıslıtürk göçmenler… Kıbrıslırum “kayıplar”, Kıbrıslıtürk “kayıplar” Ölüm ve nefret… Tüm bunlar neden olmuştu? Sade insanların ne suçu vardı ki hala acı çekiyorlar? Onların suçu neydi? Neden gelecek kuşaklar geçmiş kuşakların hatalarından ötürü hala acı çekiyorlar? Neden Mağusa ya da Girne’ye gitmek için pasaporta gerek var? Neden arkadaşım Leyla ve Ayşe köylerine gitmek için pasaporta gerek duysunlar? Neden Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar arasındaki dostluk, iletişim ve ilişki “pasaport ilişkisi” diye adlandırılıyor? İnanıyorum ki aklı başında hiç kimse şimdiki durumu beğenmiyor. Kıbrıs insanları arasına nefret tohumları ekilmiş olsa dahi, benim Kıbrıslıtürkler’le çok sayıda ve çok güçlü ilişkilerim vardır. İnsanların herkesi aynı kefeye koyma mentalitesinden nefret ediyorum. Benim için her bir insan özgündür. Özellikle Kıbrıslıtürk arkadaşlarımdan söz ederken… Kıbrıslıtürkler’le iletişim kurduğum içindir ki Kıbrıs’ı daha çok sevdim çünkü ülkemin düşündüğümden çok daha zengin olduğunu keşfettim. Bunun da ötesinde Kıbrıs sorununa ilişkin objektif bir düşünceye sahip olmayı başardım ve barış için tüm gücümle mücadele etme yoluna girmeyi başardım…

Benim düşün Kıbrıs’ı birleşmiş görmektir, acaba görebilecek miyim? Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar’ın yine birlikte olduklarını görebilecek miyim? Mağusa’ya pasaport göstermeden gidebilecek miyim? Bir gün uyanıp da artık Yeşil Hattın geçmişte kaldığını görebilecek miyim? Bir gün uyanıp da artık göçmenlerin ve “kayıp” insanların olmadığını görebilecek miyim? Bunları görebilecek miyim? Benim hayatta öğrendiğim şey, “Hayır bu mümkün değil” demenin aslında “Bunun olmasını istemem” demek olduğudur…

Eğer Kıbrıslıtürkler ve Kıbrıslırumlar olarak birlikte çok çalışırsak, herşeyi başarabiliriz.  Kıbrıs’ı dünya için bir deniz fenerine dönüştürebiliriz…”

Bu yazı toplam 1766 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar