Cuma günkü PIK 1 kanalında Kıbrıs’ta futbol tartışıldı. Okan Dağlı’nın yazdığı “İki Toplumlu Futbolcular” kitabının geçen hafta Yunanca’ya çevrilmesi nedeniyle yapılan programa efsanevi futbolculcularımızdan olup AEL ve Doğan Türk Birliği’nde forma giymiş Sevim Ebeoğlu, kitabı Yunanca’ya çevirip yayınlayan Heterotopia Yayınları sorumlusu Prof.Dr. Niyazi Kızılyürek ve kitabın yazarı Okan Dağlı katıldı. Yayına ayrıca AEL kulübünün yetkilileri ve Sevim Ebeoğlu’nun eski futbolcu arkadaşları yanında UEFA Asbaşkanı ve KOP Onursal Başkanı Marios Lefkaridis de telefonla bağlantı yaptı.

Lefkaridis: “KOP açısından sorun yok”
UEFA Asbaşkanı Lefkaridis programda yaptığı konuşmada Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun (KTFF) Kıbrıs Futbol Federasyonu’na (KOP) katılma sürecinin 2013 yılında FIFA ve UEFA Başkanlarının da dahil olduğu toplantılarla başladığını, KOP Başkanının da sürecin içinde olduğunu söyledi. Bu süreçte bir anlaşma metninin hazırlandığını ve sonuçta KOP’a müracaatın beklendiğini sözlerine ilave eden Lefkaridis bu konuda KOP açısından bir sıkıntı olmadığını, bu sürecin Kıbrıs Cumhuriyeti ile alakalı olmadığını ifade etti. Lefkaridis ayrıca bizlerin komşu değil yurttaşlar olduğumuzu, amacımızın da Kıbrıs Futbol Federasyonu altında bir birliğe ulaşmak olduğunu vurguladı. Tüm bunların sonunda 1955 öncesindeki gibi aynı çatı altında beraber top oynamanın ise ancak siyasi bir çözümden sonra mümkün olabileceğini ama o güne kadar da iki toplumun takımları arasında dostluk veya özel maçların yapılabilmesinin de mümkün olacağını sözlerine ekledi. UEFA Asbaşkanı Lefkaridis, iki toplumun beraber futbol oynadıkları yılları unutmadıklarını bunun tekrardan olabilmesinin de mümkün olduğunu söyleyerek sözlerine son verdi.

Ebeoğlu: “En anlamlı şampiyonluk 1956’da”
Programa katılan AEL ve DTB eski futbolcusu Sevim Ebeoğlu AEL formasıyla 1951 ve 1957 yılları arasında forma giydiğini, AEL ile 3 şampiyonluk yaşadığını söyledi. En anlamlı şampiyonluğun ise 1956 yılında Londra dönüşünde sabah vardığı Limasol Limanı’ndan doğru APOEL maçına gittiği ve attığı gol ile 1-0 galip gelip şampiyon oldukları maç olduğunu da sözlerine ekledi.

Kızılyürek “İki toplumu ‘karşıt milliyetçilerin birliği’ ayrıdı”
Prof.Dr. Niyazi Kızılyürek ise 1955 yılında KOP’tan ayrı düştüğümüz sürece değindi. Kızlyürek şöyle dedi: “EOKA’nın eyleme başladığı 1 Nisan’dan Haziran’a kadar futbol maçlarına devam ediliyordu. Sadece 3 Nisan tarihli Çetinkaya-Pezoporikos maçı ertelenmişti. Bu maç da daha sonra oynanmıştı. Yolların ayrılmasına EOKA’nın ortaya çıkışı kadar, unutturulmak istenen başka gelişmeler de neden oldu. İngilizlere yakınlığıyla bilinen VOLKAN adlı yeraltı teşkilatının kurulması, Kıbrıslı Türklerin yardımcı polis olarak EOKA’nın karşısına çıkması, Türkiye’de Rumlara karşı linç kampanyasının örgütlenmesi (6/7Eylül Olayları) gibi faktörler olumsuz havanın oluşmasına yardımcı oldu.
Nitekim Kıbrıs Türk takımlarına Kıbrıs Rum stadyumlarının kapatılması ve KFF (KOP)’nin Kıbrıs Türk takımlarıyla maçlara “ara verdiğini” açıklaması tam da böyle bir döneme denk gelmişti. Bu bütünüyle yanlış ve talihsiz karar, 1955 yılının Ekim ayında alınmıştı. Kıbrıs Türk tarafı da, böyle bir gelişmeyi özlemle beklercesine, aynı gün, yani 30 Ekim günü, ayrı futbol federasyonun kurulduğunu açıklamıştı. Kısacası, yukarıda sözünü ettiğimiz “karşıt milliyetçilerin birliği”, iki toplumun yollarını ayırdı.”

Dağlı: “KOP’tan ayrılış anlatıldığı gibi değil”
Programa katılan Okan Dağlı da kitapta KFF (KOP)’ta da forma giymiş 16 Kıbrıslı Türk futbolcu ile yaptığı söyleşilere değinip, Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların yakın geçmişlerinde sadece kavga etmediklerini, savaşmadıklarını ayrıca beraberce futbol oynayıp, aynı amaç doğrultusunda beraber hareket edip ter akıttıklarını vurguladı. Ayrıca Kıbrıs Türk Futbol tarihinde bizleri anlatılan resmi tarihin doğruları içermediğini, bu futbolcularla yaptığı röportajlar ve incelediği belgelerden sonra KOP sürecinden kopuşumuzun bizlere anlatılanlarla benzeşmediğini söyledi.