1. YAZARLAR

  2. Fatma Azgın

  3.  Kıbrıs ve “Taksim”
Fatma Azgın

Fatma Azgın

 Kıbrıs ve “Taksim”

A+A-

                                      

Kıbrıs sorunu için Türkiye ve adadaki destekcileri tarafından ortaya konan çözüm formülü “Taksim”, tüm tarafların yarım asırdan fazla bir sürede yaptıkları hatalar, uzlaşmazlık ve dargörüşlülük nedeniyle adı konmasa da fiiliyatta gerçekleşmiş veya gerçekleşmek üzeredir. KTFD’nden KKTC’ne taksim planı için mi geçildi sorusunu sormanın tam zamanı..Diğer yandan Kıbrıslı Milliyetçi Rumlar’ın geçmişte savunduğu ve taban bulduğu Yunanistan’a bağlanma anlamında “Enosis” gerçekleşmedi ama ama sonunda adanın yarısını kaybettiler. Yine de Kıbrıslıtürklerin yaşadığı kuzey parçadaki durumun aksine, AB’ye iltihak ederek bağımsız, hukuk ve demokrasiye uygun, ekonomisi kuzey bölgesinden daha güçlü, modern “yarım” ülke haline geldiler.

                                                              *************

 “Ya Taksim Ya Ölüm!” sloganı üzerine bir anımı paylaşmak isterim: 1990’ların ortasında, kuzey parçamızda sık sık elektrik kesintileri oluyordu. Bir gece eczane nöbetinde ışıldaklar, mumlar ve lüks kullanarak gelen hastalarımıza hizmet vermeye çalışırken, kim olduğunu bilmediğim birisi isyan ederek şöyle demişti..: “Yıllarca ya taksim ya ölüm dedik. Taksim oldu, kaldı ölüm!”

                                                           ******************

Çok fırsatlar kaçırıldı, elli yılda çok çözüm paketi sunuldu! Her seferinde bir taraf “evet” der gibiyken diğeri “hayır” dedi. Tarafların çeşit gerekçeleri var. Halbuki önemli olan çözüm yapıp başarı elde edebilmektir.

                                                              ****************

2003 yılı Annan Planı referandumu öncesi bizim taraf çok hareketliydi. Rahmetli Denktaş bey “Hayır” denmesi taraftarıydı ama Türkiye’de Erdoğan faktörü vardı. O zamanlar “evet” denmesine itirazı yoktu, baskı kurmuyordu.  Radyo TV, salon, köy programları, barış ateşi yakma eylemleri, mitingler...Çoğu insan ne evine ne işine gider sokaklarda meydanlarda eylem yapardı. Rum tarafında, böyle bir hareket yoktu.. Sokaklar, siyasi partiler sessizdi. Sanırım DISI evet oyu vereceğini açıklamıştı. Paskalya tatili gelmiş Kıbrıs  boşalmıştı. Herkes AKEL’in “Evet” demesini bekliyordu. Nitekim yönetim kurullarında “evet oyu” kararı çıkmıştı. Papadopulos Türkiye’nin anlaşma şartlarına uymayacağından endişe ediyordu. ABD devreye girdi. Powell BM Güvenlik konseyine anlaşmanın uygulanmasına yönelik gözlemcilik, denetleme öngören karar tasarısı sundu. Rusya bu tasarıyı reddedince Rum tarafındaki hava daha da güvensizleşti. Akel, yönetim kurulunun aldığı “evet” kararını yeniden gözden geçirmek için  parti meclisini topladı. İki toplumlu barış grubumuz, toplantının yapılacağı binanın girişinde Neşe Yaşın’ın şiirinden bestelenen ve Rumların da çok sevdiği  “Yurdunu sevmeliymiş insan” şarkısını söyliyerek “evet” oyu vermeye çağırıyordu. .Bu konuda başka bilgiler de var. Akel’in CTP ile görüşüp plan hakkındaki çekincelerini bildirip zaman istediği şeklinde aktarılanlar duyumlar da aldık. Tabii tam gerçek nedir bilemeyiz..Sonuç ortada..Annan Planı Rum toplumunun büyük çoğunluğunca reddedildi..

                                                               ***************

Abdullah Gül’ün referandum sonrası unutulmayan bir demeci var: “ Biz Rumlar’ın hayır diyeceğini bildiğimiz için Türk tarafı evet demiştir”!!!    

Bu yazı toplam 4035 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar