1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Kıbrıs Şahini
Kıbrıs Şahini

Kıbrıs Şahini

Kıbrıs Şahini

A+A-


Rıdvan Arifoğlu
rarifoglu@yahoo.com

Karpuzlar veya patlıcanlar filan o kadar değil de, kabaklar yapraklarının büyüklüğünden dolayı pusuya yatabilir. Annem kabak mevsimi epeyce ilerlemişken bahçesinde "guzu gibi" yatan büyük bir kabak buldu. Gerçekten de küçüklüğünü görmediğin bir sebze veya meyve aniden önüne çıkınca sessiz bir hayvan sana bakıyormuş gibi olur, hatta ne olduğunu anlamana rağmen "Acaba bir şey diyecek mi?" düşüncesiyle bir süre bakarsın. Fi tarihinde kaçık bir Singapurlu yanıma gelip Tanrı'nın çocukluğunu bildiğini söylemişti. ("Tanrı aha bu gadarcıgdı!") Elini yere doğru sertçe açıp avuç içiyle sanki küçük Tanrı'yı geri yerine sokmaya çalışır gibi. Küçüklüğünü bilip uzun yıllar seni görmeyen biri de bazen aynı şeyi yapar. ("Aha sen güçüğükan bu gadarcıgdıŋ!") Ben bu kabağa küçük kabakları gösterip öyle diyemedim, içimde kaldı. Babam da "Orhanik" bitkilerini bu isimle piyasaya sunacakmış, söyleyip gülüyor. Toplum buna hazır değil, ama toplumu hazırlama görevi benim. Zaten toplumu hazırlamak çok kolay, gerisi teferruat. Bir an bu burnukapan gibi duran "guzu"ya bakıp daldım. (Guzuların Sessizliği.) Bu hareketsizliğin getirdiği çağrışımdan olacak herhalde, başka bir hareketsiz hayvanı düşündüm. Bir şahin heykeliydi bu.

             Tabii Kıbrıs'ın şahini, pulyası filan ünlüydü. Excerpta Cypria'da çok yerde geçer. Mesela M. de Villamont Osmanlı döneminde Gata Burnu'nda yakalanan şahinlerin idam korkusuyla hemen paşaya gönderildiğini, paşanın da padişaha yolladığını yazar. Gata Burnu'nun Türkçe adı Doğan Burnu'dur. Fynes Moryson da 1500'lerin sonunda aynı şeyden bahseder. Joannes Cotovicus da sadece Kıbrıs'ta yaşayanların değil dışarıdan avlarının peşinden gelen doğanların veya başka bazı kuşların da burada yakalandığını yazar.

             Bizim Kıbrıs Şahini'miz ise Dashiell Hammett'ın ünlü The Maltese Falcon romanı. 1930'da yayımlanan bu polisiye (veya suç) romanının birkaç kez filmi yapıldı. Parodilere, kitaplara konu oldu. Saptayabildiğim, Türkçe'ye ilk kez 1946'da Kıbrıs Şahini diye Nuri Korkut imzasıyla aktarıldı. Roman 1941'de Humphrey Bogart'ın da oynadığı üçüncü filmden sonra çok ünlenmiş. Böyle geç çevrilmesinin bir nedeni de herhalde romandaki karmaşa. Bu filmi yöneten John Huston'ın bile romandaki olayı "tam olarak" anlamadığını söylediği rivayet edilir. Açık olan şu ki Sam Spade kadınlara pek güvenmez ve olay bu sayede aydınlanır. Sevdiğim bir polisiye değil ama bu Türkçe çevirisi çok ilginçtir.

             İlk çevirinin Kıbrıs Şahini diye yapılması tuhaf. Özellikle 1974 sonrası ilgi çeksin diye kitabın isminde Kıbrıs sözcüğü geçmese de kapağa Kıbrıs kondurulduğunu çok gördük. O kitaplar, o plaklar neydi öyle! Derya kuzusu arşivlik efemeralar…

             Devir "Kıbrıs bizimdi!" devri. Bu cümlenin sonuna 1950'lerde oggalı bir "r" harfi gelecektir. KATAK ve KMTHP yeni kurulmuş, henüz Yeşilada Dergisi çıkmamış, Faiz Kaymak'lar Menderes'lerin peşinden "tomar kâğıt"larla koşmaya başlamamış. İşte 1946'da Türkçe'de bu Kıbrıs Şahini çıkıyor ama bu isimle çıkmasının haricinde bir başka tuhaflığı daha var. Çeviride romana Kıbrıs hakkında 2-3 sayfalık tarihsel bilgi eklenmiş.

             Romanda bir şahin heykeli konu ediliyor. Bir zamanlar "Sen Jan Şövalyeleri" Kudüs'ten Kıbrıs'a, oradan Rodos'a ve Malta'ya çekildiler. Detaya girmek gerekmez ama işte o zamandan kalma değerli bir heykel var. Heykel ordan-oraya dolaşmış ve sonunda dedektif Sam Spade heykelin bulunması işine girmiş. Çevirideki eklemeye kanacak olursak heykel önce Barbaros eliyle Sultan Süleyman'a verilmiş. Eklemede "Josef Nazi"nin de bahsi geçiyor. (Gene bu adam!)

             Çeviride belirsizleşen çok şey var. Mesela "Levantin'li" bölümünde bu sözcüğün (Doğu Akdeniz'li) "güvenilmez" veya "kaypak" anlamlarını çağrıştırdığı bellidir. Başka bir yerde Cairo'nun cebinden çıkan mendil "cypre" (parfüm) kokuyor ama çeviride bu yok. Bu olmayınca sinemanın ilk eşcinsel karakterlerinden biri sayılan Cairo'nun nereden geldiği pek anlaşılmaz. Zaten "Greek" de "Yunan" diye çevrilmiş. Cairo'nun aslında Kıbrıslı olduğu çok belirgin değildir ama çeviride romanın havası iyice gitmiş. Sonraki çevirisi daha güzel kotarıldı. Üç Türkçe çevirisi varmış gibi görünür ama Malta Şahini ile Maltalı Atmaca aynı çeviridir. Biri diğerinin sadeleştirilmişidir.

             Bu tip kitaplar politik kitaplar değil elbet, aslında o dönemde çok fazla da yok böylesi. Ancak bilinçaltına yerleştirilenler sonraki canavarlara gaz verecek. Politikanın kanatsız kara şahinleri yerde, ateşli çelik şahinler ise havada görülecek.

             Polanski'nin Harrison Ford ve Emmanuelle Seigner'ın oynadığı Frantic (1988) filminin de kulaklarını çınlatmak gerekir. Polanski'nin seyrettiğim en kötü filmidir. Müzikler Ennio Morricone'ninmiş, unutmuşum. Bu filmin aslında kitabın serbest bir uyarlaması olduğunu sonradan anladım. Burada heykel değil de kritron var. (Aslında o da Özgürlük Heykelciği içindedir.) Kritron nükleer silahlarda kullanılan gazlı tüplerin ismi. 1980'lerdeki nükleer silah kaçakçılığıyla ilgili davanın 2036'da yayımlanacak FBI belgeleri 2012'de ortaya çıkmıştı. Belli ki Polanski 1980'lerdeki bu davaların etkisiyle filmi kritron üzerine kurdu. Filmde bu kaçakçılığa bulaşmış Kıbrıslı karakterler vardır. Kimlikleri bir sahnede görünüyor.

             Filmin başka bir sahnesinde de Harrison ağbimiz çatıda kadını ve heykelciği kurtarmak arasında tereddütte kalır. Sonunda heykelciği bırakıp kadını kurtarır. Sinema afişi satan bir arkadaşımla bu tip şeyleri çok konuştuk, çok gırgır yaptık. Yönetmenden yönetmene tavır değişiklikleri… Efendim işte şu yönetmen olsaydı kadını bırakıp heykelciği kurtarırdı, efendim bu yönetmen olsaydı ikisini birden kurtarırdı, efendim filanca yönetmen olsaydı kurtarmaya çalışırken ikisini de düşürürdü, veya falanca yönetmen ikisini birden çatıdan iter, "Batsın bu dünya!" diyerek Harrison ağbimizi de oradan (kendini intihar ettirecek şekilde) diğer senaristlerin yardımıyla aşağıya attırırdı… Olasılıklar dünyası.

Bu haber toplam 3213 defa okunmuştur
Gaile 287. Sayısı

Gaile 287. Sayısı