1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. KIBRIS: YAS, MATEM, TÖREN, KONSER birlikte!
KIBRIS: YAS, MATEM, TÖREN, KONSER birlikte!

KIBRIS: YAS, MATEM, TÖREN, KONSER birlikte!

Türkiye'nin "bozulan anayasal düzeni yeniden tesis etmek" iddiası ile başlattığı 20 Temmuz Kıbrıs Harekatı'nın 43'üncü yıldönümü adada farklı duyguları bir kez daha yan yana getirdi.

A+A-


Kıbrıs!

Ada için önemli bir yıldönümü daha farklı fotoğrafları yan yana getirdi.
Yas ve matem, tören ve şölen iç içe geçti.
15 Temmuz 1974'te Yunan cuntasının darbesi sonucu başlayan trafik gelişmeler, 20 Temmuz 1974'te Türkiye'nin askeri müdahalesi ile tamamlandı.
Türkiye'nin "bozulan anayasal düzeni yeniden tesis etmek" iddiası ile başlattığı 20 Temmuz Kıbrıs Harekatı'nın 43'üncü yıldönümü adada farklı duyguları bir kez daha yan yana getirdi.

Kıbrıs'ın kuzeyinde "Barış ve Özgürlük Bayramı" olarak kutlanan gün, adanın güneyinde ise mateme tanıklık etti.

20 Temmuz 1974 Harekatı'nın ardından 182 bin Kıbrıslı Rum evlerini terk etmek zorunda kalmıştı. Yine 40-45 bin kadar Kıbrıslı Türk de güneyden kuzeye göç etmişti.

20 Temmuz 1974'ün ardından Kıbrıslı Rumlara ait 1.5 milyon dönüm arazi, yüzlerce fabrika, otel, işyeri; tarım ve saanti üretiminin yapıldığı alanların % 70'i Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye'nin eline geçti.

43'üncü yıldönümü anılan harekat ve savaş sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri'nden toplam 498 şehit ve 1.200 yaralı kayıtlara geçerken; Kıbrıslı Türk 70 mücahit ve 270 sivil hayatını kaybetti, 1.000'ü aşkın yaralı savaşın acısını yaşadı.

Kıbrıs'ta 1963-64 ve 1974 savaşında toplam 1.508 Kıbrıslı Rum ve 493 Kıbrıslı Türk, Kıbrıs Kayıplar Komitesi kayıtlarında "akıbeti meçhul" olarak tanımlamarak "kayıp şahıslar" listesinde yer aldı.
 


'Şafak Nöbeti', konser, dua, havai fişekler

20 Temmuz Harekatı'nın yıldönümü nedeniyle, askerin çıkarmanın başlatıldığı Platini Plajı'nda bir organizasyon düzenlendi.

Çıkarma sırasında şehit olan askerden aldığı isimle "Yavuz Çıkarma Planı" olarak anılan sahil, son dönemde "özelleştirme" tartışmaları ile de gündemde yer alıyor.

"Şafak Nöbeti" ismi verilen etkinlikte, meşaleli yürüyüş, pop sanatçısı Rafet El Roman Konseri, Bursa Büyükşehir Belediyesi Mehteran Takımı performansı yer aldı. Ayrıca,  genç yetenek Örge Volkan "Mücahit Marşı"nı senfonik rock altyapısıyla yeniden yorumladı.

Gecede "plajın müzeleştirilmesi" yönündeki deklarasyon da okundu.

Organizasyon havai fişekler, dualar ve sabah ezanıyla sona erdi.


Kıbrıslı liderlerden farklı sözler


Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının başından beri Kıbrıs’ın iki eşit kanadından birisi olmak için uğraş verdiğini ve "KKTC"nin olası bir çözümle iki eşit Kurucu Devlet’ten birine dönüşmesine hazır olduklarını belirttiklerini kaydederek “Çözümle birlikte Kıbrıs’ı birleştiren iki eşit ortaktan biri olma yönündeki vizyonumuz çok açıktır” dedi.

