1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Kendimizi onlar kadar Kıbrıslı hissedebilseydik …
Kendimizi onlar kadar Kıbrıslı hissedebilseydik …

Kendimizi onlar kadar Kıbrıslı hissedebilseydik …

53 yıl önce katledilen iki avukat, gazeteci… VE BİR YORUM…

A+A-

53 yıl önce, 1962 Nisan’ının 22’sini 23’üne bağlayan gece. Ayhan Hikmet evinde uyuyordu. Ahmet Gürkan ise evine ve ailesine dönüyordu. Ancak şövenist Kıbrıslı Türk liderliğinin tetikçileri, vahşi cinayetlerini sonuçlandırmada tereddüt etmediler ve biraz sonra Hikmetin yatağında ve Gürkan’ın avlusunda kanlar akıyordu.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilanıyla birlikte 16 Ağustos gününden itibaren bu iki avukat, haftalık Cumhuriyet gazetesini yayınlamaya başladılar. Gazete kısa sürede tüm Kıbrıslıların kardeşlik, işbirliği ve sevgi borazanı oldu. Gazetenin çizgisi, tüm Kıbrıslıların anayurdu olan Kıbrısa sadakat ve sevgi ile bağlanmaları ve tüm yurttaşların Kıbrıslılık kökenleri nedeniyle iftihar etmeleri idi.  

Bu iki Kıbrıslı şuna kesinlikle inanıyorlardı ki her Kıbrıs cemaati, kültürel mirasının özellikleri, presiji, gelişimi, kalkınması ve üretimi ne olursa olsun, öteki cemaatlerle birlikte tek devlet varlığı için ortak bir vicdan geliştirmeye hem hakkı hem de yükümlülüğü vardı. Ve bu ortak vicdan hem içişlerinde hem de dışişlerinde sergilenmeliydi.

1961 yılı Haziran ayında yayımlanan bir yazıda deniyordu ki, bugünkü durumda ülkemizde bir yönetim değişikliğinden söz etmek ve devletin varlığına kastedecek Taksim ve Enosis’ten özlemle bahsetmemiz Kıbrıslıların bir bütün olarak menfaatlerine uygun olduğu, hatta Yunanistan ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiği iddia edilemez. Bu olsa olsa Kıbrıs halkının düşmalarına hizmet eder.  Burada dikkate değer nokta, iki toplum liderliğinin Kıbrıs devletinin oluşturulmasını ne denli ciddiye aldıklarının sorgulanmasıdır.

Toplumlar arası çatışmaları körüklemek amacıyla o günlerde azılı karanlık güçler, Aykasyano bölgesinde ve Ömerge ile Bayraktar camilerinde bombalar patlatmışlardı. 22 Nisan 1962 günü iki gazeteci, bu olayların faillerinin isimlerini açıklayacaklarını duyurdular. Bunlar TMT mensubu Kıbrıslı Türklerden başkası değildi.

Bunun yanıtı iki gazetecenin bir şey ifşa etmeye fırsat verilmeden aynı gece katledilmeleriydi. Böylece Taksim veya Enosis uğruna değil ama ülkemizin bağımsızlığı yolunda canını feda edenler için yeni bir liste başlatılmış oldu. 

1963 ve 1974 yıllarında oluşan trajik felâketler zincirinin önemli bir halkası olan bu cinayetten 53 yıl sonra, bugün tüm Kıbrıslıların kardeşliği ve işbirliği uğruna canını feda eden insanları, büyük bir üzüntü ve saygıyla anıyoruz.

Kaybedilen canların boşuna olmadığına inanmak istiyoruz. Fedakârlıklarının günümüz insanlarını düşündüreceğini ve birleşik Kıbrıs’ın bir an önce gerçekleştirilmesine katkısı olacağını ümit ediyoruz. Eğer hepimiz de bu iki gazeteci kadar kendimizi Kıbrıslı hissetmiş olsaydık, Kıbrıs bugün tüm sakinleri için bir barış ve refah adası olacaktı. 

Yeni Kıbrıs Derneği

Bu haber toplam 4676 defa okunmuştur