1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi Nasıl Olmalıdır?
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi Nasıl Olmalıdır?

A+A-

Eğitim sistemimiz her açıdan eleştiri almanın yanında her geçen gün daha da derinleşen bir dizi karmaşık sorunla karşı karşıyadır. Bu sorunların temelinde; plansız uygulamalar, uyumsuz ve etkisiz çalışan siyasi kadrolaşmanın yarattığı bürokratik aksamalar, ekonomik kaynakları verimli kullanamama, çağdaş eğitim ve yönetim kuramlarını sisteme entegre edememe, eğitim bilimi ilkeleri yerine, siyasi kaygılarla karar alma ve elbette ki vizyonsuzluk yatmaktadır.

Oysa kaliteli bir eğitim sisteminin meydana getirilmesinin esası, vizyon içeren eğitim politikaların varlığıdır. Çünkü eğitim, rast gelelikten uzak, ciddî plânlama ve programlamayı gerektiren bir iştir. Eğitimin belirlenmiş hedeflere ulaşmak gerekliliği vardır. Çünkü bir ülkenin kalkınması o ülke halkının, kişisel ve toplumsal gelişmesine bağlıdır. 

Kıbrıs Türk Toplumu’nun özgür, düşünen ve üreten bireylere ihtiyacı vardır. Eğitim sistemi de bu ihtiyaca yönelik olmalıdır. Hiçbir çocuğu, hiçbir öğrenciyi ihmal etmeden her öğrenci değerlidir, her öğrenci öğrenebilir şiarından uzaklaşmadan 21. Yüzyıl becerilerini içeren bir sistem kurabilmeliyiz…

Yeni okullar yapmalıyız… Bulunduğu alan ve kademeye uygun olarak bir okulun sahip olması gereken her anlamdaki standart özelliklerinden taviz verilmeden; yeni okulları eğitim sistemine kazandırmalıyız.

Öğretmenlik meslek statüsünü yükseltecek uygulamaları işe koşmalıyız. Çünkü en iyi öğretim programını (müfredat), en iyi ders kitabını, en iyi okulu da yapsak her şey öğretmen kadar iyidir.  Eğitimde en önemli olan, öğrenceye el veren, ona dokunan öğretmendir. Öğretmen bu işin her şeyidir. O halde Kıbrıs Türk Eğitim Sisteminin öğretmeni de en iyi olmalıdır, hem hizmet öncesinde hem de hizmet içinde en iyi şekilde yetişmelidir.

Statüko halini almış, gelenekselliği sonuna kadar öne çıkaran, yani hiç değişmeyen bir eğitim sisteminin bugünün ve geleceğin ihtiyaçlarına cevap veremeyeceği kesin... Gerçekten çok büyük bir değişime, yukarıda okuduğunuz unsurları içeren bir sisteme ihtiyacımız var.

“Çağdaş ve kaliteli eğitim kültürlerinde, öğrencilerin başarılarından da sistem sorumludur”, yani sadece aile, sadece öğrenci ya da sadece öğretmen değil, sistemi oluşturan öğelerin tamamı… Çünkü eğitim sistemi, o ülkenin kültürü yaratıyor.


Biliyor muydunuz?

Türkiye’de Yenilenen Üniversite Giriş Sınavındaki Sorular Nasıl Olacak?

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Mahmut Özer, Türkiye üniversitelerine yönelik olarak yenilenen üniversiteye giriş sınavıyla ilgili soruları yanıtladı. İşte ÖSYM Başkanın, geçtiğim hafta basınla paylaştığı açıklamaları:

“YÖK'ün çerçevesini çizdiği şekilde sorular olacak. Türkçe Testinde Türkçeyi doğru kullanma, okuduğunu anlama ve yorumlama becerilerini ölçme ve temel cümle bilgisi ve imla kurallarını kullanma becerilerini ölçmeye yönelik sorular olacak. Temel Matematik Testinde ise temel matematik kavramlarını kullanma ve bu kavramları kullanarak işlem yapma, temel matematik prensiplerini ve işlemlerini gündelik hayatta kullanma becerilerini ölçmeye ve temel matematik ilişkilerinden yararlanarak soyut işlemler yapma becerilerini ölçmeye yönelik sorular olacak. Örneğin Matematik testinde kullanması gereken formülün metinde verildiği ve o formülü ezberlemesine gerek kalmadan o bilgiyi kullanma becerisini ölçen sorular olacak.”

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Mahmut Özer’in açıklamaları şöyle devam etti:

“PISA gibi, TIMSS gibi yaklaşımlar geliştirebiliriz. PISA'da, formül sorunun içerisinde gömülü oluyor, adayın çıkarım yapması isteniyor; öğrencinin verilen ile istenen arasındaki bağıntıyı kurması bekleniyor. Biz de, bununla ilgili soruları sistemin içerisine gömeceğiz. Bu uygulama, ilk etapta iki testi kapsayacak, yani Türkçe ve Temel Matematik testlerinde bu yapıyı uygulayacağız. Ortalama bir öğrenciyse, müfredatı takip ediyorsa, muhakeme yapma, analitik düşünme kazanımları güçlüyse, ekstra bilgilere ihtiyacı olmadan çok daha rahat bir şekilde yapabileceği bir sınav olacak. YGS'de de kısmen vardı bunlar, ancak şimdi yoğunluğu artacak.”


Aklınıza Bulunsun

Fiziksel Bilimlerde İlk 5

THE; genel üniversite sıralamalarının yanı sıra, alanlara göre de en iyileri belirliyor. Yükseköğretim kurumları bu sıralamalarda öğretim kalitesi, araştırma etkisi, bilgi transferi ve uluslararası görünüm gibi kriterlere göre değerlendiriliyor. Buna göre dünyanın fiziksel alanlarda en iyisi Princeton olurken, onu Harvard ve Stanford takip etti. Türkiye’den Atılım ve Koç ilk 400, Boğaziçi ve Bilkent üniversiteleri ise ilk 500’de yer aldı. THE fiziksel bilim alanlarında; matematik, istatistik, fizik, astronomi, kimya, jeoloji, çevre, yer ve sualtı bilimlerini dikkate aldı. İşte fiziksel bilimler alanında Dünya sıralamasında ilk 5 üniversitesi:

  1. Princeton Üniversitesi (ABD)
  2. Harvard Üniversitesi (ABD)
  3. Stanford Üniversitesi (ABD)
  4. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) (ABD)
  5. Cambridge Üniversitesi (Birleşik Krallık)

 

 

Bu yazı toplam 3718 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar