Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, ekonomik programın muhafaza edilmesi halinde 2016 yılına kadar memorandumdan çıkılacağına dair Troyka öngörüsüne rağmen, Güney Kıbrıs’ın doğru bir şekilde ilerlemesi koşuluyla, memorandumdan 2015 yılı sonuna kadar çıkabileceğini söyledi.

Alithia gazetesinin haberine göre, Kasulidis, kendisinin de okulu olan “Tüm Kıbrıs Ortaokulunda” düzenlenen “Avrupa Okula Dönüyorum Projesi” çerçevesinde öğrencilere yaptığı konuşmada, doğru bir şekilde ilerlemeleri durumunda, programı 2015 yılı sonuna kadar tamamlayacaklarını dile getirdi.

Kıbrıs Rum kesiminin memorandumdan çıkmak için başka bir ülkeden neden borç almadığı sorusuna karşılık ise Kasulidis’in, uluslar arası kredi derecelendirme kuruluşlarının olumlu değerlendirmesi ve/veya olası puan yükseltmelerinin, piyasalara geri dönmelerine izin vereceğini söylediği belirtildi.

Habere göre, Kasulidis, Kıbrıs Rum kesiminin şu an çok iyi bir faiz oranıyla kredi alabileceğini, böylece ne Troyka’ya, ne de programa ihtiyacı olmayacağını ifade etti.

Konuşmasında, Kıbrıs Rum kesimi ile Yunanistan arasındaki farka da değinen Kasulidis, Kıbrıs Rum ekonomisinin küçük olduğunu ve bunun doğru bir şekilde kullanılması durumunda, içerisinde bulunduğu zor ekonomik durumundan yavaş yavaş çıkabileceğini savundu.

Kredi taleplerine Rusya’nın yanıtının, “Rum kesiminin AB üyesi olduğu ve kendisinin sorunu çözmek istemediği” şeklinde olduğunu anımsatan Kasulidis, Rum Yönetimi’nin çözümü Avrupa içerisinde bulması gerektiğini ifade etti.

Kıbrıs sorunu
Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB)” içerisindeki Türk gemileriyle ilgili bir soruya karşılık ise Kasulidis, Rum Yönetimi’nin bu gemileri kovması için esaslı bir yöntem bulunmadığını söyledi. Kasulidis, Türkiye’nin şiddet kullanma tehdidinde bulunmasından ötürü zor durumda olduğunu ileri sürdü.
Kasulidis, Kıbrıs sorunundaki durumun değişip değişmeyeceği ve bu konudaki ümitlerini muhafaza edip etmemeleri konusundaki bir soruya ise, “Türkiye’nin yanında silah gücü ve bunları kullanma tehdidi bulunduğunu; Rum Yönetimi’nin ise uluslar arası meşruluk ile uluslar arası tanınmaya sahip olduğunu ve dayanabileceği yere kadar, muhafaza etmesi gereken şeyin bu olduğu” yanıtını verdi.
“Kıbrıs Türk yönetiminin sürekli yasal devleti by-pass edecek koşullar meydana getirmeye çabaladığını” ileri süren Kasulidis, “ancak kendilerinin Kıbrıslı Türk üreticileri hellim satma hakkından mahrum bırakmak istemedikleri gibi, Kıbrıslı Türklerin doğrudan ticaret yapmasını istemeyecek kötü insanlar da olmadıklarını, ancak bunları engellediklerini, çünkü bunların uluslar arası meşruiyetlerini ihlal anlamına geldiğini” öne sürdü.
Çözülmesini istedikleri bir Kıbrıs sorunu bulunduğunu ve gerekirse tahammül göstereceklerini de dile getiren Kasulidis, “yalnızca statükoyu meydana getiren Kıbrıslı Türklerin sorunlarını çözüp, Kıbrıslı Rumların sorunlarını çözümsüz bırakmayacaklarını” ekledi.

-----------------------------------------------------

“Neyi önceden satacaktık? Veya şimdi neyin önceden satışını yapacağız?”

Doğal gaz ve Kıbrıs Rum kesiminin ekonomik krizden çıkması için doğal gazın önceden satılması konusuna da değinen Kasulidis, “doğal gazın satışını önceden yapsalardı, şimdi iki kat borçlu olacaklardı” değerlendirmesinde bulundu.
Kolay çözümler olmadığını ifade eden Kasulidis, sözlerini kısaca şöyle tamamladı:
“Doğal gazın önceden satışı önerildiği zaman, bunu sattığımızı ve bunu alacak birilerinin de bulunduğunu düşünün. O zaman sahip olduğumuzu bildiğimiz doğal gaz, bugün en azından 12’inci parselde yarısı kadardır. Diğer sondajlarda da bugüne kadar doğal gaz olmadığı ispatlandı. Neyi önceden satacaktık? Veya şimdi neyin önceden satışını yapacağız? Bugüne kadar peşimize düşecekler ve iki kat borçlu olacaktık.”