Akıncı, Rum tarafının 1964’ten beri ele geçirdiği ve tek toplumlu hale getirdiği tanınmış devlet erkini paylaşmakta sorun yaşadığını, olası bir çözümün bu en temel ilkesini içine sindirmekte zorlandığını söyledi. 

Crans-Montana’daki konferansta çok arzu ettikleri halde olumlu bir sonuca varılamamışsa bunda kendilerinin sorumluluğu olmadığını belirten Akıncı, çözüm arayışlarında güvenliğe özen gösterdiklerini ama bunu diğer taraf için tehdit unsuru olmayacak ölçülerde değerlendirdiklerini kaydederek “‘0 asker 0 garanti’ söylemini elbette benimseyemezdik. Varılacak anlaşma hükümleri uygulandıkça, işbirliği ve güven duygusu arttıkça, askeri boyutu azalan bir anlayış sergiledik” diye konuştu.

Akıncı, "Kendi evimizin içini düzenleme çabasını hiç ertelemeden ama bu adada barış içinde bir geleceği inşa etme sorumluluğundan da vazgeçmeden yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Mustafa Akıncı, geçen zamanın ayrılıkları artırdığını, ayrılığın giderek daha da pekişeceğini belirterek “Bunu görmek gerekmektedir. Önümüzdeki dönemde Kıbrıs Türk tarafı olarak gerek kendi içimizde gerekse Türkiye ile başlattığımız değerlendirmelerimizi sürdüreceğiz. Serinkanlı ve gerçekçi olacağız. Kıbrıs Türk halkının mutlu ve huzurlu bir geleceğe ulaşmasından baka bir hedefimiz yoktur” dedi.

Akıncı, resmigeçit töreninde yaptığı konuşmada, 20 Temmuz 1974’ün üzerinden tam 43 yıl geçtiğine işaret ederek15 Temmuz 1974’te Yunanistan’da iş başında bulunan askeri cuntanın Kıbrıs’ı ilhak etmek için planladığı darbeyi hayata geçirdiğini, Makarios’un canını kurtarmak için adayı terk etmek zorunda bırakıldığını, faşist Samson’un Rum idaresinin başına oturtulduğunu hatırlattı.

“Güzel adamız bir oldu-bitti ile Yunanistan’a bağlanmanın eşiğine getirilmiş, Türkiye dışında tüm uluslararası toplum bu durumu sadece seyretmekle yetinmişti” diyen Akıncı, şöyle devam etti:
“Hiç kuşku yok ki, eğer Türkiye ve Kıbrıs Türkleri de hareketsiz kalsalardı, tüm dünya bu yeni duruma da uyum gösterecek; 1963’te olduğu gibi 1974’ü de bir ‘iç mesele’ olarak nitelendirip darbe sonucunu kabullenecekti. Gidişat o yöndeydi. 

Bu olumsuz gidişi, 1960 antlaşmalarındaki hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974 günü müdahale etmek zorunda kalan Türkiye’nin kararlılığı durdurabilmişti. Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasının önüne geçmek adına yaşanan çatışmalarda yaşamlarını feda eden şehitlerimize bir kez daha Tanrı’dan rahmet diliyor, gazilerimize saygılarımı sunuyorum.”


 

Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis, 20 Temmuz 1974'ü "acı bir gün" olarak nitelendirdi.

Anastasiadis, herkesin 20 Temmuz olaylarına yol açan nedenleri düşünmesi gerektiğini açıkladı.

Anastasiades bu açıklamasını, Lefkoşa’daki Faneromeni Kilisesi’nde 20 Temmuz sırasında hayatlarını kaybedenler için düzenlenen resmi dini ayin ve anma töreninin ardından yaptı.

 “43 yıl sonra bazı insanlar yas tutarken diğerleri kutlamalar düzenliyor” diyen Anastasiades devamla, “Türkiye’nin garantör ülke bahanesiyle 167 bin Kıbrıslı Rum zorla evlerinden çıkarıldı, binlerce insan öldürüldü, kayıp kişiler var ve kutsal yerler tahrip edildi” dedi.
 
 

Bu haber toplam 3364 defa okunmuştur